Bazen, sinemada vurdu kırdılı filmlerin jön aktörü.
Kimi zaman da dağdaki eşkıya ...
Bizlerin döneminde özentimiz, yaz ortasında parka, postal giymekti...
Bugünkü çocuklar ise mafya modası
çizgili siyah takım elbiseler, kalın yakalı beyaz gömlek giyerek özentilerini dışa vuruyor.
Ünlü bir bilim insanına, sanatçıya veya edebiyatçıya özenip büyüyünce onun gibi olacağını söyleyen kaç çocuk duyduk? 'Büyüyünce GüherSüher Pekinel kardeşlerden biri olacağım' diyenine rastladık mı? Veya, 'Geleceğin Arif Mardin'i, Prof. Gazi Yaşargil'i benim' diye konuşanına? Öyle büyük kamuoyu yoklamalarına falan da gerek yok.
Çevrenizdeki bir ilkokul öğretmenine danışmanız yeterli.
Biz danıştık; çocuklarımızın büyük çoğunluğu büyüyünce Polat Alemdar olmak istiyor.
Bu, bugünün meselesi de değil.
Son 20 yıl içinde geldiğimiz noktanın özeti...
Katilin portresi
Danıştay baskınını gerçekleştiren katil ve beraberindekilerin portresine bakınca da durum daha net anlaşılıyor.
Katil Alparslan Arslan'ın nasıl bir psikoloji içinde olduğu biliniyor.
Konunun uzmanı Emniyet yetkilisi, 'Bir canlıya ilk kurşun sıkarken o tetiğin tonlarca ağırlıkta olduğunu hissettiğini söyleyen çok katille karşılaştım' diye söze başlıyor.
Avukat Arslan'ın gözünü kırpmadan Danıştay 2. Daire üyelerinin hepsine birden şarjörünü boşaltırken, eğitimli olduğunu kanıtlandığını da vurguluyor.
Bir de Alparslan Arslan'ın, Göztepe Parkı'na camii yapılmasını protesto eden kalabalığın karşısına geçip pankart açtığı, televizyonlarda da yer alan görüntülerini anımsatıyor.
Arslan önce eylemi başlatan grubun içinde yer alıyor, polis geldiğinde geriye çekiliyor.
Sanki kendisi işin içinde yokmuş gibi kenarda duruyor, bir süre gelişmeleri gözetleyip, olay yerinden sıvışıyor.
Eylem sırasında katille birlikte olduğu ortaya çıkan Osman Yıldırım için ne demeli? Polisteki suç dosyası klasörlerle anlatılıyor.
Haraç, adam öldürme başta olmak üzere ne suç ararsanız mevcut.
Daha ilerisi, ablasını testere ile kesip öldürmüş biri...
Hapse girmiş; 2000 yılındaki aftan yararlanıp sokaklara dönmüş sabıkalı.
Mafya tarzı her eylemin içinde bulunmaktan hiç çekinmemiş.
Çünkü, görüyor ki özendiği, bu tip işlere girip hapis yattıktan sonra çıkan ağabeyleri, toplumda önemli şahsiyet itibarı görüyor.
Çocuklar onlar gibi olmak istiyor, onlar gibi davranıyor. Çünkü katil, çakal, olduklarına bakılmaksınız, hapishane çıkışında bayraklar ve pankartlarla, 'Türkiye seninle gurur duyuyor' diye karşılanıyor.
Yola çıksa bile yakasındaki vehmedilen gücüyle, itibar görülen kişi muamelesi görüyor.
Paraya ihtiyacı olduğunda, korku saldığı işadamına bir telefonu yetiyor.
Yüzlerce geliyor
Hele bir de askerden veya polisten kovulma, kendisi gibi itibar kazanmış kişilerle temas kurdu mu, haraç yolu daha çabuk açılıyor. Ayaş tünelinde kimden eğitim aldıkları, kimlerin kendilerine silah ve mühimmatı sağladığı da zaten kimseyi ilgilendirmiyor.
Sauna'daki CD kayıtlarında kimin poposunun yer alıp almadığıyla uğraşmak daha cezbedici oluyor.
Dün bunların özendiği ağabeyleri vardı; toplum onları itibarlı kişi yaptı...
Yarın da bunlar önemli şahsiyet olacak.
On yıl sonra da bugün sokakta kapkaç, hırsızlık yapan kardeşleri gelecek.
Hem de yüzlercesi... Bir de katillerin arkasındaki azmettiriciyi arıyoruz...
Sabah / 23.05.2006
|