Facebook'taki gibi yorum serbest olsa

Etiği bir kenara bırakıldığı seçim süreci Pazar günü sonlanıyor. Hayırlısıyla bitse diyoruz.

Etkinlik ve popülizm birbirine karışırsa…

SEÇİM DÖNEMİNDE ETİK!

Ağustos 2010’da Medya Derneği’nin düzenlediği medya etiği çalışmasında bir gazeteci, yaklaşan seçimleri işaret ederek medya etiğinin seçim sürecinde askıya alınacağını söylemişti. Alper Görmüş aynı çalışmada Türk medyasının savaş dönemi şartları inçinde çalıştığı mealinde bir açıklama yapmıştı. Seçim süreçlerinin ülkeyi gerdiğini herkes kabul ediyordur. En tarafsız medya kuruluşları bile bu dönemde medya etiğini bir kenara bırakmak zorunda kalıyor. Arkadaşımız o dönemde bu sözü söylediğinde ‘Biz elimizden geleni yapalım, kıssadaki karınca misali tarafımız belli olsun’ demiştim. Seçim sürecinin zorlu bir süreç olduğunu hatırladık. Umarım tekrar hatırlamak zorunda kalmayız.

ETKİNLİK NEDİR?

Geçen hafta yeni medya düzeni ve internet medyası konulu bir panele katılmıştım. Panelde internet medyasının etkinliği konusunda bir tartışma yaşandı. Ben etkinliğin, konunun muhatabına ulaşıldığı müddetçe geçerli olduğunu söylerken bazı ‘medya profesyonelleri’, haberin halk için yapılması gerektiği gibi bir tezle bu duruma karşı çıkmaya çalıştılar. Etkinlik ve tiraj kavramlarını henüz medya profesyonelleri tarafından da kavranabilmiş bir kavram değil sanırım. Çok satan bir gazetenin etkin olmayabileceği somut delilileriyle önümüzde dururken, etkinlik kavramını farklı argümanlarla ve popülist söylemlerle savunmaya çalışmak anlaşılabilir değil. Her şeye muhalif olmanın bir tezahürü…

OKUR YORUMLARI DENETİMDEN GEÇMESE

Haber siteleriyle başlayan okurun habere yorumla katılması uygulamasını demokrasi adına çok önemsiyorum. Okurlar bir haberle ilgili görüşlerini tüm açıklığıyla ifade edebilmeliler. Bu görüşler haberin muhatabını ne kadar rahatsız ederse etsin hukuki sınırlar çerçevesinde olduğu müddetçe yayınlanmalı. Başbakan’ın da, Cumhurbaşkanı’nın da okur yorumlarını okuduğunu ve biraz da sert eleştirilerden rahatsız olduklarını biliyoruz. Evet, klavye başındayken insan yüz yüze söylediği sözlerden çok daha sert ve kırıcı değerlendirmeler yapabiliyor. Bu yorumlar bazen yorumcuyu ve yayıncıyı zor durumda bırakabilecek yorumlar olabiliyor.

Kişisel olarak, yorumların editör denetiminden geçmeden yayınlanması gerektiğini düşünsem de, Youtube ve Facebook’ta yapılan Türkçe yorumlara baktığımda henüz buna hazır olmadığımızı görüyorum. Ancak tüm yayın kuruluşlarının asgari yorum kuralları belirleyip bu kurallar çerçevesinde yorumlara yer vermesi gerekiyor.

Okurlarımızın bir kısmı, Haber 7’nin yorum konusunda çok demokrat olduğunu, diğer sitelerin yayın politikalarına aykırı yorumları kesinlikle yayınlamadığını, Haber 7’nin ise her yorumu yayınladığı eleştirisi yapıyor. Geçtiğimiz günlerde bir okurumuz başka haber sitelerine gönderdiği yorumları ekran görüntüsüyle bize göndererek hangi yorumunun yayınlandığı hangi yorumunun yayınlamadığını göstermişti. Bu konuda birçok şikayet geliyor. Okurlar bazı yayın kuruluşları yorum konusunda oldukça katı bir tutum izlediğini belirtiyor. Bu kuruluşların hükümeti öven hiçbir yoruma yer vermediğini ancak eleştiren en ağır yorumları yayınladıkları yine okurların bize aktardıkları bilgiler arasında yer alıyor.

Başta da dediğim gibi bence yorumlar onay mekanizmasından geçmeden yayınlanabilecek seviyeye gelebilmeliyiz. Şimdilik bu durum uzak bir ihtimal olsa da yorumların daha özgür bırakılması internetin ruhuna daha uygun olacaktır. Bu konuda tüm internet medyasının ortak tavrı gerekiyor. Bugün olmasa da umuyorum ileride gerçekleşir.

İhsan Aydın - Haber 7
ihsan.aydin@haber7.com
http://ihsanaydin.net/