PKK Diyarbakır'a yatırım yaptırmıyor

Kürt kimliğiyle sorun yaşamadığını söyleyen İzzet Yıldızhan, Kürt sorununa ilişkin 'özerklik' dahil çözüm önerilerinin konuşulması gerektiğini belirtti.

PKK Diyarbakır'a yatırım yaptırmıyor
PKK Diyarbakır'a yatırım yaptırmıyor
GİRİŞ 27.10.2011 12:20 GÜNCELLEME 27.10.2011 12:20
Bu Habere 43 Yorum Yapılmış

Nursel Tozkoparan'ın röportajı

Türkiye’nin önemli seslerinden biridir İzzet Yıldızhan…

Fantazi, arabesk yorumunun yanında türküler, Uzunhava, barak, hoyrat onun sesinde ayrı bir anlam kazanıyor.

Benim için iyi bir yorumun ölçüsü, yüreğime dokunmasıdır. İzzet Yıldızhan sadece dokunmuyor, sızlatıyor hatta ağlatıyor… Elbette yeri geldiğinde eğlendiriyor da…

Sanatçılarla röportaj deyince akıllara hep onların özel hayatları, aşkları, ışıltılı hayatları ve hayal kırıklıkları geliyor. Oysa onların da dünya gündemi ile siyasetle, güncel olaylarla ilgili söyleyecek çok şeyleri var.

İşte Güneydoğulu bir sanatçı olarak İzzet Yıldızhan ile gündemi, Kürt meselesini konuşmak istedim.

Kürt halkının en önemli sorunun işsizlik olduğunu söyleyen İzzet Yıldızhan, Kürt olduğu için değil ama Türkücü olduğu için ayrımcılığa uğradığını söyledi.kullan

PKK’nın Diyarbakır başta olmak üzere Diyarbakır’a yatırım yaptırmadığını belirten sanatçı, özerklik dahil çözüm yollarının tartışılması gerektiğini savundu.

Bugün Kürt sorunuyla ilgili olumlu adımların atıldığını belirten Yıldızhan, çözüm için herkese görev düştüğünü ve hükümetten ümitli olduğunu söyledi. Yıldızhan; “Ben ümitliyim. Başbakanımızın bunu bir şekilde çözecek. Gerçi Kürt açılımı ile ilgili bir şeyler doğru ifade edilemedi ama en kısa zamanda terör sorununun çözüleceğine inanıyorum.” dedi.

15 çocuklu bir ailede yetişen Yıldızhan, bir aile kavgası sırasında karşı taraftan birinin ölümüyle ailesinin dağıldığını, asıl mesleğinin kebapçılık olduğunu, ilk albümünün Selami Şahin tarafından çıkartıldığını anlattı.

İbrahim Tatlıses’le yaşadıkları sorunla ilgili açıklamalarda bulunan Yıldızhan, çocuk sahibi olmasına rağmen hiç nikah masasına oturmadığını ancak evlenmek istediğini de söyledi.  

İşte size siyasetten magazine bir sohbet…..

DİYARBAKIRLIYIM, ZAZAYIM

Size Kürt sanatçı diyorlar. Ne diyorsunuz?

Ben Güneydoğuluyum, Diyarbakırlıyım, Zazayım…

“Ben Zazayım” derken kendinizi Kürtlerden ayrıştırıyor musunuz?

Hayır ayrıştırmıyorum. Kürt, Zaza zaten aynıdır. Ama dilimiz farklıdır. Kürtçe ile Zaza arasında çok az benzerlikler vardır. Bundan dolayı da Kürtlerle birimizi çok anlamayız.

Sizin için Kürt ya da Zaza olmak bir dezavantaj oldu mu hayatınızda?

Hayır. Bugün Türkiye tarafından sevilen bir kitle sanatçısı olmuşum. Meclis’e de çok rahat gittim, bu ülkenin Başbakan’ını da çok rahat ziyaret ettim, çok iyi paralar da kazandım. Ailem yurdun dört bir yanına dağılmış durumda. İstanbul’da, Ankara’da İzmir’de Adana’da yaşayan yakınlarım var.

KÜRT OLDUĞUM İÇİN DEĞİL AMA TÜRKÜCÜ OLDUĞUM İÇİN AŞAĞILANDIM

Ben Kürt olduğum için sorun yaşamadım ama Türkücü olduğum için belli bir entelektüel kesim tarafından aşağılandım, yadırgandım. Türkücülere karşı önyargı var maalesef, bize  “kıro”  diyorlar. Bu bütün şöhret olan türkücülerin ortak sorunu. Hatta bazı sanatçı arkadaşlarım bu baskıdan dolayı başka işler yapmaya yöneldiler.

