İBB'den simitçilere 'tekel' zulmü: Beyoğlu Belediye Başkanı gerçeği Haber7'ye anlattı

Haber7 - Özel Haber

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Beyoğlu'ndaki simitçilerin tezgahlarını kaldırmaya çalışıyor. Yıllardır Beyoğlu Belediyesi'nden aldığı izinle evine ekmek götürmeye çalışan simitçiler, ansızın çıkan bu kararla ne yapacaklarını şaşırmış durumda. Aldıkları izinler de artık yeterli olmayan simitçi esnafı kendilerine yapılan zulmün son bulmasını bekliyor.

Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, İBB'nin İstiklal Caddesi'ndeki tezgahlarla ilgili tepki çeken uygulamalarıyla ilgili Haber7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli ile Haber7 Muhabiri Gamze Türk'ün sorularını yanıtladı. 

İBB'NİN SİMİTÇİLERE YAPTIĞI ZULÜM

İstiklal Caddesi’nde bulunan tezgahlarla ilgili iddialara cevabınız nedir? 

25 yılıdır Beyoğlu Belediyesi’ne işgaliye ödeyen ve burada evine ekmek götüren simitçilere, Beyoğlu Belediyesi logosu bulunan tezgahlarınızı kaldırın diye İBB Zabıta Daire Başkanlığı tarafından bir yazı gönderiliyor. Bunun üzerine insanlar ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Ya Büyükşehir Belediyesi ile anlaşacaksınız ya da Beyoğlu Belediyesi logosu bulunan tezgahlarınızı buradan kaldırıp burada çalışmayacaksınız.

"TEKEL' İFTİRASIYLA MAĞDUR ETMEYE ÇALIŞIYORLAR"

Büyükşehir'e gidip anlaşanlar kendilerini kurtarıyorlar ama 25 yıldır Beyoğlu Belediyesi ile muhatabız, bundan sonra da Beyoğlu Belediyesi ile muhatap olmak istiyoruz diyenleri ‘Bunlar tekeldir’ suçlaması ile mağdur etmeye çalışıyorlar. Biz sadece simitçileri değil kestanecilerin, mısırcıların, o cadde üzerinde yemek ya da giyim sektöründe olanların, bütün esnafın dostu olarak zaten bir dayanışma içerisindeyiz. Zor günler geçiriyoruz. Bir salgın dönemini geride bıraktık. Pandeminin ilan edildiği gün biz esnafımızı ziyaret ettik. İyi günde kötü günde beraberiz dedik. İstiklal Caddesindeki simitçi tezgahlarının o nostaljik tramvaya göre tasarımını yapan buna göre simitçilerin faaliyet göstermesini sağlayan Beyoğlu Belediyesi’dir. Buradaki mimari ekiplerimiz bu hazırlıkları yapıyorlar. Bu simitçilerimizin yazlık, kışlık elbiseleri turistik, Beyoğlu Belediyesi’nin kurumsal renklerine de uygun bir şekilde hazırlanıyor.

Biz kendileri ile burada toplantılar da yapıyoruz. Burada hepiniz birer kültür elçisisiniz, bu şekilde gelen gidene davranın, sağlığa, hijyene dikkat edin uyarılarında bulunuyoruz. Bir gece bu logoları çıkarmayan tezgahları buradan kaldırmaya çalışıyorlar. Bizim de çıkışımız buna. Buna hakkınız yok. Bu doğru değil.

Elbette ki esnafımızın yanında olacağız. Bu insanları korumak için elimizden gelen gayreti de göstereceğiz. Büyükşehir Belediyesi ile anlaşanlar simitçi ama Beyoğlu Belediyesi ile çalışmak istiyoruz diyenler tekel.

Buradaki tekel iddiası da şu; daha önce tezgah sayısının 45 olduğu söyleniyor, sayıyı düşürmek adına 3-5 tezgahı olanı şirket kurup birleştirmişler. Hepsinin kayıtları bizde. Bunların içerisinde CHP Beyoğlu İlçe Başkan Yardımcısı da var. O da Büyükşehir ile anlaşıyor, o tekel olmuyor ama Beyoğlu Belediyesi ile 25 yıldır bir hukuku olan simitçilere bir tekel suçlaması ile karşı karşıyayız. İBB İstiklal Caddesine 18 aydır hiçbir hizmet götürmemiştir.

"ÇALIŞTAY'DAN ÇIKAN TEK SONUÇ SİMİT TEZGAHLARINI KALDIRMAK OLDU"

İki icraatını gördük İstiklal Caddesi’nde; biri pandemi döneminde bizim maske standımızı dağıttılar, ikincisi durup dururken bir Beyoğlu çalıştayı yaptılar, cekli-caklı, meli-malı, cümleler kurdular. Koskoca İBB’nin Beyoğlu Belediyesi için yaptığı çalıştaydan çıkan sonuç, simitçileri kucaklamak yerine simit tezgahlarını kaldırmak oldu. Bu İBB’nin vizyonunu gösteriyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Hizmet yapsınlar, bize yardımcı olsunlar.  

