500 yıldır ayakta! Mustafa Paşa Camii görkemli güzelliğini koruyor

Osmanlı'nın en önemli şeyhülislamlarının görev yeri olan Mustafa Paşa Camii 500 yıldır görkemini koruyor

500 yıldır ayakta! Mustafa Paşa Camii görkemli güzelliğini koruyor
500 yıldır ayakta! Mustafa Paşa Camii görkemli güzelliğini koruyor
GİRİŞ 24.09.2021 14:54 GÜNCELLEME 24.09.2021 14:54 KAYNAK İHA

Kocaeli’nin Gebze ilçesinde 1523 yılında Çoban Mustafa Paşa tarafından yaptırılan ve Osmanlı döneminin en önemli şeyhülislamlarının bünyesinde müderris olarak görev yaptığı, Anadolu’ya geçmek isteyen kervan ve hacıların dinlenmek için kullandığı Mustafa Paşa Camii ve Külliyesi asırlardır görkemli güzelliğini koruyor.

Kocaeli’nin Gebze ilçesinde 1523 yılında tarihte Gazi, Pomak ve Damat Mustafa Paşa olarak da anılan Çoban Mustafa Paşa tarafından yaptırılan cami ve külliye, Osmanlı döneminde yaptırılmış en önemli külliyelerden birisi olarak gösteriliyor.

Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli şeyhülislamlarının müderris olarak görev yaptığı Mustafa Paşa Camii ve Külliyesi, İstanbul’dan yola çıkarak Anadolu’ya geçmek isteyen ve 9 saat yol kat eden kervanların ve hacıların dinlendiği, külliye Mısır’da bulunan 4 caminin sentezlenmesiyle inşa edildi. Çoban Mustafa Paşa’nın türbesinin de içerisinde yer aldığı ve Memlük ustaları tarafından çok farklı bir süslemeyle yapıldığı bilinen külliye, günümüzde de hala görkemini ve güzelliğini koruyor.

"İSTANBUL'DAN SONRA ANADOLU'YA ÇIKIŞTAKİ İLK DİNLENME YERİ BURASI"

Çoban Mustafa Paşa Camii'nin Osmanlı’daki külliye yapılarının önemli özelliklerini içerisinde barındırdığını söyleyen Tarihçi-Yazar Recep Kankal, “Osmanlı külliyelerinin 2 çeşit olduğunu görüyoruz, bunlar menzil külliyeleri ve şehir külliyeleri özelliğine sahip. Gebze’deki bu külliye menzil külliyesi vasfını taşıyor ama daha sonra burada külliyenin etrafındaki şehirleşmeden dolayı şehir külliyesi vasfını taşıyor.

Menzil külliyesi dediğimiz külliye genellikle dinlenme tesisi olarak adlandırabileceğimiz bir tesis yapısına sahip. Bu tesis bugün günümüzde de bildiğimiz tesisler gibi çok fonksiyonu olan, insanların kalabileceği, yemek yiyebileceği ya da herhangi bir eğitim görebileceği bir yer. Diğer bölümlerinde medreseler var, paşa odaları var, kervansaray kısmı var, bir türbesi var, cami var, bir de aşhane kısmı var ki burada gelenlerin dinlenebileceği, istirahat edebileceği bir yer. Bu kervansaray hacıların, ticaret yapan kervanların atlarını ve develerini burada dinlendirdiği bir yer.

Neden bu kadar önemli burada bir külliyenin olması? Çünkü İstanbul’dan sonra Anadolu’ya çıkıştaki ilk dinlenme yeri burası. İlk çıkış yeri Üsküdar’dır genellikle, Ayrılıkçeşmesi’nden başlar ardından o günkü mesafeye baktığımızda yaklaşık 9 saat sonra Gebze’ye gelinir. Bugün ise bu mesafe trenle 55 dakikadır. 9 saatte atla ya da deveyle Gebze’ye gelinir, Gebze’de kervanlar ya da hacılar dinlendikten sonra Anadolu’ya seyahatini devam ettirir” dedi.

"BURANIN MİMAR SİNAN YAPISI OLMADIĞI BELİRTİLİYOR"

Osmanlı camilerinde görülen süslemelerin dışında burada çok farklı bir süsleme yapıldığını dile getiren Kankal, “Çünkü bu topraklarda, Anadolu’da, Türkiye’de pek böyle bir süsleme tarzı görmüyoruz. Çoban Mustafa Paşa 1523 senesinde bu camiyi yaptırmadan 1 yıl önce Mısır’da 7 aya yakın bir Valilik dönemi oluyor ve Mısır’da, Kahire’de görmüş olduğu 4 caminin birleşimini sentez yaparak burada uygulattırıyor. Buradaki sanat eserlerine baktığımızda içerideki süslemeler daha çok Osmanlı’dan ziyade Memlük sanatının özelliklerini görüyoruz.

Çoban Mustafa Paşa’nın türbesi de burada. 1529 senesinde vefat ettiğinde kabri burada defnediliyor ve caminin hemen kıble yönünde, Osmanlı usulünde, sekizgen planlı yapılan bir türbeye sahip ve burada ziyarete açık. Çoban Mustafa Paşa 1520’lerde yıldızı parlayan bir isim ki Yavuz Sultan Selim döneminde en çok kendisini duyuyoruz. Çaldıran ve Ridaniye savaşlarında ismini ilk defa duyuyoruz. Daha çok Rodos seferinde ismi öne çıkıyor. Çünkü Rodos seferinde Mısır üzerine akın sırasında Mısır Valisi vefat ettiğinde yerine Çoban Mustafa Paşa Mısır Valisi olarak geçiyor. Bundan sonra Mısır Valiliği döneminde orada gördüğü eserleri

Gebze’de uygulandığını görüyoruz ki ustaların tamamı Mısır’dan geliyor ve onun kendisiyle beraber burada kaldığını biliyoruz. Bazı kaynaklarda buranın Mimar Sinan’ın eseri olduğu söyleniyor ancak Mimar Sinan’ın o tarihlerde daha isminin duyulmadığı, yani 1523’lerde burada olmadığı söyleniyor ve daha sonra belki Mimar Sinan’ın buranın restoresinde ya da diğer yapıların tamiratında ya da yapılışında isminin geçmiş olabileceği söyleniyor. Mimar Sinan yapısı olmadığı burada belirtiliyor, Memlük ustaları tarafından yapıldığı belirtiliyor” diye konuştu.

"EBUSSUUD EFENDİ VE ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ'NDE MÜDERRİSLİK YAPMIŞ"

Çoban Mustafa Paşa Külliyesinde medrese öğrencilerinin dışında Osmanlı döneminin önemli nüfuzlu isimlerinin de yetiştiğini, burada müderrislik yaptığını kaydeden Kankal, “Bu isimlerden özellikle Kanuni döneminin çok meşhur şeyhülislamı olan Ebussuud Efendi de Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nde müderrislik yapmış. Ebussuud Efendi’den sonra gelen Konevi Hamid Efendi ki Çivizade Damadı olarak bilinen Hamid Efendi de burada müderrislik yapmış, ardından Osmanlı şeyhülislamlarından birisi olmuştur” şeklinde konuştu.

YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL