Mevsim geçişlerinde bahar yorgunluğu şikayetleri artıyor

Medicana Çamlıca Hastanesi Check-Up Sorumlu Hekimi Dr. Hizan Nur Bucak Batı mevsim geçişlerinde vücutta hormonal değişimler olduğunu belirterek hareketsizlik, hava kirliliği ve GDO'lu gıdaların bu şikayetleri arttırdığını söyledi.

Mevsim geçişlerinde bahar yorgunluğu şikayetleri artıyor
Mevsim geçişlerinde bahar yorgunluğu şikayetleri artıyor
GİRİŞ 05.04.2022 17:07 GÜNCELLEME 05.04.2022 17:16

Dr. Hizan Nur Bucak Batı, mevsim geçişlerinde vücutta hormonal değişimler meydana geldiğini belirterek, "Bu durumun genel belirtisi yorgunluk olarak kendini gösterebilir. Hareketsizlik, beslenme alışkanlıklarındaki olumsuz değişim, hava kirliliği ve GDO’lu gıdalar gibi nedenlerden kaynaklı olarak bahar yorgunluğu şikayetleri artıyor" dedi. Uzmanlar, son dönemde Covid-19 salgını başta olmak üzere, değişen yaşam koşulları, hareketsizlik, beslenme alışkanlıklarındaki olumsuz değişim, sigara ve alkol tüketimi, hava kirliliği, küresel ısınma, sanayileşme ve GDO’lu gıdalardaki artış gibi nedenlerden kaynaklı olarak “bahar yorgunluğu” şikayetlerindeki görülme sıklığının arttığını belirtiyor. 
 
BAHAR YORGUNLUĞUNA DİKKAT EDİLMELİ 

Bahar yorgunluğuna dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Hizan Nur Bucak Batı, “Bu yorgunluğu, bahar yorgunluğu saysak bile, uzun süren yorgunlukların ciddiye alınması, altta yatan başka bir sorun olup olmadığının araştırılması gerekiyor. Bazı dönemlerde yeterli besin alınmaması, vitamin ve minerallerin eksik kalması, tiroit bezinin çalışma düzensizlikleri, tansiyon, kalp, enfeksiyon hastalıkları, sigara kullanılması yorgunluk belirtilerini artıran unsurlar olarak sıralanıyor. Bu nedenle düzenli kontrollerimizi aksatmamak, yılda bir sefer check-up yaparak, genel vücut sağlığımız kontrol ettirmek bizleri kronik ve hayati risk oluşturan hastalıklardan koruyacak ve erken teşhis olanağı sağlayacaktır” diye konuştu.  

HASTALIK DEĞİL

Bahar yorgunluğunun bir hastalık olmadığını vurgulayan Dr. Hizan Nur Bucak Batı, “Bahar dönemlerinde kişide enerji yoksunluğu, bitkinlik, isteksizlik, uyku sorunları, sabah uyanamama, kas ve eklem ağrıları, baş ağrısı, dikkat eksikliği gibi belirtilerle ortaya çıkabilen tablonun ihmal edilmemesi gerekir. Çünkü bedenimiz anemi (kansızlık), tiroit hastalıkları, fibromiyalji, karaciğer ve böbrek hastalıkları, akciğer ve kalp hastalıkları, kanser, kan hastalıkları, depresyon ve anksiyete bozuklukları, iş, aile ve sosyal yaşantıyı etkileyen psikolojik bozukluklar gibi farklı hastalıkların semptomlarını gösteriyor olabilir. Bu nedenle uzun süren belirtilerde mutlaka uzman bir hekime başvurmak ihmal edilmemelidir. Ayrıca bahar döneminde birçok kişide gastrit gibi mideye bağlı rahatsızlıklar gözlenebilir; depresyon, uyku sorunları, sinirlilik ve anksiyete gibi duygu durum değişiklikleri; baş dönmesi ve dengesizlik, saç dökülmesi, cilt kuruluğu ve cilt döküntüsü görülebilir. Bahar yorgunluğunda görülen önemli rahatsızlıkların başında kalp damar hastalıklarında artış ve tansiyon düzensizliği gelir. Isı ve nem değişimleri ile birlikte nefes darlığı ve akciğer hastalığı olan kişilerde yakınmalarının arttığını görebiliriz. Bahar yorgunluğu yakınmaları hipotiroidi ile tiroid bezinin az çalışmasıyla çok benzerlik gösterir. Ayrıca tiroid hastalıklarının bu dönemde arttığını biliyoruz. Bu nedenle tiroid tetkiklerinin yapılması çok önem arz etmektedir“ dedi. 