"ŞAHSİYETLE UĞRAŞMAK HAYSİYET SAHİPLERİNE YAKIŞMAZ"

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sizin için kullandığı çirkin ifadeler hakkında ne düşünüyorsunuz? 

Biz kendisi ile zaman zaman sosyal medyada zaman zaman farklı platformlarda görüşlerimizi ifade ediyoruz.

Görüşlerimizin uyuşmadığı noktalar var ama şahsiyetle uğraşmak haysiyet sahiplerine yakışmaz. Biz haysiyetimizi siyasetin üzerinde tutarız. İnsanların haysiyetlerini de siyasetimizin üzerinde tutarız.

Kendisi Cüneyt Özdemir’in programında ‘Beyoğlu Belediye Başkanı işine baksın, müsamere çocuğu, işi gücü sansasyon yaratmak’ gibi şahsım ile ilgili sözler sarf ediyor. Ben milletvekilliği yaptım, 25 yıldır siyasetin içerisindeyim. Biz müsamereyi de biliriz, müzakereyi de biliriz, mücadeleyi de biliriz ama münakaşayı bilmeyiz. Şahsıma olan ifadelerini kendisine aynen iade ediyorum.

"BENİM İÇİN ÜZÜLMESİN, GÖREVİNİN BAŞINDA OLSUN"

Beyoğlu Belediye Başkanı işine baksın diyen kişiye de sadece şunu söylüyorum, aynaya baksın. Hatta kendisine üzülüyorum diyor, söylerken de gülüyor. Nasıl bir ruh hali varsa? Kendisine aynen iade ediyorum. Benim için üzülmesine gerek yok. Görevinin başında olsun. Ben görevimin başındayım İBB Başkanı.

Ben İBB’nin yetki ve sorumluluğu olan alanlarda Karaköy’de, Beyoğlu’nun farklı noktalarında, dükkanını su basan esnaf ile dayanışma içerisindeydim. Görevimin başındaydım. Kendisi Bodrum’da tatildeydi. Hiç tatilimi yarıda kesemem dedi. Tekrar tatile döndü. Beyoğlu Belediye Başkanı işine baksın diyor.

"YA TATİLDE, YA KAYAKTASINIZ"

Elazığ'da deprem olduğunda Beyoğlu Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi’ndeydim. Devletimizden gelecek talimatları bekledik. Ama İBB Başkanı Erzincan’da kayağa gitti. Kim görevinin başındaydı? Kim görevini yaptı? Kendisi bir aynaya baksın. İstiklal caddesinin temizliğini, asayişini, aydınlatmasını, yeşillendirmesini Beyoğlu Belediyesi yapıyor.

Ben hep görevimin başındayım. Peki Ekrem Bey siz neredesiniz? Ya tatilde ya kayaktasınız. Birtakım hayaller kurmasın işine baksın. 

"HALİÇ'İ KENDİLERİ KİRLETTİ"

Haliç’teki kirliliğe dikkat çekmek için dalış yaptınız. Son durum nedir? 

Haliç ile ilgili İmamoğlu mayıs ayında bir paylaşımda bulunuyor. Haliç’te şu kadar ton çamur tespit ettik ve temizlemeye başladık diyor. Herkes şahit ki AK Parti döneminde Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla başlayan çalışma Haliç’te karşılığını bulmuştu. Kadir Topbaş döneminde Karadeniz’den Haliç’e deniz suyu pompalandı ve Haliç temizlendi.

Sonradan öğreniyoruz ki bu kolektörleri kapatıyorlar, kirli suyun aktarılması ile ilgili çalışmayı yapmıyorlar ve bunun neticesinde Haliç kirleniyor. Kendisi bu paylaşımı yapınca AK Parti İl Başkanımız bir cevap veriyor, ‘Haliç böyle değildi siz bu hale getirdiniz’ diyor. Ben de bu paylaşımları görünce geçen sene 22 Eylül'de Avrupa Hareketlilik haftasında milli yüzücülerle Haliç'te yüzdüm.

Bu fotoğrafları paylaşıp, ‘Şu an yüzdüğüm Haliç eylülde yüzdüğüm Haliç değil, maalesef Başkan paylaştığınız bilgiler doğru değil’ dedim. Beyoğlu Haliç’in kenarında bir ilçe. Benim Haliç’e olan ilgimin sebebi bu. Daha sonra Dünya Çevre Günü’nde Haliç’e dalacağım dedim. Amacımız Haliç’in altında bir afiş açmak ve birkaç balık salmaktı.

"O KADAR KÖTÜYDÜ Kİ GÖRÜNTÜLERİ PAYLAŞAMADIK"

Deneme maksadıyla saldığımız balıklar öldüler çünkü Haliç’in oksijeni yoktu. O kadar kötüydü ki görüntüleri paylaşamadık. ‘Haliç’in durumu iyi değil, daha kötüye gidiyor. Beyoğlu halkı adına Haliç’in takipçisi olacağım’ dedim.

Benim Haliç’e olan ilgim çevre bilinci ve yaşayan canlılar ile alakalıdır. Haliç’in takipçisi olacağım bu benim en doğal hakkım.