A'dan Z'ye THY'nin yükselişinin sırları
THY zirvede ve en sert rüzgarlara karşı bayrağı dikmiş durumda. "Nedir bu THY bombardımanı ?"^diye merak eden Nursel Tozkoparan Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu’nun kapısına dayandı ve aklına geleni sordu:
Nursel Tozkoparan'ın röportajı
Sizin de ilginizi çekiyor mu? Birkaç haftadır THY ile yatıp THY ile kalkar hale geldik. Gazetelerin ekonomi sayfalarını THY haberleri kaplıyor, haber kanallarının alt yazılarında THY yönetim kurulu başkanı Hamdi Topçu’nun açıklamaları.
Hakeza gün geçmiyor ki bir köşe yazarı THY ile yazı yazmamış olsun…
Aktarmalı uçuşlar neredeyse yok denecek kadar azaldı. Artık dünyanın neresine gitmek isterseniz aktarmasız uçabildiğiniz gibi, ulaşma noktasında ise neredeyse evlere servis diyecek kadar abartıyor THY…
Sadece uçuşları mı abartıyor… Türkiye’nin en çok kar eden marka şirketi haline geldi. 7 yıldızlı bir otel konforuyla uçuyorsunuz. Buna uçmak mı denir havada konaklamak mı kararı siz verin.
Yüzde doksansekiz memnuniyetin olduğu bir kurumda yüzde ikilik şikayet ve memnuniyetsizlik nazarlık gibi duruyor ve o kadar kusur kadı kızında da olur diyorsunuz.
THY zirvede ve en sert rüzgarlara karşı bayrağı dikmiş durumda. Bütün medyanın neredeyse ilgisi THY üzerine yoğunlaşınca, nedir bu THY bombardımanı diyerek Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu’nun kapısına dayandım.
Sormadık bir şey bırakmadım… Keyifli okumalar
THY TÜRKİYE’NİN DIŞA AÇILAN BİR YÜZÜDÜR
Türk Hava Yolları Avrupa’nın 4’üncü hava yolu.Bu sıralama neye göre yapılıyor?
Büyüklük ölçüleri çeşitli kriterlere göre değişiyor. Büyük ölçüsü genellikle yolcu taşıma sayısına göre belirleniyor. Biz 2003’te Avrupa’da 27’inci sırada bulunuyorduk. 2009 sonu itibariyle yolcu taşıma büyüklüğü sıralamasında 4’üncü sıraya yerleştik. Lufthansa, British Airways, Air France’dan sonra şu anda Avrupa’da en fazla yolcu taşıyan 4’üncü büyük hava yoluyuz.
Dünya sıralamasında var mısınız?
Dünya 2009 sıralaması henüz açıklanmadı ama orada da ciddi bir yere geldiğimizi, ilk 30’da olduğumuzu zannediyorum.
Bu büyüme sizi ürkütmüyor mu?
Büyümeden endişe duymuyoruz çünkü bunları çok teferruatlı bir şekilde değerlendiriyoruz. Biz Türkiye’nin, özellikle de İstanbul’un, potansiyelinin halen yüzde 50’den az kullanıldığı kanaatindeyiz. Dünyada imparatorluklara başkentlik yapmış şehirleri göz önüne aldığımız zaman şu anda İstanbul’un hava yolu yolcu pastasından çok az pay aldığını düşünüyoruz. Jeopolitik açıdan dünyanın çok önemli bir aktarım merkezi olmasına rağmen şu anda hem transit hem de Türkiye’de seyahat eden yolcu oranı çok düşük. Türk Hava Yolları bu oranı yükseltmek için yolcu kapasitesini arttırdı ve krizlerde bile pay aldı. Rekabetten ziyade iyi hizmet sunulmasıyla İstanbul’un bir aktarım merkezi haline getirilmesi ön plana çıkıyor. Avrupa ve Asya’da bir çok ülkeye 3 saatte ulaşılabilmesi İstanbul’un önemini artırıyor. Bugün bizim kadar iyi olmayan Dubai İstanbul’dan daha fazla yolcu alıyor. THY Türkiye’nin dışa açılan bir yüzüdür.
DÜNYA SEYAHAT PASTASINDAN İSTANBUL’UN ARTIK PAYINI ALMASINI HEDEFLİYORUZ
Dünyada kaç uçuş noktanız var?
120’nci uçuşu İtalya’nın Bolonya şehrine yaptık.
Hedefiniz?
2010’da 11 yeni uçuş noktası daha açacağız. Arada bu sayı artabilir ama düşmeyecek. Önümüzdeki yıllarda hedefimizde 47 şehir var. Bunların yolcu potansiyelleri ile Türkiye’de aktarım şanslarını, rakiplerimizin durumunu, rakiplerimize göre avantajlarımıza bakıyoruz. Dünya seyahat pastasından İstanbul’un artık payını almasını hedefliyoruz.
GLOBAL BİR HAVA YOLU OLACAKSAK,DÜNYADA SEYAHAT EDEN HER YOLCUNUN TALEBİNİ KARŞILAMAK DURUMUNDAYIZ
Hat uçuşlarının kriteri nedir?
Daha önce THY’de bir hat açılacağı zaman, açılacak noktada Türk olup olmadığına, etnik yapının ne olduğuna bakılıyordu. Biz 2003’den sonra bunu değiştirdik. Global bir hava yolu olacaksak, dünyada seyahat eden her yolcunun talebini karşılamak durumundayız. Dünyanın yarısı yaz yarısı kış. 12 ay boyunca turizm var. Aynı zamanda business trafiği var. İnsanlar seyahat etmek istiyor, doğduğu topraklara gitme özlemi duyuyor. Bu taleplerin hepsini değerlendiriyoruz. Bu yolcu trafiğinin ne kadarını karşılayabiliriz, bu pastadan ne kadar pay alabiliriz? Nasıl ayakta dururuz? Rakiplerimizle nasıl rekabet edebiliriz? Nasıl kar ederiz? Bunları düşünüyoruz. Çünkü kar etmeden büyümek mümkün değil.
