Burhan Kuzu'dan Bahçeli'ye yanıt
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Burhan Kuzu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Bir kuzu verdik, ikinci kuzuyu vermeyiz” açıklamasını değerlendirdi.
Burhan Kuzu, “Böyle bir sözü herhalde latife olarak söylüyor. Kuzuyu gönderdik, bozkurt olarak çıkarız falan gibi. O anlamda söylemiştir. Ben bundan yüksünmem” dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve AK Parti İstanbul 2. Bölge Milletvekili Adayı Burhan Kuzu, seçim çalışmaları kapsamında Beşiktaş esnafını ziyaret etti.
Kuzu, ziyaret sonrası gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Kuzu, MHP lideri Bahçeli’nin “Bir kuzu verdik, ikinci kuzuyu vermeyiz” açıklamasına ilişkin, “Devlet Bey’in göstermiş olduğu iyi niyete teşekkür ederiz ama tabii benim MHP ya da başka bir siyasi hareketle ilgili olarak ilişkim hiçbir zaman bir parti bağlamında olmadı. Ama ülkücü gençlere her zaman kucağımı açtım üniversite yıllarında. Üniversitede o yıllarda, 70’li yıllarda sağ kesime mensup öğretim görevlisi bir iki kişi vardı. Biri de bendim. Dolayısıyla üniversiteye gelen gençlerin çaldığı tek kapı Burhan Kuzu’nun kapısıydı” dedi.
Bir anısını anlatarak sözlerini sürdüren Burhan Kuzu, “Bir gün bir arkadaşla Devlet Bey’i ziyaret etmiştik. O zaman Başbakan Yardımcısıydım. Arkadaş beni milliyetçi kesime aittir diye anlatırken Devlet Bey dedi ki, ‘Hocamı bir yere koyamazsın, hocam bütün bu görülenlerin üzerinde sağ kesimin bir numaralı adamı’ dedi. Doğru bir teşhisti” dedi.
“PARTİLER ÜSTÜ BİR DAVA ADAMIYIM”
Partiler üstü bir isim olduğuna dikkat çeken Burhan Kuzu, “Bu manada değişik cemaatlere, cemiyetlere mensup olan insanlar, tarikatlara mensup olan insanlar siyasi eğilimi ne olursa olsun hep benim kapımı çalarlardı. Çünkü bizim Hukuk Fakültesi elit bir yapıya sahip. Anadolu’dan gelen çocuklar haliyle bir çalacak kapı arıyorlar ve beni bulurlardı. O yıllarda her gelene kapımızı açtık. Bu yüzden o cemaat, o kesim ve diğer kesimler beni kendinden bilir. Bu anlamda normal bir siyasi çizgide gösterilmesi zor olan bir kişiliğim var. Partiler üstü bir dava adamıyım, ben bir misyon adamıyım. Herkes beni kendine yakın görür” diye konuştu.
Her kesime destek olduğunu belirten Kuzu, “Partiler kapatıldı, bana geldiler savunmalarını ben yazdım. Başörtülü kızların durumunda sıkıntı oldu, ben yazdım. Ülkü Ocakları'ndan birçok gencimiz içeri girdiler, onların haklarını savunmak yine bize düştü. Rahmetli Türkeş başkanlık modelini savunuyordu, şuan MHP savunmuyor. Beni davet etmişti. Bende orada konferans verdim o dönemde. Akademik olarak benim hizmet alanım her kesimi kucakladı. Mağdur olan kim varsa, ne olursan gel dedim. Yeter ki mağdur ol. Mağdur isen seni savunmak bana düşer sloganıyla. Bunun faturasını çok ağır ödedim. Benim üniversitede profesörlüğüm tam 12 sene verilmedi. 10 yıl derse sokulmadım. Sebebi de bu. Bu gençlere sahip olmam” şeklinde konuştu.
Tüm siyasi parti liderleriyle akademik destek anlamında görüşmelerinin olduğunu belirten Kuzu, "Rahmetli Özal'a başdanışmanlık yaptım, rahmetli Ecevit'le görüşmelerim oldu. Ancak ben aktif siyasete 14 Ağustos 2001 yılında AK Parti'nin kurucu üyesi olarak başladım" dedi.
“CUMHURBAŞKANIMIZIN MAKAMINA BENCE HERKES SAYGI DUYMALI”
“Cumhurbaşkanımızın makamına bence herkes saygı duymalı” diyen Kuzu, “Yüzde 52’li oy almış, halkın ilk seçtiği cumhurbaşkanı olmuş. Mesela Meclis'e geliyor, ayağa kalkmıyor bir kısmı. Alkışlamıyorlar. Halbuki bizde Ahmet Necdet Sezer ile çalıştık. Sezer bize çok ters bir adamdı. İdeolojik bakımdan gelmiş geçmiş en taraflı, en ideolojik cumhurbaşkanıdır. Davetiye gönderir, eşin başörtülüyse tek sana gönderir. Eşinin başı açıksa eşinle beraber der. Bürokrat atayacak, gider başörtülü değil mi onu araştırır ona göre atar. Buna rağmen cumhurbaşkanlığı döneminde Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan hiçbir zaman ona bu manada güçlük çıkartmadı. Saygısını her zaman muhafaza etti” diye konuştu.
“ÜÇ LİDERİMİZ KENDİNE ÇEKİ DÜZEN VERMELİ”
Muhalefet liderlerinin kendilerine çeki düzen vermesi gerektiğini belirten Kuzu, “Devletin başına sahip çıkılır. Dolayısıyla ben üç liderin de, üç muhalefet liderinin de tutumunu asla tasvip etmiyorum. Yanlış yaklaşımdır. Cumhurbaşkanımızın bu kadar üzerine gitmelerini hiçbir zaman doğru bulmam. Dolayısıyla orada çeki düzen verilecekse üç lider kendine çeki düzen vermeli” dedi.