Kılıçdaroğlu'nun mülteci vaadine Kaftancıoğlu'ndan sonra Gürsel Tekin de karşı çıktı

Mülteci konusu Türkiye'nin gündemindeki yerini korumaya devam ediyor. Muhalefetten de konuyla ilgili açıklamalar geliyor. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde tüm mültecileri geri göndereceklerini açıklamıştı. Kılıçdaroğlu'nun açıklamasına, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin'den itiraz geldi. Deutsche Welle'ye konuşan Tekin, Türkiye'de bulunan Suriyelilerin yüzde 30'unu göndermenin mümkün olmadığını söyledi. Tekin, "Türkiye’de 1 milyon (Suriyeli) çocuk doğdu. Bunlar bizim çocuklarımız" ifadelerini kullandı. 

İlber Ortaylı: Sığınmacıları atalım diyorlar neyi atıyorsun?

Toplumu iki uçtan kışkırtma projesi: "Türkiye, bu oyuna karşı uyanık olmalı"

"TÜRKİYE'DE DOĞAN 1 MİLYON SURİYELİ BİZİM ÇOCUĞUMUZ"

Türkiye'deki hastanelerde doğan çocukların bizim çocuklarımız olduğunu belirten Gürsel Tekin, şunları söyledi: 

"Bir milyon çocuk Türkiye Cumhuriyeti'nin topraklarında ve hastanelerinde doğdu. Bunlar bizim çocuklarımız; anneleri, babaları, aileleri hangi ülkenin insanı olursa olsun. Bunları nasıl entegre edeceğiz, bu konuda ne yaptınız şimdiye kadar mesela? Bu çocuklar sağlıklı beslenebiliyor mu, eğitim alabiliyor mu, nasıl yerlerde yaşıyorlar? Hiçbir şey yok. Aşama aşama entegre ederseniz elbette olur. Birçok Avrupa ülkelerinde benzerlerini görüyoruz."

HABERLERDEN SONRA ÇARK ETTİ

Gürsel Tekin, açıklamalarının medyada yer almasının ardından geri adım attı. Sözlerinin yanlış anlaşıldığını ileri süren Tekin, Suriyelileri göndermek için izlenecek yol haritasını bile açıkladı. Gürsel Tekin, sosyal medya hesabından şu mesajları paylaştı: 

"Geri kabul statüsünde burada bulunan Suriyeliler, Astana mutabakatı çerçevesinde, bizim ve diğer ilgili devletlerin garantisyle ülkelerine geri dönmelidir.

Düzensiz göç zaten suçtur. Buna göz yummak da suçtur. AKP’nin açık kapı politikasıyla sınır güvenliğini yok etmesi nedeniyle kaçak giriş yapan Afgan, Paki ve diğer ülke vatandaşları da sınır dışı edilmelidir. Bu zaten yasanın emridir.

Bugün Suriye’de kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanamamasının en büyük nedeni AKP’dir. AKP hala Suriye’deki merkezi hükümet ile temas kurarak kalıcı çözüm için gereken süreci başlatmıyor. Suriye politikası hala aynı politika olduğu için statüko da değişmiyor.

AKP’nin Suriye politikası değişmediği için sığınmacı politikası da değişmiyor. AKP’nin sığınmacı politikasının hem demografik dönüşüm yapmak, hem emek piyasasını baskı altına almak hem de AB’ye karşı mültecileri adeta silah olarak kullanmaktır. İnsanlık dışıdır.

AKP bunu ensar olmak diye paketliyor. Medineler hicret edenleri ucuz iş gücü olarak kullanmadı, köle gibi çalıştırmadı, başka bir yere karşı silah olarak kullanmadı, işine gelince sınıra koşturup işine gelince içeride tutmadı. 

Bugün Türkiye’de sığınmacı olarak bulunanlar da insanlık dışı koşullara maruz kalıyor. 

AKP ne yapıyor? Bu insanları burada tutuyor, gelene kapıyı açıyor, insanlık dışı koşullarda yaşatıyor, çocukları da başı boğ bırakıyor.

Bu şartlarda büyüyen çocuklar ileride suç örgütlerine katılabilir, narko çetelerin, terör örgütlerinin insan kaynağı olabilir. Büyük bir tehdittir. Yayında da bunu ifade etmeye çalıştım, yanlış anlaşıldığı için altını çizmek isterim.

Geri dönüş nasıl sağlanır?

İki koşulu var.

(1) Politikayı değiştirmek için önce iktidarı değiştirmek gerekiyor. AKP sandıkta gidecek.

(2) Bölgesel güçler, ilgili devletler ve Suriye hükümeti ile herkes masaya oturacak ilerideki süreci planlayacak. 2 yılda yaparız."

KAFTANCIOĞLU DA KARŞI ÇIKMIŞTI

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarıyla çelişen bir çıkışta bulunmuştu. Mültecilerin tamamının gönderilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Kaftancıoğlu, "Hani bu şey gibi, 'İktidara geldiğimizde bütün Suriyelileri göndereceğiz' söylemek çok kolay. Senin içinin yağlarını da eritebilir. Ama bunun bir gerçekliği yok. Gönüllü gidenler gider, kalanlar entegre edilir" demişti.