Koronavirüs ve diyabet ilişkisi şaşırttı!

Diyabet hastalarının Kovid-19’da risk grubunda olduğunu ve daha ağrı geçirdiklerini biliyorduk. Ancak yapılan yeni araştırmalar, önemli bir tartışmanın kapısını araladı. Uzmanlar diyabet hastalarının risk grubu içinde olduğunu söylüyor.

Koronavirüs ve diyabet ilişkisi şaşırttı!
Koronavirüs ve diyabet ilişkisi şaşırttı!
GİRİŞ 27.10.2021 10:18 GÜNCELLEME 27.10.2021 10:18

Kovid-19 yaklaşık iki yıldır hayatımızda. Buna rağmen hastalık ve virüsle ilgili her gün yeni bir bilgiye uyanıyoruz. Bilim insanları bir yandan virüsün vücutta yarattığı tahribatın uzun vadeli etkilerini araştırırken, bir yandan da neden bazı kişilerin virüs karşısında diğerlerine kıyasla daha dayanıklı ya da dayanıksız olduğunu çözmeye çalışıyor. Bu bağlamda en dikkat çeken ve kafa kurcalayan noktaların başında kan şekeri seviyeleri geliyor. Bilindiği üzere, kandaki şeker seviyelerinin standart seviyenin üzerinde olması Diyabet olarak adlandırılıyor. Vücudun yeterince insülin (kan şekerini düşüren hormon) üretmediği durumlar Tip 1; ürettiği insüline direnç gösterdiği durumlar ise Tip 2 diyabet olarak adlandırılıyor. Uzmanlar, Kovid-19'un ilk ortaya çıktığı günden bu yana diyabet hastalarının risk grubu içinde bulunduğunu, diyabet tanısının Kovid-19'da hastaneye yatış ihtimalini artırdığını öne sürüyor.

Aşı olmayan Hayati öğretmen koronavirüs yüzünden hayatını kaybettiAşı olmayan Hayati öğretmen koronavirüs yüzünden hayatını kaybetti


KORONA VİRÜS SONRASI DİYABET BELİRTİLERİ ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLADI

Ancak 2021 yılı başlarında, Kovid-19 geçirip iyileşen hastaları takip eden araştırmalarda önemli bir nokta daha dikkat çekildi. Enfeksiyondan önce diyabet tanısı olmayan çok sayıda kişide Tip 1 veya Tip 2 diyabet belirtileri ortaya çıkmaya başladı.

Doktorlar bu belirtilerin Kovid-19'la bağlantılı olduğunu düşünüyor ancak geçici mi yoksa kalıcı mı olduklarına dair net bir tespitte bulunamıyordu.

Londra'da bulunan King's College'da Metabolik Tıp Bölüm Başkanı olan Francesco Rubino, Insider'a yaptığı açıklamada, "Bir bağlantı olduğu açık. Hastalıkların birbirini tetiklemesine neden olan bir mekanizma var" dedi ve ekledi: "Asıl soru bu yeni ortaya çıkan diyabet vakalarının virüsten kaynaklanıp kaynaklanmadığı."

Kovid-19 sonrası ortaya çıkan diyabet vakalarını açıklamak için ilk ortaya atılan teorilerden biri, vücudun pankreas hücrelerini Korona virüs zannederek saldırdığı ve bunun sonucunda vücuttaki insülin üretiminde aksamalar meydana geldiği yönündeydi.

Ancak güncel araştırmalar, virüsün pankreası etkileyerek kendi kendine zarar vermesine yol açabileceğini ortaya çıkardı. 

KAN ŞEKERİ SEVİYELERİ AŞIRI YÜKSELİYOR

ABD'de bulunan Weill Cornell Tıp Fakültesi'de Cerrahi Bölümü araştırmacısı olan Shiubing Chen, Covid-19 sonrası diyabette en dikkat çeken detaylardan birinin insanların ürettiği kan şekeri seviyelerinin aşırı yüksek olması olduğunun altını çizerek, "Bu kişilerin çok büyük miktarda insüline ihtiyacı oluyor. Bu da pankreasta bazı akut hasarlar yaşanmış olabileceğine işaret ediyor" diye konuştu.

