Tarihi bina restorasyonuna "kadın eli" değdi
Tarihi binaların restorasyonuna el atan kadın restoratörler, iskeleyle çıktıkları metrelerce yükseklikteki binalarda adeta profesyonel inşaat ustaları gibi çalışıyor.
Bugüne kadar İzmir, Aksaray, Mersin ve Konya gibi illerdeki tarihi binaları restore eden kadınlar, erkek meslektaşlarıyla günün erken saatlerinde şantiyeye gelerek, tulumlarını ve eldivenlerini giyip işe koyuluyor.
Titiz çalışmalarından dolayı kadın restoratörleri tercih eden özel bir restorasyon firmasının şantiye sorumlusu Serdar Çoban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yıldır bu mesleği yaptığını söyledi.
Tarihi bina onarımının titizlik gerektiren bir iş olduğunu, bu nedenle üniversitelerin restorasyon bölümü mezunu elemanları tercih ettiğini belirten Çoban, restorasyonu, bu işin okulunu okuyan kişilerin yapması gerektiğini ifade etti.
Çoban, önceliklerinin kadın restoratörler olduğunu vurgulayarak, "Şu anda 5 kadın ve 5 erkek elemanla çalışıyoruz. İş süresi uzadıkça bu sayı artıyor. Kayseri, Aksaray, İzmir gibi daha birçok ilde beraber çalıştık. Bu alanda eğitim alan kız öğrenciler, iş bulamamaktan şikayetçi. Onların bu sektörde önlerini açmak ve Türkiye'ye yeni kadın restoratörler kazandırmak istiyoruz.
Kızlardaki avantaj çok ince, temiz ve zarif çalışmaları. Restorasyon incelik istiyor, dikkat gerektiriyor. Kadınlar da bu konuda çok iyi iş çıkarıyor. Geçen yıl İzmir'de basımhanede bir Yunan evinde süslemeler yaptık. Yaklaşık bir aydır da Konya Valiliği binasını restore ediyoruz. Buradan da aynı ekiple Akşehir Doğrugöz Camisi'nde çalışacağız. Tarih neredeyse biz oradayız" diye konuştu.
"Yükseklik korkumdan dolayı işe endişeyle başladım"
Aksaray Üniversitesi Güzelyurt Meslek Yüksekokulu Mimari Restorasyon Bölümü mezunu 24 yaşındaki restoratör Yasemin Koçak ise yaklaşık 2 yıldır bu sektörde çalıştığını söyledi.
Dış cephe restorasyonunda yeni çalışmaya başladığını anlatan Koçak, şöyle devam etti:
"Yükseklik korkumdan dolayı işe endişeyle başladım. Sonuçta dış cephede iskele üzerinde çalışılıyor. Fakat korkumu birinci kattan itibaren yenmeye başladım. Şu an çok rahat çalışıyorum. İnşaat sektörüne de girdiysek, giremeyeceğimiz başka sektör kalmadığını düşünüyorum. 'Elinin hamuruyla erkek işine karışma' sözünü yaptığımız işlerle çürütüyoruz.
Şantiyeler genellikle kirlidir. Bayan olmanın getirdiği sorumluluktan olsa gerek şantiyeler, iskele, yani çalışma yaptığımız her yerde temizlik yapıyoruz. Çalıştığımız yerleri sürekli temizliyor, arkamızda tertemiz mekan bırakıyoruz. Kadın için gerçekten zor meslek ama bu işe gönül verince zor gelmiyor. Kullandığımız kimyasallardan ellerimiz, saçlarımız yıpranıyor, sürekli bakım yapmamız gerekiyor. İşten çıkınca günlük bakım için kuaföre gidip manikür yaptırıyoruz. İşimiz bitince adeta başka biri oluyoruz. Tulumlarımızı çıkarıyoruz ve hayatımıza devam ediyoruz."
Yaklaşık 4 yıldır bu mesleği yapan Karabük Üniversitesi Safranbolu Meslek Yüksekokulu Mimari Restorasyon Bölümü mezunu Özge Kıran (24) da bazı zorluklar çekse de işini severek yaptığını vurguladı.
Topuklu ayakkabı ve fönlü saçlarla çalışamasalar da fırsat buldukça kendilerine bakım yaptıklarını anlatan Kıran, "Bence kadınların yapamayacağı iş yok, görüldüğü gibi inşaatlarda bile çalışıyoruz. Hangi şehirde iş varsa gidiyor, işimizi tamamladıktan sonra da içimiz huzur dolu şekilde oradan ayrılıyoruz. Atalarımızın bize bıraktığı mirası yeniden ülkemize kazandırıyoruz" dedi.