İnal Batu: CHP Türk siyasetine elveda demeli
Doğuştan CHP'li olduğunu söyleyen ve uzun süre bu partide görev yapan, dış politikanın önemli isimlerinden Eski Büyükelçi inal Batu CHP için çarpıcı çok konuştu...
Hülya Okur'un röportajı
CHP’nin Suriye’deki gelişmelerle ilgili, Esad yerine hükümeti eleştiriyor olmasını, “Baas rejimine yakınlık duymak CHP'ye yakışmaz” diyerek eleştirmiştiniz. Gerçekten sizin tabirinizle CHP, bir 'sol parti' olarak gördüğü için mi Esed yönetimini eleştirmeme yolunda?
Muhalefet etmek için muhalefet ediyorlar. AKP’nin Suriye politikasını eleştirmek çok doğaldı ve görevidir ana muhalefetinin ama bunu Esad rejimini arka çıkarak yapmak, onlara hiç yakışmayan bir tutumdur. Meslektaşım Faruk Loğoğlu, uluslararası bir konferans yaparak akıllıca bir çıkışta bulundu. Yoksa Esad’a heyetler göndermek, “Biz karışmayalım, bırakalım öldürsünler” demek yakışmaz.
“MİLLETVEKİLLİĞİNİ HAKKIYLA YAPAMADIM”,
1999 seçimleri öncesi, CHP’den aday olmuş, İzmir’de yüksek oy almanıza karşın, parti baraja takılınca, meclise girememiştiniz. Sonra Hatay Milletvekili olarak karşımıza çıktınız. CHP Milletvekilliğiniz sırasında halka ulaşmak ve sorunları çözmekte ne kadar pratiktiniz? Milletvekilliğini hakkıyla yaptınız mı?
Milletvekilliğini hakkıyla yapamadım. Çünkü ben 1999’dan, 2002’ye kadar İzmir’de politika yaptım. Genel Başkan yardımcısı olarak, İzmir politikasında ağırlığı olan bir kişiydim. İzmirli CHP’lilerin Ankara ile ve ülke ile sorunlarını çözmede, İzmir’de politika yapan en kıdemli CHP’liydim. Hala çözemediğim, ve aklıma gelen tahminleri de kovduğum bir nedenle, basından önce öğrendim, Hatay’dan aday olduğumu. Hatay benim, öğrenci gezisinde bir kere gördüğüm bir yerdi. Dış işlerinde, ikinci kâtip olarak tayin olduğumda dahi iyi-kötü bir görüşüm alınırdı. Hadi İzmir’den beni kaydırmak istemişler, bana bir danışılsaydı. Mesela baba memleketimden aday olabilirdim. Onun mahcubiyetini taşıdım ben. İlk gün gittim basın toplantısı…Hatayla ne ilginiz var, Hatay’a ne zaman geldiniz gibi sorulara muhatap oldum. Ben buna layık değildim. Hep bunun ezikliğini taşıdım. Ama elimden geldiği kadar hizmet etmeye çalıştım, her ay Hatay’a gittim, havaalanı bile yoktu…
“BEN DOĞUŞTAN CHP’LİYİM.”
Eflatun’un dediği gibi “ İyi insanlar devlet idaresine talip olmuyor, politikaya girmek istemiyor. Bunun için iyileri cezalandırmak gerek. Ama bu zaten kendiliğinden oluyor. Politikaya girmek istemeyen iyiler, kötü insanlar tarafından idare edilmek suretiyle cezalandırılmış oluyorlar.” Siz de kendi partiniz bünyesinde bunu mu yaşamış oldunuz?
Ben her şeye rağmen politikaya girmiş olmaktan, son derece mutluyum. Bir daha hayata gelsem, yine politikaya girerdim ve yine CHP’den girerdim. Ben doğuştan CHP’liyim. Babam da CHP milletvekilliği yapmış. Bütün hayatım boyunca CHP’li oldum ve saklamadım. Memurken dahi saklamadım ben bunu. Milletvekili olana kadar Türkiye’de 10 tane vilayeti biliyordum. Vaktim yoktu. Politika sayesinde, bütün Türkiye’yi tanıdım
“DYP’YE KATILMA TECRÜBEM ÜÇ HAFTA SÜRDÜ”
Hep CHP’liydim, dediniz ama Baykal yönetimini başarısız bulduğunuz için CHP’den istifa edip, ANAP-DYP birleşmesine destek olmak için DYP’ye katılmıştınız, bu sizin için nasıl bir kargaşa veya arada kalmışlıktı?