Pankreasta ne olduğunu anlamak amacıyla Chen ve ekibi Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybeden 5 donörün otopsi örneklerini inceledi. Ayrıca laboratuvar ortamında sağlıklı pankreas hücreleri koronavirüsle enfekte edilerek gözlem altına alındı.

Bu araştırmanın bulguları geçtiğimiz haftalarda hakemli bir bilim dergisi olan Cell Metabolism'de yayımlandı.

Araştırmacılar enfeksiyon sonrası pankreasın insülin üreten hücrelerinin tuhaf davranışlar sergilemeye başladığını tespit etti. Hücreler Kovid-19'den sonra insülin üretimini azaltıyor, tam ters etkiye sahip olan glukagon maddesini üretmeye başlıyordu. Hücreler ayrıca bir sindirim enzimi olan tripsin ve bağışıklık sistemine "Bu hücre hasta ve ortadan kaldırılmalı" mesajını gönderen kemokinleri de üretmeye başlıyordu.

Chen, Insider'a yaptığı açıklamada, bu etkinin diyabete yol açacak kadar ağır olup olmadığını ise henüz bilmediklerini söyledi.

KAN ŞEKERİ SEVİYESİ YÜKSELDİKÇE KOVID AĞIR GEÇİYOR

Bulguları değerlendiren Rubino ise koronavirüsün beta hücrelerinin fonksiyonunu değiştirmesine yol açmasının olası olduğunu ancak başka sebeplerin de söz konusu olabileceğini vurguladı. Rubino örneğin bazı kişilerin Kovid-19'a yakalamadan önce de diyabetli olup bu durumu enfeksiyon sayesinde fark etmesi gibi durumların yaşanabileceğini ifade etti. Rubino'nun dikkati çektiği bu noktayla bağlantılı bir diğer araştırma da İsrail'den geldi.

Kudüs İbrani Üniversitesi, Meuhedet Kamu Sağlığı Kuruluşu, Kudüs Teknoloji Koleji ve Hadassah Tıp Merkezi'nin iş birliğinde geliştirilen araştırmada, diyabetin Kovid-19 riskini artırdığı verisinden yola çıkılarak, on binlerce kişinin enfeksiyon öncesi kan şekeri seviyeleri incelendi ve oldukça çarpıcı sonuçlar elde edildi: Diyabet tanısı olmasa da Kovid-19'u ağır geçirenlerde enfeksiyon öncesi kan şekeri seviyesi standardın üzerindeydi. (Yetişkinlerde açlık kan şekeri standardı 70-100 mg/dl kabul ediliyor.) Araştırma bulgularına göre, diyabet tanısı olmayan kişilerde kan şekeri seviyesi yükseldikçe Kovid-19'u ağır geçirme riski de arttı. Açlık kan şekeri 105-125 mg/dl aralığında olan kişilerin Kovid-19'u ağır geçirme riski, kan şekeri seviyesi 105 mg/dl'nin altında olanların 1,5 katıydı. Kan şekeri seviyesi 125-140 mg/dl olan grupta bu fark 2 katına kadar çıkıyordu. Diyabet tanısı bulunan hastalarda ise daha farklı bir tablo gözlemlendi. Kan şekeri seviyesi en düşük (80 mg/dl) olan diyabet hastalarında ağır vaka ihtimali 4'te 1 iken, kan şekeri seviyesi 106-125 mg/dl olan hastalarda ağır vaka ihtimalinin 12'de 1 olduğu görüldü

