'Biz de mahkeme basarız ama bir şartla'

İstanbul Barosu seçim heyecanı yaşıyor. 4 isim başkanlık için aday. 13-14 Ekim'de yapılacak olan seçimdeki başkan adaylarında biri olan tecrübeli avukat Rıza Saka projerini ve hedeflerini Haber7.com'a anlattı.

'Biz de mahkeme basarız ama bir şartla'
'Biz de mahkeme basarız ama bir şartla'
GİRİŞ 04.10.2012 10:02 GÜNCELLEME 04.10.2012 19:06
Bu Habere 2 Yorum Yapılmış

Ferhat Esnek'in ropörtajı

30 bine yakın üyesiyle dünyanın sayılı büyük barolarından biri olan İstanbul Barosu bu ay seçim heyecanı yaşayacak.

Başkan adayları arasında değişim vurgusunu öne çıkarmasıyla dikkat çeken avukat Rıza Saka, ekibiyle birlikte Haber7.com'a konuk olarak başkan seçilmesi halinde baroda neler yapacağını anlattı.

İşte Saka'nın sorularımıza verdiği cevaplar:

-İstanbul Barosu, Ergenekon ve  Balyoz davalarındaki duruşu nedeniyle ‘Darbeci Baro' yaftası yedi. Ve kamuouyunda da böyle algılanmaya başladı. Sizce barolar böyle durumlarda ne gibi tavır belirlemeli?

Eğer bana görev verilirse bu yaftadan bir günde kurtuluruz. Hukukun gücü ve üstünlüğünü gözüyle meselelere bakarsak bu darbeci izlenimi kaldırırız. Satın başkan Kocasakal'ın eski konuşmalarını dinledim. 2000'li yıllardan bugün pek çok TV kanalında boy göstermiş. Yargının aldığı tüm kararlar hakkında konuşmuş ve gördüğüm portresiyle baro başkanlığına seçildiği 2010 ve daha önceki 2008 yılına kadar Ergenekon ve Balyoz davaları açıldığında portresi değişmeye başladı. Daha önce yargı kararları için saygı isterken, daha sonra ne hikmetse yargı kararını tanımama, mahkemeleri çadır tiyatrolarına benzetme ve alınan kararları siyasi bulduğu hukuki olmadığı söylemleriyle karşılaşıyoruz.

KOCASAKAL YARGIYI YASAMANIN ÜZERİNDE GÖRMÜŞTÜ

Oysa ben sayın Kocasakal'ın mesela AK Parti'nin kapatılması davası sürecinde o dönmede yargıyı önemli bir güç hatta yasamanın üzerinde bir güç gibi bir ifadesi var. Yargı kararlarına saygı istiyordu. Buradan şu çıkıyor. Sizin siyasi düşüncelerine uygun karar çıktığında yargı çok iyi ve yargı dokunulmaz aksi durumda size ters gelen beğenmediğiniz kararlar için de yargı kararlarını tanımama ve burada ‘mahkeme değil tiyatro oynanıyor' gibi açıklamalarla İstanbul Barosu'na darbe yanlısı olarak bakılmaya başlandı.

Biz hukukçu olarak eleştiriyi elbette yaparız bu en doğal hakkımız. Ancak eleştiri yaparken sorumluluk makamında olan baro yöneticileri daha sorumlu olmamalılar. Burada kendi görüşlerini değil hukuki görüşlerini sunmak zorundayız. Bunu yapmadıkça hiçbir STK özellikle kamusal niteliği olan STK'lar toplum içinde tarafsız gözle bakılamaz.

-Değişim vurgusuyla yola çıktınız. Başkan seçilirseniz ne gibi değişimler olacak?

-Baroda göreve geldiğimizde baroyu öncelikle meslek örgütü olarak göreceğiz. Meslektaşlarımızın sorunlarının çözümü yolunda adımlar atacağız.

