Sessizce ilerliyor, tesadüfen fark ediliyor! Böbreği korumak için bu risklerden kaçının
Toplumlara göre değişmekle birlikte, her 10 kişiden 1’inde böbrek hastalığının görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, Türkiye'de de diyabetteki artışa paralel olarak böbrek hastalıklarının yaygınlaştığını ifade etti.

İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Gülçin Kantarcı, böbrek sağlığının vücudun genel işleyişi için kritik bir öneme sahip olmasına karşın yeterli özenin gösterilmediğini söyledi. Her yaşın sorunu olan böbrek hastalıklarının, obezite, diyabet gibi hastalıkların artışına paralel olarak daha da önem kazandığına işaret eden Prof. Dr. Kantarcı, “Böbrek hastalıkları genellikle belirti vermeden ilerler. Bu nedenle düzenli kontroller hayati önem taşır” dedi.
Kolon kanserine karşı savaş açıyor! İşte bağırsaklarınızı kalkan gibi koruyan o mucize...
OBEZİTE, BÖBREK SAĞLIĞINI OLUMSUZ ETKİLEYEN BİR FAKTÖRDÜR!
Böbrek sağlığını korumanın en önemli yollarından birinin yeterli sıvı tüketmek olduğunu belirten Prof. Dr. Kantarcı, “Vücudumuzdaki toksinleri atabilmek ve obeziteyi engellemek için sıvı tüketmemiz gerekir. Obezite, böbrek sağlığını olumsuz etkileyen önemli bir faktördür. Ayrıca, ilaç kullanan kişilerde ilacın atılması gereken atıklarının vücuttan atılması için sıvı tüketmek gereklidir. Günde en az yarım litre su içmek böbreklerin toksinleri atması ve düzgün çalışması için gereklidir. İdeal olarak, kilo başına 30 ml su tüketilmesi önerilir” diye konuştu.
BÖBREK HASTALIKLARINDA EN BÜYÜK RİSK FAKTÖRLERİ...
Böbrek hastalıklarının her yaşta ortaya çıkabileceğini ancak yaş ilerledikçe riskin arttığını belirten Prof. Dr. Kantarcı, hastalıkla ilgili risk faktörleriyle ilgili şu bilgileri verdi:
“İnsülin direnci ve fazla kilo ile yakın ilişki içinde olan tip 2 diyabet en yaygın sebeplerden. Ayrıca, böbrek yetmezliğine yol açan bazı genetik hastalıklar da risk oluşturabiliyor. Özellikle genetik kaynaklı hastalıklar, yeni doğan döneminden itibaren ortaya çıkabilir. Sigara kullanımı ise bu faktörlerle birleşerek böbrek hastalığını tetikler ve idrarla protein kaybına neden olur. Ayrıca zamanında fark edilmemiş veya yeterince tedavi edilmemiş böbrek taşları da hastalığın önemli nedenlerinden biridir. Böbreklerin süzme gücü yaşla birlikte azaldığı için böbrek yetmezliği riski de artar.”
TESADÜFEN TESPİT EDİLİYOR!
Böbrek hastalıklarının genellikle belirti vermeden ilerlediğini ve ileri evreye gelene kadar fark edilmediğini belirten Prof. Dr. Kantarcı, “Diğer organ yetmezliklerinden farklı olarak, böbrek yetmezliği genellikle ileri evreye gelene kadar fark edilmez. Böbrek hastalığı genellikle başka bir sağlık sorunu araştırılırken tesadüfen tespit edilir” ifadelerini kullandı.
BELİRTİLERİ GEÇ ORTAYA ÇIKIYOR!
Belirtilerin geç ortaya çıkmasının özellikle kronik hastalıkları olan kişilerin yıllık takiplerini daha da önem kazandığını hatırlatan Prof. Dr. Kantarcı, sözlerine şöyle devam etti:
“Ayrıca, uzun süren enfeksiyonlar ve bu enfeksiyonlar için kullanılan tedaviler de böbrekleri etkileyebilir. Tomografi, anjiyografi gibi ilaçlı görüntüleme yöntemleri sonrası böbrek yetmezliği gelişebilir. Bu nedenle düzenli kontrol şart. Diyabet, yüksek tansiyon, kalp yetmezliği veya kanser tedavisi gören kişilerin yılda en az bir kez böbrek taraması yaptırması gerekir. Tam idrar tahlili ve serum kreatinin ölçümü gibi basit testlerle böbrek sağlığı takip edilebilir. Bu testler, aile sağlığı merkezlerinde kolayca yapılabilir.”
'İLERİ EVRE BÖBREK YETMEZLİĞİNDE EN İDEAL TEDAVİ ORGAN NAKLİ'
İleri evre böbrek yetmezliği tedavisinde diyaliz ve böbrek naklinin başlıca seçenekler olduğunu belirten Prof. Dr. Kantarcı, tedaviyle ilgili şu bilgileri verdi: “Hemodiyaliz ve periton diyalizi, böbrek fonksiyonlarının bir kısmını yerine getirirken, böbrek nakli tüm fonksiyonları geri kazandırır. Hemodiyalizde, kan, bir cihaz aracılığıyla vücuttan alınır, temizlenir ve tekrar hastaya geri verilir. Periton diyalizde ise hastanın karın boşluğuna özel bir sıvı verilir, bu sıvı bir süre bekletildikten sonra atıklarla birlikte geri alınır. Karın yapısına ve vücut hacmine göre sıvı miktarı ayarlanır. En ideal tedavi yöntemi böbrek naklidir, ancak uygun donör bulunana kadar diyaliz hayat kurtarıcı bir rol oynar.”