Meral Akşener Kılıçdaroğlu'nun hastalığına yakalandı!

Haber7.com Özel Haber / Serkan Üstüner

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in geçtiğimiz günlerde Denizli'deki CHP-İYİ Parti ortak mitinginde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik, "Cumhurbaşkanının terörist dediği Denizlililer, nasılsınız, iyi misiniz? Koca yürekli Denizlililer, size terörist dediler, iyi misiniz? 18 milyon seçmene terörist diyen bir Cumhurbaşkanı. Bunun ne kadar acı, kötü bir tanımlama olduğunu biliyorsunuz. Bu arkadaş kutuplaştırarak, birbirimize düşürerek bu politikayı 17 yıldır sürdürüyor" demiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Akşener hakkında sert sözlerle eleştrip "Cumhurbaşkanına hakaretten" suç duyurusunda bulunmuştu.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı hakaretini, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç ve Diriliş Postası yazarı İsmail Öz, Haber7.com Gündem Sorumlusu Serkan Üstüner'e değerlendirdi.

BÜLENT TURAN: MERAL AKŞENER DE BU VAHİM HASTALIĞA YAKALANMIŞ

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "9 seçim kaybetmiş, 10. seçimini de kaybetme arifesinde olan Kemal Kılıçdaroğlu, son çırpınışlarını ve sırtını Kandil'e dayayanlarla son flörtlerini en acı şekilde oynarken hem siyasi hem de etik değerleri unutmuş durumda. Yalan ve iftira artık sıradan bir hal aldı. Partimiz, bu durumu artık "mitomani" yani yalan söyleme hastalığı olarak değerlendirmişti. Ancak ittifak sürecinde gördük ki bu hastalık aynı zamanda bulaşıcı. Sayın Meral Akşener de bu vahim hastalığa yakalanmış durumda. Söyledikleri tutmayınca, beklediği başarıyı yakalayamayınca adeta Kemal Kılıçdaroğlu ile yarışır oldu. Kol kola olduklarını tüm milletin bildiği HDP ile ittifak yok demeleri, milletin her daim teveccühünü ve duasını alan Sayın Cumhurbaşkanımıza, siyaset tarihimizde eşi benzeri görülmemiş bir şekilde, "halka terörist dedi" iftirası gibi daha birçok iddiası gösterdi ki bu hastalık bulaşıcı. Yazık oldu Meral Hanıma. Siyasi hatırasına saygı duyan az sayıda insanın da zamanla nasıl etrafını terk ettiğini hep beraber göreceğiz. Umarım bir an önce tedavi olur. Yoksa bu tavrın ne Akşener'e ne partisine ne de milletimize faydası var. Siyaset yalan olmamalı. AK Parti'nin 20 yıla yaklaşan iktidarındaki duruşundan ders almalılar. Almazlarsa bu üsluplarıyla yakın bir zamana kadar siyaset sahnesinde boy gösterenlerin akıbetleri gibi siyaset sahnesinden silinmeye mahkum olacaklar" ifadelerini kullandı.

AHMET KEKEÇ: BU BİR PROVOKASYONDUR

Cumhurbaşkanımız dün Meral Akşener için harekete geçeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu'nun mitomani hastalığında o da yakalanmış olabilir mi? Böyle büyük kitlesel bir yalanı neden uydurmuş olabilir?

Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, "Bunun iki sebebi var. Birincisi "HDP tabanı ve seçmeni için terörist yakıştırmasında bulunuyor" ifadesi bir provokasyondur. Maalesef siyaset sahnesinde bu durumlarla karşılaşıyoruz. İkincisi ise kendi durumlarını kamufle etme çabası olarak düşünüyorum. Zira şuan ilan edilmemiş bir CHP-İP-HDP ittifakı mevcut. Resmi bir ittifak değil ama etkin bir ittifak olarak şuanda gündemde. Dikkati başka yöne çekip kendi ittifak içindeki konumlarını gizleme çabası olarak görüyorum. İşin mitomani boyutunu bilemiyorum. Herhalde bu konuda Kemal Kılıçdaroğlu'nun eline su dökemez" dedi.

