Mihrimah Sultan Camisi'nde Arınç'lı açılış

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, vakıfları ayakta tutmanın, yaşatmanın ve geliştirmenin görevleri olduğunu belirterek, "Geçmişte alınıp satılmış, yıkılmış, ihmal edilmiş, bugün yerinde pek çok şeyin bulunduğunu gördüğümüz vakıflara da sahip çıkıyoruz. Sadece tarihe, vakfa olan borcumuzu yerine getirmedik. Türkiye'nin ekonomisine de önemli hizmetler yaptık" dedi.

Cuma namazı öncesi cami avlusunda düzenlenen törende konuşan Arınç, bugün kendileri için çok mutlu bir gün olduğunu ifade ederek, sadece Üsküdar'ın değil, ecdattan intikal eden İstanbul'un, Türkiye'nin en güzel eserlerinden Mihrimah Sultan Camisi'nin restore edildiğini söyledi.

Arınç, yaklaşık 2 yıldır süren restorasyon çalışmasını yapanların, Vakıflar Genel Müdürlüğü çalışanlarının, kurul üyelerinin çalışmalarıyla caminin aslına, orijinal noktasına geldiğini dile getirerek, caminin Mimar Sinan'ın şaheserlerinden olduğunu, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan'ın kızları Mihrimah Sultan adına yapıldığını ve inşaatının 8 yıl sürdüğünü anlattı.

Caminin 2 minaresi ve 6 kubbesiyle bir estetik ve zarafet şaheseri olduğunu belirten Arınç, caminin İstanbul'u, Üsküdar'ı, Osmanlı'yı anlatan eserlerde referans olarak gösterildiğini kaydetti.

Arınç, Edirnekapı'daki Mihrimah Sultan Camisi'nin tarihine de değinerek, "Bugüne kadar camimiz için 8 milyona yakın masraf yaptık. Helali hoş olsun. Çok güzel oldu. Daha önce kontrol ettiğimiz için söylüyorum" dedi.

"Şaheseri ayağa kaldırmış olmaktan çok mutluyuz"

Başbakan Yardımcısı Arınç, "Ecdadımızın bize emanet olarak bıraktığı, bugüne kadar milyonların secde ettiği, imamı, müezzini, cemaati, kayyumu ile herkesin gerçekten rahmetle anılacağı bir güzel camimizi, şaheserimizi ayağa kaldırmış olmaktan, restore etmekten çok mutluyuz" ifadelerini kullandı.

Yapılışından bu yana 500 yıldır ayakta dimdik duran bu eseri tekrar bütün insanlığa, Müslümanlara bir ibadet mekanı olarak hazırlamayı Allah'ın kendilerine nasip ettiği için şükrettiklerini dile getiren Arınç, bu vesileyle Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün de çalışmalarını hatırlamış olduklarını dile getirdi.

Arınç, sadece bu caminin değil, Süleymaniye, Fatih, Sultanahmet, bütün selatin camilerin yanı sıra mescit ve camilere, medreselere, imaretlere, vakıflara, hanlara, kervansaraylara, binlerce, on binlerce vakıf eserine Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak sahip çıkmaya çalıştıklarını vurgulayarak, bu camiden sonra yakındaki Valide Cedit Camisi'nin (Üsküdar Yeni Valide Camisi) de restorasyonuna başlayacaklarını, gönüllerinin o caminin de en kısa sürede açılmasından yana olduğunu söyledi.

"Eserlere sahip çıkıldı"

Açılış törenine gelmeden önce incelemelerde bulunduğu Atik Valide Külliyesi'nden de bahseden Arınç, bu yapının 24 bin metrekare üzerine medrese olarak inşa edildiğini, yapının daha önce külliye, cezaevi, imam hatip lisesi olarak kullanıldığını anlattı.

Arınç, "Biz orayı 100 trilyona yakın bir masrafla yeniden restore ediyoruz ve orayı Fatih Sultan Mehmet Üniversitemizin fakülteleri ve yüksek okulları için hazırlıyoruz. Çok güzel bir restorasyon ilerliyor. Ne mutlu orada öğretim üyesi ve öğrenci olarak görev yapacaklara. Gerçekten ilim orada tahsil edilir, ilim orada öğretilir" diye konuştu.