AFRİKA’DA UÇTUĞUMUZ TÜM ÜLKELERDE TÜRKİYE’NİN DE İHRACATI ARTMAYA BAŞLADI
Uçuş noktalarını siz mi belirliyorsunuz? Talep de geliyor mu?
Çok talep geliyor. Genelde Büyükelçiler ziyaret ediyor. Şu anda Avrupa’ya birkaç noktaya uçmuyoruz. Onları da yakın zamanda tamamlayacağız. Afrika’da hızlı bir açılımımız var. Hükümetin Afrika açılımı kapsamında biz de birçok noktaya uçuyoruz. Güney Afrika’ya, Sudan’a, Senegal’e, Addis Ababa’ya, Kuzey Afrika’da Fas, Tunus, Cezayir’e, Nijerya’da Lagos’a uçuyoruz ve sefer sayılarını artırıyoruz. Afrika’daki uçuş trendimiz devam edecek. Önümüzdeki günlerde bu 11 uçuş noktası açılımı kapsamında Uganda ve Tanzanya gündemde var. Önümüzdeki günlerde Gana’nın Accra şehrine de uçuş başlayacak. Afrika’nın diğer şehirlerine bakıyoruz. Uçtuğumuz bütün hatlar çok iyi durumda. Uçuş noktalarını artırmak istiyoruz. Bu açılım kapsamında Afrika’da uçtuğumuz tüm ülkelerde Türkiye’nin de ihracatı artmaya başladı. Özellikle de bavul ticareti. Hem Türkiye’ye hem THY’ye katkısı var. Aynı zamanda Afrika’nın, Avrupa’ya, Amerika’ya ve diğer tüm Uzakdoğu ülkelerine bağlantı noktası haline gelmeye başladı. Bu da İstanbul’un önemini artırmaktadır.
En karlı uçuş noktalarınız hangileri?
Biz gelirimizin büyük bir bölümünü Avrupa’dan karşılıyoruz. Son yıllarda Afrika, Ortadoğu, Uzakdoğu, Rusya ve Ukrayna’ya uçtuğumuz hatlarda karımız iyi. Biz öncelikle insanları THY ile uçurmak için verdiğimiz hizmet kalitesine paralel bir ücret politikası uyguluyoruz. Bu da bizi rakiplerimizin üzerine çıkartıyor. Bizim tercih edilmemizin en büyük nedenlerinden biri budur.
THY PERSONELİNİN KALİTESİZ OLDUĞUNU SÖYLEMEK ŞİRKETİ TANIMAMAKTIR
Çok büyük bir kitleye hitap ediyorsunuz. Herkesi memnun etmek mümkün değil. Şikayetleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim müşteri şikayetleri servisimiz var. Tabiî ki bir olumsuzluğun bedeli her zaman şirkete ağır oluyor. Biz hiçbir yolcunun sorun yaşamadan seyahatini tamamlamasını istiyoruz. Elimizde olan veya olmayan nedenlerle bizlerin, personelimizin hatalarından, müşterilerin anlamadığı hatalardan kaynaklan sorunlar oluyor. Biz bunları değerlendiriyoruz. Müşterilerimizi memnun etmek için kendileri ile irtibata geçiyoruz. Hatayı telafi etmeye çalışıyoruz.
Can Ataklı THY’nin kadro yetersizliği ve kalitesizliği üzerine bir yazı yazdı. Bu yazıyı muhakkak okumuşsunuzdur. Ne düşünüyorsunuz? Bu eleştiriyi haklı buluyor musunuz?
Bu eleştiriyi biz hak etmiyoruz. THY personelinin kalitesiz olduğunu söylemek şirketi tanımamaktır. Çünkü 2003’ten 2010 yılına kadar THY’ye hostesler hariç hiç lise mezunu personel alınmadı. Alınan personelin tamamı üniversite mezunudur. Bunların çok büyük bir oranı master ve doktora yapmıştır. Birçok bölümde çalışan uzman arkadaşlarım Türkiye’nin önemli üniversitelerinden mezundur. Aynı zamanda Avrupa’nın, Amerika’nın önemli üniversitelerinde master yapmış kişilerden oluşuyor. Ayrıca yurt dışında alanlarında başarılı olan çok kişiyi de kadromuza kattık. Amerika’dan, Avrupa’nın bazı önemli havacılık şirketlerinden başarılı arkadaşları THY bünyesine kattık. Böyle bir eleştiri sadece şirketi bilmemekten kaynaklanıyor. Belki biz derdimizi anlatamamışızdır.
BİRÇOK HAVALİMANINDAKİ VIP SALONUNU BİZ ÇALIŞTIRMIYORUZ
Yine aynı yazarın başka bir yazısını okudum. VIP salonlarında, özellikle Marmaris’teki VIP salonunda sadece Zaman gazetesinin olduğundan bahsediyor. Uçaklarda her gazeteye yer verilmediği, daha çok yandaş medya gazetelerine yer verildiği söyleniyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
Birçok havalimanındaki VIP salonunu biz çalıştırmıyoruz. O salonlardan hizmet alıyoruz. Biz VIP salonlarında gazete bulundurmuyoruz. O gazeteler genellikle gazeteciler tarafından konuluyor ama günlük orada okunan gazetelerde böyle bir ayrım yapılması söz konusu değil. Yurt dışına giden yolcular bilir. Yolcular uçağa binmeden önce biletini göstererek istediği gazeteyi alma şansına sahip. Bu haklı bir eleştiri değil. Çünkü yolcu istediği gazeteyi gidip alıyor ve uçağa öyle biniyor.
