Krebe meyve lezzeti katıp "Osmanlı sarması" diye satıyor
Niğdeli girişimci Süleyman Esen, Fransız kültüründe önemli yer tutan krebi farklı şekilde pişirip meyve lezzetiyle zenginleştirerek "Osmanlı sarması" adı altında satıyor.
Dr. Sami Yağız Caddesi Şadırvan Parkı'nda 5 bin lira sermaye ile kurduğu seyyar tezgahında krep satan Esen, ürünü, içine kattığı meyveler sayesinde Türk damak tadına uygun hale getiriyor.
İlk başlarda krebin yanında promosyon olarak kalem vermesine rağmen istediği satışı elde edemeyen Esen, bunu zamanla üniversite öğrencileri başta olmak üzere birçok müşterinin "Osmanlı sarması" diye tanıtması üzerine satışlarını artırdı.
Gün içerisinde 12.00'den sonra krep satışına başlayan Esen, tezgahını 22.00'de kapatıyor. Esen, günde tanesi 6 liradan 100-150 krep satıyor.
Esen, bir süre kaldığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde krebi gördüğünü, Türkiye'ye gelince de yapıp satmaya karar verdiğini ifade etti.
Belediyenin krep işi için Şadırvan Parkı'nda yer tahsis ettiğini belirten Esen, "İlk zamanlar işim çok zordu. Yanında promosyon kalem koydum, 4 kalem koyuyorum, krep 3,5 lira, kalem 3,5 liradan fazla ama yine kimse yemiyor. Soruyorlar 'ağabey bu ne' krep diyorum 'o ne' diyorlardı. Sonra öğrenciler sosyal medyadan videoları paylaştılar, ücretsiz reklamımız oldu. Şimdi başımızı kaşıyacak vaktimiz yok. İki makine var, öğrenci arkadaşlardan yardımcı geliyor. Onlarla beraber Niğde'ye 'Osmanlı sarmasını' sevdiriyoruz." diye konuştu.
Şehirde her kesimden vatandaşın gelip artık krep yediğini aktaran Esen, "Yapılması 2 dakika sürüyor, bu nedenle sıra oluşuyor. Yarım saat, 40 dakika sıra bekleyen oluyor. Öğrenciler sabırlı insanlar, çok seviyorum onları, geliyorlar yarım saat bekledikleri halde bir büyüğü geldiği zaman veya çocuk gelirse sırasını veriyor. Öğrencileri çok seviyorum, zaten onlardan ekmek yiyoruz." dedi.
Vatandaşlardan Songül Erdoğan ise iş çıkışında sık sık krep yemeye geldiğini söyledi.
Mehmet Tekin de kentte seyyar olarak krep satılmasından memnun olduğunu dile getirerek "Yoldan geçerken gördüm, muhteşem bir kokusu vardı. Bu nedir diye baktım. Fransız krepçisi diye geçiyordu, ne krebi diye deneyelim dedik, tadı hoşumuza gitti. Haftada en az 3-5 kere gelmeye başladık." ifadelerini kullandı.
YORUMLAR