Seçim barajının yüzde 7’ye düşmesi ne anlama geliyor: Daraltılmış bölge uygulanmalı mı?

Seçim barajının yüzde 7’ye düşeceği yönündeki açıklamaların ardından, TBMM’de tartışılacak en önemli konulardan birinin de seçim sistemi olacağı tahmin ediliyor. Peki, yüzde 7 yeterli bir oran mı? Daraltılmış bölge uygulanmalı mı?

Seçim barajının yüzde 7’ye düşmesi ne anlama geliyor: Daraltılmış bölge uygulanmalı mı?
Seçim barajının yüzde 7’ye düşmesi ne anlama geliyor: Daraltılmış bölge uygulanmalı mı?
GİRİŞ 03.09.2021 16:34 GÜNCELLEME 03.09.2021 17:19
Bu Habere 31 Yorum Yapılmış

Haber7 / Seda Vurucu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, geçtiğimiz günlerde mevcut sistemde yüzde 10 olan seçim barajının “yüzde 7”ye düşürüleceğini açıkladılar.

Seçim yasası çalışmaları, yeni yasama döneminin başlaması ile birlikte TBMM’de değerlendirilecek önemli konulardan biri olarak karşımıza çıkıyor. 

Peki, seçim barajının yüzde 7’ye düşürülmesi ile Türk siyasetinde neler değişecek? Yüzde 7, yeterli bir oran mı? Dar bölge ya da daraltılmış bölge, hangi partilere ne tür avantaj ve dezavantaj sağlayabilir?  

Bu soruların cevabını, Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Optimar Araştırma Genel Müdürü Hilmi Daşdemir, GENAR Araştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş, Star.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak ve Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür'den aldık.

“CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ İLE BARAJ ÖNEMİNİ KAYBETTİ” 

Seçim barajının düşürülmesinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişle birlikte ciddiyet kazandığına değinen Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, bu durumun sebebini şu sözlerle açıkladı: 

​“Bunun gerekçesi 12 Eylül anayasasına göre yönetimde istikrarı korumak adına yüzde 10’luk baraj getirilmesidir. Fakat yeni sistemle yönetimde istikrar doğrudan sağlanabildiği için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle aslında baraj meselesi eski önemini kaybetmişti. Dolayısıyla çıkış noktası burası.

Epeyce bir süredir yüzde 5 mi, yüzde 7 mi, hangisi daha iyidir fikri üzerinde tartışmalar yapıldı. Yüzde 5’e de düşürülebilirdi ama yüzde 7’de mutabık kalındı. Bunun siyasi sonuçları özellikle HDP ile ilgili. Yüzde 10’dan yüzde 7’ye düşürülmüş olması önemli birtakım sonuçlar üretebilir.” 

“HDP’NİN OYLARINDA GERİLEMEYE YOL AÇABİLİR” 

Yüzde 10 barajını geçemeyen bazı partilere, diğer partilerin oylarını bölüştürdüğünü söyleyen Mehmet Acet, şunlara değindi: 

“Son birkaç seçimde, "HDP yüzde 10 barajının altında kalmasın" düşüncesiyle hareket eden başka partiden seçmenler, özellikle de CHP’den bazı seçmenler, HDP’ye oy verdiler. CHP seçmeninin bir bölümü oylarını bölüştürdüler HDP de barajı geçsin diye.  

Zaten CHP ile HDP arasında adı konmamış olsa da bir ittifak durumu söz konusu. Yüzde 7’ye düşmüş olması, bu anlamda HDP oylarında yüzde 10’a yönelik bir baskı oluşturmayacağı için bir gevşemeye yol açabilir.  

Daha önce “HDP de yüzde 10’a çıksın” diye düşünenlerde bir gevşeme olabilir. Bu da HDP’nin oylarında bir gerilemeye yol açabilir. Bu anlamda bir siyasi sonuç üretmesini bekleyebiliriz.  

“Niye yüzde 5 değil de yüzde 7 oldu” konusuna gelecek olursak orda da sanıyorum birtakım küçük partilerin yüzde 5’e doğru yönelmesi anlamında bir sonuç üretmesi beklenebilirdi. O anlamda karar verme noktasında bir gelgit yaşanmış olabilir.“ 

“DOĞRUDAN DEMOKRASİYE DAHA YAKIN BİR MODEL...” 

