Sarı nokta gözünüzü kör etmesin
Halk arasında "sarı nokta" denen, tıbbi adı”makula dejeneresansı”olan hastalık, insanların başına hangi yıllarda sorun oluşturuyor?
İlgi Hastanesi Göz hastalıkları Uzmanı Sadun Yalçın hastalığın bilinmezlerini Haber7'ye açıkladı. Nedenleri arasında; ilerleyen yaş faktörü, aile öyküsü, cinsiyet (kadınlarda daha fazla), açık renkli göz, hipertansiyon, kalp hastalığı, sigara içiyor olması ve UV ışınları da sayılabilir.
Son zamanlarda hastalıkla ilgili yapılan çalışmalar sonrasında gelişen tedavi yöntemlerini ve hastalığın tanısı ile ilgili soruları İlgi Hastanesi Göz Hastalıkları Hekimi Sadun Yalçın’la konuştuk:
- Sarı nokta hastalığı nedir?
- Makular dejenerasyonu yada öteki adıyla sarı nokta, gözümüzün arkasında yer alan retina kısmında en net gördüğümüz ve içinde sarı renkli maddelerin olduğu görme merkezidir. Makula, sarı nokta da denilen ve keskin görmeden sorumlu retina tabakasının ortasında çok küçük bir alandır. Karşıya baktığımızda ışık kornea ve lens tarafından makulaya odaklanır. Görmemiz merkezde daha keskin kenarlara doğru ise daha zayıftır. Makular dejenerasyonu, sarı noktanın hasara uğraması sonucu ortaya çıkar.
- Sarı nokta hastalığının belirtileri ve nedenleri nelerdir?
- Çok ender sayıda küçüklerde görülebilir olmasına rağmen makular dejenerasyonun gelişmesinde temel risk faktörü ilerleyen yaştır. Bunun yanı sıra aile öyküsü, cinsiyet (kadınlarda daha fazla), açık renkli göz, hipertansiyon, kalp hastalığı, sigara içiyor olması ve UV ışınları da risk faktörleridir.
Makular dejenerasyon, makulanın hasarlanması sonucu meydana gelir. Makula dışında kalan periferik retina alanları sayesinde çevresel görme korunur. Bu nedenle makula dejenerasyonu tam olarak bir körlüğe yol açmaz, ancak yakın çalışmayı ve okumayı bozarak çeşitli optik yardımcı cihazlar olmadan imkansız hale getirebilir.
- Sarı nokta hastalığında risk faktörleri nelerdir ?
Sarı nokta hastalığı için en önemli risk faktörü ilerleyen yaştır. Yani ne kadar yaşlı olunursa bu hastalıkla karşılaşma riski o kadar yüksektir. Hastalık 50 yaşından sonra ilerlemesini hızlandırıyor..
Türkiye’de 1 milyonun üzerinde kişi yaşa bağlı sarı nokta hastalığından dolayı görme kaybı yaşıyor. Hastalığın kadınlarda daha sık görülmesinin nedenini ise uzmanlar araştırmaya devam ediyor.
- 5. sarı nokta hastalığının kaç tipi var?
- 2 tipi vardır:
1- Kuru tip, yani kanama, sıvı birikimi veya yeni oluşmuş damar bulundurmayan tip.
2- Yaş tip, kanama ve yeni oluşmuş fakat zararlı damar ağı mevcut olan olan tip. Kuru tip nispeten daha zararsız olup zaman içinde yaş tipe dönüşebilir. Yaş tip; görmeyi ileri derece bozar. Tedavi edilmezse kalıcı hasar bırakma oranı yüksek olan ve tehlikeli tip yaş tiptir.
Hastalığın tedavisi var mıdır varsa yöntemleri açıklar mısınız?
Öncelikle hastalığın tanısı önemli. Elbette geçmiş yıllarla kıyaslandığında hastalığın tedavisinde çok mesafe katedildi ve şimdi daha kolay yöntemlerle hastaların yüzde seksenlik bir oranında tedavi iyi sonuç veriyor. İlgi Hastanesi Göz Kliniğimizde özellikle sarı nokta hastalığı ile ilgili olarak kullandığımız yöntemleri şöyle sıralayabilirim;
1- Makula dejenerasyonunda en önemli tedavi yöntemlerinden biri risk faktörlerinden korunarak hastalığa yakalanmamaktadır. En önemli risk faktörü yaştır ve bunu önlemenin mümkünü yoktur. Ama diğer risk faktörleri olan sigara, kolesterol, hipertansiyon, zararlı UV ışınlarından korunmak mümkündür. Güneş gözlükleri ve özel fotokromik gözlüklerle UV ışınlardan korunabilir.