Arkamızdan bize” kıro” derler ama yüz yüze geldiğimizde, şarkı söylediğimizde de bizi dinlerler, alkışlarlar. Bu yaşanmış bir gerçektir. İbrahim Tatlıses en güzel örnektir.

İbrahim Tatlıses’ten söz açılmışken sormak istiyorum. İbrahim Beyle aranız düzeldi mi?

Tabiî ki… Biliyorsunuz kendisini ziyaretine gittim. Böyle zamanlarda zaten kırgınlıklar göz önünde bulundurulmaz.

O BİR KÜRT VE DÜNYA STARI

Peki, İbrahim Tatlıses ile tekrar bir araya gelebilir misiniz?

Tabi ki… Şartlar bunu gerektiriyorsa neden olmasın. Çok şükür bir sıkıntı yok. Şu an tek isteğim onun iyi olmasıdır. Çünkü toplumun ve dünyanın tanıdığı bir sanatçı, O bir star, o bir Kürt. Düşünebiliyor musunuz bir Kürt dünya starı… O sosyetenin arasına girmiş, bizleri temsil etmiş ve onlardan alkış almış.

ATATÜRK’ÜN KÜRTLERE VERDİĞİ SÖZLERİN HİÇBİRİ YERİNE GELMEDİ

Siz Kürt olduğunuz için bir sorun yaşamadığınızı söylüyorsunuz. Ama birçok Kürk kökenli vatandaşımız sizin gibi düşünmüyor… Belki de sizin kadar şanslı değiller…

Onlarda çok haklılar… Gerçekten Güneydoğu insanı çok ezildi, ötekileştirildi. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda Atatürk’ün Kürtlere vermiş olduğu sözlerin hiçbiri yerine gelmedi, dolayısıyla orada bastırılmış bir Kürt halkı oluştu. Ama tüm bunlar için mevcut iktidarı suçlamak yanlış olur, bence o dönem ülkeyi yönetenleri suçlamak lazım. Şimdi “sen niye Kürtçe konuşuyorsun” diye insanların kafasını coplayan bir yönetim yok. Adamın Kürtçeden başka bildiği bir dil yok ki sen eğitim götürmemişsin, yol götürmemişsin, elektrik su götürmemişsin adama diyorsun ki niye Türkçe konuşmuyorsun. Adam bilmiyor ki Türkçeyi. Böyle bir zulüm yaşanmış.

BDP, HAKLARIMIZI DEMOKRATİK YOLLARDAN SAVUNSUN

BDP’nin, Güneydoğu insanını, Kürtleri temsil ettiğine inanıyor musunuz?

Evet,  görünüşte bir Kürt partisi. Ben de Kürdüm ama her zaman ifade ediyorum Kürtçü değilim. Ben ülkemi çok seviyorum. Toprak, bayrak, kimlik gibi hepimizin vazgeçilmezlikleri olmalı. Güneydoğu’da bu kadar Kürt ölüyor diyorlar. Madem bu kadar Kürt ölüyorsa neden onların haklarını doğru bir şekilde masaya yatırmıyorlar. Madem öyle Güneydoğu’nun ana sorunu nedir? Şu an bilmiyoruz. Getirip bu konuyu masaya yatırmışlar mı? İstemişler mi? Ne yapmışlar? Hala büyük şehirlerimizde bile günahsız insanlar hiç yoktan ölüyor. Askerlerimiz, polislerimiz, sivil vatandaşlarımız ölüyor. Bunlar hepimizin canını acıtıyor. Eğer Kürtleri temsil ediyorlarsa, haklarımızı demokratik yollardan savunsunlar.

Özerklik konusunda ne düşünüyorsunuz?

Özerklik neden olmasın, tabii ki olabilir. Bugün Amerika’da, İspanya’da birçok ülkede eyalet sistemi var. Bence Kürtlerin kendilerini yönetmesinde hiçbir mahsur yok. Neticede bölgenin yer altı yerüstü zenginlikleri var… Bunda korkulacak bir şey yok. Elbette her şey Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde olmalı.

GÜNEYDOĞUDAKİ EN ÖNEMLİ SORUN İŞSİZLİK

Sizce Güneydoğuda en önemli sorun nedir?

