Binali Yıldırım: İstanbul seçimlerinde sosyal medyada yalanı ilk söyleyen kazandı
AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, “İstanbul seçimlerinde yalanın siyaseti başrollerdeydi. Sosyal medyada yalanı ilk söyleyen kazandı. Yalan bizim lügatimizde, siyasetimizde yer almadığı için uzak durduk." dedi.
AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanı Ömer İleri ev sahipliğinde parti genel merkezinde düzenlenen Genişletmiş Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanları Eğitim ve İstişare Toplantısına katıldı.
Bilgi ve İletişim teknolojilerinin sadece Türkiye’nin değil tüm insanlığı ilgilendiren bir konu olduğunu ifade eden Binali Yıldırım, "Bundan 15 yıl önce bunları bir şekilde dile getirirken, insanlar çok şaşkın şaşkın duygularla bakıyordu. Bunların hepsi oldu, daha fazlası da oldu. Ben o gün bugün ’ana akım medya anlı şanlı medya kuruluşlarının saltanatını kaybedecek, herkes gazeteci televizyoncu olacak, insanlar haber saatlerinde değil her an her saniye bilgi akımına tabi olacaklar, sürekli kendilerini yenileyecekler’ demiştim. Bugün daha fazlası oluyor” dedi.
Kurulan Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanlığının öneminden bahseden Yıldırım, “Geleceğimiz olan bilgi iletişim konusunu ele alıp bütün birimlere bu konuda farkındalık oluşturmak için önemli bir iş yapıyorsunuz. Biz üç nesil bir arada yaşıyoruz, internet çağında doğanlar, ikinci nesil onların anneleri, babaları, üçüncü nesil onların büyük anneleri, büyük babaları. Hepimizin dünyaya bakışı, olaylara bakışı farklı. Bilişimden, iletişimden anladığımız farklı. Hepimiz bu alanda birlikte yaşamak zorundayız. İster içinde ister dışında olalım. Çok kısa bir zaman sonra artık akıllı cihazları bilgi iletişim teknolojilerini kullanmadan günlük yaşantımızı dahi sürdüremeyeceğiz. Büyüklerin görevi hep küçüklere öğretmek oldu. Tam iş bitti derken bilgisayar okuryazarlığı diye bir şey var. O zaman o da bizi bilgi toplumuna götürecek yoldur. Bilgisayar okur yazarlığı sürecini tamamlamazsak bilgi toplumu olma yolunda ciddi eksiğimiz olacak. Birincide büyükler küçükleri eğitti simdi sıra küçüklerde. Küçükler, büyükleri eğitecek. Bizim kuşağı bilgi toplumunun birer ferdi haline getirecek” diye konuştu.
Geçmişte insan gücüyle icra edilen birçok mesleğin gelecekte artık teknolojiden yararlanarak yapılacağına dikkat çeken Binali Yıldırım, süreç içinde en önemli sürecin büyük bir birikime sahip olmaktan geçtiğini ifade etti. Yıldırım, “Şu anda hayatlarımızı, bütün alışkanlığımızı, iş yapma şekillerimizi kökten değiştirecek bir süreci yaşıyoruz. Buna dijital dönüşüm süreci diyoruz. Üretim gittikçe robotlar tarafından yapılmaya başlanıyor. Kararlar artık 2-3 kişi arasında konuşarak değil yapay zeka sistemleri kullanılarak veriliyor. 3 boyutlu yazıcılarla artık evlerde bile imalat yapabileceğimiz bir zamanı yaşıyoruz. Sürekli büyüyen, biriken verinin hızlı bir şekilde analiz edilmesi içinden geçtiğimiz dijital dönüşüm sürecinin en önemli süreçlerinden biri olacak. Big data dediğimiz şey aslında işin merkezini oluşturuyor. O kadar büyük bir veri var ki biz bunları dünyadaki bütün genç kuşaklara iş versek altından kalkamayacak kadar çok iş var” ifadelerini kullandı.
