Çocukluktaki güneş yanıkları deri kanseri riskini arttırıyor!
Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Dr. Selin Aktaş Aykanat çocukluktaki güneş yanıklarının ileriki yaşlarda oluşabilecek deri kanseri riskini arttırabileceğini söyleyerek çocukları güneşten koruma konusunda ebeveynleri uyardı
Yaz aylarındaki güneşten korunma yolları hakkında bilgilendirmede bulunan Liv Hospital Gaziantep Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Dr. Selin Aktaş Aykanat, deri kanserlerinde önlenebilen risk faktörlerinin başında korunmasız güneş maruziyetinin geldiğini belirtti. Özellikle çocukluk ve ergenlik dönemindeki güneş yanıklarının ileride gelişebilecek deri kanserleri açısından çok riskli olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Selin Aktaş Aykanat, güneşten korunma hakkında bilgi sahibi olmanın ve güneş koruyucularını kullanma alışkanlığını kazanmanın hayati önemde olduğunu söyledi.
Bulaşıcı hastalıklara karşı 'su tüketin' uyarısı!
Saat 10.00-15.00 arasında güneşte kalmayın
Özellikle güneş ışıklarının en dik geldiği 10:00-15:00 saatleri arasında güneşten korunmaya dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Aykanat, “Dışarıda olduğumuz saatlerde de daima gölgede durmak tercih edilmelidir. Yalnızca açık ve güneşli havalarda değil, bulutlu ve kapalı günlerde de güneş ışınlarının yüzde 80’i dünyaya ulaşmaktadır” şeklinde konuştu.
Sık dokumalı ve açık renkli kıyafetler giyilmeli
Giysilerimizin güneşten korunmada önemli bariyer oluşturduklarını vurgulayan Uzm. Dr. Aykanat, “Sıkı dokumalı, kalın ve açık renkli kumaşlar, daha yüksek koruyucu özelliğe sahiptir. Yazın güneşe çıkıldığında kulakları da koruyacak siperlikli şapkalar ve gözleri korumak için de UVA-UVB filtreli güneş gözlüğü kullanılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Güneş koruyucusunu 2 saatte bir yenileyin
Güneş koruyucuların da yazın güneşe karşı önemli bariyerlerimiz arasında geldiğini kaydeden Aykanat, “Güneş koruma faktörü (SPF) 30’un üstündeki koruyucu ürünler yüksek koruma sağlar. Güneşten koruyucu seçerken hem UVA hem de UVB’ye karşı koruma sağlayan geniş spektrumlu ürünler seçilmelidir. Ortalama güneş alan bölgelerde kış aylarında SPF 15 kullanımı yeterli olsa da, yaz aylarında en az 30 koruma faktörlü kremler kullanılmalıdır. Güneşten koruyucular dışarı çıkmadan 30 dakika önce sürülmeli, 2-4 saatte bir yenilenmelidir. Güneşe çıktıktan 30 dakika sonra yapılacak ilk tekrarın etkinliği artırdığı bildirilmektedir. Denizde uzun süre kalınacağı dönemlerde suya dayanıklı formüller tercih edilmelidir. Güneşten koruyucular yüzme, aşırı aktivite ve kurulanma sonrası tekrar uygulanmalıdır. Güneşten koruyucuların etkili olabilmeleri için bol miktarda kullanılmaları çok önemlidir. Kremler ideal olarak 2 mg/cm2 sürülmelidir. Bu miktar sadece yüz dikkate alındığında kabaca 3’te 1’i çay kaşığı kadardır” ifadelerine yer verdi.
MS hastalığı kadınlarda erkeklere göre 3 kat daha fazla görülüyor!
6 aydan küçük çocuklar güneş ışığından korunmalı
Çocukluk çağında, bir ya da daha fazla su kabarcıklı güneş yanığının kişinin melanom (deri kanseri) geliştirme ihtimalini iki kattan fazla artırdığının altını çizen Aykanat, “Kişiler tüm yaşamları boyunca alacakları toplam UV’nin yüzde 50’sine yaşamlarının ilk 20 yılında maruz kalmaktadır. Bu nedenle özellikle çocukların güneşten korunması, ileri yaşlarda gelişebilecek deri kanserlerinin önlenmesi açısından çok önemlidir. 6 aydan küçük bebeklerin uzun süreli direkt güneş maruziyetinden korunması, 6 aydan sonra ise yüksek koruma faktörlü ürünlerle korunmaları gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Güneşten koruyucular D vitamini sentezini etkiler mi?
Güneşten koruyucu kullanımının D vitamini sentezine engel olacağı korkusunun hastaların korunmadan kaçınmalarına neden olduğunu da sözlerine ekleyen Aykanat, “Oysa, sadece yüz ve el sırtlarının güneşe günde 10-20 dakikalık maruziyeti, düzenli güneş koruyucu kullanılsa dahi en yüksek vitamin D üretimini sağlar. Bronzlaşma, D vitamini üretimini azaltır. Artan yaşla birlikte deriden D vitamini sentezi ileri derecede azalır. Bütün bu sebeplerden dolayı, D vitamini eksik olduğu takdirde, sentezi için kansere yol açabildiği kesin olarak bilinen güneş ışınları yerine, dışarıdan D vitamini desteği alarak bu eksiğin giderilmesi daha mantıklı görünmektedir” diye konuştu.