Seçim sistemine yönelik dar bölge ve daraltılmış bölge tartışmalarına ilişkin Mehmet Acet, şu yorumda bulundu:

“Mevcut sistem dar bölge de değil, daraltılmış bölge de değil. Zaten Ak Parti açısından da bir yönelim olmadı dar bölgeye. Konuşuldu, tartışıldı, yıllardır bununla ilgili tartışmalar yapıldı.  

Ak Parti’de daraltılmış seçim sistemine geçiş anlamında hep bir talep oldu. Çünkü o model hem daha demokratik bir model, yani milletvekili seçimlerinde seçmene ulaşım anlamında doğrudan demokrasiye daha yakın bir model hem de pragmatik olarak çok oy alan partilere avantaj sağlıyor. Bu anlamda da Ak Parti kendi içinde yaptığı tartışmalarda bu modele geçişi hep arzu etti, talep etti. Fakat burada tabi MHP açısından, daraltılmış bölgeyle ilgili MHP’nin bazı rezervlerinin olduğunu biliyoruz. 

O nedenle de bir uzlaşma çıkar mı çıkmaz mı bilmiyoruz. Yapılan açıklamalara baktığımız zaman gerek Ak Parti’den Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerek Devlet Bahçeli’nin, karşılıklı olarak bu iki parti birbirlerinin hukukunu gözeterek hareket ediyorlar.

Dolayısıyla birinin istemediğini diğer bir partinin dayatması söz konusu olmayacak. Bu anlamda da ancak karşılıklı bir rıza olursa bu modele geçilir.

Eğer bu anlamda bir isteksizlik olursa eski model devam eder diye tahmin ediyorum.” 

“YÜZDE 7 BARAJI, HDP VE İYİ PARTİ’Yİ ETKİLEYECEK” 

Seçim barajının yüzde 7’ye düşürülmesinden etkilenecek partiler olduğuna işaret eden Optimar Araştırma Genel Müdürü Hilmi Daşdemir, bu konuda şunları söyledi: 

“Seçim barajının yüzde 7’ye düşürülmesinin, HDP ve İyi Parti’yi ciddi anlamda etkileyeceğini düşünüyorum. Diğer taraftan beklenti barajın yüzde 5 olması yönündeydi. Çünkü görüşmeler, barajın yüzde 5 ya da yüzde 7 olması yönünde ilerlemiş; yüzde 5’te anlaşılmış gibiydi. Ancak sonraki açıklamalarda karar yüzde 7 yönünde oldu.

Tekrar gündeme yüzde 5’in gelebileceğini söyleyenler var ancak yüzde 7 üzerinden değerlendirecek olursak bu açıklamalardan hareketle yüzde 7’nin öncelikle HDP’yi ve İyi Parti’yi etkilemesini bekliyorum.

Bundan sonra HDP’nin yüzde 8’in üstüne çıkma ihtimalinin olmadığını, İyi Parti’nin de yüzde 8’ler civarına düşme ihtimalinin olduğunu söyleyebiliriz.  

Çünkü HDP’nin tabanındaözellikle Hendek Olaylarından sonraki süreçte bir kopuş, bir ayrılış yaşandı.”

“İKİ PARTİNİN OYU 1-2 PUANLIK DÜŞME POTANSİYELİNE SAHİP” 

Yüzde 7 barajının İyi Parti ve HDP’nin oy oranlarında 1-2 puanlık bir düşüş oluşturabileceğine işaret eden Hilmi Daşdemir, yeni kurulan partiler içinse bu barajın yüksek bir oran olduğuna değindi: 

İyi Parti’de yeni bir parti olması sebebiyle her ne kadar bazı kişiler tarafından belli oy oranlarına erişmiş gibi oy algısı oluşturulmaya çalışılsa da parti sadakatinde bir sıkıntı var.  

Toplama bir parti ve Cumhuriyet Halk Partililerin onlara vermiş olduğu desteklerle de oy oranı yüzde 10’lar barajındaydı. Aynı şekilde HDP'ye de verdikleri bir destek var.

Bu oyların kendi partilerine dönmesiyle iki partinin oyu, 1-2 puanlık düşme potansiyeline sahip.  

