Bel fıtığı hakkında doğru bilinen yanlışlar

Bel fıtığı günümüzde en sık rastlanılan rahatsızlıklardan biridir. Bel fıtığının en çok rastlanan belirtileri geçmeyen bel ve bacak ağrıları, bacaklar ve belde uyuşma, karıncalanma hissi ve hareket kısıtlılığıdır.  Toplumda her 10 kişiden 8'i bel fıtığından şikayet ediyor. Ancak bel fıtığı ile ilgili yanlış bilinen doğrular insanların kafasında çok ciddi karışıklığa neden olabiliyor. Peki nedir bu doğru bilinen yanlışlar ve doğru olan nedir? Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İnanır konu hakkında önemli bilgiler verdi. 

Bel fıtığı hakkında doğru bilinen yanlışlar nelerdir?

-Her bel ağrısı fıtıktır düşüncesi yanlıştır. Çünkü bel ağrılarının yüzde 95'inin nedeni fıtık değildir.

-Bel fıtığı hastalığı olan kişilerde mutlaka ağrı olur düşüncesi yanlıştır. Çünkü fıtık için ağrı, uyuşma-karıncalanma, kuvvet kaybı şart gibi görülüyor olmasına rağmen fıtığı olup da hiçbir bulgu vermeyen bireylerin sayısı oldukça fazladır.

-Toplumda yanlış bilinen bilgilerden biri de bel fıtığının sadece ağır kaldıranlarda olduğu yönündedir. Ancak fazla kilo başta olmak üzere sürekli oturmak, sürekli ayakta iş yapmak, eğilerek yapılan ev işleri, yanlış yapılan sporlar hatta pilastes bile bel fıtığına neden olabilir.

-Sert zeminde yatmak bel fıtığına iyi gelir tamamen yanlıştır. Burada önemli olan kişinin kilosuna uygun yatak seçimidir. Burada genellikle ortopedik yataklar tercih edilir.

-Bel fıtığı rahatsızlığı olan kişilere çok hareket etmeden oturmaları önerilir. Bu da taban tabana zıt bir durumdur. Çünkü oturunca bele daha fazla yük biner. Bu nedenle bu hastalığa sahip kişiler 10-20 dakikadan fazla sürekli oturma pozisyonunda durmamalıdır. Aynı şekilde sürekli ayakta durmak da sakıncalıdır.

-Bel fıtığı için sürekli korse takılmalıdır düşüncesi yanlış bilinen doğrulardandır. Sürekli olmasa da burada dikkat edilmesi gereken konu doktorunuzun uygun gördüğü şekilde ve sürede korse takılmalıdır.

-Bel fıtığı hastalığından muzdarip olanlara fazla kilonun zararı olmaz düşüncesi toplumda herkesçe yanlış bilinen olgulardan biri. Ancak kilo her şeyin düşmanı olduğu gibi bel fıtığının da düşmanı. Fazla kilolar omurga hastalıklarında önemli bir etkendir. Fıtığın hızlıca iyileşmesini engelleyerek yeni fıtık oluşmasına katkı sağlar.

 -Her bel fıtığı hastası mutlaka ameliyat olmalıdır düşüncesi toplumda yanlış biliniyor. Ameliyat bel fıtığında zarar veren bir işlemdir. Ancak mecburi ameliyat gerektiren durumlarda doktor gerek görürse yapılmalıdır. 

-Bel fıtığını her doktor kolayca tedavi edebilir diye düşünmek yanlıştır. Burada dikkat edilmesi gereken konu doğru tedavi yöntemidir. Mutlaka alanında uzman ve tecrübeli doktorları seçerek doğru tedavi yöntemiyle kısa sürede çözüme kavuşturulur.

