İtalyan yönetmen "Dünyanın merkezi" İstanbul'u keşfediyor
35 ülkede tek başına kısa film ve insan hikayesi belgeselleri çeken İtalyan yönetmen Franco Dubini, "yüzyıllardır dünyanın merkezi" olarak tanımladığı İstanbul'u keşfederek eğlenceli videolarla anlatıyor.
35 ülkede tek başına kısa film ve insan hikayesi belgeselleri çeken İtalyan yönetmen Franco Dubini, iki hafta önce geldiği İstanbul'daki serüvenini her gün çektiği kısa ve eğlenceli videolarla anlatırken, Türk kültürüne ilişkin kapsamlı belgesellere imza atmak için de tarihi şehrin sokaklarını keşfetmeye devam ediyor.
"En büyük hedefim ön yargıları yıkmak ve dünyadaki farklı kültürleri keşfetmek" diyerek 4 yıl önce kamerasıyla yollara düşen Dubini, Endonezya'daki kahve üreticilerinden, Yunanistan'daki mültecilerin zorlu yaşamına kadar birçok farklı alanda belgeseller çekti.
Bu kapsamda yıllardır merak ettiği Türkiye'ye gelen Dubini, ilk durağı olan ve "yüzyıllardır dünyanın merkezi" olarak tanımladığı İstanbul'daki her gününü kısa video içerikleriyle sosyal medya hesaplarından paylaşıyor.
Karşılaştığı misafirperverlikten ve zengin kültürel dokudan etkilenen Dubini, her gün sabahtan akşama kadar arşınladığı İstanbul'daki tecrübelerini AA muhabiriyle paylaştı.
"ELİME KAMERAYI ALIP 35 ÜLKEYİ GEZİP KÜLTÜRLERİ KEŞFEDİP ANLATIYORUM"
Dubini İsviçre'de doğduktan sonra lise için Berlin'e gittiğini ve yıllardır farklı ülke ve kültürlerle iç içe olduğunu söyledi. Almanya'daki grafik dizayn eğitiminin ardından hayatındaki tutkuyu bulmak için seyahat etmeye karar verdiğini dile getiren Dubini, "Henüz tutkumu bulamamıştım. Almanya’dan bir bursla Avustralya’ya gittim. 23 yaşımda hayatımın tutkusu olan belgesel-film yönetmenliğine başladım. Üniversiteden ayrıldım, biraz para biriktirdim. Banyoları temizledim para kazanmak için. İlk kameramı böyle aldım ve videolar çekmeye başladım. Ardından Endonezya ve Amerika Birleşik Devletleri’ne gittim. En son Meksika'ya birlikte 35 ülke gezerek videolar çektim. Sanatçılar ve farklı kültürler üzerine insan hikayeleri çekmeyi ve anlatmayı seviyorum. Seyahat, keşif ve öğrenmeye son derece meraklı biriyim. Bunun için İstanbul’a gelmek bir zorunluluktu." diye konuştu.
Dubini, haziranın başında babasıyla İstanbul'a geldiğini belirterek iki izlenimini şu sözlerle anlattı "İstanbul dünyanın merkezi, yüzyıllardır da dünyanın merkeziydi. Çok hareketli bir yer. Gemiler geçiyor, Asya ve Avrupa bir tarafta. Buradaki enerjiyi hissediyorsun. İstanbul inanılmaz bir Avrupa şehri. Avrupa’nın her yerinden insanlarla rahatlıkla karşılaşabilirsiniz. İngilizce hatta kendi dilinizde bile konuşabilirsiniz. Burada İtalya’dan çok kişiyle karşılaştım. Şehir kesinlikle modern, ulaşım son derece modern ve çok iyi çalışıyor. Tüm bunlar beni Avrupa’daymışım gibi hissettiriyor. Kültür çok zengin. Yemek kültürü inanılmaz. Farklı kültürlerden lezzetler bulmak mümkün. Türk mutfağı olduğu gibi İtalyan yemekleri de bulabilirsiniz."
İstanbul'daki farklılıkların kendisini çok etkilediğini anlatan Dubini, her gününün çok yoğun geçtiğini anlattı.
Tüm farklılıklara rağmen kendini evinde gibi hissettiğini dile getiren Dubini şöyle devam etti " İstanbul’da kendini İtalya’da gibi ya da dünyanın neresinden olursan ol evinde gibi hissedebilirsin. Taksim örneğin, İstanbul’un en turistik bölgesi. Burayı çok seviyorum. Keşfedilmeyi bekleyen birçok sokak var. Buralarda insanlarla tanışabiliyorum. Videolarımda sadece sanatçılar olmuyor. Ne yiyorlar, kültürleri nasıl, dünyayı nasıl görüyorlar bunları anlamaya çalışıyorum. Tüm bu karakteristik özellikler Türkleri Türk yapan şeyler. Çok meraklıyım ve bu merak duygusunu ve bilgileri de İtalyanlarla paylaşmak istiyorum. "
"EN BÜYÜK HEDEFİM ÖNYARGULARI YIKMAK VE FARKLI KÜLTÜRLERİ KEŞFEDİP ANLATMAK"
Dubini, gezdiği ülkelerde doğal zenginliklerden ziyade insanların hayatlarına odaklandığını altını çizerek, "En büyük hedefim ve benim için önemli olan önyargıları yıkmak. Yolculuk etmeyen insanlar bilgileri sadece televizyonlarda görüyor, gazetelerden okuyor. Bundan korkuyorum. Biz bu dünyadan korkmamalıyız. Dostlarımız olan Türklerden korkmamalıyız. Hiçbir ülkeden korkmamalıyız, dünyalarını keşfetmeliyiz. Ben buna insanlara sizi ne mutlu ediyor, hayatını nasıl inşa ediyorsun ve hayatını nasıl yaşıyorsun gibi sorular sorarak başlıyorum." ifadelerini kullandı.
İstanbul'daki turları ve çekimleri sırasında insanların kendisine çok yardımcı olduğunu ve sıcak karşıladığını belirten Dubini, "Türk halkı sizi ülkelerinde çok iyi ağırlıyor. Bence bu Müslüman olmalarından kaynaklanıyor." değerlendirmesini yaptı.
Birçok Müslüman ülkeye gittiğini ve her zaman sıcak bir misafirperverlikle karşılaştığını söyleyen Dubini, karşılaştığı farklılıkları şu sözlerle dile getirdi "Burada insanlar size ülkelerini ve kültürlerini, yemeklerini, evlerini ve mekanları tanıtmak istiyorlar. Burada hep iyi karşılanmak harika bir duygu. Avrupa’daki 'çok gelişmiş denilen' birçok ülkeyle kıyaslandığında burada çok iyi karşılandığımı söylemek zorundayım. Orada insanlar farklılıklara bu kadar ilgili değiller. Burada farklılıkları ve insanların seninle nasıl ilgilendiklerini rahatlıkla hissedebilirsiniz."
İstanbul'daki gözlemlerini her gün ilgi çekici kısa videolarla sosyal medyadan paylaşan Dubini, uzun metraj belgeseller yapmak için de çalışmalarına devam ediyor.