Yatırımcıya ''sanat yatırımı'' tavsiyesi
Sanat eserlerinin, piyasalardaki dalgalanmanın arttığı günlerde güvenli liman arayışındaki yatırımcılar için alternatif olabileceği belirtiliyor.
Başkentteki bir sanat galerisinin kurucusu Mehmet Subaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sanat eserlerinin kriz ortamlarından beslenebildiğini ifade etti.
Subaşı, ''Bazen kriz ortamında para yolunu bulamaz, bir yerlere gitmek ister. Yatırımcı borsaya, dövize güvenemez. Bu paranın aktığı en iyi ortamlardan birisi sanat piyasasıdır. Sanat piyasasında ekonomik göstergelere ters orantılı olarak çok olumlu göstergeler olabilir. Çünkü, sanat eseri her dönemde en çok kazandıran yatırım aracı olmuştur'' görüşünü öne sürdü.
Doğru sanat eseri alımının en iyi yatırım araçlarından biri olduğunu ifade eden Subaşı, ''Sanat her zaman güvenli liman, istediğiniz kadar kriz olsun... Sanat krizden en son etkilenen ve en son çıkan alandır. Ancak yatırımcı ya bu işi çok iyi bilecek ya da bilen iyi bir danışmanı olacak'' dedi.
Subaşı, sanat eserlerine yatırım yapmak isteyenlere, ''pirim yapmış, tavan yapmış sanatçılardan ziyade genç kuşak sanatçıların eserlerini almalarını'' önerdi. Genç kuşak sanatçıların eserlerinin fiyatlarının daha düşük olduğunu kaydeden Subaşı, ''Piyasası oturmuş sanatçıların eserlerinden yüzde 10-20 kazanırken, genç sanatçıların eserlerinde eğer doğru alım yapılırsa bire 300-500 getiri olabilir. En çok getirisi olan, bilinmeyeni görmek, hissetmek ve ona yatırım yapmaktır'' dedi.
Bütün genç kuşak sanatçıların eserlerinin aynı şekilde kazandırmayabileceğini işaret eden Subaşı, ''Sanat piyasasındaki yatırım için çok önemli bilgi birikimine sahip olmak lazım. Araştırmak, takip etmek, izlemek önemli. Sadece duyumlara ya da rüzgara göre hareket etmek yanıltıcı olabilir'' diye konuştu.
''Kısa vadede sonuç getirecek bir yatırım değil, zaman ister''
Başkentte faaliyet gösteren bir başka sanat galerisinin ortaklarından Zerrin Özdemir de, ekonomik krizlerin sanatla ilgilenenlerin profillerini değiştirdiğini belirterek, ''90'lı yıllarda üst düzey yöneticiler, öğretim görevlileri ilgiliydi. 2001 krizinden sonra alıcı kitle değişti'' görüşünü dile getirdi.
Sanat eserlerinin, fiyatların yükseldiği, belirli rakamların üstünde olduğu zaman yatırım aracı haline dönüştüğünü belirten Özdemir, sanat eseri alımında özellikle bankacıların daha çok yatırım amacıyla hareket ettiklerini anlattı. Bunun da müzayedelere ilgiyi arttırdığına işaret eden Özdemir, şunları kaydetti:
''Böyle olunca sanat dikkat çekiyor. 'Aldığınız her resim kısa sürede hemen yüzde 100 kar edecek', bu hiçbir şeyde yok. Müzayedelerde belirli modalar yaratılarak, belirli sanatçıların eserlerinin fiyatları yükseliyor. Sonra başka modaya geçiliyor, başkalarınınki yükseltiliyor. Tablo, heykel fiyatları 30-50 bin dolarların üzerine çıkınca elbette ki bir yatırım aracı. Ama bu yatırım, bilgili olarak, sanatçının ürettiğine, grafiğine, sanatsal değerine önem vererek yapılırsa doğru bir yatırım olur.
Eserini aldığınız sanatçıyı, 'tekrar sergi açıyor mu, belirli aralıklarla üretimine devam ediyor mu, fiyatları iyi bir eğri ile yükseliyor mu?' diye takip etmelisiniz. Sanata olan yatırım, kısa vadede hemen sonuç getirecek bir yatırım değildir, biraz daha zaman ister. Şu anda bir sanatçının 20 yıl sonra ne olacağını bilebilmeniz mümkün değil. Yatırım yaparken, sanatçının altyapısına, sanatsal değerine, özgünlüğüne dikkat etmek lazım.''