20-70 yaş arası insanların yüzde 50'sinde görülen hastalık: Varis
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Yiğit Tanrısever yaş ilerledikçe artan varis riski hakkında uyarırken 20-70 yaş arası insanların yüzde 50'sinde görüldüğünü de ekledi.
Varis ve tedavisi hakkında bilgi veren Dr. Gökhan Tanrısever, varisi en basit tabiriyle bacaklardaki toplardamarların genişlemesi ve görünür hale gelmesi olarak tanımladı. Varislerin oluşum mekanizmasını anlamak varislerin tedavi sürecini ve ilerlemesini engellemek adına çok önemli olduğunu vurgulayan Tanrısever, “Toplardamarlar bacaklarımızdan geri dönen kanı yer çekiminin tersi yönünde kalbe taşıyan damarlardır. Bu damarların içindeki akımın yukarı doğru devam edebilmesi ve aşağıya göllenmemesi için toplardamarımızın içinde kapaklar vardır. Bacak kaslarının kasılması ile kalbe dönen kan kapakların da yardımı ile tek yönlü olarak kalbe doğru ilerler. Ancak damarlar çok fazla genişlediğinde kapakların uçları birbirinden uzaklaşır ve kanın aşağı doğru kaçışı engellenemez. Kapaklarda hasar oluştuktan sonra kanın yer çekimi etkisi ile aşağı yönde basınç oluşturması ile yüzeysel toplardamarlarda genişlemeler yani bacak varisleri meydana gelir” dedi.
Soğuk alerjisine dikkat! Kaşıntının nedeni olabilir
YAŞ İLERLEDİKÇE DAHA SIK GÖRÜLÜR
Varisin, toplumda 20 ila 70 yaş arasındaki insanlarımızın neredeyse yüzde 50’sinde bulunduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Tanrısever, “Yaşı 70’in üzerindeki hastaların yüzde 70 ila 80’inde varis görülme oranı mevcuttur. Yani yaş ilerledikçe varis görülme riski daha da artar. Özellikle kadınlarda varis görülme sıklığı daha fazladır. Kadınlarda sık görülme nedeniyse hormonların etkisi ve gebeliktir. Gebelikte kadınlarda meydana gelen hormonal değişiklikler, artan sıvı miktarı ve gebelik sırasındaki bebeğin karın içinde yaptığı baskı, toplardamarlarda basıncı artırarak varis oluşumuna neden olmaktadır. Hormonlar, aynı zamanda toplardamarların bağ dokusunu gevşeterek varis oluşumunda etkili olurlar” şeklinde konuştu.
BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI
Varis hastaları çoğunlukla damarları ciltten gözle görülür hale gelince kendilerine başvurduklarını ifade eden Dr. Tanrısever, “Kan kaçağı (reflü) sonucu oluşan varislerin çoğu çıplak gözle görülebilir; ancak bunlar buzdağının sadece görünen kısmını oluşturur. Kapak yetmezliği sonucu varise neden olan damarlar, yani olayın esas nedeni olan ana damarlar çıplak gözle görülemez ya da elle yapılan muayene ile anlaşılamaz” ifadelerine yer verdi.
HER VARİS HASTASI RENKLİ DOPPLER İLE İNCELENMELİ
Gözle görünmeyen damarların ancak “Renkli Doppler Ultrasonografi” denilen özel bir ultrason cihazıyla görüntülenebileceğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Tanrısever, “Bu cihazla ayrıca cildin alt kısımlarında yer alan ve çıplak gözle görülemeyen varisler ile bacağın atardamar ve derin toplardamar sistemi de görüntülenir. Bu nedenle her varis hastası mutlaka önce renkli Doppler Ultrasonografi ile incelenmeli, hastalıklı damarlar tespit edilerek bir yol haritası belirlenmelidir. Medikal veya cerrahi tedavi planı da bu ultrasonografi sonucuna göre belirlenmelidir. Renkli Doppler Ultrasonografi mutlaka deneyimli bir hekim tarafından ve ayakta iken yapılmalıdır, çünkü varis hastalığında yanlış ya da yetersiz tedavilerin en önemli nedeni renkli Doppler Ultrasonografi tetkikinin yanlış yapılması ya da yorumlanmasıdır” dedi.
VARİS TEDAVİSİNE ERKEN BAŞLANMASI ÇOK ÖNEMLİDİR
Varisin belirtilerini sıralayan Dr. Tanrısever, “Bacak damarlarının gözle görülür şekilde belirginleşmesi, ilerlemiş şekliyle damarların ciltten kabarık hale gelmesi, bacaklarda ağrı, bacaklarda özellikle ayak bileği çevresinde şişlik, bacaklarda kaşıntı, özellikle geceleri artan yanma, kramplar bacaklarda huzursuzluk, dolgunluk olarak belirtebiliriz. Kişide bu şikayetlerin bir veya bir kaçı olması durumunda hemen bir Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanına muayene olması gerekmektedir. Varis tedavisine erken başlanması hem tedavinin daha etkin şekilde tamamlanması, hem de kişinin bacaklarında geri dönüşü olmayan hasarlar meydana gelmeden hastalığın giderilmesi açısından çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
İLAÇLA KORUNMAK MÜMKÜN DEĞİL
Herhangi bir ilaç kullanarak varisten korunmanın mümkün olmadığının altını çizen Tanrısever, ancak varis oluşumu önlemek için şu tavsiyelerde bulundu: “Uzun süre ayakta kalmaktan kaçınmak, kalma zorunluluğu var ise düzenli varis çorabı kullanmak alınacak en önemli tedbirdir. Hamilelikte düzenli koruyucu varis çorabı giyilmesi, düzenli yürüyüş yapmak, akşamları yarım saat bacakları yukarı kaldırmak, sıcaktan kaçınmak, bacakları soğuk suyla yıkamak, fazla kilolardan kurtulmak gibi önlemler varis oluşumunu engellemek ve ilerlemesini durdurmakta önemli fayda sağlamaktadır.”