Gilindire Mağarası'nda buzul çağına yolculuk
Mersin'de buzul çağına ilişkin hidrolojik ve atmosferik verilerin bulunduğu Gilindere Mağarası, doğal yapısıyla ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor.
Mersin'de tabiat anıtı olarak tescillenerek 8 yıl önce turizme kazandırılan buzul çağına ilişkin hidrolojik ve atmosferik verilerin bulunduğu, 'Aynalıgöl' olarak da bilinen 555 metrelik 'Gilindire Mağarası'nı pandemi tedbirlerinin esnetilmesiyle 44 bin kişi ziyaret etti.
Dışarısında muhteşem Akdeniz'in manzarası, içerisinde ise buz sarkıtları başta olmak üzere doğal yapısı ile dikkat çeken Gilindire Mağarası, Mersin Antalya D400 karayoluna 3 kilometre mesafede Aydıncık ilçesi sınırlarında Sancak Burnu ile Kurtini Deresi arasında yer alıyor. Mağarayı merak edenler gün içinde karayolunu tercih ederek ziyarete gelirken, giriş kısmı deniz tarafında olduğu için denizden ulaşım sağlanabiliyor.
Yatay olarak doğal oluşan 555 metre uzunluğundaki mağaranın içinde devasa boyutlarda her türden damlataş oluşumların yer alması dikkat çekerken, sonunda bulunan muhteşem bir görüntüye sahip göl ise ayrı bir izleme keyfi sunuyor. Gölün kenarında yer alan sarkıt, dikit, sütun, duvar, perde damlataşları ve mağara iğneleri mekana gelenleri cezbediyor.
ZİYARET EDEN BİR DAHA GELİYOR
Özellikle tatil için rotalarını Mersin'e çevirenlerin pandemi öncesinde uğrak yeri olan Gilindere Mağarası, geçen seneye göre bu yıl kısıtlamaların biraz daha fazla esnetilmesiyle tekrar ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Geçmiş yıllarda gelenlerin muhteşem yapısı ile hayran kaldığı mağaraya bu yıl da geldikleri gözlemlendi. Aydıncık Belediyesi tarafından işletilen tabiat anıtını çoğunluğu son 3 ayda olmak üzere 2021 yılı içinde 44 bin kişinin ziyaret ettiği öğrenildi. Eşsiz özelliğe sahip mağaranın zamanla yüz binlerce kişiyi ağırlayabilecek bir duruma gelebileceği değerlendiriliyor.
Mağarayı ilk kez gören vatandaşlar, ilk defa böyle bir yeri görüp gezdiklerini belirtirken, bu mekanın Türkiye'de olmasının büyük bir şans olduğunu belirterek herkesin görmesi için tavsiyede bulundu. Daha önce mağaraya gelenler ise mutlaka her yıl abla, kardeş gibi yakınlarının da görmesi için tekrar geldiklerini kaydetti.
2013 YILINDA TESCİL EDİLMİŞTİ, BUZUL ÇAĞINI YANSITIYOR
Yapılan incelemelerde mağarada bulunan sarkıt, dikit gibi oluşumların tarih boyunca su altında kaldığından atmosferik değişimlerden etkilenmeden günümüze kadar ulaştığı belirlenirken, su altında kalan oluşumların, küresel iklim değişikliği öncesinde oluştuğu, bünyelerinde önceki buzul çağına ilişkin bütün hidrolojik ve atmosferik verileri saklı tuttuğu tespit edilmişti. Yerbilimciler tarafından eşsiz olarak kabul edilen mağara 2013 yılında milli parklar kanunu kapsamında “Gilindire Mağarası Tabiat Anıtı” adıyla tescil edilmişti.
1999 yılında iki çobanın kirpi yakalamaya çalışırken tesadüfen bulduğu 2013 yılında ise turizme kazandırılan mağara denizden 45 metre yüksek yamaçta, 46 metre derinliğe inildiğinde ise deniz seviyesinin 1 metre altında kaldığı da tespit edilmişti.