HAVALİMANI KAVŞAĞINA GELDİKTEN SONRA UÇAĞA BİNENE KADAR YAŞANAN OLUMSUZLUKLARIN THY’DEN KAYNAKLANDIĞI VARSAYILIYOR
Bu eleştirilerin siyasi olduğunu düşünüyor musunuz?
Siyasi olup olmadığını bilemem ama bilgisizlikten kaynaklandığı kesin. Türkiye’de maalesef incelemeden yazılan birçok haber var. O yazar arkadaş o gün VIP salonunda bir gazete görüp yazmış olabilir. VIP’de biz bilet haricinde hiçbir yetkimiz yok. VIP’leri mülki idari amirleri yönetir. Biz sadece oralarda bilet satarız ve yolcuları uçağa kadar götürürüz. Herhangi bir konuda tasarruf hakkımız yoktur. Bu da söz konusu arkadaşın VIP’lerde kimin sözünün geçtiği konusunda herhangi bir araştırma yapmadan suçladığını gösteriyor. Atatürk Havalimanı kavşağına geldikten sonra, uçağa binene kadar yaşanan olumsuzlukların THY’den kaynaklandığı varsayılıyor ama bu doğru değil. Polisi var, özel güvenliği var. Devlet Hava Meydanları İşletmesi, MİT’i, Gümrüğü, Hudut Sahilleri Genel Müdürlüğü var. Yani alanda birçok otorite var. Uçak bileti alan herkes tüm olumsuzlukları THY’ye yüklüyor. Biz bunun da bilincindeyiz ve onlara müdahale ediyoruz. Onlarla gidip konuşuyoruz. Kavşaktan uçağa kadar mümkün olduğunca bir problem çıkmaması için elimizden gelen her türlü gayreti gösteriyoruz. Şu anda otoriteler arasında çok güzel bir uyum var. Çünkü konuştuğumuz zaman o bölümün amiri bir hata varsa hemen düzeltiyor. Tabiî ki hatasız hiç bir şey olmaz. 18 bin kişinin çalıştığı bir havalimanında bazı olumsuzluklar kaçınılmaz. Bütün havaalanlarında bazı olumsuzluklar yaşanabilir. Gönül istiyor ki Atatürk Havalimanı, Türkiye’nin gururu ve dünyanın en sorunsuz havalimanlarından birisi olsun.
TAHAMMÜLSÜZLÜK OLDUĞU KESİN
Sanırım en ufak bir hataya bile bir tahammülsüzlük var…
Tahammülsüzlük olduğu kesin. Uçağın içinde aşağılamalar, özellikle yönetime karşı söylenen sözler. Biz bunlara alıştık. Artık önemsemiyoruz. İşimize bakıyoruz. Şu anda yaptığımız işler de ortada. Eleştirenler de bu yaptıklarımıza baktıktan sonra tanımaya başladı. Biz de onları ikna edene kadar çaba sarf edeceğiz. Biz kendimizi iyi anlattığımız takdirde hakkımızı verirler diye düşünüyoruz.
Basından gelen eleştirilere bir ayrıcalık tanıyor musunuz? Onlara dönüp bunları izah ediyor musunuz?
Basından gelen eleştirilerden ziyade gerçekten her türlü eleştiriye açığız. Bu eleştiriler olumlu, maksadı aşmayan eleştiriler ise bize katkı sağlıyor. Biz kendimizi gözden geçiriyoruz. Çünkü burası 18 bin kişilik bir kurum. Hiç bir şey yazılmadığı zaman şirketin de kendini gözden geçirmesi mümkün değil. Biz her yazıyı dikkate alıyoruz ama maksadı aşanları da ciddiye almıyoruz.
THY’NİN 2003’E KADAR PİLOT KAYNAĞI TSK VE HAVA KUVVETLERİ İDİ
İnsanların can güvenliği pilotların elinde…Pilotları nasıl seçiyorsunuz? Özel kriterleriniz var mı?
THY 76 yıllık geleneğe sahip bir şirket. Sürekli gelişiyoruz. Geçmişte çok güzel şeyler oldu. Gelecekte de olacak tabiî ki. Bir hava yolu şirketinin en önemli konusu uçuş güvenliğidir. Siz 170-200-300 kişiyi uçağa alıyorsunuz. Burada milyonda bir hata bile büyük bir risktir. THY’nin 2003’e kadar pilot kaynağı Türk Silahlı Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri idi. Hava Kuvvetleri ile yapılan sözleşme gereği her yıl belirli oranda emekli olan pilotları biz tekrar burada eğitime tabi tutuyorduk. Sonra da THY ailesine katıyorduk. 2003’ten sonra biz yönetime gelince büyüme politikası izlemeye başladık. 2000’de küçülme politikası vardı. O zaman Türkiye’de birçok pilot işsizdi. Biz 61 uçak sipariş verip birçok uçağı da kiraladıktan sonra Türkiye’de pilot açığı ortaya çıktı. Bunun ardından özel pilot yetiştiren okulların sayısı arttı.
BÖLGE ÜLKELERİNE DE PİLOT YETİŞTİRMEYİ HEDEFLİYORUZ
Pilot ihtiyacınızı nasıl karşılıyorsunuz?