Bir de üçüncü yol arayışı vardı. İkinci yol arayışı içerisindeki Muharrem İnce’nin partisi, Mustafa Sarıgül’ün partisi (Türkiye Değişim Partisi), Yeniden Refah Partisi gibi partilerin nasıl bir ittifak içerisinde olacakları burada çok belirleyici olacak. Bir de bu yüzde 7 barajı onlar için de biraz yüksek bir baraj olduğunu söylemek mümkün. Onları da zorlayacak bir oran olacaktır.

“DARALTILMIŞ BÖLGENİN AK PARTİ’YE AVANTAJ SAĞLAMASI MÜMKÜN” 

Daraltılmış bölge konusunda ittifaklara ilişkin sistemin önemli olduğuna dikkat çeken Hilmi Daşdemir, şu açıklamalarda bulundu: 

Burada ittifaklar üzerinde nasıl bir sistem üzerinden gidileceği önemli. İttifaklar, dar bölge ya da daraltılmış bölge adaylarını neye göre belirleyecekler, o çok önemli olacak.  

Daha çok daraltılmış bölge üzerinde duruluyor yeni sistem açısından. Daraltılmış bölgenin de Cumhur İttifakı’nda Ak Parti’ye biraz daha avantaj sağlaması mümkün. Diğer taraftan da belli ölçüde bölgesel olarak partilerin güçlü olduğu dönemler var.

Türkiye’nin her bölgesinde belli bir tabana sahip olan parti, şu an Ak Parti. CHP biraz daha kıyı şehirlerinde varlığını gösteriyor. İyi Parti yine benzer şekilde kıyı illerinde kendisini gösteriyor. HDP Doğu ve Güneydoğu’da yoğun olarak bulunuyor.  

Bunlar açısından bakıldığı zaman dar bölge, daraltılmış bölge konusunda nasıl bir çalışma yapıldığı tam olarak netleşmiş durumda değil. Hatta olup olmayacağı konusunda da kesin bir bilgi yok. Ancak daraltılmış bölgeye daha yakın bir yaklaşım içerisinde olunduğu biliniyor ve daraltılmış bölge olursa da bu partileri belirli ölçüde etkilemeleri mümkün.

“YÜZDE 7 BARAJI ÜÇ PARTİYİ RAHATLATIR” 

 Seçim barajının, seçim sisteminin değişmesi ve ittifakların ortaya çıkması ile anlamsız kaldığına işaret eden GENAR Araştırma Şirketi Başkanı İhsan Aktaş, şunları söyledi: 

 Yüzde 100’e yakın bir temsil oluştu ittifaklar sayesinde. Şimdi yüzde 7 barajı, ne yüzde 1’lik partileri yukarıya özendirecek ne de yukarıdakileri tedirgin edecek bir oran.  

Yüzde 10’luk üç partiyi rahatlatır: İyi Parti’yi, HDP’yi, MHP’yi. En azından herhangi bir seçimde aşağıya ya da yukarıya tırmanışlar yüzde 10’luk partileri endişelendirmez. Ama görünen o ki yüzde 1’lik partilerin de yüzde 7’ye çıkma şansı yoktur. 

Yüzde 10’luk baraja göre daha ehven, daha az tartışılır bir konudur. Muhtemelen bundan sonra baraj tartışması gündemden çıkabilir. 

Peki, baraj yüzde 1 olsa ne olur? Baktığımız zaman sadece küçük partilerde küçük bir motivasyon olur. Yüzde 3 de, yüzde 5 de olabilirdi. Bu karar, arada bir karar gibi oldu. Ne küçük partileri yukarıya tırmandıracak ne de üç partiyi rahatlatacak bir şey olarak bakılabilir. Çok köklü bir değişiklik olmaz, siyaseti etkilemez gibi geliyor. 

“DAR BÖLGEDEN AK PARTİ VE CHP İSTİFADE EDER” 

Dar bölge ve daraltılmış bölge tartışmalarına ilişkin ise İhsan Aktaş, şu sözlere yer verdi: 

Daraltılmış bölge, ülkedeki seçim bölgelerini 5’er kişilik bölgelere ayırmak. İstanbul’da 20 kişilik 30 kişilik bölgeler var. Bursa’da 10 kişilik bölgeler var. Her bir bölgeye 5 kişi gibi. 

