Milliyetçilik talimatı John Bass’tan mı?
Baykal’a kaset kumpası kurulmadan iki yıl önce ismi, ABD derin devletinin raporlarına CHP’nin yeni genel başkanı olarak giren Kılıçdaroğlu, ‘milliyetçi’ bir çizgiye yöneldi.
Bu politik strateji, anayasa değişikliği teklifine ilişkin MHP tabanını yönlendirme çabası olarak değerlendirildi. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ABD’nin Ankara Büyükelçisi Bass ile görüşmesinin ardından Yenikapı ruhuna ihanet eden Kılıçdaroğlu’nun ‘milliyetçi’ politikasının da ABD kaynaklı olduğuna işaret ediliyor. CHP liderinin bu tutumu, kendisini destekleyen Obama yönetiminin görevi bırakmasından önceki son hamlesi.
Kılıçdaroğlu'nun bu politik stratejisi, MHP tabanını yönlendirme çabası olarak görülüyor. “Neden CHP milliyetçi söyleme ağırlık verdi” sorusu, son günlerde kulislerde en çok sorulan soru. Burada da dikkatler yine ABD'ye çevrilmiş durumda. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ABD Büyükelçisi John Bass ile baş başa yaptığı 15 dakikalık görüşmenin ardından Yenikapı ruhuna ihanet eden Kılıçdaroğlu'nun “milliyetçi” politikasının da ancak ABD kaynaklı olabileceği değerlendiriliyor. Kılıçdaroğlu'nun bu son hamlesi. Çünkü, kendisini destekleyen Obama yönetimi 20 Ocak'ta görevi devrediyor.
FETÖ'NÜN SÖYLEMLERİ
Anayasa değişikliğinin ardından milliyetçi tutum takınmaya başlayan CHP lideri, referandumda MHP tabanına oynamaya başladı. MHP lideri Devlet Bahçeli ile görüşmesi önceisnde kendisini Twitter'dan bombardımana tutan Bahçeli ile görüüp görüşmeyeceğinin sorulması üzerine “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” ifadelerini kullandı. 2008 yılından bu yana ABD'nin güdümünde olan Kılıçdaroğlu, Yenikapı ruhunu da ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass ile yaptığı görüşmenin ardından terketti. Kılıçdaroğlu, Bass ile görüşmesinin ardından FETÖ'nün söylemlerine paralel, 15 Temmuz girişiminin kontrollü bir darbe olduğunu iddia etti.
BAYKAL GİDECEK KILIÇDAROĞLU GELECEK
ABD'nin oyunları ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a kaset kumpası kurularak partinin başına proje isim olan Kılıdçaroğlu getirildi. Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığına giden süreç raporlara da yansıdı. Kılıçdaroğlu'nun ismi ilk olarak 2008 yılının Ekim ayında ABD derin devletinin kontrolündeki Johns Hopkins Üniversitesi'ne bağlı Silkroad Enstitüsü'nün hazırladığı bir raporda zikredildi. Raporda, Demokratik Uzlaşma başlığı altında CHP ile ilgili dikkat çekici bilgilere yer verildi. Raporda, “CHP'den istifa etmeye ikna edilecek Baykal'la, yolsuzluklar konusunda kamuoyunun dikkatini çeken Kılıçdaroğlu yer değiştirecek. CHP, yeniden Avrupa tarzı bir sosyal demokrat parti olarak ortaya çıkacak” ifadeleri yer alıyor.
HAZIRLIKLAR KASETTEN BİR SENE ÖNCE
Baykal'ın tasfiye süreci veya CHP'nin dizayn edilmesinin hazırlıklarına kaset kumpasından tam bir yıl önce başlandığı belirtiliyor. Wikileaks belgelerine göre ABD Dışişleri Bakanlığı İstihbarat Araştırma ve Operasyonlar Başkanı Suzanne McCormik tarafından 1 Haziran 2009'da Ankara Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğu'na gönderilen telgraflarda, CHP'de alternatif genel başkan arayışı için araştırma talimatı verilmiş. O telgrafta şu sorulara yanıt aranmış:
*CHP'nin erken bir parti kurultayı toplama konusunda düşüncesi var mı?
* CHP'nin 2011 seçimlerine giderken tabanını genişletmek için ne gibi müstakbel planları var ve bu planları nasıl hayata geçirecek?
* CHP lideri Deniz Baykal'ın parti içerisindeki denetim gücü nedir? Baykal'ın liderliğine karşı içten muhtemel tehditler var mı? Eğer varsa, bu şahıslar dışarıdan destek alıyorlar mı?
* Baykal'ın, Kılıçdaroğlu ile ilişkisi nedir? CHP, Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışında aldığı oyu nasıl değerlendiriyor? Baykal kendisini Kılıçdaroğlu'nun popülaritesine karşı korumak için ne gibi önlemler düşünüyor?