THY olarak eksik pilot ihtiyacımızı karşılamak üzere uzun ve kısa vadeli planlar yaptık. Kısa vadeli planlarda Türk Kuşu ve Anadolu Üniversitesi Havacılık Bölümü ile bir anlaşma yaparak onların yetiştirebileceği kadar pilotu kendilerine göndererek eğitmelerini sağladık. Bu da yeterli olmayınca kendi okulumuz olan Türk Hava Yolları Uçuş Akademisi’ni kurduk. Şu ana kadar bu akademinin yetiştirdiği 70’in üzerinde pilotu filomuza kattık. Bu akademide 10 Chesna tipi eğitim uçağı, 2 tane çift motorlu uçak ve tekrar yeni filoya dahil ettiğimiz yolcu uçağı var. 4 kişilik Chesna tipi uçaklarla Türkiye’nin en büyük okulları arasına girdik. Üst düzey hocalar tarafından yüksek kalitede eğitim veriliyor. Bu okulu biz uluslar arası bir uçuş okulu haline getirmek istiyoruz. Bölge ülkelerine de pilot yetiştirmeyi hedefliyoruz. Okulun yıllık 100 pilot yetiştirme kapasitesini gelecek günlerde artırmayı planlıyoruz. Türk Kuşu ve Anadolu Üniversitesi’nde pilot yetiştirme çalışmamız sürüyor. Bunlar da yeterli değil. Özellikle Türkiye’deki kaptan pilot açığını kapatmak için THY ilk defa yabancı pilot alımına başladı. Şu anda 120 pilotun işlemleri bitmek üzere. Bu rakam altıncı aya kadar 300’e çıkacak.
İhtiyaçtan dolayı mı yoksa can güvenliği açısından mı yabancı pilot alıyorsunuz?
Biliyorsunuz kaptan pilot hemen yetişmiyor. Belli bir saatin üzerinde uçması gerekiyor. Sivil havacılık kurulları var. Bizim kurallarımız ise sivil havacılık kurallarının biraz daha üzerinde. Belli bir saat uçmayan ve imtihanda başarılı olamayan pilotlar kaptan pilot olamıyor. Dünyada gerçekten uçuş saati olarak yüksek, tecrübeli, herhangi bir risk problemi olmayan, lisansı temiz yabancı pilotları biz ilanla THY bünyesine katıyoruz. Kendi testlerimiz var. Kendi şartlarımızı koyarak şu ana kadar 15 ülkeden pilotları THY’ye aldık.
ASKER KÖKENLİ PİLOTLARIN ORANI YÜZDE 8’E DÜŞTÜ
THY’nin asker kökenli pilot geleneğini sivilleştirdiniz o zaman…
Şu anda asker kökenli pilotların oranı yüzde 8’e düştü. Yüzde 92 oranında sivil pilot alıyoruz. Zaten web sitemizde ilan var. Belirli üniversitelerin mezunlarını alıyoruz. Refleksleri, kabiliyetleri ölçen bir testten geçiriyoruz. Bu testte başarılı olan arkadaşlarda İngilizce TOEFL şartı arıyoruz. Onların bir kısmını yurt dışına göndereceğiz. Bir kısmını da burada eğiteceğiz. Uzun vadede Türkiye’nin pilot ihtiyacı THY’den karşılanmış olacak. Belki 4-5 yıl sonra ihracata da geçebiliriz.
THY doğru koltuğa doğru insanı oturtuyor, bu konuda çok titiz davranıyor diyebilir miyiz?
THY yönetimi dünyada gelişen bütün yenilikleri takip ediyor. En son teknolojileri takip ediyor. Amerika, Avrupa ve uluslar arası kuruluşların denetiminden sıfır hata ile çıkıyoruz. Ayrıca Türk Sivil Havacılığı bizi denetliyor ama bunun yanında denetimi kendi kendimize yapıyoruz. Pilotlarımızı ve uçuşlarımızı inceleme yönünden çok mesafe kat ettik. Zaten bir ‘Star Alliance’ üyesi olarak THY’nin bu kaliteye gelmesi gerekiyor.
THY HİÇBİR PERSONELİNİ TAŞIMIYOR, BÜTÜN PERSONEL THY’Yİ TAŞIYOR
Denetimleri nasıl yapıyorsunuz?
Uyguladığımız testlerin hepsi ‘Star Alliance’ düzeyinde. Bugün büyük havayolları ne yapıyorsa biz de aynı şeyleri yapıyoruz. Verdiğimiz tüm eğitim sertifikaları, uluslar arası eğitim sertifikalarıdır. Bizim eğitime, teknolojiye yaptığımız yatırım eski dönemlerle kıyas edilemeyecek kadar çok büyük. Örneğin bu yıl bilgi işlemde teknolojiye 100 milyon dolar civarında yatırım yaptık. Birçok projemiz var. 300’e yakın bilgisayar yüksek mühendisi çalışıyor. Türkiye’nin belki de en büyük bilgi teknolojileri personeline sahibiz. Birçok programı biz satıyoruz. Teknolojileri geliştiriyoruz. Yapamadıklarımızı dışarı veriyoruz. Hazır programları alıyoruz. Yani THY’yi her değişikliğe adapte ediyoruz ve THY Yönetimi senkronize olarak işini yapıyor. Ekip görevini çok iyi bilen arkadaşlardan oluşuyor. İşin ehli, işini seven insanlarla çalışıyoruz. THY hiçbir personelini taşımıyor. Bütün personel THY’yi taşıyor. Bizim övündüğümüz şey bu. Başarının altında bu ekibin imzası var.