“DÜNYAYI ARTIK DİJİTAL İMPARATORLUKLAR İDARE EDİYOR, SEÇİMLERİ ETKİLİYORLAR, REJİMİ SEÇİME ZORLUYORLAR”
Gelişen teknoloji ve bilimin artık ülkelerin yönetiminde de değişikliklere yol açtığını kaydeden Yıldırım, “Şimdi artık güçlü devlet yok, süper devlet yok. Şu anda dijital imparatorluklar kuruluyor. Dünyayı artık dijital imparatorluklar idare ediyor, seçimleri etkiliyorlar, rejimi seçime zorluyorlar. Her şey bu dijital imparatorluklar marifetiyle yapılmaya çalışıyor. Dijitalleşme, bilgi toplumuna geçmenin bir çok faydası olduğu gibi büyük tehlikeleri beraberinde getirdiğini bilmemiz lazım. Güvenlik sorunu haline dönüştüğünü bilip ona göre tedbir geliştirmemiz lazım. Üretim artık farklı konseptlerde başlıyor. Şu anda insanlar interneti sadece kullanmıyor, eşyaların nesnelerin interneti var. Yaşadığımız süreçte makineler artık görüyor, birbiriyle haberleşiyor. Karar verebiliyorlar. Özetle akıllandılar. Artık akıllı makineler var. İçinden geçtiğimiz bu dönüşüme endüstri 4.0 veya 4. Sanayi Devrimi deniyor. Bundan önce 3 sanayi devrimi yaşamışız 18. yüzyılda buharlı makinelerin icadıyla başlıyor. Üretime eviriliyor, tezgahlarda o güne kadar el emeği göz nuruyla yapılan işler mekanik hale geliyor. Bunun doğal olarak dünya ekonomisi ve sosyal hayat üzerinde kayda değer etkilerini insanlar yaşıyor. Sosyal değişimler de bununla beraber geliyor. Burjuvazi ve işçi sınıfı gibi ayrımlar insanlığın önüne geliyor. Dördüncü sanayi devrimi sonuçları çok daha sarsıcı ve trajik olacak. Oxford Üniversitesi bir araştırma yapmış önümüzdeki 25 yıl içerisinde mevcut mesleklerin yüzde 47’si yok olacak. Öyle bir meseleye kimse ihtiyaç duymayacak. 2017’de bir firma araştırma yapıyor bu araştırmaya göre 10 meslekten 6’sının yüzde 30’a varan bölümü bilgisayar tarafından yapılır hale gelecek’ deniliyor. Bu da en çok iş alanında, istihdam alanında kendisini hissettirecek. Dünya ekonomik Forumu raporuna göre bu dönüşüm 1,2 milyar çalışanı, yaklaşık 11 trilyon dolar tutarındaki maaş miktarını etkileyecek. Bu etkinin yarısı Çin, Amerika, Hindistan ve Japonya’da gerçekleşecek diğer yarısı diğer ülkelerde. 2030’a geldiğimiz 400 ile 800 milyon arasındaki insan işlerini kaybetmiş olacak. Ancak, bunlar içinden 375 milyonu yeni yetkinlikler kazanarak yeniden iş bulabilecek. Bu değişim, eski iş kollarının gündemden kalkması korkutucu değil yeni devreye girecek alanlarda oluşacak istihdam bundan fazla olacak” şeklinde konuştu.
İstanbul seçimlerine yönelik de konuşan Binali Yıldırım, "İstanbul seçimlerinde yalanın siyaseti başrollerdeydi. Sosyal medyada yalanı ilk söyleyen kazandı. Yalan bizi lügatimizde, siyasetimizde yer almadığı için uzak durduk. Maalesef sosyal medya sorumsuz medya değildir, sanal alem yalan alem değildir. İşin etik yanlarıyla, tabiatıyla önemli... Her şey kazanmak olmamalı. Etik değerleri yok sayarak kazanmanın bu ülkeye de faydası yok, kazanana da bir faydası olmaz" açıklamasında bulundu.