Bence işsizlik. Bunu PKK çok iyi kullanıyor. İnsanlar iş güç sahibi olduklarında inanın terör diye bir şey kalmaz. Ekonomik özgürlüğü olanların ne işi var terörle.

İkinci önemli sorunda eğitim. Eğitim önemli çünkü cehaletten her şey gelir. Ülkede eğitimli insanlar, kültürlü insanlar olmalı.

Peki, sizin memleketinize yatırımınız var mı?

Yok.

Neden? Güneydoğulu iş adamları niye kendi memleketlerine yatırım yapmıyorlar? Karadenizli olup da memleketine yatırım yapmamış yok mesela…

Karadeniz’de terör var mı?

İşte terörü önlemek için sadece devlet değil iş adamları da ellerini taşın altına koymalı. Korktuğunuz için mi yatırım yapmıyorsunuz?

Korktuğumuz için değil. Bu öyle bir zor soru ki ama ben yine de cevap vereceğim. Genç iş adamlarının gecelerinde, toplantılarında bulundum. Güneydoğulu iş adamlarının gerçekten iş yapmalarına izin verilmiyor.

PKK tarafından mı?

Tabi ki. Adamın şantiyesi yakılıyor, yatırımı önleniyor. Bununda aslında oradaki Kürtler tarafından değil, dış kaynaklı güçler yönlendiriyor. PKK’nın dış kaynaklı bir güç olduğunu düşünüyorum. Diyarbakırlının, bir iş adamının Diyarbakır’a iş yapmasını engelleyeceğini zannetmiyorum. PKK’nın arkasında kimler var basından görüyoruz, biliyoruz. İsrail, Amerika, Fransa gibi malum ülkeler var. Bu gün AK Parti’nin üçte biri Kürt. Dolayısıyla ülkemizde Kürt Türk ayrımı diye bir şey yok. Başbakanımız çok olumlu bir insan. Ülkemiz çok iyiye gidiyor. Bakın dünya batarken biz çok iyi bir durumdayız. Her şey çok güzel bir tek terör sorunumuz var onu da çözeceğiz Allah’ın izni ile.

Siz bu hükümetten ümitli misiniz?

Ben ümitliyim. Başbakanımızın bunu bir şekilde çözecek. Gerçi Kürt açılımı ile ilgili bir şeyler doğru ifade edilemedi ama en kısa zamanda terör sorununun çözüleceğine inanıyorum.

DEVAMI 2. SAYFADA-->>

15 KARDEŞİN EN KÜÇÜĞÜYÜM

Memleket meselelerinden sonra biraz da İzzet Yıldızhan’ın çocukluğuna inmek istiyorum. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?

Diyarbakır’ın Çermik İlçesinde doğdum. 15 kardeşin en küçüğüyüm.

Bu 15 kardeş aynı anne- babadan mı?

Hayır. Babam üç evlilik yaptı ama eşleri öldükten sonra evlendi. En son benim annemi aldı. Annemden 4 erkek bir kız olmak üzere beş çocuğu dünyaya geldi.

Peki, bu 15 kardeş birbiriyle görüşüyorlar mı?

Sadece altısı hayatta ve biz görüşüyoruz.

İlçeden Diyarbakır’a gitmeniz nasıl oldu?

Doğduğumda babam vefat etmiş,  onu hiç görmedim. İlkokul biri Çermik’te okudum. Sonra ailece Çermikten Diyarbakır’a göç ettik. Diyarbakır’da yalın ayak kahvelerde çakmak taşı ve çakmak benzini satıyordum. Daha sonra Adana’ya pamuk toplamaya gittik ve şehre yerleştik.

Bu arada sesinizin güzelliğinin farkında mıydınız?

Evet evet… O zamanlarda 11 yaşlarındaydım ve pamuk toplarken bana hep türkü okuturlardı.

ASIL MESLEĞİM KEBAPÇILIK

Peki, Adana’dan sonra?

Adana’da bir talihsizlik yaşadık. Bir kavga sonucu karşı taraftan biri öldü. Aile dağıldı. Altı kardeş biraz sıkıntıya girdik. Bu kavga ile birlikte Adana’dan tekrar Diyarbakır’a döndük. Sonra kardeşlerden biri Ankara’ya gidince ben de Ankara’ya onun yanına gittim…

Ankara’da kebapçıda çalıştım. Asıl mesleğim kebapçılıktır. Günde üç tane işe gittiğimi biliyorum. Gündüz kebapçıda çalışıyordum, akşam da bir otelin restaurantının kebaplarını hazırlıyordum, gece de sahneye çıkıyordum.