BAHAR YORGUNLUĞU ŞİKAYETLERİNDE ARTIŞ VAR
 
Bahar yorgunluğu için neler yapılabileceği konusunda açıklamalarda bulunan Medicana Çamlıca Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dyt. Deniz Pirçek ise bahar yorgunluğunun etkilerini hafifletmek ve dinç kalabilmenin temel yolunun düzenli beslenme, düzenli egzersiz ve kaliteli bir uyku olduğunu belirterek, "Son birkaç yıldır bahar dönemine denk gelen Ramazan ile birlikte bahar yorgunluğu şikayetlerinde de artış görüyoruz. Doğru bir beslenme düzeni ile bu dönemde yaşam kalitemizi ve konforumuzu artırabiliriz. Bu dönemde vitamin ve mineral dengesine daha da dikkat etmek gerektiği için, sofralarda sebze ve meyveye yeterince yer ayırmak gerekiyor. Özellikle C ve B grubu vitaminler, potasyum, magnezyum ve çinko açısından zengin gıdaları bol bol tüketmek gerekiyor. Günde 2-2,5 litre suyu dengeli şekilde güne yayarak içmek gerekiyor. Beyaz un ve şeker oranı yüksek olan gıda tüketimini azaltırken, çok ağır ve yağlı yemekler yerine sebze ağırlıklı yemekleri tercih etmek gerekir. Sağlıklı bir kahvaltı güne iyi ve enerjik başlamak için faydalı olacaktır. Balık ve belli miktarda özellikle ceviz ve fındık olmak üzere kuruyemişler tercih edilmelidir” dedi. 

MEVSİMİNDE SEBZE MEYVE TÜKETMEK ÖNEMLİ
 
Dyt. Deniz Pirçek, önerilerini şöyle sıraladı: "Mevsiminde sebze ve meyve tüketmek (semizotu, enginar; çilek, kivi, avokado gibi), doğal probiyotik olan turşu, ev yapımı yoğurt gibi besinleri düzenli tüketmek, kahvaltıyı kesinlikle ihmal etmemek, ana ve ara öğünleri atlamamak, alerjik bir durum yoksa günde bir tane yumurta yemek, ara öğünlerde 5-10 adet cevizi badem fındık gibi kuruyemişleri ihmal etmemek, gün içinde ana öğünlerde mutlaka yeşillik veya salata tüketmek, beyaz undan yapılan ekmek yerine, kepekli, tam tahıllı, tam buğday, çavdar gibi lif ve besin değeri güçlü ürünleri tercih etmek, kahve gibi kafeinli içecekler yerine, metabolizmayı rahatlatan, çalıştıran ve bağışıklığı güçlendiren bitki çaylarını tercih etmek, vücutta fazla su birikimi ve ödemene neden olacağından fazla tuzdan kaçınmak, alkol, asitli-gazlı içeceklerden uzak durmak, gün ışığı ve güneş ışığında da faydalanmak için sabah erken saatler veya akşamüzeri açık alanda egzersiz ve düzenli yürüyüş yapmak, uyku düzenine dikkat etmek ve kaliteli bir uyku planlaması yapmak, birçok hastalığın başlıca nedenleri arasında yer alan, duygusal açlığı da tetikleyen, aşırı kilo alımına da neden olabilecek stresi azaltacak hobi ve uğraşlar edinmek"

KAYNAK: İHA
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
DİĞER HABERLER
İstanbul'da DEM Partili iki ilçe yöneticisi tutuklandı
Rusya'dan gözdağı! Bir sonraki adım nükleer olabilir