Dar bölge büyük partilerin işine yarıyor. Dar bölgede iki turlu da olabiliyor seçim, birinci tur, ikinci tur diye. 

Zannediyorum ki bu tartışma, durumu eski halinde bırakabilir. Dar bölgede dezavantajlı olan partiler var. Daraltılmışta biraz dezavantajlı olan partiler var. Şu anki durum cari olarak kalabilir diye düşünüyorum.  

Dolayısıyla dar bölge olursa Ak Parti ve CHP bundan en çok istifade eden partiler olur.

Partiler büyüdükçe avantaj büyür, küçüldükçe de avantajları daralır gibi bir durum söz konusu.  

Daraltılmış bölge henüz denenmemiş bir şey. Türkiye’de daha önce ülke barajları vardı Özal döneminde. Sonraki dönemlerde il barajları kaldırıldı. Yüzde 30-35 oy alan bir parti, iktidar olabiliyordu. Şimdi iktidar olabilmek için en az yüzde 50+1 oy oranına odaklanıldı. Bu da bir sürü yeni senaryonun oluşmasına sebep oluyor. 

“HDP OYLARININ YÜZDE 10’UN ÜZERİNE ÇIKMASI İÇİN CHP YOĞUN ÇABA SARF ETTİ” 

Seçim barajının yüzde 7’ye düşürülmesini, yüzde 10 barajına göre olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Star.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, bu durumun siyasi ortama yansıyacağını şu sözlerle açıkladı: 

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş konuşulurken bu sistemle beraber seçim kanunu, siyasi partiler kanunu gibi mevzuatın da buna uydurulacağından bahsedilmişti. Dolayısıyla bence zaten yapılması gereken bir değişiklikti bu.  

Yasama sürecinde ayrıntılar daha net ortaya çıkacak; yeni sistemdeki ittifak içi baraj vesaire gibi veya bunun dışında mustarip olunan seçim kanunu, siyasi partiler kanunu gibi diğer ayrıntılarda da muhtemelen bu yeni sistemle değişiklik yapılacaktır. Ama biz sadece şu an itibariyle mutabakat sağlandığı ifade edilen yüzde 7 barajı üzerinden konuşacak olursak ben siyasi ortama yansıması olacağını düşünüyorum.

En azından meseleye şöyle bakalım. Hatırlarsanız HDP’nin 2015 öncesi uzunca bir süre boyunca ortalama oyu yüzde 7 civarında idi. HDP’nin 7 Haziran 2015’te yüzde 13 gibi, daha sonra yüzde 11 gibi bir seviyeye oturmasındaki en büyük etken yüzde 10 barajıdır bana göreÇünkü malum o dönemde HDP’nin Meclise girmesi lazım, girerse terör biter vesaire gibi bir argümanla HDP’nin yüzde 10’un üzerine çıkarılması için CHP başta olmak üzere, büyük birçok çevre yoğun çaba sarf etti ki CHP’nin oylarının bir kısmı onlara veriliyor, kendileri de bunu itiraf ettiler.” 

“CHP’NİN ENKAZINI TAŞIMADAN BARAJ MESELESİNİ AŞABİLİRLER”  

Nuh Albayrak, yüzde 7 barajından yeni kurulan partilerin nasıl etkileneceğine ilişkin ise şunları söyledi: 

Yeni sistemdeki ittifak anlayışının doğrudan doğruya barajla bağlantısı olduğunu da biliyoruz. Malum ittifak içerisinde seçime girerse küçük partiler, o ittifakla barajı aşarsa diğerleri de aşmış sayılıyor uygulamada.  

Bunun örneğini İyi Parti’den biliyoruz. İyi Parti’nin oyu yüzde 10’un altında olduğu halde Meclis’e girdi. Oysa yeni kurulan, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Deva Partisi gibi partilerin tabi ki bir baraj problemi olacaktır. Biraz daha bu partiler açısından baktığımız zaman artık Millet İttifakı denilen CHP’nin liderliğindeki o birliktelikte bulunmak için bir gerekçeleri kalmayacak. Sonuçta “biz barajı aşmak için ittifak olmak zorundayız” deniyordu.  

“Tek parti yüzde 7’yi sağlayamayabilir” gibi bir duruma karşı söylüyorum, üç ya da dört parti bir araya gelip CHP’nin enkazını taşımadan bu baraj meselesini aşabilirler. Artık bu partilerin CHP ile birlikte hareket etme gerekliliği ortadan kalkmış oluyor.

