Son rakam açıklandı! Binlerce kişi görevlerine iade edildi

İşte Mehmet Acet'in o yazısı:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Pazar sabahı Kanal 7 Başkent Kulisi’nde içeriği zengin bir program yaptık.

Yayın bittikten sonra Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman Genel Yayın Yönetmeni Zahit Akman ve Haber 7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli ile birlikte kendisini öğle yemeğinde ağırladık.

Orada konuştuklarımız "off the record."

Yani yiyip içtiklerimiz de, konuştuklarımızda bizde kalmak zorunda.

Programla ilgili herkes Soylu’nun "FETÖ’cü Adil Öksüz’ün yerini biliyor musunuz" soruma verdiği "biliyoruz" cevabı üzerinde durdu ama bir saatlik yayının sonunda manşet değeri taşıyan başka önemli bilgiler ve değerlendirmeler de vardı.

Soylu, özgüveni yüksek, rahat bir siyasetçi.

Sorulan sorulara güçlü argümanlarla yanıtlar verebiliyor.

Bu programlara hazırlık yaparken, ortalama izleyici merakını dikkate alarak hangi konuğa ne tür sorular sormak lazım düşüncesiyle hareket etmeye çalışıyorum.

Soruların önemli kısmı zaten yayın sırasında ağırladığımız kişinin söyledikleri üzerinden o sırada şekilleniyor.

Adil Öksüz sorusu da, gelen cevap da, sohbetin FETÖ bağlamında ilerlediği anlardan birinde spontane gelişti.

YALAN OLDUĞU ORTAYA ÇIKAN "BEŞTEPE'YE GİDEN CHP'Lİ" İDDİASI

Yayının başında gündemi bir hafta boyunca esir alan CHP ve Beştepe’ye giden CHP’li meselesini konuştuk.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun malum bir iddiası var.

Partisinin iktidar tarafından devlet gücü kullanılarak dizayn edilmeye çalışıldığını söylüyor.

İçişleri Bakanı sıfatıyla Süleyman Soylu, böyle bir suçlamanın "doğal muhatabı" olabileceği için kendisine "Sayın Kılıçdaroğlu’nun peşine adam mı taktınız" diye yekten sordum.

Bakan Soylu, bu suçlamayı "deli saçması" olarak nitelendirip şunları söyledi: "Siyasi alan, demokratik alan daraltılır mı? Siyaset açık bir alandır. Eğer demokratik siyaseti ve bunun alanını daraltmak için birilerinin peşine adam takılacaksa ve birilerinin peşine adam takılıyorsa devlette bunu bilmemek mümkün değildir. Böyle bir şey olabilir mi? Bu bir deli saçmasıdır"

"DEVLET TEMKİNLİ OLMAYACAK MI?"

İçişleri Bakanı Soylu’ya FETÖ ile mücadele ve son günlerin tartışmalı konularından biri olan KHK ile devletten ihraç edilenlerin durumuyla ilgili sorular da sordum.  

Soylu, en son 5 bin 149 yeni Bylock kullanıcısının tespit edildiğini, bunlardan bin 387’sinin halen kamuda çalışmakta olduğunu söylemişti.

Kendisi bu durumu matruşka benzetmesiyle tasvir ediyor.

"Matruşka gibi, açıyorsunuz, bir daha açıyorsunuz, her birinin içerisinden bir takım sonuçlar üretiyorsunuz" diyor.

Karşımızda her türlü kılığa girebilen bir örgüt var.

Burası net.

Durum böyle olunca, KHK meselesi açıldığında, İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan birisi için, doğal olarak bir "güvensizlik" sorunu kendisini gösteriyor.

Bu bağlamda şöyle bir soru sordum: "Bir kişi mahkemeden beraat almışsa görevine neden dönemiyor?"

"Güvensizlik" dediğimiz şey tam da burada karşımıza çıkıyor.

Soylu, sözün burasında haklı olarak 15 Temmuz gerçeğine atıf yapıyor, soruya Devlet temkinli olmayacak mı? diye bir karşı soruyla yanıt veriyor: "Türkiye, 15 Temmuz gibi bir darbeyle, bir terör eylemiyle karşı karşıya kalmış. Devlet temkinli olmayacak mı? Her şeye Anayasa Mahkemesi’nin gözüyle bakıyor değilim, kimse kusura bakmasın. (Ortada bir güven sorunu mu var ara sorusu üzerine) Elbette güvenmeyeceğim. Herkes devletin içine girmek zorunda mı?"

KHK İÇİN ADRES OHAL KOMİSYONU

15 Temmuz sonrası devletten ihraç edilenler arasında FETÖ’cü olmadığı halde mağdur edilenler oldu mu?

Evet oldu.

Bu mağduriyeti giderme anlamında bir adres aranacaksa, bu adresin OHAL komisyonu olduğu anlaşılıyor.

Bakan Soylu’da OHAL komisyonun çalışmalarından övgüyle söz ediyor.

Titiz bir çalışma yürüten Komisyon, son yapılan açıklamaya göre 8400 kişinin görevlerine iade edilmesine karar verdi.

Bir anlamda bu kadar kişi, yanlışlıkla görevden uzaklaştırıldı, onlar için bu hakkı geri iade ediyoruz denilmiş oldu.