Bu acı tecrübe sadece 3 hafta sürdü. İsmini vermek istemediğim, çok sevdiğim, güvendiğim insanlar, DYP sola açılıyor, Hikmet Çetin, Celal Doğan gelecekler ve bu sayede oyların % bilmem kaçının çöpe gitmesi söz konusuydu. Sola açılmış bir parti meclise girecek, oylar çöp tenekesine atılmayacak ve bu ülke Tayyip- Baykal kavgasından kurtulacak. Fevkalade güzel bir düşünceydi. Bir girdim ki, birleşmeyi hiç düşünmemişler, birbirine hiç güvenmeyen iki insanla karşılaştım, bütün işleri hangi ilde liste başını ben alırım, sen alırsın kavgası olan insanların içine girdiğimi görür görmez aday olmadım, birkaç hafta içinde bıraktım ve politikaya da elveda dedim. Çok iyi niyetle girdiğim bir şeydi, ne sola açılma oldu, ne birleşme oldu, hiçbir şey olmadı.
“KILIÇDAROĞLU, BAŞBAKAN İMAJI YARATAMADI”,
Deniz Baykal, MYK dışında bıraktığında, buna sebep parti politikalarını eleştirmeniz gösterilmişti. Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinde eleştiriden öteye geçen şaşkınlıklarınız, bu da olmaz dedirten dediğiniz şeyler oldu mu?
Bu dönem hiç iyi bir dönem değil CHP için. Bir türlü Kılıçdaroğlu, seçimleri kazanacak ve ülkeye Başbakan olacak imajını yaratamadı. Keşke yaratabilmiş olsaydı. Taksi şoförüyle konuşun…Yemek yerken komşu masalara kulak kabartın…Bir kişi bana “CHP çok iyi gidiyor, iktidara yürüyor, Kılıçdaroğlu mükemmel bir Başbakan olacak, bu ülkeyi Tayyip’ten kurtaracak” lafını bir kere işitmedim. Her gün bir gaf! Şu son çifte kurultay rezaleti…Olacak iş mi? Tansu Çiller için tutuklama emri gafı! Kardeşim senin önüne yanlış not vermişler kabul, niye açıklıyorsun, alkışlar vs…Niye Çiller’i orada teşhir ediyorsun? Sana ne yani? Sen orada bir CHP toplantısındasın. Bakarsın nota, bir tarafa koyarsın. Alkışlayanları da son derece kınıyorum. Çiller, eski bir Başbakan için yakalama emri deniyor, alkışlıyorsun, bunlar olacak işler değil. Referandumda oy kullanamamış olması…Maalesef dışarıdan izleyerek, her gün yeni bir hayal kırıklığı yaşıyorum. Son anketlere baktık, %20…Bu günlerde yaşadığımız MİT krizi, büyük bir devlet krizi. Bir siyasi partinin hatasının çok ötesinde, Türkiye’yi temellerinden sarsan büyük bir devlet krizi yaşıyoruz ama CHP bunundan yararlanamıyor.
“ÇİFTE KURULTAY REZALETİ BAYKAL DÖNEMİNDE OLMAZDI”
Buna doğru argümanları kullanmaması, doğru politikaları geliştirememesi mi yoksa ülke yönetmek konusunda Tayyip Erdoğan’ın üstün performans göstermesi mi sebep?
AKP’nin bazı başarıları var tabi. Türkiye’de çok şeyler yapıldı. Bunları görmezden gelmek mümkün değil. CHP’yi zayıflatan, liderinin bir türlü o Başbakan adayının ‘İşte Başbakanınız’ dedirtememesi. Parti içinde bitip tükenmeyen kavgalar. Baykal dönemini bile aştı bu. Çifte kurultay rezaleti Baykal döneminde olmazdı.