Sebebi de şu; Yargı 3'lü saç ayağıdır. Hakim, savcı ve savunma ayağından oluşur. Bunlardan biri problemli olursa yargının tamamını etkiler. Savunma kurumu olan avukatlık güçlendirilmezse o ülkede güçlü bir yargıdan sözedilemez. Biz şu anda avukatların çok küçük önemsiz denilebilecek sorunlarla uğraşmaktan, esasen hukukçu kimliğini ortaya koyamamaktan meşgalelerle uğraşıyor. Yargı içinde gerek saygıyı göremiyor. Biz avukatlığın yargı içinde her alanında olmasını istiyoruz.


Rıza Saka ve arkadaşları Haber7.com'u ziyaret etti

ADLİYE YÖNETİMLERİNDE BARO TEMSİLCİSİ OLMALI

Adliye yönetimlerinde bir baro temsilcisinin olması gerektiğine inanıyorum. Adalet Bakanlığı'nda avukatlarla ilgili konuların görüşüldüğü gündeme geldiği, mesela soruşturma açılması gerektiğinde bir kurum vardır bakanlıkta. Burada hiçbir avukat yok. Kararı veren hakimdir. Tüm soruşturmalar hakkında soruşturma için olumlu karar verir ve soruşturma açtırırır. Oysa bir insanı suçlama kolaydır. Bu suçlamanın yeterli deli olup olmadığını gerçekten inandırıcı olupu olmadığını inceleyen bir kurul olmalı. Burada da bir baro temsilcisi olan avukatın olması gerekir.

BARONUN EN ÖNEMLİ EKSİKLİĞİ ULUSLARASI DENEYİMİ YOK

İstanbul Barosu'nun en önemli eksiklerinden biri de, uluslararası hiçbir deneyimi yok. Hiçbir kongreye etkinliğine dünya çapında olanlara ev sahipliği yapamıyor. İstanbul Barosu dünyanın en büyük barolarından birisi. Ancak biz maalesef Silivri-Beyoğlu arasında mekik dokumaktan ne uluslar arası çalışmalar yapıyoruz, ne meslektaşlarımızın sorunlarıyla ilgilenebiliyoruz. Genç ve yeni mezun avukatlarımızın ihtiyaçlarını aşmış değiliz.

AİLE HEKİMLİĞİ GİBİ ÖNLEYİCİ HUKUK BİRİMİ OLMALI

Avukatları aile hekimliği gibi önleyici hukuk birimleri oluşturulmalı ve buralarda kullanmalıyız. Aslında böyle olursa mahkemeleri işgal etmiş olmayız. Sorunlar önceden öngörülerek çözülür. Yargı daha hızlı işler. Böylece güçlü bir avukatlık mekanizması olur. Biz değişimi bu çerçevede yapmak istiyoruz. Meslektaşlarımızı daha güçlü konuma getirmek istiyoruz.

DEV BİR KOMPLEKS KURMAYI PLANLIYORUZ

-Avukatlara yönelik ne gibi projeleriniz olacak?

Bizim meslektaşlarımıza yönelik çok projemiz var. İlk olarak küçük bir baro binamız var. Oysa 30 bine yakın üyeyle en büyük STK'lardan biriyiz. Bize yakışır bir kompleks kurmayı planlıyoruz. İçinde uluslararası toplantıların yapıldığı, içinde dünyanın en büyük hukuk kütüphanesinin olduğu, her an hukuki problemlerle ilgili olarak 24 saat aktif olan bir kompleks oluşturmalıyız. Çünkü adliyeler saat 17'den sonra kapanıyor. Ama hayat durmuyor. Biz 24 saat hizmet eden bir baro hedefliyoruz.

Orada avukatlar, araştırmacılar, bilim adamları Türkiye'nin hukuki sorunları tartışsın, paneller toplantılar yapsın. Bunu istiyoruz.

AVUKATLARA VEKALET ÇIKARMA YETKİSİ VERMEK İSTİYORUZ

Önleyici hukuk çerçevesinde avukatın vekalet çıkarma yetkisi olması gerektiğini, avukatın iddianame çekmesinde notere ihtiyaç duymaması gerektiğini  yine belirli miktarı aşan işlerde mutlaka avukat bulunması gerektiğini inanıyoruz.