İlk sahneye ne zaman çıktınız?

İlk sahneye 1980 yılında çıktım.

kullanSahneye çıkışınız nasıl oldu?

Kebapçıda çalıştığımız dükkânın şefi Kınalı Gazinosu’nun şefi ile arkadaşmış, beni ona gönderdi. İlk sahneye orada çıktım.1980’de de Rahmetli Fevzi Atlıoğlu’ndan ders almaya başladım. Hem kebapçılık yapıyordum hem de öğlen sonu müzik eğitimi almaya gidiyordum.

İkisini beraber 3 sene yürüttüm. Sonra tercihimi müzikten yana kullandım.

Nerelerde çalıştınız?

Ankara’da eğlence sektörünün hepsinde çalıştım. En kötü pavyonundan en güzel gazinoya kadar...

O yıllarda bugünlerin hayalini kuruyor muydunuz?

Enteresandır insanlar hayalleriyle yaşar ama ben hiç hayal kurmam. Biraz hayali tesadüflere bağlarım.

Kaderci misiniz?

Evet kaderciyim. İnsanın aşkı, parayı ve şöhreti nerede, ne zaman bulabileceğini bilemezsiniz. Bugüne kadar  “şöhret olacağım, malım mülküm olacak, Türkiye’de sevilen bir sanatçı olacağım” diye hiç düşünmedim. İşini seven biriyim, işime çok saygılıyım, işimle ilgili seçimlerimde çok mücadeleci oldum. Müzik eğitimi aldım, doğru insanlarla olmaya çalıştım.

İLK KASETİMİ SELAMİ ŞAHİN YAPTI

İzzet Yıldızhan ilk ne zaman gündeme geldi?

Zaten Ankara’da müzik ve eğlence sektöründe tanınıyordum. Ankara’da en iyi yer o zaman Altınnal Gazinosu’ydu. İstanbul’dan solist getirttirilirdi ama halk müziği sanatçısı olarak sadece ben çıkardım. . Selami Şahin Hoca ile Altınnal’da tanıştık. Bir akşam Selami Hoca gazinoya geldi, sahnede Güler Işık vardı. Bir ara beni de sahneye yanına çağırdı. Selami Hoca beni dinledi ve çok beğendi. Ben de onu çalıştığım pavyona davet ettim. Tabii Ankara’nın gazino ayarında çok güzel pavyonları var. O da sağ olsun gece benim çalıştığım yere geldi. Çok güzel zaman geçirdik. “Sana albüm yapabilirim. Ama sen de şartları zorla, maddi anlamda bazı şeyleri sen karşılarsan iyi olur” dedi. O zaman bir ortak noktada buluştuk. Ve Selami Hoca ile İstanbul’a gelerek ilk kasetimi yaptık.

Kasetiniz çıktıktan sonra hayatınızda değişiklikler oldu mu?

Tabi Selami Şahin bir star olduğu için onun vesilesiyle çok şeyler yaptık. Tanıtımlar oldu, eş dost ilişkilerimiz oldu, bazı magazinlerde çıkmaya başladık. Albüm bizi bir yerlere götürmedi ama iyi bir tanıtım oldu.

Sonra Emrah ile tanıştık. Emrah’ın askerdeki son altı ayını nerdeyse beraber geçirdik. Arkadaşlığımız çok ilerledi hala da öyle. Askerliği bitirip geldiği zaman kendi şirketinden bir albüm daha yaptık. O da olmadı.

Anlaşılan bu albümde beklediğiniz sesi getirmedi…

Maalesef... Aslında çok da güzel parçalar seçmiştik. Televizyonda, magazinde tek tük görünmeye başlamıştık. Ama olmadı… Sonra Emrah’ın vesilesiyle Klip Müzik’e taşındık. Sakine albümünü yaptık. Sakine,  Oğul ve Birisi parçaları inanılmaz gündem yarattı. Türkiye ile tanışıklığımız o zaman yani 1999 yılında oldu.

BEN “BİR ŞEY OLDUM” HİÇ DEMEDİM

Geldiğiniz nokta sizin için yeterli mi?

