301'de Çankaya izni tartışması

Gökçer Tahincioğlu'nun haberi

TCK’nın “Türklüğü aşağılamak” başlıklı 301. maddesinden ancak cumhurbaşkanının izin vermesi halinde dava açılabileceğinin önerilmesi tartışma yarattı. Yargıda görev yapmış 3 hukukçu teklifi şöyle değerlendirdi:
 Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk: Bu maddenin düzenlenmesine karşı çıkmak, hukuka karşı çıkmaktır. Değişiklikler yetersiz. ‘Türklük’ yerine ‘Türk milleti’ denilmesi yerinde, ancak, madde metnindeki isim ve sıfat tamlamaları düzeltilememiş.
Maddenin gerekçesi A’dan Z’ye kavram hataları ile dolu. Hatta, sözlüğe bile bakılmadan yazılmış. İzin yetkisinin cumhurbaşkanına verilmesine bütünüyle katılıyorum.
İzin yetkisi, hukuktaki katılığı yumuşatmak için devlet adamına verilir. İzin yetkisi kullanılırken, kanıtlar değerlendirilmez. Dava açılması, Türkiye’nin yararına mı zararına mı, ona bakılır. Türkiye’nin yararına değilse, suç oluşsa bile ‘İzin vermiyorum’ denilebilir. Buna, ‘Tanrısal yetki’ diyoruz. Denetlenemez ve gerekçe gösterilmez. 

4 ayrı itiraz
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu: ‘Türklük’ yerine ‘Türk milleti’ ifadesinin konulması gibi değişiklikleri, Yargıtay zaten kararlarıyla yapmıştı. Bu maddeden dava açılmasının cumhurbaşkanının iznine bağlanmasına dört nedenle karşıyım. Cumhurbaşkanının görevleri zaten fazla derken, bir de bu görevi vermek çelişkilidir. Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri anayasada gösteriliyor, bunun bir de yasada gösterilmesi hukuki sorun yaratır. Cumhurbaşkanlığı makamı siyasi tartışmalara konu olur. Yargılamada sıkıntı oluşur.  

Taraf olur
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk: Cumhurbaşkanına, taraf olabileceği böyle bir görevin verilmesi doğru değil. Anayasa, cumhurbaşkanına yargı ile ilgili sadece atama yetkisi tanımıştır.