'İran bölgeye ihanet ediyor'
Dr. Kani Torun, “Ortadoğu’nun yeni bir soğuk savaşa girmesi kuvvetle muhtemel” diyerek İran’ın bölgeye ihanet ettiğini söyledi.
Torun, “İran bu kadar keskinleşmeyip çatışmayı körüklemeseydi, bölgede barış sağlanabilecekti. İran, Şia kompleksini yenemediği için durum bu noktaya geldi” diye konuştu.
AK Parti'nin diplomat kökenli Bursa milletvekili Torun verdiği röportajda Ortadoğu'nun son yüzyıllık seyrini, mezhep çatışmalarına evrilen Sünni-Şii ihtilafını ve İran'ın bölgedeki yayılmacı politikaları üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Medeniyetlerin beşiği Mezopotamya'nın son 100 yıldır sükun bulmayan çatışmalara boğulmasını nasıl yorumlamak gerek?
Mezopotamya, bugünkü adıyla Ortadoğu, insanlık tarihi boyunca sürekli yerleşimin olduğu bir çok bakımdan önemli bir bölge. Öncelikle bu bölge, dini merkezlerin olduğu bir coğrafya. İkincisi, enerji kaynaklarını barındıran bir bölge. Üçüncü olarak da, tarihî kökenleri olan fay hatlarının bulunduğu bir bölge. Bütün bu sebeplerden ötürü bu coğrafyanın karışması çok kolay.
İRAN YEREL BİR AKTÖR
Bölgede etkinleşme ve yayılma politikası güden İran'ın pozisyonu nedir peki?
İran yerel bir aktör. İran'ın tarihsel, Şahlık döneminden gelen politikalarına bugün bir de Şia ideolojisi eklenmiş durumda. Şia ideolojisi ile İran'ın geleneksel devlet kodları mezcedilmiş, sentezlenmiş oldu. Şia ideolojisinin İran devlet kodlarına nüfuzu da, Safevilerle başlar.
SAFEVİLERİN OSMANLI'YA KARŞI BİR GÜÇ OLDUĞUNU DA GÖRÜYORUZ...
Kasr-ı Şirin Antlaşması'ndan bu yana Türkiye ile İran arasında bir savaş durumu yok. Fakat bu antlaşmaya kadar İran, Osmanlı'nın batıya yürüyüşünü engelleme çabası içinde olmuştur. Bir anlamda İran, Osmanlı'yı doğudan tehdit ederek batıya hizmet etmişti.
BUGÜNE GELİNDİĞİNDE DURUM NEDİR?
1979'da gerçekleşen devrimle, İran başlarda İslam devleti olduğu iddiasından hareketle mezhebi ayrışmaları geri plana attığını söyledi. Fakat daha sonraları ümmetçiliği terk edip devrim öncesi devlet geleneğini devam ettiren bir ulus devlet haline geldi. Böylece ortaya, tarihten getirdiği milliyetçi kodları kullanan ve Şia ideolojisinde bir devlet çıktı.
TÜRKİYE NASIL BAKIYOR BU İHTİMALE VE DURUMA?
Türkiye'nin en istemediği durum budur. Çünkü bu tür çatışmalar, bölgeye dışarıdan müdahalelerle sonuçlanmakta. Irak'la başlayıp Suriye ile devam eden bölünmeler ve çatışmalar devam ettikçe, Sünni-Şii soğuk savaşı keskinleştikçe, dış müdahale de artacak. Bu durum, daha küresel, Batı-Doğu arasında bir soğuk savaşı tetikleyebilir.
ŞİA KOMPLEKSİNİ YENEMEDİ
Peki İran körüklediği çatışmaların dış müdahalenin artmasıyla sonuçlanacağını görmüyor mu?
Bence İran bölgeye bir anlamda ihanet ediyor. Eğer İran bu kadar keskinleşmeyip çatışmayı körüklemeseydi, bölgede barış sağlanabilecekti. Fakat İran, Şia kompleksini yenemediği ve mezhepçi kafayı değiştiremediği için durum bu noktaya geldi. Elbette karşıda mezhepçiliği benimseyen gruplar yok değil. Fakat netice itibariyle bu çatışma, bir silahlanma yarışına dönüşecek ve bölge kaynakları bitene kadar yarış devam edecek.