Bence böyle bir nokta yok. İnsanların doyuma ulaşması çok zordur, hep bir daha bir daha derler. Ben “bir şey oldum” bugüne kadar hiç demedim. Nerede olduğunuzu halk belirler biz belirleyemeyiz. Zaten ben nerede olduğumu bilmiyorum ki… Önemli olan da bilmemek eğer “ben buyum” dersen, o senin bitiş noktandır.

Bundan sonrası için projeleriniz var mı?

Zaten Kanal 7 ekranlarında bir müzik eğlence programı yapıyorum.  Müzik hayatım boyunca devam edecek. Albümlerim keza devam edecek. Kafamda dizi projesi var. Hatta film bile yapmayı düşünüyorum.

Siz evliliğe karşı mısınız?

Evliliğe karşı değilim.

O zaman niye evlenmiyorsunuz?

Keşke evlenseydim. Şimdilerde 20–25 yaşlarında çocuklarım olurdu. Sanat hayatımda şunu gördüm; Sevenleri sanatçıyı paylaşamıyor. Dünya da böyle değil ama. Mukayese ettiğimizde dünyada insanlar aile düzeni kuruyor, eşiyle çocuklarıyla el ele tutuşuyor, rahat dolaşıyor ama bizim ülkemizde evlendiğin zaman seni seven insanlar seni terk ediyor, paylaşmıyor.

Ama bu son dönemlerde yıkılmaya başlandı. Artık sanatçılar evleniyor, çocuk yapıyorlar...

Yok, ben ona inanmıyorum. Şu an gündemde olan hangi sanatçı evlenmiştir. Hayatında birliktelikleri oluyor ama evlenmiyor. Benim de hayatımda birlikteliklerim olmasaydı çocuklarım nasıl olurdu. Çocuklarımın annesi benim arkadaşımdı ama kendisi ile evlilik yapamadım.

Çocuklarınızın annesi ile resmi nikâhınız yok ama bağlarınız devam ediyor öyle mi?

Tabii ki çocuklarımın annesi başımın tacıdır. Kenara atılmış değiller bütünüyle benim himayem altındalar. Resmi nikâhımız yok ama medeni iki insan gibi anlaşabiliyoruz. Benim hayatıma hiçbir şekilde karışmazlar. Birlikte olmamız şart değil. Onlar da zaten benim hayatlarında olmamı istemiyorlar. Çünkü onlar da böyle mutlu. Paylaşmak mutsuzluk getirir.

DEVAMI 3. SAYFADA-->>

EVLİLİKTE İBRAHİM ABİ YOLU AÇTI

Peki, hiç evlenmeyi düşünmüyor musunuz?

İnşallah olur. İbrahim Ağabey yolu açtı. Baktığınızda O da 35–40 sene hayatını böyle yaşadı. En son neticelendirdi. Bence de doğru olanı yaptı.

Siz ne zaman evleneceksiniz?

Önce doğru insanı bulmak lazım.

Siz o zaman çocuklarınızın annesi ile nikâh kıymayı düşünmüyorsunuz. Yeni bir isim arıyorsunuz…

Tabii ki böyle bir zorunluluğum yok. Mecburi hayatı hiç sevmem. Yeni bir isim de olabilir tabi ki Benim ruhumdan anlayabilecek ve beni ters çevirebilecek biri olmalı.

Sizi anlayan kadın nasıl biridir?

Sorulduğunda bunun cevabını veremiyorum. Anlatmakla olmaz bu ancak yaşamakla olur.

Peki, fiziksel görüntü sizin için öncelikli midir?

Hayır, bir bütün olarak düşünmek lazım. Bir insanla yaşamadan asla karar veremezsiniz. Kapalı kutu gibidir. Benim onu tanımam ve onu yaşamam lazım.

ÇOCUKLARIMIN ANNESİNE EVLENME TEKLİF ETTİM AMA O BENİMLE EVLENMEDİ

O zaman bu güne kadar tanıdıklarınızdan ve yaşadıklarınızdan henüz nikâhı hak eden bir kadın olmadı…

Asla böyle bir şey söylemem. Ben çocuklarımın annesine evlenme teklif ettim ama o benimle evlenmedi.

Aaa… Neden?

Bilmem… Şu anda da o istiyor, ben evlenmek istemiyorum. Ben onunla evlenmek istedim evlenmedi benimle. Yani hak etmeyen biri değildi hak eden biriydi. Ama o zaman hayatım böyle değildi. Artık oraya dönemem. Ben çok iyi bir babayım ama çok iyi bir koca değilim. Bir aile babası rolünü oynarsam iş hayatımı, sevenlerimi, sorumluluklarımı kaybederim.