Araştırmanın yürütücülerinden Dr. Michal Shauly-Aharonov, yaptığı açıklamada, "Bu çalışmanın amacı Kovid-19'da ölüm riskini artıran ve önceden yönetilebilecek faktörleri belirlemek, böylece kamuoyunda farkındalığı artırabilmekti" dedi. Meuhedet Kamu Sağlığı Kuruluşu Bölgesel Diyabet Kliniği'nin yöneticisi Dr. Orit Bernholtz-Gulchin ise bulguların hipogliseminin (kan şekeri seviyelerinin keskin bir biçimde normalin altına inmesi) önlenmesinin önemine dikkat çektiğini vurguladı. Diyabet hastalarının Kovid-19’da risk grubunda bulunduğunu, hastalığı daha ağrı geçirdiklerini biliyorduk. Ancak yapılan yeni araştırmalar, önemli bir tartışmanın kapısını araladı.

Kovid-19 yaklaşık iki yıldır hayatımızda. Buna rağmen hastalık ve virüsle ilgili her gün yeni bir bilgiye uyanıyoruz. Bilim insanları bir yandan virüsün vücutta yarattığı tahribatın uzun vadeli etkilerini araştırırken, bir yandan da neden bazı kişilerin virüs karşısında diğerlerine kıyasla daha dayanıklı ya da dayanıksız olduğunu çözmeye çalışıyor. Bu bağlamda en dikkat çeken ve kafa kurcalayan noktaların başında kan şekeri seviyeleri geliyor. Bilindiği üzere, kandaki şeker seviyelerinin standart seviyenin üzerinde olması Diyabet olarak adlandırılıyor. Vücudun yeterince insülin (kan şekerini düşüren hormon) üretmediği durumlar Tip 1; ürettiği insüline direnç gösterdiği durumlar ise Tip 2 diyabet olarak adlandırılıyor. Uzmanlar, Kovid-19'un ilk ortaya çıktığı günden bu yana diyabet hastalarının risk grubu içinde bulunduğunu, diyabet tanısının Kovid-19'da hastaneye yatış ihtimalini artırdığını öne sürüyor.

KORONA VİRÜS SONRASI DİYABET BELİRTİLERİ ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLADI

Ancak 2021 yılı başlarında, Kovid-19 geçirip iyileşen hastaları takip eden araştırmalarda önemli bir nokta daha dikkat çekildi. Enfeksiyondan önce diyabet tanısı olmayan çok sayıda kişide Tip 1 veya Tip 2 diyabet belirtileri ortaya çıkmaya başladı. Doktorlar bu belirtilerin Kovid-19'la bağlantılı olduğunu düşünüyor ancak geçici mi yoksa kalıcı mı olduklarına dair net bir tespitte bulunamıyordu. Londra'da bulunan King's College'da Metabolik Tıp Bölüm Başkanı olan Francesco Rubino, Insider'a yaptığı açıklamada, "Bir bağlantı olduğu açık. Hastalıkların birbirini tetiklemesine neden olan bir mekanizma var" dedi ve ekledi: "Asıl soru bu yeni ortaya çıkan diyabet vakalarının virüsten kaynaklanıp kaynaklanmadığı." Kovid-19 sonrası ortaya çıkan diyabet vakalarını açıklamak için ilk ortaya atılan teorilerden biri, vücudun pankreas hücrelerini Korona virüs zannederek saldırdığı ve bunun sonucunda vücuttaki insülin üretiminde aksamalar meydana geldiği yönündeydi. Ancak güncel araştırmalar, virüsün pankreası etkileyerek kendi kendine zarar vermesine yol açabileceğini ortaya çıkardı. 

KAN ŞEKERİ SEVİYELERİ AŞIRI YÜKSELİYOR

ABD'de bulunan Weill Cornell Tıp Fakültesi'de Cerrahi Bölümü araştırmacısı olan Shiubing Chen, Covid-19 sonrası diyabette en dikkat çeken detaylardan birinin insanların ürettiği kan şekeri seviyelerinin aşırı yüksek olması olduğunun altını çizerek, "Bu kişilerin çok büyük miktarda insüline ihtiyacı oluyor. Bu da pankreasta bazı akut hasarlar yaşanmış olabileceğine işaret ediyor" diye konuştu. Pankreasta ne olduğunu anlamak amacıyla Chen ve ekibi Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybeden 5 donörün otopsi örneklerini inceledi. Ayrıca laboratuvar ortamında sağlıklı pankreas hücreleri koronavirüsle enfekte edilerek gözlem altına alındı.

