Pandemide ekran süreleri uzayınca göz kanlanması daha çok kişide ortaya çıkıyor!
Göz kanlanması halk arasında göz kızarması olarak da bilinen pek çok farklı sebebe bağlı olarak oluşabilen bir göz rahatsızlığıdır. İnsanların çoğu hayatlarının bir veya birkaç döneminde mutlaka bu hastalığa yakalanır. Özellikle şimdilerde hemen herkesin artan ekran süreleri bu hastalığa daha çok neden olabiliyor. Uzun süren uykusuzluk veya gözlerin yoğun toza maruz kalması da gözlerin kanlanmasına neden olabilir.
Göz kanlanması pek çok farklı sebebe bağlı olarak oluşabilen halk arasında göz kızarması olarak da bilinen bir göz hastalığıdır. Uzun süre uykusuz kalmak, yoğun toz bulunan ortamlarda bulunmak, şimdilerde koronavirüs pandemisinin getirdiği bitmek bilmeyen ekran süreleri gibi pek çok sebep bu hastalığa sebep olabilir. Bunlara ek olarak mevsimsel alerjiler, göz kuruluğu, göz tansiyonu veya gözlerde çıkan arpacık veya kirpik dibi iltihabı gibi hastalıklar da gözlerin kanlanmasına neden olabilir.
Göz kanlanması nedir?
Gözün beyaz kısmı ince, berrak bir dokuyla kaplıdır. Bu doku, içerisinde küçük ve ince kan damarları bulunur. Bu kısım içinde bulunan bu küçük ve ince kan damarları yapısı gereği oldukça hassastır ve kolayca kırılabilir veya patlayabilir. Damarların herhangi bir sebepten zarar görmesinden dolayı kan dışarı sızar ve göz akı ile bebeği arasında bir yere yerleşir. Bu sızıntının boyutuna göre gözün bir kısmı kırmızı gözükebileceği gibi kanama ne kadar büyürse gözün diğer kısımları da kırmızı gözükebilir. Bu durumun şiddeti arttıkça gözün bazı bölgelerinde dışa doğru bir şişlik oluşabilir. Göz kanlanmasında mutlaka bir damarın hasar görmesine gerek yoktur. Kılcal damarlarda aşırı şekilde kan toplanması ve bu toplanmadan dolayı damarların genişlemesi de göz kanlanmasına yol açar. Normalde görünür halde olmayan bu kılcal damarlar, kanın yoğunlaşması ile birlikte görünür hale gelir ve gözde kanlı bir görünüm ortaya çıkarır. Göz kanlanması çoğu zaman herhangi bir ağrıya veya görme değişikliğine yol açmaz ve kendiliğinden iyileşir. Bazı durumlarda ise kaşıntıya veya yanmaya sebebiyet verebilir.
Göz kanlanmasının belirtileri
Göz kanlanmasının en bilinen ve herkeste mutlaka görülen ortak belirtisi gözün beyaz kısmında oluşan damarlı ve kanlı görünümdür. Göz kanlanması görüntüsünün dışarıdan görünmemesi için çok derinlerde gerçekleşmesi gerekir. Genellikle tüm hastalarda aynı şikayetler görülür.
-Gözün beyaz kısmının kızarması,
-Gözlerde kaşıntı ve tahriş hissi,
-Gözün daha şişkin hissedilmesi,
-Gözlerde geçmeyen ağrı,
-İris, göz bebeği veya her ikisinin önünde kanlı görüntü,
-Bulanık görme veya görmede azalma,
-Işığa duyarlılık,
-Gözde basınç hissi ve göz şişmesi
Göz kanlanması neden olur?