Geçmişe şöyle bir baktığınız zaman pişmanlıklarınız var mı?

Nurselcim hepimiz insanız, mutlaka hatalarımız olmuştur ve hala da yapmaktayız. Ama yaptığım hatalar, benim hatalarımdır ve benim doğrularımdır diye düşünmüşümdür. Asla yaptığım hiçbir şeyden pişmanlık duymadım. Hata da olsa ben yaptım çünkü.

(Haber7)

 

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 43
  • HARPUTLUM23 13 yıl önce Şikayet Et
    DIYARBAKIRA GIDENINIZ VARMI. ben defalarca gittim buyuksehir belediyesidir ama yillardir tum sehirlerimiz gelisip guzellesirken BDP LI belediye sehre ve insanlarina hic bir hizmette bulunmadigi halde sirf ideolojik sebeplerden kazanir buda sehrin insaninin cehaletinin ornegidir osman baydemir (belediye baskani) gectigimiz yillarda utanmadan bide devleti suclamaya ve butcesinin yetersizliginden dem vurmaya kalkinca basbakanimizdan cok guzel bir sekilde agzinin payini aldi ve tum buyuk sehir beledyeleri ile ayni butceyi aldigini ve gidip oradaki hizmetleri ve eserleri once gormesi sonrada aldigi parayla devletin araclari ile terorist cenazeleri duzenlemekle belediyecilik yapilmayacagini anlamistir heralde
    Cevapla
  • Metin Yazar 13 yıl önce Şikayet Et
    Dikkat etmek lazım.. Nursel Hanım bir daha birisiyle röportaj yapmaya giderken çok araştırın, bir değil bin kere düşünün.Aksi halde bir gün sizin de yolunuz ifade vermek için karakola düşebilir.
    Cevapla
  • Nurhan Cenabi 13 yıl önce Şikayet Et
    Sn. Nursel Tozkoparan yorumum sizedir.... Sn. Yıldızhan hakkında iki gündür yapılan yorumlara tahammül edemediğim için sizin yapmış olduğunuz röportajınızın fena yorumları da benim yüreğimi fena halde sızlatmıştır. Röpartajınızdaki kullanılan bazı kelimelerin ifadeleri İzzet Yıldızhan'ın gerçek kişiliğini tanımayan insanlar tarafından farklı anlamlara çekilmiştir ki İzzet Yıldızhan aşağıdaki bu fena yorumları hiç haketmemekdir. İzzet Yıldızhan her güncel olaylarla ilgili olarak her hafta canlı yayın programında gayet açık ve net ifadelerle defalarca Türkiye Cumhuriyetinin bir bütün olduğunu, kendisinin de vatansever bir insan olduğunu duyguları ile birlikte gayet hassasiyet göstererek de hiç bir katılımcıya da siyasete yön verdirmeden program yaparken siz de bu programın yönetmeni olduğunuza göre de bu yanlış yorumlara sebebiyet veren farklı yönlere çekilmeye çalışılan bazı kelimelerin bu röportajınızdan acilen düzeltilmesi gerektiği kanaatindeyim. Gereğini arz ederim. Saygılarımla.
    Cevapla
  • esra 13 yıl önce Şikayet Et
    özerklik neden olmasınmış. tam bir cahillik abidesi.özerklik dahil bütün yollar denenmeliymiş.oraya hizmet gitmiyormuş.oradaki yollar havaalanları diğer illerde yok be.hangi elektrik su yokluğundan bahsediyor ki.insanlar elektriği kaçak kullanıyor öyleki bedava diye ahırlarını bile elektrikle ısıtıyor.her türlü iyi niyeti istismar ediyorlar.dış güçler yönlendiriyor belki ama halkın çoğu da destek veriyor.
    Cevapla
  • soner 13 yıl önce Şikayet Et
    Bu ropörtaj cehalet kokuyor. 1-Zazalar Kürt değildir. 2-Atatürk kürtlere ne sözü vermiş merak ettim..okuduğum hiç bir kitapta bundan söz edilmiyor, kuru propaganda. 3-Özerklik tartışılamaz. Özerklik vermek kişinin karısını başkasına emanet etmesi gibidir. sonra bağımsızlık yani kadının elden gitmesi demektir.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Personel açığı çok! Maaşlar 90 bini buluyor...
Dünyanın en tehlikeli 20 şehri! Hayatta kalmanın en zor olduğu yer