Bu araştırmanın bulguları geçtiğimiz haftalarda hakemli bir bilim dergisi olan Cell Metabolism'de yayımlandı. Araştırmacılar enfeksiyon sonrası pankreasın insülin üreten hücrelerinin tuhaf davranışlar sergilemeye başladığını tespit etti. Hücreler Kovid-19'den sonra insülin üretimini azaltıyor, tam ters etkiye sahip olan glukagon maddesini üretmeye başlıyordu. Hücreler ayrıca bir sindirim enzimi olan tripsin ve bağışıklık sistemine "Bu hücre hasta ve ortadan kaldırılmalı" mesajını gönderen kemokinleri de üretmeye başlıyordu. Chen, Insider'a yaptığı açıklamada, bu etkinin diyabete yol açacak kadar ağır olup olmadığını ise henüz bilmediklerini söyledi.

KAN ŞEKERİ SEVİYESİ YÜKSELDİKÇE KOVID AĞIR GEÇİYOR

Bulguları değerlendiren Rubino ise koronavirüsün beta hücrelerinin fonksiyonunu değiştirmesine yol açmasının olası olduğunu ancak başka sebeplerin de söz konusu olabileceğini vurguladı.

Rubino örneğin bazı kişilerin Kovid-19'a yakalamadan önce de diyabetli olup bu durumu enfeksiyon sayesinde fark etmesi gibi durumların yaşanabileceğini ifade etti.

Rubino'nun dikkati çektiği bu noktayla bağlantılı bir diğer araştırma da İsrail'den geldi.

Kudüs İbrani Üniversitesi, Meuhedet Kamu Sağlığı Kuruluşu, Kudüs Teknoloji Koleji ve Hadassah Tıp Merkezi'nin iş birliğinde geliştirilen araştırmada, diyabetin Kovid-19 riskini artırdığı verisinden yola çıkılarak, on binlerce kişinin enfeksiyon öncesi kan şekeri seviyeleri incelendi ve oldukça çarpıcı sonuçlar elde edildi: Diyabet tanısı olmasa da Kovid-19'u ağır geçirenlerde enfeksiyon öncesi kan şekeri seviyesi standardın üzerindeydi. (Yetişkinlerde açlık kan şekeri standardı 70-100 mg/dl kabul ediliyor.)

Araştırma bulgularına göre, diyabet tanısı olmayan kişilerde kan şekeri seviyesi yükseldikçe Kovid-19'u ağır geçirme riski de arttı. Açlık kan şekeri 105-125 mg/dl aralığında olan kişilerin Kovid-19'u ağır geçirme riski, kan şekeri seviyesi 105 mg/dl'nin altında olanların 1,5 katıydı. Kan şekeri seviyesi 125-140 mg/dl olan grupta bu fark 2 katına kadar çıkıyordu.

Diyabet tanısı bulunan hastalarda ise daha farklı bir tablo gözlemlendi. Kan şekeri seviyesi en düşük (80 mg/dl) olan diyabet hastalarında ağır vaka ihtimali 4'te 1 iken, kan şekeri seviyesi 106-125 mg/dl olan hastalarda ağır vaka ihtimalinin 12'de 1 olduğu görüldü

Araştırmanın yürütücülerinden Dr. Michal Shauly-Aharonov, yaptığı açıklamada, "Bu çalışmanın amacı Kovid-19'da ölüm riskini artıran ve önceden yönetilebilecek faktörleri belirlemek, böylece kamuoyunda farkındalığı artırabilmekti" dedi.