Göz kanlanması neden olur sorusuna verilebilecek cevaplar oldukça fazladır. Hatta birçok kanlanmanın nedeni çoğu zaman bilinmez. Gözde bulunan damarlar oldukça hassas ve kırılgan olduğu için zedelenmeye oldukça müsaittir. Öksürme, hapşırma, kusma, ağır yük kaldırma, tansiyon, lens takmak, alerjik reaksiyonlar gibi birçok durumdan dolayı göz kanlanması oluşabilir. Hatta yapılan bazı incelemeler astımlı ve boğmacalı bebeklerde göz kanlanma riskinin daha yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır. Göz kaşınması sırasında çok sert gözleri kaşımak veya ovalamak göz kanlanmasına sebep olabilir. Ayrıca travmalar, yaralanmalar, veya göze alınan darbeler de göz kanlanmasına yol açar. Özellikle herpes virüsünün yol açtığı göz enfeksiyonları, iris üzerinde bulunan anormal kan damarları, kan pıhtılaşması sorunları, göz cerrahisi sonrası oluşabilecek komplikasyonlar ve göz kanserleri de göz kanlanmasının diğer nedenleri arasında yer alır. Warfarin, dabigatran, rivaroxaban, heparin, aspirin, ibuprofen gibi kan inceltici ilaçların göz kanlanmasına yol açabileceği de bilinmektedir. Diyabet, retinal yırtık, anevrizma, gözün arkasında oluşan sıvı birikmesi, yaşa bağlı birtakım hastalıklardan dolayı da göz kanlanması oluşabilir.
Göz kanlanması hangi hastalıklara yol açabilir?
Göz kanlanmasının bilinen birkaç farklı çeşiti bulunur. Bunlar arasında en bilinenleri subkonjonktival ve hyphema kanamalardır. En yaygın görülen kanama türü subkonjonktival kanamalardır. Genel olarak herhangi bir zararı yoktur ve bir hafta içerisinde kendiliğinden geçer. Gözün beyaz kısmında kızarıklık en yaygın belirtisidir. Göz tahriş olduğu için bu tür kanlanmalar ortaya çıkar ve gözde dolgunluk hissi ile birlikte kendini gösterir. Hyphema ise iris ve göz bebeği üzerindeki kanlanmalardır. Genellikle iris veya göz bebeğinde bir hasar ya da yırtık olduğunda ortaya çıkar. Çok yaygın bir tür olmamakla birlikte görmeyi etkileyebilir ve oldukça ağrılıdır. Tedavi edilmemesi halinde kalıcı görme kayıplarına yol açma ihtimali söz konusudur. İki türün dışında göz sıvısı içinde vitreus kanaması, retina altında subretinal kanama ve retinanın bir parçası olan maküla altında submaküler kanama türleri de vardır. Bu kanamalar gözün daha derin tabakasında olduğu için dıştan bakıldığında gözükmezler.
Göz kanlanması nasıl tedavi edilir?
Göz kanlanması nasıl geçer sorusunun cevabı hastalığın altında yatan nedenine göre değişir. Çoğu hastanın göz kanlanması bir hafta içerisinde kendiliğinden iyileşme gösterir. Ancak bunun dışında altta yatan bir neden varsa buna göre tedavi uygulanması gerekir. Örneğin yüksek tansiyondan dolayı göz kanlanması ortaya çıkıyorsa, yüksek tansiyon tedavi edilmelidir. Bunun için gereken ilaçlar doktor tarafından reçetelenir. Bunun dışında çok daha ciddi göz kanamalarına doğrudan müdahale etmek gerekir. Tedavi amacıyla göz damlaları önerilebilir. Kuru gözler için gözyaşı damlaları, şişlikler için steroid göz damlaları, ağrı için ağrı kesici göz damlaları, bakteriyel enfeksiyonlar için antibiyotik göz damlaları, viral enfeksiyonlar için antiviral göz damlaları hastaya reçete edilebilir. Hastanın gözünde bulunan kan damarlarında ciddi yaralanmalar tespit edilmişse bunun tedavisi için lazer cerrahisi uygulanabilir. Biriken fazla kanın drenajı için de çoğu zaman göz cerrahisi uygulanır. Gözyaşı kanalı cerrahisi de uygulanan tedavi yöntemleri arasında yer alır. Tüm tedavilerinde ardından gözün korunabilmesi amacıyla hastaların bir süre göz bandı kullanması gerekir. Çünkü dıştan gelebilecek bir etken tedavinin işe yaramamasına neden olabileceği gibi hastalığın kötüleşmesine de neden olabilir. Tedavi sonrasında doktorun belirttiği bütün şartlara uymak göz kanlanmasının iyileşmesi için önem taşır.