İSMAİL ÖZ: BU SON DERECE TOPLUMU KIŞKIRTAN VE KİTLELERİ SİYASET KARŞITI ORTAMA İTEN BİR DİL

Malum, dün Cumhurbaşkanımız Meral Akşener için "Avukatlara talimat verdim ve bu yalancı kadın ile mahkeme önünde hesaplaşacağım" dedi. Meral Akşener'in buna neden tevessül ettiği konusunda neler söylemek istersiniz?

Diriliş Postası yazarı İsmail Öz ise, "Özellikle şunu ifade etmek lazım, bizim uzun dönemden itibaren siyaseten yalanı meşru görmek gibi bir sorunumuz var. Siyasette yalanı sanki hayatın doğal seyri buymuş gibi, yüzleri kızarmadan ve bu kadar soğukkanlı bir şekilde söylüyor olabilmenin aslında çok temel bir yönü var. Bunu net bir şekilde ortaya koymak lazım. 2018 Mart'ında Sayın Cumhurbaşkanımızın bir mitomani yaklaşımı var Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı. 25.06.2011 tarihinde "12 Mart seçimi ve mitomani" başlıklı bir yazı yazmışım. O yılda ona bu teşhisi koymuşum. Burada mesele şu, yalanın hiçbir şekilde yüz kızartıcı noktasını görmeden ve inanarak söyleniyor olması. Neden bir siyasetçi yalan söyler? Hiç kuşku yok ki, kendini anlatamayacağını, kendini anlatacağı bir icraatı olmadığını düşündüğü için, ayakta kalabilmek ve kendi durduğu zemini insanlara farklı yansıtma düşüncesiyle bunu yapıyor. Her şey toplumun gözü önünde cereyan ediyor. Halk bunları görüyor, her şey seçmenlerin gözü önünde bir takım konuşmalar cereyan ediyor. Ertesi gün birisi kalkıyor, kendisinden emin halde sizin bizatihi gözünüzle gördüğünüz, kulağınızla duyduğunuz cümleleri kendi bakış açısından ve zemininden tamamen başka yönlere çekerek anlatıyor. Sanki dün bunlar konuşulmadı, millet bunları görmedi diye düşünüyorlar. Bunun muhalefete neler kaybettirdiği ortada. Meral Akşener seçmene "Cumhurbaşkanı size terörist diyor" cümlesini kullanıyor. Bu son derece toplumu kışkırtan ve kitleleri siyaset karşıtı ortama iten bir dil. Bizim seçmenimiz bu konuda feraset sahibi. Bizler bu feraset sayesinde, onun tahrik ettiği kitleleri ve bu tahrikin doğuracağı sonuçları bu yüzden görmüyoruz. Ama Cumhurbaşkanının asla söylemediği ve söyleme ihtimalinin olmadığı bir yakıştırmayı, seçmenlerini karşılaştırdıkları oldu bittiyi ve kendi kirli ilişkilerini örtebilmek için, topluma karşı bir akreditasyon unsuru olarak kullanıyorlar. Eğer seçmen bu dili sahiplenirse, onların ortaya koydukları terör örgütleriyle olan dirsek temasları ve işbirliklerinin üzeri örtülecek diye düşünüyorlar" diye konuştu.

MİTOMANİ NEDİR?

Mitomani hastalığı toplumda bilinen adıyla ‘yalan söyleme hastalığı’, kişinin sürekli olarak herhangi bir çıkar gözetmeden yalan söylemesidir. Bu hastalığa yakalanmış kişilere mitoman adı verilir. Hiçbir durum yokken birden yalan söyleme ihtiyacı duyan kişi, hastalığın ilerlemesi ile söylediği tüm yalanlara kendisinin de inanmasına neden olur. İleri düzeylere taşınan mitomani hastalığı kişinin elinde olmadan gerçekleşen ve yalan söylediğini kendi bile fark etmeyen bir davranış bozukluğu hastalığıdır.

Yalan söyleyen kişiler çoğunlukla bu yaptıklarının hastalık derecesinde olduğunu düşünmezler. Bu nedenle tedavi ihtiyacı duymazlar. Kişi kendisinde bir problem olduğunu düşünmediği için hasta, yakınları tarafından tedaviye ikna edilmelidir.