Daha sonra Özbekler Tekkesi'ni ziyaret ettiğini dile getiren Arınç, 300 yıllık bir vakıf eseri olan burada ilim faaliyetlerinin güzel bir şekilde yürütüldüğünü, Üsküdar'ın bu eserlerin merkezi olduğunu, başta Belediye Başkanı Mustafa Kara olmak üzere bugüne kadar görev yapanların hepsinin vakıf eserlerine sahip çıktığını aktardı.

Başbakan Yardımcısı Arınç, "Bu hayırlı hizmetleri inşallah Hilmi Türkmen (AK Parti Üsküdar Belediye Başkan adayı) arkadaşımızın da büyük bir gayretle sürdüreceğine inancımı teyit ediyorum. Bir taraftan belediye bu eserlere, bu eselerlere giden yollara hizmet ediyor bir taraftan da Vakıflar Genel Müdürlüğümüz" dedi.

"Vakıf eserleri için hiçbir şeyi sakınmadık"

Başbakan Yardımcısı Arınç, 11 yılda 3 bin 500 eseri restore ettiklerine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bugüne kadar 3 katrilyon masraf yaptık. 70 binden fazla insana istihdam sağladık. Sadece tarihe, vakfa olan borcumuzu yerine getirmedik. Türkiye'nin ekonomisine de önemli hizmetler yaptık. Gün geldi Süleymaniye'ye 40 trilyonun üzerinde masraf ettik. Gün geldi bazı başka yerlerde hiçbir şeyi sakınmadık. Çünkü bunların hepsi emanettir ve vakıflar aynı zamanda bir medeniyetin adıdır. Bizim şanlı tarihimiz, medeniyetimiz, vakıf medeniyeti ismini de taşıyor. Sadece insanlara değil, mahlukatın hepsine hizmet ve hayır amacıyla kurulmuş öylesine vakıflar vardır ki Müslümanın inancında nelerin yer tuttuğunu bugün iftiharla görebiliyoruz. Bunların merkezi İstanbul'dur. Bugün binlerce, on binlerce vakıf eseri İstanbul'da hayır sahibi, adlarına hürmet duyduğumuz insanların sadece 'Allah'ın rızasını kazanayım, O'nun rızasını kazanmak insanlara hizmet etmekten geçiyor' düşüncesiyle kurduğu büyük eserlerdir. Vakıfları ayakta tutmak, yaşatmak, geliştirmek bizim görevimizdir. Geçmişte alınıp satılmış, yıkılmış, ihmal edilmiş, bugün yerinde pek çok şeyin bulunduğunu gördüğümüz vakıflara da sahip çıkıyoruz. Elimizde onlarla ilgili bir şey kalmasa bile bugün fotoğraflarına bakarak imar ve ihya edecek durumdayız. Eğer biz de yaptığımız işlerle milletimizden bir takdir ve teşekkür görüyorsak ve asıl maksat Allah'ın rızasını kazanmaksa bu yolda hizmete devam edeceğiz."

Arınç, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün emeklileri dahil bütün çalışanlarının bu hizmetlerden kopamadıklarını, hayatlarının en büyük gayesi olarak ecdada, onun gayesine ve eserlerine hizmet etmeye devam ettiklerini kaydederek, caminin Üsküdar'ın bir inci gerdanlığı gibi yüz yıllar boyunca ayakta durmasını ve kendilerinden sonra gelenlerin de bu eserlere sahip çıkmasını temenni etti.

Cami, İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran'ın dua ettirmesinin ardından kurdele kesilerek ibadete açıldı.

Açılışa, Üsküdar Kaymakamı Mustafa Güler, Belediye Başkanı Mustafa Kara, Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, AK Parti Üsküdar Belediye Başkan adayı Hilmi Türkmen ile diğer ilgililer katıldı.