* Kılıçdaroğlu'nun CHP'deki istikbali, öz geçmişi ve muhtemel siyasi planları konusunda daha fazla bilgiye müteşekkir olacağız. Onun siyasi müttefikleri kimler? Parti liderliği için Baykal'ın ciddiye alınabilecek diğer potansiyel rakipleri ve/veya halefleri kimler?”
ABD'YE TEŞEKKÜR ZİYARETİ
Bu raporların ardından ise herşey kamuoyunun gözleri önünde yaşandı. CHP lideri Baykal'a kaset operasyonu düzenlendi. Baykal istifa ettirildi. Boşalan koltuk için tek aday vardı: Kemal Kılıçdaroğlu. Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal ile 1 saat 10 dakika süren baş başa görüşmesi sonrası genel başkanlığa aday olmayacağını açıklasa da birkaç gün sonra adaylığını resmen duyurdu. Kasetle genel başkan olan Kılıçdaroğlu, ABD'ye teşekkür ziyaretinde bulundu.
17-25 ARALIK'TAN ÖNCE DE GİTTİ
Kılıçdaroğlu, '17-25 Aralık' darbe girişiminden hemen önce ABD'de FETÖ'nün üst düzey isimleriyle buluştu. CHP lideri, Aralık 2013'ün ilk haftasında gerçekleşen ABD ziyaretinde FETÖ'nün elebaşlarından Faruk Taban ve Emre Çelik'le biraraya geldi. Resmi programda gösterilmeyen görüşmede FETÖ'cü hainlerin, “Biz harekete geçersek tavrınız ne olur?” sorusuna Kılıçdaroğlu, “Biz siyaseten gereğini yaparız” yanıtını verdi. Ziyaretten hemen sonra 17 Aralık girişimi oldu. 17-25 darbe girişiminin ardından CHP lideri ABD büyükelçiliğine çağrıldı. FETÖ-CHP ortaklığı su yüzüne çıkmaya başladı.
ADAMLARINI GÖNDERDİ
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz'dan sonra ABD ile sık sık temas kurdu. İddialara göre, bu temaslarında aracı olarak ise bir CHP milletvekili ile Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'cü danışmanı Fatih Gürsul görevlendirildi. İkilinin bu tarihten sonra bir kaç kez ABD'ye gidip bir dizi görüşme yaptıkları öğrenildi. ABD temaslarının ardından farklı bir politika sergileyen Kılıçdaroğlu'nun, anayasa değişikliği sırasında milliyetçi duruşu dikkati çekiyor. Anayasa değişikliğini engellemek için MHP'nin tabanını hedefleyen CHP liderinin duruş değiştirmesi, “CHP'nin son dönemdeki milleyetçi politikasının arkasında da John Bass mı var?” sorusuna neden oldu.
15 TEMMUZ İÇİN FETÖ AĞZI
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “Yenikapı” çağrısına diğer liderlerle birlikte olumlu yanıt verdi. Yenikapı ruhunu bir süre muhafaza eden Kılıçdaroğlu, ABD Büyükelçisi John Bass'ın ziyaretinin ardından çark etti. CHP Genel Merkezi'ndeki toplu görüşmenin ardından 15 dakika süren Kılıçdaroğlu ile Bass'ın başbaşa görüşmesinde neler konuşulduğu halen bir sır. Ancak Kılıçdaroğlu'na tavır değişikliği bu görüşmenin ardından yaptığı açıklamalarda kendini gösterdi. Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimini “kontrollü darbe girişimi” olarak niteledi ve “Gerçek darbe 20 Temmuz'da yapıldı” diyerek, darbecilere karşı mücadeleyi hedefine oturttu.
YENİŞAFAK
-
ben 7 yıl önce Şikayet Etne yapsa boş, 70'lerin 80 lerin türkiyesi değil artık milletimiz uyandı elhamdülillah..Beğen Toplam 6 beğeni
-
murat 7 yıl önce Şikayet EtEy Amerika sen hala anlamadın mı Büyük davalar yüksek karakterli kişilerle yürütülür.Beğen Toplam 8 beğeni
-
gerçek 7 yıl önce Şikayet Etbir ülkücü yalnızca ve yalnızca önce ALLAH'ı(cc),vatanını ve yüce TÜRK milletini sever, gerisi teferruattır."ne desek"boş,bir ülkücü ne konuşsa, ne söylese sonrası vatan için hoş.anlayana rehber gerekmezBeğen Toplam 4 beğeni
-
80 ler ülkücüsü 7 yıl önce Şikayet Etmhp nin vizyonunu misyonunu kavrayamayan arkadaşları avlamanın peşindeler baksanıza chp nin genel başkan yardımcısı bile mevzu vatansa gerisi teferruat diyebiliyorBeğen Toplam 2 beğeni
-
Ne desek 7 yıl önce Şikayet EtErdoğanı sevmeyen ülkücüler de var arkadaş!Beğen Toplam 3 beğeni