Sarıgül ve Baykal’ın hesaplaştığı XIII. Olağanüstü Kurultay çok gergin geçmişti. Siz de gözyaşlarınızı tutamayarak salondan ayrılmıştınız. Bugün partinin düştüğü duruma hala ağlıyor musunuz?
Artık ağlamıyorum da, üzülüyorum diyorum. O ağlama, ani bir duygu patlamasıydı. O sandalyeler havada uçuyor, millet birbirinin kafasını, gözünü yarıyor, partililer orada meydan savaşına girmişler…
“CHP, TÜRK SİYASETİNE ‘ELVEDA’ DEMELİ”
CHP’nin geleceği adına yapılması gereken ne sizce?
Ben çok ciddi bir söylemde bulunmak istiyorum: ”CHP, solun önünü tıkıyor” Halk sol deyince bunları görüyor ve soldan kaçıyor. Türk siyasetine çok önemli katkılarda bulunmuş, çok önemli partiler, devirlerini tamamlamışlar, İttihat Terakki, Demokrat Parti…Bence artık CHP de, Türk siyasetine ‘Elveda’ demeli. Yerine gerçek sosyal- demokrat, yep yeni, yıpranmamış, kadın ağırlıklı insanlar Türkiye’yi yeni ufuklara taşımalı. Önünü tıkıyor. Muhalefet diyorsunuz, CHP. Başka olabilecek muhalefetlerin önünü tıkıyor. Sol diyorsunuz, solun önünü tıkıyor, sol değil çünkü. Türkiye’yi kanatan Güneydoğu’da çözümün önünü tıkıyor, 35 yıldır, büyük bir trajedi yaşıyoruz, ona da bir çözüm üretememiş. Dış Politika diyorsunuz, bir alternatif olamıyor. Ayıp değil ki bu! Belki 10 sene sonra AKP diye bir parti olmayabilir. Yeni arayışlar, yeni partiler olmalı, diyorum ben.
“ÖSYM VE YSK ÇOK BÜYÜK HATALAR YAPTILAR”
22. dönem yemin töreninde, Mecliste lidersiz bir yemin töreni yapılmıştı. Avrupa Sosyalist Partileri toplantısı için Varşova'ya gitmeniz dolayısıyla bulunamamıştınız. Bu dönem milletvekilleri de, tutuklu bulunan vekiller adına yemin törenini protesto ettiler. Sizce tutuklu vekillerin meclis tarafından göreceği tek irade bu mu olmalıydı?
O bir cinayet. O insanların hücrelerde yıllardır yargılanıyor olması, bir hukuk, insanlık faciası. Onlar mecliste olmalılardı, yemin etmediler. Türkiye’de bazı kurumlar çok büyük hatalar yapıyor ve siyasi iktidara yakın diye yakayı sıyırıyorlar. Bir tanesi bu ÖSYM. ÖSYM Başkanının hala o koltukta oturuyor olmasını bana nasıl izah edeceksiniz? Bu seçimler arefesinde fevkelade beceriksiz, zikzaklı tutumları yüzünden Türkiye’yi krizlere sürükleyen, sokaklarda cam çerçevelerin inmesine, bankaların tahrip edilmesine yol açan Yüksek Seçim Kurulu hala orada oturuyor. ÖSYM ve YSK çok büyük hatalar yaptılar. Tutuklu milletvekili hususunda en önemli sorumlu, YSK’dır. Müsaade ediyor adamların aday olmasına, seçildikten sonra mazbatalarını veriyor. Büyük hatalar yaptılar, sonra da susup kenara çekildiler.
Röportajın devamını ve tamamını okumak için tıklayınız...
Haber X
-
hikmet 12 yıl önce Şikayet Etnasıl görüş.... CHP ve mhp nin suriye görüşü nü müslüman olarak içimize sindirmemiz mümkün değil,hatta siradan bir insan olarakta anlamamız zor... Benim görüşüm .yezit in tarihte yaptığını babası ve oğlu (esatlar) bu zamanda yapıyor.Beğen
-
Ahmet Gül 12 yıl önce Şikayet EtGeçmişimizi Ciddi olarak araştırırsak CHP biter. !!!. Batu bey, takdir ettiğim bir şahsiyet ! CHPde çok nadir görülen politikacı !Beğen