-Bel fıtığı hastaları hayatları boyunca ilaç kullanmak zorundadır. Bu düşünce de son derece yanlıştır. Çünkü oluşmuş fıtığın küçülmesi için gerekli önlemler alınmalı, egzersiz programı yapılmalı ve daha sağlıklı yeni bir hayat tarzına geçilmelidir. Kişi uzun süre aynı pozisyonda kalmamalı, ne çok uzun süre oturmalı ne de çok uzun süre ayakta kalmalıdır. Ayrıca oturulan koltuklarda bel kavisini destekleyen bir yastığın kullanılması alışkanlık haline getirilmelidir. Yatak olarak da ortopedik yataklar tercih edilmelidir. 

-Hastalar ameliyat sonrası hemen işe dönebilir mi? Burada hastanın kolayca işe döndürülmesi yapılan en büyük hatalardan biridir. Kişi ameliyat olduktan sonra son derece dikkatli olmalıdır yoksa ileride tekrar fıtık oluşumuna neden olur.

Bel ağrısı nedenleri nelerdir?

Belin zorlanması: Beli zorlama, zorlanan bölgedeki bağların, tendonların veya kaslarının gerilmesi sonucunda yaralanmasıdır. Bölgedeki yumuşak dokuların gerilmesi ilgili yapılarda değişen derecelerde mikroskobik yırtılmalara neden olur. Zorlama, bel ağrısının en sık karşılaşılan nedenlerinden biridir.

Sinir tahrişi: Bel bölgesinde omurgadan çıkan sinirler, omurilikteki köklerinden cilt yüzeyine kadar herhangi bir yerde mekanik basınç nedeniyle tahriş olabilir. Bu koşullar arasında disk hastalığı, kemiklerdeki problemler ve zona enfeksiyonuna bağlı sinirlerin iltihaplanması bulunur.

Lomber radikülopati: Lomber radikülopati, bel bölgesi omurları arasındaki disklerin zarar görmesinden kaynaklanan sinir tahrişidir. Diskin hasar görmesi, diskin dış halkasında aşınma ve yıpranma, travmatik yaralanma veya her ikisinden kaynaklanır.
Kemiklerin baskı yapması. Bel omurlarının yer değiştirmesi veya genişlemesi ile sonuçlanan herhangi bir durum, bitişik omurilik ve sinirler için boşluğu sınırlayabilir.

Kemik ve eklem koşulları: Bel ağrısına yol açan kemik ve eklem koşulları; doğumsal kusurlar, aşınma, yıpranma, yaralanma ve eklem iltihabından kaynaklanabilir. Bel ağrısının en sık doğumsal nedenleri skolyoz ve spina bifidadır. Skolyoz, omurganın yana doğru eğriliğidir. Spina bifida ise omurgada açıklık ile karakterize bir doğum kusurudur. En yaygın olarak bel omurgası ve sakrum adı verilen kemiğin tepesini etkiler.

Kemik ve eklemlerde hasar: Bel omurlarında ve sakrumda kırık en sık osteoporozu olan yaşlı insanlarda, özellikle de uzun süre kortizonlu ilaç kullananlarda görülür. Ayakkabı bağlarını bağlamak için eğilmek gibi çok hafif bir fiziksel stres bile bu kişilerde kırıklara neden olabilir.

Artrit: Spondiloartropatiler, bel ve kalça eklemlerini etkileyebilen iltihabi artrit tipleridir. Spondiloartropatiler arasında reaktif artrit (Reiter hastalığı), ankilozan spondilit, psoriatik artrit ve inflamatuar bağırsak hastalığı artriti bulunur.

Bel ağrısı nasıl geçer?

-Ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, anti-romatizmal ilaçlar içilebilir.
-Kasları güçlendirme ve yıpranan sinirleri uyarma, elektrik akımları ile ağrı kesme, lazer terapi ile derin dokuları gevşetme, ultrason, yüzeysel sıcak ya da soğutma uygulamaları gibi fizik tedavi ajanları uygulanır.
-Korseleme ve ağrı bantları kullanılır.
-Monipulasyon, mobilizasyon ve masaj yapılır. 
-Egzersiz programları ve lokal enjeksiyonlar uygulanır.
-Cerrahi uygulamalar yapılır.