Her ses kaydı haber midir? Bir özür…

Ergenekon operasyonlarından sonra yeni bir yöntem başladı. Ortam dinleme olarak kamuoyunun kabul ettiği bazı konuşmaların kayıtları internet ortamında servis edilerek yayınlandı. Özellikle Ergenekon davası sürecinde bu ses kayıtları önemli bilgilerin yer aldığı konuşmalar içeriyordu ve davaya yapılan müdahaleler, yönlendirmelere ilişkin bilgiler veriyordu. Bugüne kadar bu ses kayıtlarına bir itiraz oldu, o da ‘ses bana ait ama montajlanmış’ şeklindeydi.

Eski Genelkurmay başkanlarında emekli Org. İsmail Hakkı Karadayı, sesin kendisine ait olduğunu ancak ileri teknolojiyle montajlanmış olduğunu söylemişti. Bunun dışında kayıtlara herhangi bir itiraz yapılmadı.
 
Kişilerin özel yaşamlarındaki konuşmalarını kim, nasıl kaydediyor? Bu soru uzun süre cevap bulamayacağa benziyor. Kaydedilen bu sesler belli zamanlarda ve gündeme uygun olarak video paylaşım sitelerine yüklendikten sonra, videonun linkleri de tek sefer kullanılan maillerden servis ediliyor. Burada bir parantez açarak, Youtube’un kapalı olmasının bazı şeyleri engellemediğini hatırlatmak isterim. Youtbe’da yayınlanmayan videolar başka sitelerde yayınlanabiliyor. Devlet organlarının kendilerini tatminden başka işe yaramayan bu yasak için daha akılcı, dünya kamuoyunda Türkiye imajını sarsmayan çözümler üretmesi gerekiyor.
 
Konumuza dönersek; servis edilen bu ses kayıtları yöntem olarak tartışmalıydı. Ancak içeriği gerçekten de çok önemli olduğu için bunların bir kısmını yayınladık.

Geçen hafta ‘Bir tetikçinin itirafları’ konu başlığıyla gönderilen ses kaydında insanın kanını donduran ifadeler vardı. Daha önce gelen ses kayıtlarından terk farkı, bu sefer konuşan isim kamuoyunun bilmediği bir isimdi. Bu haberi kullanıp kullanmamak arasında gidip gelirken, iddiaların önemini göz önüne alarak haberi yayınladık. Ses kaydının ait olduğu iddia edilen ve videoda kimlik bilgileri verilen şahıs bize ulaşarak bu ses kaydının kendisine ait olmadığını aktardı. Ses kaydındaki iddiaları ispatlama gibi bir şansımız olmadığı için suçlanan şahsın beyanını doğru kabul etmek zorundaydık ve haberi geri çektik.

Ses kaydının içeriği ile ‘İrtica ile mücadele eylem palanı’ arasındaki uyumluluk da yine dikkat çekiciydi.

Ergenekon davası sürecinde belli güçler kamuoyunu yönlendirmek için çeşitli hamleler yapıyor. Birçok istihbarat belgesi eksik, yanlış, çarpıtılmış olarak medyaya servis ediliyor. Kimi medya kuruluşları ise bu belgeler için gönüllü bile oluyor.

Biz bu noktada hukuki sürecin doğru bir biçimde yürütülmesinden yana olduğumuzu hatırlatalım. Dava büyük, iddialar önemli… Ancak, bu kadar önemli iddiaların yer aldığı bir ses kaydını yayınlarken, bunun bir propaganda faaliyeti olabileceğini ve bir insanı mağdur edeceğini düşünmemiz lazımdı. Bu haberi yayına alırken her ne kadar iddialara dayandırsak da daha dikkatli olmamız gerektiğini belirtmem gerekiyor. Ve ses kaydında adı geçen kişiden özür diliyoruz. Kendisi yasal süreci başlattığı için cevap hakkını kullanmak istemediğini belirtti.