KALKIŞLARIMIZ ŞU ANDA YÜZDE 94 ORANINDA,AVRUPA ORTALAMASININ ÜZERİNDEYİZ
THY’ye gelen haklı şikayetler neler? En önemlisi rötarlar olmalı …
Kalkışlarımız şu anda yüzde 94 oranında. Avrupa ortalaması ise yüzde 78’de. Biz bunun çok üzerindeyiz. Şu anda havalimanın bir pisti kapalı. Geçtiğimiz 2-3 ay içindeki hava şartları ve birçok problem birbirini tetikledi. Atatürk Havalimanı’nda 3 pistin kullanımı bir pistin altına düştü. Ulaştırma Bakanlığı’nın aldığı önlemler sayesinde günü birlik uçuşlar, business jetler, charter seferleri, kargo seferleri durduruldu. Havalimanı biraz rahatladı. Biz de bu kapalı piste biraz katkıda bulunmak için bazı uçuşlarımızı 1 Temmuz’a kadar Sabiha Gökçen’e çektik. İnşallah 1 Temmuz’a kadar problem yaşamadan bu işi götürürüz. Alanla ilgili problemler var ama işletici firma TAV’ın bu konuda çok büyük yatırımları oluyor. Problemleri gidermeye çalışıyorlar. Buna rağmen Atatürk Havalimanı için dünyanın en az sorunlu havalimanlarından biri diyebiliriz.
İSTANBUL’DAN KALKAN BİR YOLCU, DÜNYANIN 950 ŞEHRİNE BİLET ALABİLİYOR
En çok nelerden övgü alıyorsunuz?
Dünyada büyük networklardan birine sahibiz. İstanbul’u 150 şehre bağlıyoruz. Bunun 120’si dış, geri kalanı iç hat olmak üzere kent seçeneğimiz çok fazla.
İkincisi, Star Alliance üyesi olmamızdan dolayı 150 şehre bilet kesebiliyoruz. İstanbul’dan kalkan bir yolcu, dünyanın 950 şehrine bilet alabiliyor. Bu çok önemli bir avantaj. Yani şuraya mı gidiyorsunuz? Sorusunu sordurmuyoruz. 120’sine direk gidiyoruz. Bunların haricindekiler herhangi bir noktadan aktarım yaparak, Star Alliance içindeki bir hava yolu şirketine devrederek THY bileti ile seyahatine devam ediyor.
Daha önce THY’ye ikram hizmeti veren USAŞ’ı özelleştirme neticesinde bir Amerikalı şirket satın almıştı. Biz 2007’de tekrar bu şirketi özelleştirdik. Viyana’da bu işi yapan Atilla Doğudan Do&Co firması ile yüzde 50 ortaklık kurarak ikram şirketini yeniden dizayn ettik. Hizmet kalitesi yükseldi. 2007’ye kadar ikramlardan çok şikayet alıyorduk. Şu anda memnuniyet yüzde 90’ın üzerine çıktı. Çok övgü alıyoruz. Birçok yerde ikramda en iyi firma seçiliyoruz. Herkes bizim ikramlarımızdan bahsediyor. Hem bu şirketin kazancından yüzde 50 hisse alıyoruz hem de müşteri memnuniyeti yükseldi. Eski ile karşılaştırdığınız zaman THY ikramı daha uygun fiyata alıyor. Çok isabetli bir yatırımdı. Atilla Bey’in gayretleri sayesinde Do&Co da artık dünyada yer bulmaya başladı. Birçok hava yolu şirketinin first classını veriyor. THY dışındaki 20 şirkete ikram veriyoruz. Şirketimiz Avrupa’nın önemli ikram şirketleri arasına girdi.
HİÇ SÖZLEŞME YAPMADAN THY REKLAM FORMALARI İLE SAHAYA ÇIKTILAR
Birçok futbol takımına sponsor oldunuz. Yunanistan basketbol takımına da sponsor oldunuz. Diğer ülkelere değil ama Yunanistan için bir eleştiri var. Bu eleştirilere ne diyeceksiniz?
Bu eleştirilere katılmak mümkün değil tabiî ki. Nereden baktığına bağlı. Yunanistan ile Türkiye arasında günde 3 sefer yapan THY’nin bu ülkeye kendini tanıtması gerekiyor. Oradan kazandığı paralarla bir şekilde şirketin imajını tazeleyecek faaliyetler yapması gerekiyor. Ya televizyonlara reklam vereceksiniz ya billboardlara çıkacaksınız ya da sponsor olacaksınız. Yunanistan’dan böyle bir teklif geldi. Sağ olsunlar bize güvendiler. Hiç sözleşme yapmadan THY reklam formaları ile sahaya çıktılar. Bize bir jest yaptılar. Biz de bunu kabul ettik. Bu iki komşu ülke arasındaki yakınlaşmaya da katkı yapar. Günde 3 defa gidip gelinen bir ülkede bu tip faaliyetlerin çok normal karşılanması lazım. Para kazanırken veya oraya gidip gelirken bir problem olmuyor da sponsor olunca mı oluyor? Sponsorluk ticari faaliyetin bir unsurudur. Bir getirisi varsa yaparsınız. Biz inanıyoruz ki bu sponsorluğun hem THY tanıtımına hem de iki ülke ilişkilerine büyük katkısı olacak. Eleştirileri de saygıyla karşılıyoruz.
ENERJİYİ, POTANSİYEL ENERJİYE ÇEVİRDİK
Bir de sizin yan kuruluşunuz Anadolu Jet var… Anadolu Jet nasıl kuruldu:?