2- Kuru tipin tedavisi: Kuru tipin kesin tedavisi olmamakla birlikte vitamin ilaçları ve beslenme alışkanlıkları ile hastalık yavaşlatılır ve % 50 oranında kanama riski azaltılır. Özellikle LUTEİN içerikli vitamin hapları ve OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİ çok faydalıdır. Sebze ve balık ( özellikle somon balığı) çok faydalıdır. Bu hastalıkta da UV ışığından korunmak önemlidir. Yeni yapılan çalışmalar ile göz içine verilen ilaçlar yada ağızdan alınan haplar ile hastalık başlangıç evresinde tedavi edilmesine yöneliktir.
3- Yaş tipin tedavisi: Makula dejenerasyonun en ağır formu olan ve hastanın yaşam kalitesini azaltan bu tipte yeni tedavi yöntemleri ile yüz güldürücü sonuçlar alınmaktadır. Vertoporfirin kullanılarak yapılan FOTODİNAMİK LASER ( Soğuk Laser) hastalığı durdurmaktadır. Son yıllarda en sık kullanılan İNTRAVİTREAL Anti-VGEF tedavi (Göz İçi İlaç Enjeksiyonu)hastalığı durdurmakla birlikte görme derecesini ve kalitesini önemli derecede arttırmaktadır. Bu ilaçlar steril ortamlarda ve göz uyuşturularak yapılır ve gerektiğinde tekrarlanabilir. Bazı durumlarda göz içi steroid tedavisi de yapılabilir. Kombine tedavide ise bu 3 tedavi bir arada yapılarak daha etkili sonuçlar alınabilir.
Sarı nokta hastalığında; esas amaç risk faktörlerini bilip erken teşhis koymaktır. Yani kuru tip formunda hastalığı yakalayıp koruyucu vitamin hapları ve özel fotokromik gözlüklerle hastalığın yaş tipe ilerlemesini engellemektir.
Yaş tip de ise erken teşhis koyup özellikle göz içi ilaç enjeksiyonları ile hastalığı durdurup görmeyi arttırmaktır.
Bundan 10 yıl öncesine kadar tamamen aciz kaldığımız sarı nokta hastalığında bugün için tedavi ve hastalıktan koruma yönünden fevkalade ileri durumdayız. Kronik bir hastalık olan sarı nokta hastalığını hem durdurmaktayız ve hem de görme seviyelerini arttırarak hastanın yaşam kalitesini arttırmaktayız.
- Hastane bünyesinde sarı nokta hastalığı nasıl yapılıyor?
- Bu merkezde sarı nokta hastalığının erken tanı tedavisi yapılmaktadır. Son teknoloji OCT, digital göz anjiosu cihazlarıyla bu hastalığın erken tanısını yapıp bilinen en başarılı tedaviler olan PDT(Soğuk laser)ve göz içi enjeksiyonlarıyla bu hastalığın ilerlemesi durdurulup iyileşmeler sağlanmaktadır. Ayrıca bu hastaların tedavi sonra görsel rehabilitasyonları içinde çalışılmaktadır. Bu sayede gelen hastaların sarı nokta hastalığına yakalanma riskleri değerlendirilip olanlar tedavi edilmekte riskli olanlar ise yakın takibe alınıp gelişmiş cihazlar yardımıyla hastalık kalıcı zararlar vermeden gerekli tedaviler yapılmaktadır.
- Belirli yaştan sonra doktora ne kadar sıklıkla gitmek lazım?
- 40 yaşından sonra her yıl düzenli olarak göz kontrolümüzü yaptırmamız gerekmektedir. Rutin kontrolün dışında görmede azalma, cisimlerin ortasını karanlık, eğik görme, çarpık görme şikâyetleri olursa hiç vakit kaybetmeden bir göz doktoruna mutlaka başvurulmalıdır. Unutmayalım ki erken tanı her hastalıkta olduğu gibi burada da çok önemlidir.
Yüzde yüz görme kaybı ile karşı karşıya kalındığında artık tedavi için çok geçmiş kalınabilir. Türkiye’de bu hastalık her 10 haneden sekizinde rastlanır durumdadır.
Op.Dr Sadun Yalçın
www.ilgihastanesi.com