Gencebay: Öyle diyenler 35 yıl sonra özür diledi
İstanbul Şehir Üniversitesi'nde düzenlenen "Arabesk Sempozyumu'nda Arabesk olgusu tüm yönleriyle ele alındı. Sempozyumda konuşan Orhan Gencebay, "Bana 'Arabeskçi' diyenler, 35 yıl sonra özür dilediler" dedi.
Sempozyumun son konuğu ise duayen isim Orhan Gencebay'dı. Öğrencilerin ünlü şarkısı 'Batsın Bu Dünya' ile ilgili soruları üzerine Gencebay, "Geçmişte bu eserim yanlış anlaşılmıştı ama hala güncelliğini koruyor. Dünyayı fiziki olarak batırmaya haşa ne bizim gücümüz yeter ne de böyle bir isteğimiz var. İsteğimiz daha güzel olacaksa insanların yarattığı bu dünyanın batması" dedi.
Arabesk müzik, Türkiye'de 60'lı yıllardan itibaren çeşitli tartışmaların da odağında oldu. Bazı çevreler tarafından eleştirilse de "popüler bir kimlik örneği" haline geldi. "Niteliği değişti, bitti" denen Arabesk'in, müziğe ve gündelik hayatımıza olan etkileri 21 Mayıs 2014 tarihinde tüm yönleriyle İstanbul Şehir Üniversitesi Batı Kampüsü'nde masaya yatırıldı.
Esengül, Bergen, Ferdi Tayfur, Kibariye ve diğer "Acı çekenler"
İstanbul Şehir Üniversitesi Sosyoloji Dükkânı Kulübü'nün düzenlediği sempozyumda, İstanbul Şehir Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ferhat Kentel ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi rektör yardımcı Prof. Dr. Meral Özbek rehberliğinde, "Arabesk" tarih, sosyoloji ve müzikoloji ekseninde tüm gün süren oturumlarla tartışıldı. Arabesk bir tür müdür? Neyin arabesk neyin arabesk olmadığını nasıl anlarız? Arabesk ilk olarak nasıl ortaya çıktı? Toplumsal dönüşümlerle arabeskin ilişkisi var mıdır? Plak, kaset ve dijitalleşme ekseninde Arabesk de değişti mi" gibi sorulara yanıtlar arandı. Arabesk'in öncülleri ve akıllardan silinmeyen isimleri olan Esengül, Bergen, Ferdi Tayfur, Kibariye, Hakkı Bulut'dan İsmail YK'ya kadar Arabesk'in "değişimi", "isyanı", "kader anlayışı" ve "acılı" şarkı sözleri toplumsal dönüşümler üzerinden tartışıldı.
"Bağlamaya sarıldım ve hayatım müzikle geçti"
Sempozyumun son konuğu olarak Orhan Gencebay da Arabesk ve müziğiyle ilgili düşüncelerini dile getirdi. İsmiyle özdeşleşen "Berhudar ol" sözüyle gençleri selamlayan Gencebay, "6 yaşındaydım Türk Halk Müziğini seviyordum. Bağlamanın ismini bilmediğim için "bana mandolin alın" dedim ailem de beni kırmadı. O gün bağlamaya sarıldım ve ömrüm müzikle geçti" dedi. Müzik hayatındaki önemli bir dönüm noktasının TRT'den ayrılma kararının olduğunu anlatan Gencebay, "Müzisyenler için TRT ulaşılabilecek en son noktaydı. Ancak ben daha özgür olmak istiyordum. 'Sizin piyasa dediğiniz yere gidiyorum. Türk müziğinin gelişmesi için elimden geleni yapacağın diyerek' ayrıldım ve bu aldığım en doğru kararlardan biriydi" şeklinde konuştu.
"Bana 'Arabeskçi' diyenler, 35 yıl sonra özür dilediler"
"Hakkımda 20'ye yakın kitap yazıldı genelde yerdiler ama çok önemsemedim. Halkım bana fazlasıyla ilgi gösterdi ,en büyük desteği halkımızdan gördüm" diyen Gencebay sözlerini şöyle sürdürdü: "Kırdan kente göç eden, varoşlardan yaşayan insanlarla özdeşleştirildi müziğimiz. Ama bunu söylerken küçümser bir eda ile söylüyorlardı ve aynı küçümser tavırla Arabesk ismini müziğimizle birlikte kullanır oldular. En büyük eleştiriler ise bana yapılıyordu. Ama bana 'Arabeskçi' diyen kişiler benden 30-35 yıl sonra büyük çoğunlukla 'seni o zamanlar anlayamamışız' diyerek özür dilediler. Benim müziğim Türk müziğinin devamıdır. Tüm çalışmalarımı bilgi birikimiyle yapıyorum. Müzikalite düzeyi yüksek olması için olağanüstü özen gösteriyorum. Arabesk sübjektif bir kavramdır herkes bir tarafa çekebilir. Bu ismi 60'lı yıllarda çamur atmak isteyenler koydu. Aslında Arabesk'in bir anlamı var. Adı üstünde olduğu gibi Eski Mısır'da kullanılan Arap Etkinliğidir. Sadettin Kaynak için de arabeskçi demişler 30'lu yıllarda ama müzikte terminolojik bir tanım değildir."