Yüzde 7’yi aşamayacak olurlarsa o zaman bu topa girmemeleri gerek; çünkü birkaç gün önce Davutoğlu’nu dinledim Fatih Altaylı’nın programında. Davutoğlu, kamuoyuna açıklanmamış anketlerde partisinin oy oranının 7 olduğunu söyledi ve netice itibariyle Davutoğlu buna inanıyorum dedi ama ayrıca bu bizim için yeterli bir oran değilbiz çok daha üzerinde bekliyoruz dedi.

Böyle amaçları, böyle beklentileri olan partiler yüzde 7’yi aşmak için CHP’nin kanatları altına girme ihtiyacı duymazlar diye düşünüyorum.  

Önümüzdeki döneme, önümüzdeki siyasi yapıya çok ciddi etkisi olacağını düşünüyorum bu oran değişikliğinin. 

“MEVCUT SİSTEMDEKİ YAPIDAN VE AKSAKLIKLARDAN HERKES ŞİKAYETÇİ” 

Dar bölge ve daraltılmış bölge tartışmalarına ilişkin Nuh Albayrak, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde halkın iradesinin doğrudan yönetime yansıması gerektiğini, mevcut sistemde bu durumun zor olduğunu şu sözlerle açıkladı:

Siyasi partiler kanunu, barajın dışında, yeni sistemle alakalı diğer siyasi konularda da bir değişiklik yapılacaksa o zaman gündeme gelir, gelecektir. Şu anda bu baraj değişikliği vesilesiyle Ankara odaklı kulislere baktığımız zaman şu anda dar bölge ya da daraltılmış bölge gibi bir şey üzerine çalışılmadığı veya şu anda düşünülmediğinden bahsediliyor. 

Ama diğer taraftan mevcut sistemdeki milletvekili aday belirleme sürecinden tutun da seçim sistemindeki yapıdan, aksaklıklardan, tatsızlıklardan herkes şikayetçi. 

Fox TV’de Kılıçdaroğlu’dan dinledim “liderin belirlediği bir şey” diye ve kendisi aynı şeyi yapıyor şu anda. Bunda samimiyse eğer bir birliktelik sağlayıp bunu da değiştirmeleri gerekiyor. Bu sistemlerle ilgili şu önemli bizim için: milletin iradesinin, siyasi argümanlarda alışık olunmayan bir şey kullanıyorum ama “organik bir biçimde” parlamentoya yansıması önemli.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, doğrudan doğruya halkın, milletin iradesinin yansıması gereken bir sistem olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu sistemin dayandığı halkın iradesinin gerçekten doğrudan doğruya yansıması lazım.  

Bu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir noktaya kadar belki gerçekleşmiş oldu ama parlamentonun oluşmasında hala dediğimiz gibi o eski sistemin kuralları işliyor.

Dolayısıyla da yine milletin tercih ettiği, milletin gerçekten yakından tanıdığı için, hareketiyle, tavrıyla, yaşam tarzıyla kendinden biri olarak kendisinden olarak gördüğü için değil; oradaki adayları listeye konduğu için seçiyor. Daha doğrusu, listeyi oyluyor şu anda vatandaş. Dolayısıyla mevcut sistemde millet iradesinin doğru olarak parlamentoya ya da yönetime yansıması oldukça zor.“

“YÜZDE 10, 12 EYLÜL’DEN KALMA BİR BARAJDI” 

Türkiye’de seçim barajı meselesinin uzun zamandır TBMM’nin gündeminde yer aldığını belirten Sabah Gazetesi Yazarı Mahmut Övür, yüzde 10 barajının 12 Eylül askeri darbesinden miras kalan bir oran olduğunu ifade etti: 

“Türkiye’de baraj meselesi, uzun zamandır Meclis’in gündeminde tartışılan bir şeydir. Yüzde 10 barajı çok yüksek, 12 Eylül döneminden kalma bir barajdı ama ne yazık ki üzerinde bir konsensus sağlanmadığı için bir türlü halledilemedi.  

Şimdi yüzde 7’ye indirildi, tabi bu önemli bir adım ama ben yeterli görmüyorum; yüzde 5’in makul bir oran olacağını düşünenlerdenim.” 