Biz Anadolu jet hakkında daha önce bir konsept belirlemiştik. Anadolu’da bazı şehirlerde havacılığın gelişmesi için ücretlerin daha makul seviyeye çekilmesi gerekiyordu. Biz uçuşun bir hak olması için uğraştık. 2003 yılında İstanbul – Ankara arası bilet fiyatları 159 Liraydı. Ama şimdi bakıyorsunuz o ortalamayı yakalamanız mümkün değil. Yıl 2010. Doluluklar o zaman yüzde 60’dı. Şimdi bütün hatlarda Anadolu Jet’in doluluğu yüzde 90’a yaklaşmış durumda. Bu nasıl oldu? Anadolu insanı; “Ben zamandan tasarruf yapayım. Beni Trabzon’dan İstanbul’a 1 saat 20 dakikaya getir. Bu sürede yemek de yememeyim. Öyle çok rahat oturmam gerekmiyor. VIP salonlarına da girmek istemiyorum. Zaten oralara alışık değilim. O benim fiyatıma yansımasın. Bir başkasının girdiği fiyatı ben niye ödeyeyim? İşte gazete veriyorsunuz, ikramlarınız çok fazla. Ben bunları istemiyorum” diyor. Bu söylediğim sanal bir düşünce tabii. Biz koltukların aralarını biraz daha daralttık ve yolcu sayısını arttırdık. İkramları daha makul seviyeye çektik. Belirli fiyatın altındaki uçuşlarda VIP salonlarında yararlanmayı kaldırdık. Bir çok yerde insanlar Anadolu Jet’in ilk 29 koltuğun çok ucuz tarifesinden yararlanmak için birkaç ay öncesinden bilet alıyorlar. Daha önce yüzde 60 – 70 dolulukla uçtuğumuz hatlarda yolcu sayısını yüzde 90’a çıkarttık. Bu aradaki farkı ucuz bilet satarak kapatıyoruz. Hem vatandaşın işi görülüyor hem de koltuklar boş kalmıyor. Yani enerjiyi potansiyel enerjiye çevirdik. İnsanlar artık 10 saat süren yollarda kesinlikle uçağı tercih ediyorlar.
AVRUPA’DA TÜRKLERİN YOĞUN YAŞADIĞI VE GECE AÇIK OLAN ŞEHİRLERE GECE UÇUŞU YAPMA KARARI ALDIK
Anadolu Jet’in yurtdışı uçuşları var mı?
Anadolu Jet’in merkezi Ankara’dır. Ankara’da ilk önce 6 uçakla başladık ve şu anda 15 uçağa çıktı. Çünkü bu uçaklara yoğun talep oldu. Anadolu’nun bütün şehirlerini her gün Ankara üzerinden İstanbul’a bağlıyor. Aktarım merkezi Ankara’dır. Ankara’dan yurtdışına gidenleri İstanbul’a getiriyoruz ve bir kısmını oradan yurtdışına gönderiyoruz. 2010 yılında bir açılım daha yaptık. Anadolu Jet’i yurtdışına açıyoruz. Yurtdışında Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde dünyadaki krizin etkisi ile insanlar ekonomik biletlere yöneldi. Örneğin Kopenhag’dan İstanbul’a gelen uçakların yüzde 80’i yabancı. Onlar daha ekonomik biletlere yöneldiler ve THY’ye de sitem etmeye başladılar. Anadolu Jet’i hem koltuk sayısı açısından hem de ikram açısından daha uygun yaptık. Avrupa’da Türklerin yoğun yaşadığı ve gece açık olan şehirlere gece uçuşu yapma kararı aldık. Anadolu’da herhangi bir şehirde yaşayan insanlarımız İstanbul Atatürk Havalimanı trafiğine takılmadan uçacaklar. Aynı zamanda biz Anadolu Jet’i gece çalıştırmış olacağız. Hem insanlara daha ekonomik uçma imkanı sunacağız hem de biz filomuzu daha etkili kullanmış olacağız.
YÖNETİCİ PERSONELDE AZALMA VAR
THY’ye yönetimine 2002’de sizler geldiniz. 2002 öncesi ile sonrasını değerlendirir misiniz?
Yolcu sayısında yüzde 141, koltuk sayısında yüzde 122, uçak kalkma oranında yüzde 112 artış oldu. Önceden kargo uçağı yoktu ama şimdi var. Kargo filomuzu genişletiyoruz. Uluslararası kargo taşımacılığında söz sahibi olmak istiyoruz. Kargo uçaklarımızda yüzde 94 artış yapmışız. Uçtuğumuz şehirleri yüzde 51 artırmışız. Şam’a, Halep’e eskiye göre daha fazla sefer koyduk. Personel sayısında yüzde 49 artış var.
Bu oran çok fazla değil mi?
Bu neden kaynaklanıyor? Yönetici personelde azalma var. Uçak alınmasına paralel olarak kokpit personelinde artış oluyor. Çünkü uluslararası kurallar var. Pilotların ve hosteslerin uçuç, dinlenme saatleri taahhütlü kurallarına uyulmak zorunda. Uçak başı bulundurulması zorunlu olan belli bir personel sayısı var. 10 bin 239 personel ile devraldık şu anda 15 bin 269 personele ulaştı. 2003’ten beri üniversite mezunu olmayanlar THY’ye alınmadı. 2003 yılında yönetime geldiğimiz zaman bütün personeli uçaklara doldursak yüzde 30’u açıkta kalıyordu. Çünkü yer yoktu. Şimdi doldursak koltukların yarısı boş kalıyor. Bu da geçmişte personel sayısına göre işin ne kadar az olduğunu gösteriyor.
