Kılıçdaroğlu ilk defa topa girdi: Muhalefetin adayı kim olacak?
Mehmet Acet, muhalefet cephesinin adaylık arayışlarına ilişkin kulis bilgilerini paylaştı. Acet, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için Ekrem İmamoğlu'nun aday olmayı çok istediği, Mansur Yavaş'ın ise ihtiyatlı bir tutum içinde olduğunu yazdı.
Yeni Şafak Gazetesi yazarı Mehmet Acet, bugünkü, "Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Yavaş’ın adaylığı için ilk defa topa girdi" başlıklı yazısında, muhalefet cephesinin adaylık arayışlarına ilişkin kulis bilgilerini paylaşarak, "İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlarının isimleri de sıkça zikrediliyor. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu aday olmayı çok istediğini çok belli ediyor. Ankara’da Mansur Yavaş, ihtiyatlı bir tutum içinde." değerlendirmesinde bulundu.
Mehmet Acet'in bugünkü köşe yazısı şöyle:
"AK Parti’nin hazırladığı, seçim yasasında değişiklik öngören ‘taslak çalışmaya’ dair birkaç kulis bilgisi vererek başlayalım.
Bu konuyla ilgili olarak AK Parti’nin en üst karar mercii olan MYK’da sunumlar yapıldı, değerlendirmeler alındı ve hazırlıklar büyük ölçüde tamamlandı.
Önümüzdeki süreç içerisinde yeni anayasa metni gibi, seçim kanununda değişiklik öngören çalışma için de, AK Parti ile MHP’nin ortak bir müzakere yürütmesi bekleniyor.
AK Parti’nin çalışmasında iki başlık ön plana çıkmış durumda.
1-Seçimlerde bölge sayısının artırılarak her bir seçim bölgesinin 7 milletvekili çıkaracak şekilde düzenlenmesi. Yani yıllardır tartışılan ‘daraltılmış seçim bölgesi’ fikri için gelinen nokta itibarıyla bir olgunlaşmadan söz edilebilir.
2-Seçim barajının düşürülmesi hususunda iki partide de olumlu yönde bir yaklaşım söz konusu. Yüzde 10 barajı düşürülecek ama 7 mi olacak 5 mi sorusu ise henüz kesinleşmiş değil. AK Parti’de ise, şu an için yüzde 5 fikri ön plana çıkmış durumda.
Cumhur İttifakı’nın ortakları arasında yürütülen bir çalışmadan söz etmekle birlikte, ittifak paydaşları arasında bir mutabakat sağlandıktan sonra, muhalefetin de kapısının çalınacağı kesin gibi.
Buradan muhalefet cephesinin seçim hazırlıklarına, daha doğrusu adaylık arayışları meselesine geçelim.
Malum, son haftalarda muhalefette yer alan partilerin Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ortak bir adayla yarışa katılıp katılamayacağı, ortak bir aday çıkarılacaksa bu ismin kim olacağına dair hararetli tartışmalar yapılıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçtirmeme hedefi bu partilerin ortak bir motivasyonu haline gelmiş olsa da, kendi aralarında yaptıkları tartışmalar yer yer ‘kavga görüntüsüne’ dönüşüyor.
HDP’nin, Selahattin Demirtaş’ın İyi Parti’ye dönük salvoları unutulmuş değil.
Irkçılığa kadar varan suçlamalar olmuştu malum.
Son zamanlarda bu tartışmalara Kandil’den PKK yöneticileri bile katılıp, “HDP’nin kıymetini bilin” türünden pervasızca açıklamalar yapıyorlar.
Peki CHP ve İyi Parti bu duruma karşı nasıl bir karşı tutumla cevap veriyorlar?
Arada, düşük volümlü bir takım çıkışlar olsa da, genel bir tutum olarak ‘yutkunma’, söylenenleri sineye çekme hali daha çok kendini belli ediyor.
Karşılıklı güvensizlik duyguları ile birbirlerine muhtaç olmanın getirdiği çaresiz birliktelik halinin bir çarpışması gibi bir durum var ortada yani.
