Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın nerede bir mağduriyet varsa bu konularla özel ilgilendiği ve çözüme kavuşturulmasını sağladığını biliyoruz. Meselelerin süründürülmeden çözüme kavuşturulmasını istiyor. Mağduriyetlerin bir an önce giderilmesi için talimatlar veriyor.

Kamuoyunda ‘zorunlu tasarruf' olarak bilinen “Çalışanların Tasarrufa Teşvik” hesabını hatırlarsınız… Yıllar sonra yapılan geri ödemeler sonunda bu iktidar eliyle tarihe karıştığını hatırlatmakta fayda var.  Zorunlu tasarruf adı altında geçmişte toplanan 13.5 milyar TL’lik nemalar vatandaşa kuruşu kuruşuna geri ödendi.

O dönem Başbakanlık görevini yürüten Erdoğan, “Devlet vatandaşına borçlu olmaz” demeseydi belki de bu sorun yıllarca çözülmeyecek, belki de o paralar hiç geri ödenmeyecekti.

İmar Bankası mağdurlarıyla ilgili mesele de hakeza… 8 milyar TL borcun tamamı bu iktidar eliyle temize çıkarılması da unutulup gitti.

Geçmişin bıraktığı hesaplar teker teker kapatıldı, kapatılıyor. 

EYT meselesi de bunlardan biri aslında… Taşeron meselesi de aynı şekilde geçmişte yapılan yanlışların bugüne bırakılan faturasıydı. O mağduriyetler de büyük ölçüde giderildi, gideriliyor. EYT ve sözleşmeli personel mağduriyetlerinin de kısa süre içinde çözüme kavuşması bekleniyor. Bunlar gibi bu iktidar döneminde çözüm bulan onlarca mesele var… Hak ettiği kadar gündemde yer bulamasa da var.

Neyse konumuz bunlar değil. 

Başlığa çıkardığım konuya dönmek istiyorum. Amasra’daki kazada şehit olan madencilerin mağduriyeti ve çözüm üretilme süreci de yukarıdaki örneklerin bir benzeri olduğu için bu girizgahı yaptım. 

41 madencimizin aileleri için yapılan düzenlemeyi hatırlarsınız. Konu ilk olarak kaza sonrası Ekim ayının sonlarında yapılan Ak Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu toplantısında gündeme geldi.

Enerji Bakanı Fatih Dönmez, AK Parti MKYK’da maden faciası sonrası madencilerin ve ailelerin mağduriyetlerinin giderilmesi konusunda bir sunum yaptı. Ailelere maaş bağlanabilmesi konusunda bir sorun vardı. Şehit madencilerin ailelerine işkazası nedeniyle gelir bağlanıyordu ama ölüm aylığı bağlanması için bir düzenleme yapılması gerekiyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan burada devreye girdi. Cumhurbaşkanı’nın bu tarz meselelerde insani yaklaşımı dost-düşman herkesin malumu… Bir lahza bile tereddüt etmeden “Bir an önce halledelim” talimatı verdi.

Vefat edenlerin bir kısmına dul yetim aylığı olarak bilinen ölüm aylığı bağanamadığı ortaya çıkınca ölüm aylığı için yasal bir çalışma yapılması gerekiyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da yakınlarını kaybeden ailelere yapılacak yardımlarla ilgili derhal bir çalışma yapılmasını ve kısa süre içerisinde Meclis’e sunulmasını istedi.

AK Parti MKYK’da eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu’nun ve eski Ekonomi Bakanı ve Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş’ın görüşleri alındı. Sosyal Güvenlik Uzmanı Doç. Dr. Resul Kurt da konuyla ilgili görüşlerine danışılan isimlerden biriydi. Kurt, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a meselenin detaylarını ve mevzuattaki sorunları aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Binali Yıldırım başkanlığında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Eski Ekonomi Bakanı ve Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş ve Doç. Dr. Resul Kurt’tan oluşan bir heyet kurdu.

Heyet hızlıca çalışmalarına başladı. Ve çalışmayı kısa sürede tamamladı. Düzenleme dosyası son kez Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayına sunuldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 'ın çalışmaya onay vermesi sonrası düzenleme TBMM’ye sunulan torba yasaya eklendi. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen önergeyle madenci yakınlarına desteğin kapsamı genişledi, 2003 öncesi, 2014 sonrası sınırlaması da kaldırıldı. Mağduriyet oluşturacak bir sorun daha hızlıca çözüme kavuşturulmuş oldu.

Düzenleme, 26.11.2022 tarihli Resmi Gazete’de  “7421 Sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adıyla yayımlanarak kanunlaştı.

31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa 18’inci maddesine ek madde eklenerek sorun aşıldı.

Maddeye, “Kömür ve linyit madenlerinin yer altı işlerinde meydana gelen iş kazası sonucunda ölen sigortalının; genel sağlık sigortası primi dâhil kendi sigortalılığı nedeniyle prim ve prime ilişkin her türlü borçları terkin edilir ve ölüm tarihinde sigortalıya ilişkin şartlar aranmaksızın hak sahiplerine aylık bağlanır. Bu şekilde bağlanan aylıklara ilişkin primlerin eksik olan kısmı Hazine ve Maliye Bakanlığınca Kuruma ödenir.” ibaresi eklendi.

Düzenleme bununla da sınırlı kalmadı;

Kazada yaşamını yitiren madencilerin hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanırken, birinci derecede bir yakınının da kamuda işe alınması sağlandı.

Ölen madencinin anne ve babasına geçmişte engel oluşturan şartlar ortadan kaldırılarak aylık bağlanmasına hükmedildi. Yapılan düzenlemeyle madencilerin SGK'ya olan prim borçları da böylece silinmiş oldu.

Mağduriyetlerin giderilmesi telafi edilmesi kadar güzel bir şey yok.

Vefat eden madencinin eş ve çocuklarından birisi, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişinin kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilmesi de devletin vatandaşını gözetmesi açsından çok önemli…

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla iş tutmak bunlar olsa gerek. Yaşatamadıklarının geride kalanlarını mağdur etmeyerek, devlet olarak sorumluluğunu üstlenmek de ‘Devlet Baba’ yaklaşımı adına yapılması gerekendi… Geçmişin borç defterini kapatıp temize çıkarmak da öyle… 

İşi bilince, sorumluluk alınınca oluyor bu işler… En azından bu çözümleri üretenlere haksızlık etmemek, bu büyük işleri küçümsememek gerekmez mi!?

Bir kez daha elim maden kazasında hayatlarını kaybeden 41 madencimize bir kez daha Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabırlar diliyorum.

Osman Ateşli -Haber7
osman.atesli@haber7.com
Twitter: @oatesli