Toplam gelirde yüzde 86 artış yaptık. Net karımız yüzde 128 arttı. Baktığınız zaman geçmişle kıyaslanmayacak kadar iyileşmeler var. Daha da iyi olması için çaba sarf ediyoruz. Bütün senaryomuzu 2023 üzerine kurduk. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında iyimser bir senaryo ile 254 uçağa ulaşmayı hedefliyoruz. Gelecek günlerin ne getireceğini bilmiyoruz ama bu iyimse bir senaryo. Daha fazla da olabilir. 2012’de 162 uçağa çıkacağız. Bununla birlikte aldığımız uçakların hem koltuk sayıları hem de büyüklükleri çok fazla. Kıtlalar arası sefer yaptığımız uçakların kapasitesi 2011’de yüzde 86 büyüyecek. 12 tane 777, 10 tane Airbus 330 alıyoruz. Aynı zamanda yine 2 tane 330 kargo uçağı alıyoruz.
İhtiyaca göre mi uçak alıyorsunuz?
Aldığımız bu uçakların hatları planlandı. Onlarla ilgili pilot, hostes bütün programlar yapıldı. Uçak almak işin en kolay tarafı… Bir uçağı güvenli bir şekilde uçurmanın önemi çok fazla…Uçuş güvenliğinden hiç taviz vermeyen, uluslararası kuralları harfiyen uygulayan, personeli memnun bir hava yoluyuz. Personeli sırtında taşıyan değil, personelin taşıdığı bir kurum. THY yönetimi olarak en başarılı olduğumuz konu budur. Heyecanını kaybedenleri eliyoruz.
İşten çıkarmalar da oluyor mu?
Bu çok ender olur. Bir kere THY ailesine katılan arkadaş o heyecanını uzun süre hatta emekli olduktan sonra bile yitirmiyor. Burada çok güzel bir mensubiyet duygusu var. Herkes şirketin başarısının yurtdışında Türkiye’nin başarısı olarak yazıldığını biliyor. Neticede bayrak taşıyoruz. Biz bu şirkette profesyonel yöneticileriz. Bugün varız, yarın yoğuz. Bu ülke, bu bayrak var olduğu sürece şirket ayakta kalacak. Önemli olan heyecanını kaybetmemiş, şirketi ileriye taşıyacak yöneticilerin olması. Türkiye'nin potansiyelini kullanarak, biraz gayretle pastadan pay almak mümkün. THY, 2005 yılında Avrupa'nın tüm yolcu pastasından 4.1 pay alırken, 2009 yıl sonu itibariyle bu pay 7.6'ya çıktı. Bu 7.6'lık pay bize Avrupa üçüncülüğünü getirdi. Uçuş ağını sürekli artırıyoruz. Önümüzde 40-50 potansiyel ülke var. İncelemeler sürüyor. Uygun olanları aktif hale getiriyoruz. Uçaklarımızın filoya katılmasıyla birlikte planladığımız tarihlerde bu hatları açıyoruz.
THY OLARAK EN BÜYÜK ATILIMLARIMIZDAN BİRİ HİZMETLERİ ÖZELLEŞTİRMEKTİR
THY olarak hizmet verdiğiniz birçok kolu şirketleştirdiniz ve özelleştirdiniz.Neden?Daha mı karlı oldu,hizmet kalitesi daha mı arttı?
THY olarak en büyük atılımlarımızdan biri hizmetleri özelleştirmektir. Yeni bir kar merkezi yaparak kontrol edilebilir bir seviyeye getirmek için, hizmet verdiğimiz ana kolları şirketleştirme yoluna gittik. 2006'da THY Teknik A.Ş'yi kurduk. Bakım bölümünü tamamen şirketin üzerine oldu. Dünyadaki bakım fiyatlarını, prosedürlerini, ihale şartlarını inceleyerek başka bir şirketmiş gibi onlardan fiyat alarak en uygun fiyata Teknik A.Ş'ye verdik. Onlar da giderlerini kontrol ederek, araştırarak, geliştirerek bu bakımları yapmaya başladı. Aynı zamanda üçüncü şirketlere, yani hem bize hem de yabancı şirketlere bakım yapıyor. Şu anda yüzde 85'e yakın THY müşterisi olmasına rağmen yüzde 15 yabancılara hizmet veriyor. Bu oranın yüzde 15'te kalmasının nedeni, hangarların bu bakımı kaldıracak düzeyde olmaması. Biz de Teknik A.Ş üzerinden, Sabiha Gökçen'de daha yeni ihalesi biten, yeni hangarlar, bakım üssü yapmaya karar verdik. Önümüzdeki günlerde bunun temeli atılacak. Türkiye'de birçok mühendis ve teknisyene iş imkanı sunacağız. Dünyadaki birçok hava yolu şirketi uçaklarının bakım imkanı olacak. Avrupa’nın en büyük hangarları arasında olacak. Yine Teknik A.Ş üzerinden birkaç tane teknolojisi yüksek şirketlerle Türkiye’de bazı motor ve uçak parçalarının tamiri ve bakımı için ortaklıklar kuruldu. Hem kendi uçaklarımızın hem de üçüncü şirketlerin uçaklarının bakımını yapıyoruz. Bu sayede giderleri kontrol ederek bu potansiyelden para kazanma amacımız var.