Ayrıca baro be avukatların güçlenmesi için toplanan vergi ve harçların bir miktarının barolara aktarılması gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda maliye bakanlığı ve hükümetle müzakere yapacağız.

Özellikle avukatlar önemli bir vergi yükü altında. Biz hak'kın aranmasında yüzde 18 KDV olmamasını istiyoruz.

Yine hukukçular dünyanın neresinde olursa olsun saygın insanlardır. TIP sadece yaşama hakkıyla ilgiliyken Hukuk, insanın özgürlük hakkı gib pek çokla ilgili alan. Bu nedenle hukuk her alanda etkili yaşanıyor. Bu alanda avukatların da oldukça güçlü meslek mensubu olmalı. Avukatlara ve hukukçulara verilen değerin o ülkede demokrasiye verilen değeri gösterir.

AVUKATLARA YEŞİL PASAPORT

Hak kavramı dünyanın neresinde olursa olsun dokunulmaz bir kuraldır. Hak'kın yılmaz savunucusu avukatlar da yeşil pasaport hakkına bir hakim ve savcı kadar hakkı olmalıdır.

Esasen devletin savunucu savcılardır. Milletin savunucu da avukatlardır. Biz avukatlarımıza ne kadar değer verirsek temel hakların da korunmasına o kadar değer vermiş oluruz. Biz bu nedenle hukukçulara güvenilerek onlara daha çok yetki tanınmasını istiyoruz.

Genç avukatlarımıza yönelik projelerimiz var. Özellikle genç avukat arkadaşlarımızın baro aidatı gibi yükünün ilk 5 yıl kaldırılması gerektiğine inanıyoruz. Yine genç avukatlara ilk 5 yılda hem faizsiz büro açma kredisi, hem eğitim çalışmlarında burs düşünüyoruz. Staj değişim programları düşünüyoruz. Yurtdışına göndererek oradaki hukuki sürecin nasıl işlediğini görmelerini isitiyoruz. Kardeş baro teşkilatlarıyla farklı ülkelerle değişim programları oluşturmak istiyoruz.

KADIN MESLEKTAŞLARIMIZA POZİTİF AYRIMCILIK YAPACAĞIZ

-Baro seçiminde kadın üyelerin belirleyici bir durumu var. Kadın üyelerin desteğini almak için onlara ne gibi sözleriniz olacak?

Kadın meslektaşlarımızla ilgili önemli sorunlarımız var.  Kurumsal davalarda genç, kadın ve engelli meslektaşlarımızın özellikle kadınlarımızın doğumdan önce sonra işgücü kaybına uğrayan işini tam yapamayan meslektaşlarımıza pozitif ayrım yaparak sorunlarını çözmeye çalışacağız.

Kadın-erkek ayrımından ziyade meslek için yola çıktık. Her türlü iyileştirme tüm meslektaşlarımızın faydasına olacak.

Kadın meslektaşlarımızın üzerinde etkili olabilmek için bizle ilgili bazı iddialar ortaya atılarak bir korku pompalanıyor.

BİZİM GRUBA İFTİRA ATIYORLAR

Sizle ilgili ne gibi bir iddia ortaya atıyorlar? Bu korkular neler?

Bizim başkanlığa seçilmemiz durumunda onların yaşam şekillerine müdahale edeceğiz gibi korku verilmeye çalışıyorlar. Bunlar tabi iftira. Biz tüm meslektaşlarımıza özellikle kadın meslektaşlarımıza şunu hatırlatmak istiyorum; Biz öncelikle meslekci olarak yola çıktık. Yönetime geldiğimizde daha öncekileri hatasını tekrar etmeyeceğiz, sadece hukuku kimliğimizi öne çıkararak baromuza hizmet etmek istiyoruz.