“YÜZDE 5’İN PARTİLERİ MOTİVE EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM” 

Seçim barajının yüzde 7 ya da yüzde 5 olması yönünde bir süredir devam eden tartışmalara ilişkin Mahmut Övür, şunları söyledi: 

“Türkiye’nin kritik bir süreçten geçerken siyaset ve istikrar açısından önemli bir bariyer olacağını düşündüğüm için yüzde 5’in makul olduğunu, bir biçimde partileri motive edeceğini düşünüyorum.  

Belki küçük partiler bir araya gelerek ortaklık kurabilirler. Böyle bir yöntem belirleyebilirler. Şu anda böyle bir durum, Cumhur İttifakı açısından netleşmiş görünüyor ama henüz Meclis’e gelmedi. 

Belki orada başka bir tartışmanın başlaması da mümkündür. Yüzde 5’e doğru çekilebilir mi, şu anda söz konusu olmasa da o ihtimal de var, tartışma devam edebilir.” 

“YENİ BİR YAKLAŞIMA İHTİYAÇ VAR” 

Türkiye’de sistemin oturması açısından seçim sisteminin de mutlaka temel ilkelere oturması gerektiğine işaret eden Övür, “daraltılmış bölge olmalı mı” sorusuna şu sözlerle yanıt verdi:  

“Sistemin, Türkiye sosyolojisine denk düşen yapıya oturması gerekiyor. Bir daha değişmeyecek şekilde. Ne yazık ki onda da tam olarak bir adım atılamıyor. Şu anda gördüğüm kadarıyla Cumhur İttifakı içerisinde hem Ak Parti hem MHP açısından bu konuda bir orta nokta bulunmuş da değil. 

Daraltılmış bölge meselesine MHP’nin sıcak bakmadığı biliniyor. Bence buradan çok fazla bir değişiklik beklenmiyor. Yeni bir yaklaşıma, yeni bir değerlendirmeye ihtiyaç var.  

Belki dar bölge sistemine gidilmesi gerekir diye düşünüyorum ama o da kolay değil, Türkiye’de çok zor. Nasıl bir karar verecekler göreceğiz. O konu da çok tartışmalı bir konu. Sadece bizde değil dünyada da tartışmalı bir konu. 

Mesela İngiltere’de bir sistem var, iki parti dışında iktidar olan hiçbir parti olmuyor. Dolayısıyla gelişmiş demokrasilerde bile bir orta nokta bulunmuş değil, diye düşünüyorum.”

KAYNAK: HABER7
YORUMLAR 31
  • Gaziantepli 3 yıl önce Şikayet Et
    %10 baraj h,çbir zaman düşürülmemeli. Hatta bölücü, zararlı HDP'nin meclise girmemesi için baraj en az %15 olmalı.
    Cevapla
  • Ümit 3 yıl önce Şikayet Et
    Diyelim ki CHP hdp'nin yüzde 10 u geçmesi için oy verdi. E şimdi de hükümet yüzde 7ye indirerek daha rahat meclise girmesini sağlamış olmuyor mu? Açıklamada laf kalabalığı yapıp milletle dalga geçiyorlar resmen. Zkusagi 2023 e canavar gibi geliyor haberiniz olsun siyasiler
    Cevapla
  • interfon3 3 yıl önce Şikayet Et
    binlerce esnafın 2000 yılı öncesi bagkur tescil kaydı magduriyetinin giderilmesini sayın cumhurbaşakanımızdan talep ediyoruz esnaf
    Cevapla
  • vtd3434 3 yıl önce Şikayet Et
    genelgelerle halkı hayattan sogutan umutsuzluğa mutsuzluga iten buna çanak tutan çapsız muhalefetlere halk geregini yapıcaktır,bakıcaz bakalım aşı olmayanlarda seçimde pcr istenecek mi ?
    Cevapla
  • Yufan Hun 3 yıl önce Şikayet Et
    artik kimseye oyyy yok
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
DİĞER HABERLER
Korkulan oldu! Ukrayna ATACMS'ları kullandı! Rusya'dan ilk açıklama
Yıl 2100! Dünyanın en büyük ekonomisi açıklandı! Türkiye'nin sırası dünyayı şaşırtacak...