Seyahat edemeyen 7 yabancı gezgini evinde ağırlıyor
Muğla'da yaşayan Alper Kaya, koronavirüs salgını kapsamında alınan seyahat tedbirleri nedeniyle tüm tatil planları değişen ve mağdur olan 6 Fransız ile 1 İspanyol gezgini evinde ağırlamaya başladı.
Muğla'nın Fethiye ilçesinde müzisyen Alper Kaya, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri nedeniyle seyahat edemeyen 6 Fransız ile bir İspanyol'u evinde misafir ediyor.
Kaya, Dalaman ilçesindeki Kille Koyu'nda kamp yaptığı sırada karavanlarıyla seyahat eden üç Fransız çift ve bir İspanyol'la tanıştı. Kovid-19 tedbirleri kapsamında mesire alanlarında piknik ve kamp yapmanın yasaklanması nedeniyle zor durumda kalan tatilcilere yardım etmek isteyen Kaya, ev sahibinden izin alarak yabancı misafirlerini Eldirek Mahallesi'ndeki evine davet etti.
Gecelerini Kaya'nın evinin bahçesine park ettikleri karavanlarında geçiren tatilciler, gündüz ise yoga yapıyor. Yemeklerini evde yiyen yabancılar, müzisyen ev sahiplerinin öncülüğünde müzik aletlerini çalarak eğlenceli zaman geçiriyor.
Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yasaklar konulunca tatilleri sekteye uğrayan yabancılarla empati yaparak onları evine davet ettiğini söyledi. Gündüzleri hep birlikte evde vakit geçirdiklerini anlatan Kaya, yaklaşık 16 gündür, dışarıyla hiçbir temaslarının olmadığını ifade etti.
Misafirleri sayesinde evde hiç sıkılmadığını anlatan Kaya, "Evde koronavirüslü yabancıları barındırıyor, saklıyor" diye polise ihbar edildiğini anlattı. Kaya, polislerin ve sağlık çalışanlarının yaptıkları kontrol sonrası bir soruna rastlanmadığını belirterek mümkün olduğunca az kişiyle temas için sadece kendisinin alışveriş için dışarıya çıktığını, izole bir yaşantılarının olduğunu vurguladı.
Kaya, misafirleriyle ilk günler iletişim konusunda çok zorlandıklarını belirterek "Bir şekilde onlarla anlaşıyorum. Sonuç olarak dünyaca bir kaosun içerisindeyiz. Dayanışmaya ihtiyacımız var. Yalnız ne yapabilirlerdi? Çok zor olacaktı. Empati kurdum ve istedikleri kadar kalabileceklerini söyledim." ifadelerini kullandı.
EVİMİZDEYMİŞİZ GİBİ HİSSEDİYORUZ
İspanyol Jon Ansoleaga, İstanbul ve Kapadokya gezisinin ardından Fethiye'ye geldiğini, salgın nedeniyle bütün uçuşlar durdurulduğu için Türkiye'de kaldığını anlattı.
Türkiye'ye ilk kez 11 yıl önce geldiğini, Türk misafirperverliğini bildiğini vurgulayan Ansoleaga, şöyle devam etti "Alper ilk günden bu yana bize evimizdeymişiz gibi hissettiriyor. Gerçekten hem Türkiye'ye hem de Alper'e çok müteşekkirim. Türkler genel olarak çok yardımsever. Sosyal medyadan durumumu yazdığımda birçok Türk arkadaşım yardım etmek istedi. Zaman kısıtlaması ya da çok uzun süre burada kalmam gerekirse büyükelçilikle irtibata geçeceğiz."
KALDIĞIMIZ EVDE BİRÇOK KÜLTÜRÜ PAYLAŞIYORUZ
Fransız Maxime Baudouin da ocak ayı başından bu yana seyahat ettiklerini; İstanbul, Pamukkale ve İzmir'i gezdiklerini söyledi.
Salgın çıkınca güneye gelip kendilerini karantinaya almaya karar verdiklerini anlatan Baudouin, "Belirsiz bir sürecin içerisindeyiz. Sadece şu an burada olmaktan mutluyuz diyebilirim. Polis geldiğinde stres olduk ama bir problem çıkmadı. Şimdilik en azından 2-3 hafta daha burada yaşayabiliriz. Kaldığımız evde birçok kültürü paylaşıyoruz. İspanyol bir arkadaşımız da var. Alper ve bazı arkadaşlarıyla da tanıştık. Kültürel olarak bize çok büyük katkısı oldu." diye konuştu.
Romane Natoli ise Türkiye'de ya da Fransa'da olmalarının bir şey değiştirmeyeceğini, evde vakit geçirdiklerini ve kendilerini güvende hissettiklerini dile getirdi.
TÜRKİYE ÇOK HOŞUMUZA GİTTİ
Fransız Hugo Taiel de Türkiye'de mahsur kalmış gibi görünseler de aslında durumun öyle olmadığını ifade etti. "Üç farklı kültürden bireyler aynı evde yaşıyoruz. Her birimiz birbirimize bir şeyler öğretiyoruz. Aslında bu kriz bizim için pozitif bir deneyim haline geldi. Becerilerimizi paylaşıyoruz." değerlendirmesini yapan Taiel, virüs salgını nedeniyle bir plan yapamadıklarını, geri gitmek de istemediklerini söyledi.
Taiel, "Türkiye çok hoşumuza gitti. Buraları çok sevdik. Türkiye'de seyahat etmeye devam etmek istiyoruz. Bir sonraki rotamız Türkiye'nin diğer yerlerini gezmek." diye konuştu.
-
Yakub 4 yıl önce Şikayet EtYoga bir spor değil bilakis sapık bir inançtır. Dikkat etmek gerek. Önce spor ile başlayan sonrası ta uzak doğu ülkelerine gelişim seansları ile seyahat teşvik ediliyor. Sonrası belli. Allah cc buyurdu: kâfirler Müslümanları sapıtmak için aralıksız çalışırlar. Mesela Batı daki yahova şahitleri gibi. Biz Müslümanlar ise bu tür tehlikleri bertaraf etmek için aralıksız cihad halinde olmalıyız. Bizim ecdadımızın deniz kenarında sefa sürmesi için zamanı yoktu. Şimdi bakıyoruz deniz kenarları fuhuş zina kirliliği ile dolu. Bu ne demek? Bütün aileleri yıkma girişimidir. Yıkılan ailelerin hesabını siz yapın.Beğen Toplam 4 beğeni