Kadın meslektaşlarımızın önemli bir sorunları var. Yeni olanlar özellikle henüz daha meslekte hukuk algısı oluşmadığı için çeşitli muamelere mazur kalıyorlar. Tehdit, hakaret, yaralama zaman zaman da şiddete maruz kaldıklarını görüyoruz. Son zamanlarda kadına yönelik şiddette artan olayları görüyoruz. Çünkü kadınlarımız korunmasız kolay görünmekte. Biz bu nedenle kadın meslektaşlarımızın görevlerini güvenle yapacakları güçlü bir baro hedefliyoruz.

Ayrıca, evli olanlarla ilgili çocuklara bakmakla yükümlü olan anne avukatlar için kreş ve yuva imkanı sunacağız. Doğum yapan be meslekte yeni olanlar için de düşük faizli kredilerle onların zor zamanlarda desteklemek düşüncesindeyiz.

GEREKİRSE MAHKEMEYİ BASACAĞIZ!

-Seçilmeniz durumunda başkanlığınızın ilk 1 yılında neler yapacaksınız? 1 yılda neler olacak?

Mesleğimizin en önemli sorunlarından biri olan duruşma salonlarında bekleme sorunu bitirmeye çalışacağız. Saatlerce duruşma salonları önünde beklemek istemiyoruz. Sadece İstanbul'da 1 yılda gereksiz yere saatinde alınmayan duruşmalarda harcanan zaman kaybı 2 milyar doların üzerinde.

Yani hem avukatların hem de vatandaşın zamanlarını gasp ettirmeyeceğiz.

Siyasi görüşlerimize yönelik olarak Balyoz davasında mahkemenin basılması baronun işi değil. Eğer mahkeme basılacaksa biz bu beklemeler yüzünden mahkeme basarız. Hakimlerin bu konuda dikkatli olmalarını isteyeceğiz. En önemli somut işlerimizden biri bu olacak.

İkinci olarak, adliye yönetimlerinde bir baro temsilcisinin varlığı temsil edeceğiz. Bunu taahhüt ediyorum.

Üçüncü olarak avukatların vekaletname çıkarabilme, veraset ilanı çıkarabilme gibi noterde yapılan bu işlerin avukatın tek başına kendi imza ve mührüyle yapabilmesi için çalışacağız.

Dördüncü olarak avukatın delil toplama yetkisini etkin bir şekilde kullandırabilmesini sağlayacağız. Bunu engelleyenlerin karşısına da baroyu çıkaracağımız bildirmek istiyoruz.

Son olarak İstanbul'u Türkiye'de hukukun merkezi olması için çalışacağız. İstanbul'u yerel yönetimlerin de desteğiyle uluslararası hukuk merkezi haline getirmeye çalışacağız.

HABER 7

YORUMLAR 2
  • ilhanlı 12 yıl önce Şikayet Et
    rıza bey ve ekibine başarılar. baro seçimlerinde, adaleletine ve hukuki yapısına güvendiğimiz rıza saka ve ekibine başarılar diliyorum. ilhami kılıç
    Cevapla
  • halil soba 12 yıl önce Şikayet Et
    meslek dayanışması tehdit olmamalı. geçmişte gördüğümüz gibi meslek dayanışması olarak algılanan bu tur yerler ve işçi haklarını savunuyorum diyen sendıkalar,federasyonlar-konfederasyonlar(tüsiad-istanbul barosu barosu-metal-iş-disk) güçlerını ülkenın refahı,gelişmesi geleceği,halkın özgürlük ve hakları gibi yerlere kulanacağına,kendi koltuk ve rantları,hükümetleri kurma ve yıkma ve anamuhalefet gibi eleştirleriden başka faaliyet göstermemişlerdir.eğer siyaset yapmak isteyen olursa gider parti kurar,boyunun ölçüsünü alır.
    Cevapla
DİĞER HABERLER
IMF’ye Borç Lideri Ülke Belli Oldu! Türkiye'nin Borç Durumu Nasıl?
İsrail'e füze yağdı! 34 saldırı birden! Çok sayıda asker öldü