Şeker hastalarında doğuştan katarakt olabilir
Uzmanlar, özellikle şeker hastalığı olanlarda doğuştan katarakt olabileceğini belirtti.
Göz Hastalıkları ve Cerrahisi Bölümünden Op. Dr. Berrin Toksü katarakt hastalığı hakkında bilgi verdi. Toksü, şeker hastalığı olanlarda kataraktın daha erken ve hızlı geliştiğini belirtti.
Kataraktın göz içerisindeki lensin doğuştan bazı metabolik hastalıklar sonucu ya da yaşlanma sonucu şeffaflığını kaybetmesi olarak niteleyen Toksü, “Göz içindeki lens saydamlığını kaybedince hasta dışarıyı göremez, doktor da hastanın gözünün içini göremez. Katarakt doğuştan olabilir. Doğuştan katarakt, çok ciddi tehlikeli bir durum. Bebek kataraktlı olarak doğarsa ve bu çok yoğunsa anında göz tembelliği oluşur. Bu nedenle bebeklerin doğumdan sonra muayene edilmesi gerekir. Erken doğumlarda da retina açısından bakılması gerekir. Kataraktı varsa ameliyata alınır, yoksa hafifse, başlangıç halindeyse takibe alınır. Şeker hastalığı katarakt için bir risk faktörüdür. Şeker hastalığı olanlarda daha erken ve hızlı katarakt gelişir. Kortizon kullanımında katarakt gelişir. Bazı metabolik hastalıklarda kataraktın ortaya çıkmasını hızlandırır” dedi.
“Katarakt hastalığı ne zaman ameliyat edilmelidir?”
Katarakt hastalığında ameliyat sürecinden ve zamanı hakkında bilgi veren Toksü, “Bebeklerde en erken yaşta ameliyat edilmelidir ama göze konulan mercek için 3 yaş civarına kadar beklenmelidir. Çünkü erken mercek takılırsa ilerde kırılma kusurları ortaya çıkar, çocuk gelişimini tamamladıkça. Çocuklarda o nedenle yoğun bir katarakt varsa erken yapılmasını tavsiye ediyoruz.
Büyüklerde katarakt hastalığının ameliyatının zamanını biraz hasta belirliyor günümüzde, eskiden çok ileri dönemde geliyordu hastalar görmelerini iyice kaybedince ama şimdi katarakt nedeniyle görme yüzde 30 bile azalsa hastanın konforu bozulabiliyor, mesleğini sağlıklı olarak icra edemeyebiliyor. Hasta eğer şoförse, pilotsa daha erken ameliyat edilebiliyor. Normalde yüzde 30 , yüzde 20 görme kaybı hastayı rahatsız edebiliyor. Ameliyat zamanı kataraktın yoğunluğuna bağlı ve hastanın mesleki fonksiyonlarını ya da özel hayatını, nasıl sürdürmek istediği ile doğru orantılı” şeklinde konuştu.