Osmanlı'nın parmak izi Safranbolu hareketli günleri bekliyor
Osmanlı'nın parmak izi olarak adlandırılan ve UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Safranbolu ilçesi, koronavirüs öncesindeki hareketli günlerine dönmeyi bekliyor.
UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ve "En iyi korunan 20 kent" arasında bulunan Karabük’ün Safranbolu ilçesi, Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından önceki hareketli günlerine dönmeyi bekliyor.
Osmanlı şehir hayatı ve kültürünü yansıtması dolayısıyla "Osmanlı’nın parmak izi" olarak adlandırılan Safranbolu’da, yılda binlerce turistin ziyaret ettiği Tarihi Çarşı bölgesinde sokaklar boş kaldı. Kültür turizminin en önemli noktalarından birisi olan tarihi ilçede, korona virüs tedbirleri nedeniyle esnafların yüzde 98’i dükkanlarını açmıyor.
Geçen yıl 1,3 milyon turist ağırlayan Safranbolu’nun tarihi sokaklarında sessizlik hakim olurken, tarihi ilçe eski günlerine dönmeyi bekliyor. Osmanlı döneminden kalma han, hamam, cami, konak ve çeşme ihtişamlı tarihi yapıların yer aldığı ilçe, tarihinin en sakin günlerini yaşıyor.
Safranbolu'da bir otelde işletme müdürü olan Mutlu Çiğdem, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, salgının Çin'de başladığı ilk andan itibaren Türkiye’deki rezervasyonlarda çok sayıda iptallerin yaşandığını söyledi.
4 aydır Uzakdoğu'dan hiçbir rezervasyon ve grubun olmadığını ifade eden Çiğdem, "Daha sonrasında bu tüm dünyayı etkilemeye başlayınca haliyle Türkiye’de etkilendi. Dolaylı olarak Safranbolu olarak bizde etkilendik. 4 aydır yaşadığımız mevsim itibari ile Safranbolu kışın Uzakdoğulu gruplar ağırlıklıydı. Yerli gruplarda fazla bir yoğunluğumuz yoktu" dedi.
4 aylık süreci değerlendiren Çiğdem, şunları kaydetti "Bu süreçte biz otel olarak öncelikle hijyen konusunda hassas davranmaya başladık. Otelimizi düzenli olarak 3 günde bir dezenfekte işlemini yapmaya başladık. Dolu-boş oda sistemimizi değiştirdik. İşlerimizde çok fazla yoğunluk olmadığı için kullanılan bir odayı iki gün o hali ile bırakıp üçüncü gün odaların temizliğine girdik. Üç gün o odayı satmadık. Diğer odaların satışı yapıldı. Böylelikle hem konaklayan kişilerin ve otelimizde çalışanlarımızın sağlığını korumaya çalıştık. İşteki azalmalardan dolayı devletimizin birçok işletmeye verdiği kısa çalışma ödeneğinden yararlandık. 12 olan personel sayımız maalesef 4’e düşmüş vaziyette. 4 personelle minimum kapasitede otelimizi açık tutuyoruz. Çok sınırlı sayıda olan misafirlerimize hizmet etmeye çalışıyoruz."
Hayatın normale dönmesini beklediklerini aktaran Çiğdem, "Bakanlığımızın göndereceği her türlü tebliğe işletmeler olarak katılacağını düşünüyorum. Çünkü her şeyin başı sağlık. Sağlık söz konusu olduğu için neyse yapmamız gereken onu yapacağız. Bize şuanda bir şey tebliğ edilmese bile önlemlerimizi aldık. Gelen misafirlerimizin ateşlerini ölçüyoruz. Kendi imkanlarımız ile bir şey yapmaya çalışıyoruz. İnşallah bir an önce bu süreç biter de hayata normale döneriz" diye konuştu.
Tarihi Çarşı'da 35 yıldır demircilik yapan Akif Ünal da işlerin etkilendiğini belirtti. Kimsenin sokağa çıkmadığını vurgulayan Ünal, "Erken gelsek de iş olmuyor. Günde bir iki siftah yaptığımız oluyor. Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz, vakit geçiriyoruz. İşlerin açılmasını bekliyoruz. Korona virüsten ülkemizin ve milletimizin kurtulmasını istiyoruz. Kışın zaten işler düşüktü. Baharın iyi olacağını düşünürken, ona da korona virüs vurdu. Herkesle beraber bizde virüse takıldık" değerlendirmesinde bulundu.