Yer hizmetlerinde sorunlar yaşıyorduk. Burada hizmet kalitesini yükseltmek için TGS diye bir şirket kurduk. Bunu da ihale ederek yüzde 50'sini özelleştirdik. TAV ve Havaş da bu ortaklığa dahil oldu. Yüzde 50-50 ortaklıkla bu şirketimiz 1 Ocak 2010 itibariyle Atatürk Havalimanı'nda faaliyete başladı. Önümüzdeki günlerde de Sabiha Gökçen'de faaliyet geçecek. Atatürk Havalimanı dışında Ankara, Adana, İzmir, Antalya olmak üzere 5 yerde faaliyet gösteriyor. THY'nin ortak olduğu bu şirket diğer hava yolu şirketlerine de hizmet vermeye başlayacak. Uluslararası başka ülkelerden iş alabilmenin çabası içindeyiz. En son kurduğumuz şirketlerden biri de Atatürk Havalimanı'nda yakıt temin şirketi. Opet ile ortak bir şirket kurduk. Kısa süre sonra bunu aktif hale getireceğiz. Çalışmaları sürüyor.
TÜRKİYE’NİN KADERİ İLE THY’NİN KADERİ AYNI
Sun Expres ile bağlantınız var mı?
Sun Express ile yüzde 50 ortaklığımız var. Buradaki amaç Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinden Antalya'ya turist taşınmasıydı. Charter seferi olarak başladı ama son yıllarda hem tarifeli hem de çapraz uçuşlarda tarifeli sefere soktuk. Şirket iyi bir grafik çizerek türk havacılığına hizmet vermeye devam ediyor. Şu anda 2003 - 2010 arasında transit yolcu sayımız yüzde 371 arttı. Bunda hükümet politikalarının çok büyük rolü var. Örneğin vizelerin kalkması. Vizenin kalkması ile haftada 4 sefer olan Şam seferleri haftada 25 sefere çıktı. Ben başkan olduğum zaman dedim ki; “Türkiye'nin kaderi ile THY'nin kaderi aynı”. Türkiye gerçekten yurt dışına açılırsa ve ihracatçılara iyi aktarım noktaları sunulursa, İstanbul'un, Türkiye'nin vazgeçilmesi söz konusu değil. Hükümetin çizdiği vizyon çerçevesinde hem THY, hem de Türkiye kazanıyor. Türkiye'yi tanıtma imkanımız oluyor. Çünkü Türkiye'ye gelen tekrar gelmek istiyor. Önemli bir konumdayız. Bunu korumaya çalışıyoruz. Biz Dışişleri Bakanlığı'ndan daha fazla temsilciliğe sahibiz. Büyükelçiliğimizin sayısı 110, bizim 120 müdürlüğümüz var. Ulaştırma Bakanlığımız, Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Maliye Bakanımız ve hükümetin bütün üyeleri gerçekten THY başarısı için THY elemanı gibi gayret sarf ediyor. Biz sadece işin uçuş bölümünü hallediyoruz. Bunun arkasında binlerce görüşme var çünkü uçuş şartları öyle kolay alınan şeyler değil. Türkiye'nin bayrak taşıyıcı şirketine bütün kesimlerden tam destek geliyor. Ben herkese teşekkür ediyorum.
ŞU ANDA HAVALİMANININ ADASINDA BULUNAN DENİZ TARAFINDAKİ BÖLÜMÜN HAVA KUVVETLERİNDEN ÇIKACAĞINI ÖĞRENDİK
Atatürk Havalimanı'nın kapasitesinin yetersizliğinden bahsetmiştiniz bir röportajınızda. Yeni bir havalimanı görülüyor mu?
Atatürk Havalimanı'nın en büyük şansızlığı zamanındaki konumunun yanlış kurulması… Tabi o zamanki şartlarda bu kadar büyüyeceği, günde 700-800 uçağın iniş, kalkış yapabileceği planlanmamış. Şu anda havalimanının adasında bulunan deniz tarafındaki bölümün hava kuvvetlerinden çıkacağını öğrendik.
YÜKSELEN TÜRKİYE İMAJI, KARGAŞA BİR HAVALİMANINI KALDIRMAZ
O arazi size mi tahsis edilecek?
Bize değil DHMİ'ye. Ulaştırma Bakanlığımız, Maliye Bakanlığımız o konuda uğraşıyor. Bir protokol ile kısa sürede Atatürk Havalimanı’nın kullanımına tahsis edilecek. Bir paralel pist daha yapılabilir mi? Bu konuda da teknik adamlarımız araştırmasını yapıyor. Bir paralel pist demek İstanbul'un havalimanı probleminin 2030'a kadar çözülmesi demektir. Alan çok zor, buna Ulaştırma Bakanlığı karar verecek. Yeni bir havalimanı mı yoksa paralel bir pist mi? Buna bakanlık karar verecek. Bizim temennimiz inşallah Atatürk Havalimanı'nı rahatlatan bir çözüm olması. Çünkü yükselen Türkiye imajı, kargaşa bir havalimanını kaldırmaz. Bunun da en kısa sürede çözüme kavuşacağına inanıyorum.
(Haber 7)
-
dündar hocaoğlu 14 yıl önce Şikayet EtSayın TOZKOPARAN. Güzel bir roportaj ve belki şu an için iyi bir seçim gibi görülüyor.sayın TOPÇU ya teşekkürler yaptıkları hizmetler için daha çok eksikleride var umaraım çalışarak tamamlarlar.biz sevgili TOZKOPARAN hanımdan açılım ve aksiyonları ile ilgili roportajlar bekliyoruz.saygılarBeğen
-
Burak 14 yıl önce Şikayet EtThyye Kurban.... Artık deri toplama dönemi bitti sanırsam...Yiye yiye bitiremediler ,bundan sonra dünyada sayılı havayolları arasında...Yola devam...Beğen