Meuhedet Kamu Sağlığı Kuruluşu Bölgesel Diyabet Kliniği'nin yöneticisi Dr. Orit Bernholtz-Gulchin ise bulguların hipogliseminin (kan şekeri seviyelerinin keskin bir biçimde normalin altına inmesi) önlenmesinin önemine dikkat çektiğini vurguladı.

‘İLGİNÇ AMA ŞAŞIRTICI DEĞİL’

Tüm bu araştırmaları ve sonuçlarını sorduğumuz Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, diyabet ve Kovid-19 ilişkisiyle ilgili bulguları “Gerçekten ilginç ama şaşırtıcı değil” sözleriyle yorumladı. “Araştırmalar, virüsün pankreas beta hücrelerinde yaptığı değişikliğe bağlı olarak insülin düzeyinin etkilendiğini ve böylece hastalarda kan şekeri düzeyinde yükselme ile diyabet oluştuğunu mekanizmalarıyla açıklamış. Özellikle otopsi çalışmaları sonucunda pankreasta viral antijen (virüse ait proteinler) saptandığını belirtiliyor” diyen Ertuğrul, şöyle devam etti: “Bu antijenlere karşı vücudun vereceği bağışıklık yanıtı nedeniyle pankreasta bir harabiyet oluşması olası. Bu da özellikle insülin salınımını etkileyecek ve dolayısıyla diyabete yol açacaktır. Bu anlamda yayınlar önemli bir bulguyu bize gösteriyor.”

‘KOVID-19 DİYABETE YOL AÇABİLİR’

“Kovid-19 diyabete sebep oluyor olabilir mi?” diye de sorduğumuz Bülent Ertuğrul’un cevabı, “Evet. Bu yayınlara göre Kovid-19 diyabete yol açabilir” şeklinde oldu. Dahası Kovid-19 geçirmeden önce zaten diyabet için riskli olan ve halk arasında gizli şeker diye bilinen durumda olanların da bu açıdan risk altında olduğundan bahseden Ertuğrul, “Özellikle, hastaneye yatarak tedavi olması gereken ve oksijen düzeyi düşük olanlara uygulanan steroid tedavisi bu hastalarda zaten sınırda olan diyabet durumunun ortaya çıkmasına yol açabilir. Yani hem virüsün pankreas hücrelerinde yarattığı harabiyet hem de steroid tedavisi hastanın gizli diyabetinin aşikar hale gelmesine yol açabilir” dedi.

‘DİYABETİK HASTALARDA, BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNDEKİ BAZI FONKSİYONLAR YERİNE GETİRİLEMİYOR'

Ertuğrul, kan şekeri seviyesi yükseldikçe Kovid-19’un daha ağır seyretmesi konusunda, “Kan şekerinin yüksek olmasının Kovid-19’un ciddi geçirilmesi için bir risk faktörü olduğu daha önce yapılan bilimsel çalışmalarla gösterilmişti” hatırlatmasını yaptı ve ekledi: “Ne yazık ki diyabetik hastalarda, özellikle düzensiz kan şeker kontrolü olanlarda, bağışlılık sistemimizdeki bazı fonksiyonlar tam olarak yerine getirilemiyor. Bu da vücudun virüse karşı savaşında bir zayıflık oluşturuyor. Buna bağlı olarak diyabetik hastalarda Kovid-19 daha ağır geçirilebiliyor hatta ölümle sonuçlanabiliyor.

‘KAN ŞEKERİNİN DÜZENİ ÇOK ÖNEMLİ'