Muhalefet çevrelerinde yapılan tartışmalara bakıldığında, ilk turda herkes kendi adayıyla mı yarışacak? Yoksa ortak bir aday belirlenebilecek mi sorusuna dair tartışmaların ve arayışların halen devam ettiği görülüyor.
Son gelişmeler, ilk turda herkesin kendi adayıyla yarışa katılması seçeneğini güçlendirmiş durumda.
Son gelişmeler derken, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in elini açık ettiği son teklifinden söz ediyorum.
Ne demişti Akşener?
HDP ilk turda kendi adayını çıkarsın, biz kendi adayımızı (Millet İttifakı’nın paydaşları olarak) çıkaralım.
Bu süreçte elini hala kapalı tutan parti ise CHP.
Sorduğumuzda partinin yetkili isimleri, “Önce ilk tur için mi ikinci tur için mi bir ittifak olacak o bir belli olsun” cevabını veriyorlar.
Hem HDP’nin, hem de İyi Parti’nin ellerinde tuttukları kozları, önemsiz sayılamayacak olsa da, AK Parti’den sonra en fazla oy alan parti konumunda olduğu için CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun eğilimleri diğerlerinden daha fazla önem taşıyor.
Malum, muhalefetin adayları ile ilgili tartışmalar yürütülürken İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlarının isimleri de sıkça zikrediliyor.
İstanbul’da Ekrem İmamoğlu aday olmayı çok istediğini çok belli ediyor.
Ankara’da Mansur Yavaş, ihtiyatlı bir tutum içinde.
Ancak, kendisine “Haydi adayımız sensin” dense, “Hayır, istemem” diyeceğini hiç sanmıyorum.
Ancak her iki ismin adaylığının da önünde ciddi bir engel bulunuyor.
Kılıçdaroğlu’nun Yavaş ve İmamoğlu’nun adaylıklarına soğuk bakıyor olması.
CHP liderinin bu görüşünü, kendi ağzından ilettiği bir kaynağım üzerinden bu köşede birkaç kere dillendirmiştim.
Kılıçdaroğlu, kapalı kapılar ardında dillendirdiği bu görüşünü geçtiğimiz günlerde ilk defa açıktan da zikretti.
Bu iki isimden birinin Cumhurbaşkanı adayı olma ihtimaline dair bir soruya, “Bunu düşünmek kadar yanlış bir şey yok. Onlar şu anda belediye başkanı. Onların başarılı olması, onların yapılan anketlerde çok üstlerde çıkması, gönül ister ki Cumhurbaşkanının da çok üstünde olsunlar, beni mutlu ediyor.” şeklinde bir karşılık verdi.
İleride başka gelişmeler, başka telkinler olur bu görüşünü değiştirir mi bilinmez ama bu sözler, Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu ya da Yavaş’ın adaylığına şimdilik olumsuz baktığını göstermesi bakımından önem taşıyor."
-
Tokmak 3 yıl önce Şikayet EtChpkk olmuştur aday kim olursa farketmezBeğen Toplam 2 beğeni
-
CHP İktidar olursa 3 yıl önce Şikayet EtEmin olduğum bir şey var, o da yalana ve heykele doyacağımız...Beğen Toplam 5 beğeni
-
Muammer 3 yıl önce Şikayet EtYavaş'ı yavaş yavaş chp genel başkanı yapın.Arkasından Meral'in partisini kapatır birleşirler. Selo ile de kahvaltıya zincirlikuyuya gidersiniz. Sonra adaylık 2047 de.Nasıl akıl amma.Beğen Toplam 1 beğeni
-
Emekli 3 yıl önce Şikayet EtHüsamettin Cindoruk, Yılmaz Özdil veya Uğur Dündar birini aday gösterin açık farkla kazanırlar.Beğen Toplam 2 beğeni
-
Mehmet 3 yıl önce Şikayet EtKemal tehlike gördüğü partiliyi cumhur başkanlığına aday yapıp postalıyor.Beğen Toplam 5 beğeni