SUUDİ ARABİSTAN-İRAN GERGİNLİĞİ
İran'ın Suudi Arabistan'a karşı tepkisi abartılı. İran, Suudi Arabistan'ın bir çok bakımdan kendisine rakip olamayacağını düşünüyor. İran'ın asıl tehdit olarak gördüğü ülke Türkiye. Bölgede en istenilmeyecek durum, Sünni-Şii gerginliğidir. İran'ın ne yazık ki geleneksel tavrı da budur. Mesela İran'da Türkiye karşıtı yayınlar resmi kanallardan yapılmıyor. Fakat İran'da basının durumu herkesin malumu.
İRAN'IN TÜRKİYE'YE YÖNELİK SUÇLAYICI TARZI NEREYE VARIR?
Bölgede devlet geleneği olan üç ülke var: Mısır, İran ve Türkiye. Ben İran'ın bu üslubu sonuna kadar götürebileceğine ihtimal vermiyorum. Tarihsel olarak böyle bir gerginlik ve çatışma hiçbir zaman İran'a yaramamıştır. Ama İran, Irak ve Suriye'de elde ettiği mevzileri kaybetmek istemeyecektir. Bölgede bir yumuşama, buradaki mevzilerin kaybedilmesi sonucunu doğurur İran açısından.
İRAN'IN BÖLGEDEKİ YAYILMACI POLİTİKALARININ KÖKENİNDE NE YATIYOR?
İran bölgede etkinlik kazanmak için şimdi bahsettiğim bu Şia ideolojisini kullanıyor. Özellikle Şii nüfusun yoğun olarak yaşadığı bölgeleri domine etmek için İran'ın bu ideolojiye başvurduğunu görüyoruz. Mesela, bunu yoğun Şii nüfusa sahip Irak'ta yapıyor. Lübnan, Suriye ve Yemen de İran'ın aynı politikaları uygulamaya soktuğu ülkeler.
Mezhep eksenli çatışmalar açısından bakıldığında bölgenin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Batı ile anlaşması gereği ambargolar kalktıktan sonra İran'ın Şia ideolojisinden kaynaklanan politikaları daha şiddetle uygulayacağı kanaatindeyim. Maalesef bölgenin yeni bir soğuk savaşa girmesi kuvvetle muhtemel.
-
Abdurrahman Kaba 8 yıl önce Şikayet EtDr. Kani Torun, Saçmalıyor...Beğen Toplam 1 beğeni
-
osmanlı 8 yıl önce Şikayet Etbu devirde meshepcilik yapıpta birbirimize zarar vermemiz çok mantıksız ve yazık aklınızı başınıza alın neyin hesabını yapıyorlar anlaşılır gibi değilBeğen Toplam 1 beğeni
-
Misafir 8 yıl önce Şikayet EtDevlet geleneğine sahp bir diplomatın İran hakkındaki yorumu değerlendirmesi eksik olabilir. Fakat yapılan yorumlar devlet geleneğine sahip bir milletin evlatlarına hiç yakışmıyor. Duygusal ve yanlı youmlardan ibaret. Herşeye rağmen bilgilendirici ve diplomatik bir ropörtaj.Beğen Toplam 1 beğeni
-
huzurislamda 8 yıl önce Şikayet Etmüsliman ülkeler bir birlik olup şu küffarın canını okuyamadıklar ya yazıklar olsunBeğen Toplam 1 beğeni
-
saga 8 yıl önce Şikayet EtBu adamlar nasıl diplomatlık yaptılar şaşıyorum. Hiç bir tarihi bilgileri yok ayrıca bilmediklerini de bilmiyorlar. Yıllarca devletimizi yanlış bilgileriyle yönlendirmişler. Kasrı Şirin Anlaşmasından sonra İran'la onlarca savaşımız var ve bu savaşlar 1776-79 yıllarına kadar gelir. Hatta Küçük kaynarca anlaşmasında bile İran'ın ihaneti söz konusudur.Beğen