Kovid-19 geçiren diyabetik hastalarda kan şekerinin düzenli gitmesinin çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ertuğrul, “Bu nedenle bu hastalar yakından izlenir ve gereğinde kullandıkları ilaçlarda düzenlemeler yapılır. Örneğin, insülin dozlarında değişiklikler yapılarak hastanın kan şekeri kontrolü sağlanmaya çalışılır. Aslında her türlü enfeksiyon diyabetik hastada şeker düzensizliğine yol açabilir ve infeksiyöz hastalık geçiren diyabetik hastaların hepsinde bu tür düzenlemeler yapılır” ifadelerini kullandı. Tüm bu araştırmaları ve sonuçlarını sorduğumuz Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, diyabet ve Kovid-19 ilişkisiyle ilgili bulguları “Gerçekten ilginç ama şaşırtıcı değil” sözleriyle yorumladı. “Araştırmalar, virüsün pankreas beta hücrelerinde yaptığı değişikliğe bağlı olarak insülin düzeyinin etkilendiğini ve böylece hastalarda kan şekeri düzeyinde yükselme ile diyabet oluştuğunu mekanizmalarıyla açıklamış. Özellikle otopsi çalışmaları sonucunda pankreasta viral antijen (virüse ait proteinler) saptandığını belirtiliyor” diyen Ertuğrul, şöyle devam etti: “Bu antijenlere karşı vücudun vereceği bağışıklık yanıtı nedeniyle pankreasta bir harabiyet oluşması olası. Bu da özellikle insülin salınımını etkileyecek ve dolayısıyla diyabete yol açacaktır. Bu anlamda yayınlar önemli bir bulguyu bize gösteriyor.”

‘KOVID-19 DİYABETE YOL AÇABİLİR’

“Kovid-19 diyabete sebep oluyor olabilir mi?” diye de sorduğumuz Bülent Ertuğrul’un cevabı, “Evet. Bu yayınlara göre Kovid-19 diyabete yol açabilir” şeklinde oldu.

Dahası Kovid-19 geçirmeden önce zaten diyabet için riskli olan ve halk arasında gizli şeker diye bilinen durumda olanların da bu açıdan risk altında olduğundan bahseden Ertuğrul, “Özellikle, hastaneye yatarak tedavi olması gereken ve oksijen düzeyi düşük olanlara uygulanan steroid tedavisi bu hastalarda zaten sınırda olan diyabet durumunun ortaya çıkmasına yol açabilir. Yani hem virüsün pankreas hücrelerinde yarattığı harabiyet hem de steroid tedavisi hastanın gizli diyabetinin aşikar hale gelmesine yol açabilir” dedi.

‘DİYABETİK HASTALARDA, BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNDEKİ BAZI FONKSİYONLAR YERİNE GETİRİLEMİYOR'

Ertuğrul, kan şekeri seviyesi yükseldikçe Kovid-19’un daha ağır seyretmesi konusunda, “Kan şekerinin yüksek olmasının Kovid-19’un ciddi geçirilmesi için bir risk faktörü olduğu daha önce yapılan bilimsel çalışmalarla gösterilmişti” hatırlatmasını yaptı ve ekledi:

“Ne yazık ki diyabetik hastalarda, özellikle düzensiz kan şeker kontrolü olanlarda, bağışlılık sistemimizdeki bazı fonksiyonlar tam olarak yerine getirilemiyor. Bu da vücudun virüse karşı savaşında bir zayıflık oluşturuyor. Buna bağlı olarak diyabetik hastalarda Kovid-19 daha ağır geçirilebiliyor hatta ölümle sonuçlanabiliyor.”

‘KAN ŞEKERİNİN DÜZENİ ÇOK ÖNEMLİ'

Kovid-19 geçiren diyabetik hastalarda kan şekerinin düzenli gitmesinin çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ertuğrul, “Bu nedenle bu hastalar yakından izlenir ve gereğinde kullandıkları ilaçlarda düzenlemeler yapılır. Örneğin, insülin dozlarında değişiklikler yapılarak hastanın kan şekeri kontrolü sağlanmaya çalışılır. Aslında her türlü enfeksiyon diyabetik hastada şeker düzensizliğine yol açabilir ve infeksiyöz hastalık geçiren diyabetik hastaların hepsinde bu tür düzenlemeler yapılır” ifadelerini kullandı.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
Trump'tan tartışmalı Grönland ve Panama yorumu
Rusya'ya kaçan Esed herkesi kandırmış! Haber salıp kameraları kurdurdu ama...