Doğu'nun incisi: Van Gölü

Canavarı, Tamara'sı ve adalarıyla ünlü bir göl. Göl ama görenler havzanın göl olduğuna inanamıyor. Zira büyüklüğü öylesine devasa ki, görenler onu deniz bile zannedebiliyor. Van Gölü'nden bahsediyoruz. Türkiye'nin en büyük kapalı sulak havzası...

 

VAN GÖLÜ

Van ve Bitlis illerine kıyısı bulunan Van Gölü, büyüklüğü kadar tarihi ile de önemli bir turistik belde. Her yıl yüz binlerce yerli ve yabancı gezginin ziyaret ettiği Van Gölü görenleri büyülüyor, güzelliği ile mest ediyor.

 

Sahil kenti olmamasına karşın Bitlis ve Van'ın iklimini tek başına değiştiren Van Gölü, doğuya uzanan kıyıları ile bölgeye adeta hayat veriyor. Eşsiz bir mavilik ve sonsuz'muşçasına ucu bucağı görünmeyen sınırları ile doğal bir güzellik oluşturan göl, tarihi ile hakkında çokça destanlar yazdırmış, hikayelerin konusu olmuş.

DÜNYANIN EN BÜYÜĞÜ

Van Gölü için Türkiye'nin en büyüğü dedik ancak sularının sodalı olması bakımından dünyada bu boyuttaki bir örneği de bulunmuyor. 3 bin 713 kilometre karelik alanıyla dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü'nün üzerinde turistik gemiler, yüzen ulaşım araçları gezdiriliyor.

"AH TAMAR!"

kıyısında yürüyüşler yapılan, maviliğin içinde yeşile de doyacağınız bu alan, 4 ayrı adadan oluşuyor. Onlardan biri ve en çok bilineni de Akdamar adası. Van Gölü canavarı efsanesi kadar çok bilinen bir hikayeden geliyor Akdamar adasının ismi. Bu adanın isim babası, dram ile biten bir aşk hikayesine dayanıyor.

"Rivayet o ki, bir zamanlar bu bölgede  güzelliği ile bölgeye nam salan Tamar isminde bir kız yaşardı. Civarda çobanlık yapan bir genç de bu kıza aşık oldu. Zaman geçtikçe birbirlerini tanıyan bu ikili, buluşmaya görüşmeye başladı. Çoban her gece kızı görebilmek için karşı adaya yüzerek geçerken, bu durumu öğrenen kızın babası bu durumdan memnun olmadı.

Bu ilişkinin önüne geçmek isteyen baba, fırtınalı bir gecede buluşmanın gerçekleşeceği yere elinde fener ile gitti. Elinde ışık ile bir sağa bir sola koşturan adam, sürekli olarak genci yanıltmış ve su içinde güçsüz düşmesine neden oldu..

Yüzmekten gücünü yitirip, yorulan genç çoban Van Gölü kıyılarında boğulmadan önce son nefesiyle "Ah Tamar!" diye haykırmış. Bunu duyan kız da hemen ardından kendini gölün sularına bıraktı. O günden sonra ada Ah Tamar! ismi ile anılmaya başlandı."

AKDAMAR ADASI

Tamar ile Çoban'ın hikayesini anlattıktan sonra Akdamar adasına da girmemek olmaz. Bölgedeki en önemli tarihi yapılardan biri olan kilisenin tarihi 915 yıllarına dayanıyor. Orta Çağ Ermeni eserlerinden biri olan bu kilise, o dönemin kayıtlarıyla Büyük Haç Kilisesi olarak adlandırılıyor. 2005 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restorasyonu yapılan ve 2007 yılında ilk kez açılışı yapılan kilise, bugün müze olarak kullanılıyor.

Her yıl geleneksel olarak ayinlerin de düzenlendiği bu yapı, bölgenin en önemli tarihi yapılarından biri.

VAN GÖLÜ'NE NASIL ULAŞILIR?

Büyük oranda Van ilinde kıyıları bulunsa da Bitlis'e de bağlı olan Van Gölü'ne ulaşım oldukça rahat. Havayolu ve Karayolu ulaşımının bulunduğu Van ile Bitlis üzerinden buraya seyahat edilebilmekte.

Şehir merkezlerinden kalkan araçlar ile buraya kısa sürede ulaşabileceğiniz gibi, Van Gölü Ekspresi ile de tıpkı Doğu Ekspres'te yapıldığı gibi masalsı bir yolculuk ile gelebilirsiniz.

VAN'DA GEZİLECEK YERLER

Van Gölü'nden bahsettik ancak Van, gezilecek yerler listesi açısından oldukça zengin bir kent. Özellikle tarih turizmini kentin her yerinde görmeye aşina olacağınız Van'da gezilecek tarihi yerlerin arasında Hoşap Kalesi, Çavuştepe Kalesi, Ayanis Kaleleri ile Yedi Kilise bulunurken, Peri Bacaları, Muradiye Şelaleleri, Şeytan Köprüsü de doğal güzellikleri arasında bulunuyor.

VAN KEDİSİ

Van demişken elbette Van Kedisi'nden de bahsetmeden olmaz. Nesli koruma altında tutulan; enstitüler, bakım evleri ve özel çiftlikler tarafından yetiştirilen an Kedilerini de ziyaret edebilmeniz için bir çok yer bulunuyor.

Van Kedi Evi'ne giderek burada bu özel dostlarımızı ziyaret edebilme, yakından sevebilme fırsatını elde edebilirsiniz.

VAN KAHVALTISI NEDİR? VAN'DA NE YENİR NE İÇİLİR?

Van'a gitmeden kahvaltı etmemek tabii olmaz. Ünü dünyaya yayılan Van kahvaltısı için sabahın erken saatinde kalkıp gitmeniz, bu deneyimi yaşamanız özellikle tavsiye edilir. "Masada bir kuş sütü eksik" tabirini sonuna kadar hak eden Van kahvaltısı, şehrin adeta reklamı haline gelmiş durumda.

Kahvaltı dışında da Van'ın oldukça geniş ve lezzetli yöresel yemekleri bulunuyor. Çiriş pilavı, tandırda balık, kurut aşı, sengeser yemeği, murtuğa, ıspanaklı borani, kürt köftesi, ayran aşı, otlu peynir, helise, kavut, bulgur aşı, ayva yemeği, keledoş ve kaşık tatlısı bu geniş gastronomik lezzet ağının birer parçası.