Kırmızı ışık cinayetine 16 yıl hapis

Alınan bilgiye göre, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinde dün görülen duruşmada, tutuklu sanık Emir Rasim Parlak, taraf avukatları ile davaya katılan Güliz Sirek ve Ali Karlıdağ hazır bulundu.

Sanık avukatı Fatma Perihan Vural, müvekkilinin Türkiye'de annesi ile yaşadığını belirterek, ''Okul bitip yaz tatili geldiğinde, kazaya sebebiyet verdiği arabasını satıp Yeni Zelanda'ya gitmeyi planlıyordu. Hem tatil nedeniyle hem de yurt dışına gideceğinden arkadaşlarıyla bir araya gelmiş ve bir miktar alkol almış, ancak alışık olmadığı için alkolün etkisini fazlaca hissetmiştir'' dedi.

Avukat Vural, kazada ölen kişiye yardım ettiğini ve insani gereği yerine getirmeye çalıştığını ifade ettiği müvekkilinin, olay yerinden kaçmadığını söyledi. Olayın kasten ya da olası kastla meydana gelmediğini, aksine taksirle olduğunu öne süren Vural, müvekkilinin duruşmada, ölenin yakınları ile göz göze geldiğini ve her duruşmada vicdan azabı çektiğini belirtti.

Ali Karlıdağ, bu olayda annesini kaybettiğini, şu anda tek başına yaşadığını ve okumaya çalıştığını belirterek, ''Sanığın cezalandırılmasını istiyorum'' dedi.

Davaya katılan Güliz Sirek de ''Annem zor koşullarda çalıştı. Birkaç ay sonra emekli olup rahata erecekti. Ancak bu kaza nedeniyle hayatını kaybetti. İki yıldır biz de çok üzgünüz. Sanığın cezalandırılmasını istiyoruz'' diye konuştu.

Katılan avukatı Naci Özer, olayın MOBESE kameraları ile kayda alındığını ve kamuoyuna yansıyınca ciddi bir infialin oluştuğunu belirterek, şöyle devam etti:

''Esasen bu olay, trafik kazası görünümlü olsa da bir trafik kazası, yani taksirle ölüm değildir. TCK 21 maddesinin gerekçesinde ve Meclis tutanaklarında adeta bu olay olası kastla insan öldürmeye örnek olarak anlatılmıştır. Sanık aşırı alkollüdür. Aşırı hızla seyretmiştir. Kırmızı ışık uyarısına uymamıştır. Maktule çarparak ölümüne neden olmuştur. Buna göre, olası kastla insan öldürmek suçundan sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz.''

SAVCI, SANIĞIN MÜEBBET HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILMASINI İSTEDİ

Savcı Kadir Nazmi Yelkenci, esas hakkındaki mütalaasında, suç tarihinde sanık Emir Rasim Parlak'ın yönetimindeki 34 BK 096 plaka aracı ile 1,80 promil alkollü vaziyette Barbaros Bulvarı üzerinde Beşiktaş yönüne doğru şehir içinde uygulanması gereken hız limitlerine uymaksızın, 2270 nolu trafik ışıklarına geldiğinde, yaya geçidinde yolun karşı yönüne geçmek isteyen maktule Gülizar Çokduru'ya çarptığını ifade etti.

Sanık Emir Rasim Parlak'ın, yaya geçidinde yavaşlamadığını, kırmızı ışıkta durmayıp maktuleye çarptığını ve bu şekilde ölümüne neden olduğunu söyleyen Savcı Yelkenci, Barbaros Bulvarı gibi araç ve yaya trafiğinin çok yoğun bir bölgede belirtilen biçimde araç kullanmış olmanın olası kastla insan öldürme suçunu oluşturduğunu belirterek, sanığın, müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti.

Sanık avukatı esas hakkındaki savunmasında, bu olayın magazin basınına bile konu olduğunu belirterek, ''Magazin yıldızları, bu olayla ilgili program yaptılar ve gerçekten de çok konuşuldu. Görevsiz mahkeme yargıcı dahi yıpratıldı. Yargılama sanki mahkemede değil, medyada oldu. Her şeye karşın, bu çocuğun tekrar topluma kazandırılması gerektiğine inanıyoruz. Belki bir daha içki kullanmayacaktır. Belki araba koltuğuna bile oturmayacaktır. Sanık, iddia edildiği gibi olası kastla insan öldürmeyip, özen ve dikkat hükümlülüğünü yerine getirmeden araç kullanmıştır. Kazada taksirli insan öldürmek suçunu işlemiştir'' dedi.

Sanık Emir Rasim Parlak da çok üzgün ve pişman olduğunu ifade ederek, vicdan azabı çektiğini söyledi.

Mahkeme heyeti kararında, sanığın, suçu olası kastla işlediğinin anlaşıldığını, ancak takdiren, TCK'nın 21/2 maddesi uyarınca müebbet hapis cezası yerine 20 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Sanığın pişmanlık duymasını ve sabıkasız geçmişini dikkate alan mahkeme heyeti, cezayı indirerek, 16 yıl 8 ay hapis cezası verdi.