14 Mayıs seçimlerinin manşetleri
- GİRİŞ15.05.2023 14:03
- GÜNCELLEME17.05.2023 09:02
14 Mayıs'ın kampanya döneminde muhalefet, sahada doğru düzgün bir çalışma yürütmedi.
Seçmenle birebir temas anlamında bunu ifade ediyorum.
Evet, bol bol miting yaptılar, televizyon yayınları, göze kulağa hoş gelen reklamlar, billboardlar, afişler…
Buralarda geri kaldıklarını söylemiyorum.
Ama seçmenle bire bir temas, dokunma mesafesinde bir kampanya yürütmediler.
Bu onlara, bir defa seçim havasını doğru biçimde okuma imkanı sunmadı.
Sosyal medyada kendi yelkenleri için şişirilen suni rüzgari, sahici bir dip dalga zannettiler.
Fikir, analiz düzeyinde değil, iman/inanç düzeyinde tuttular seçim sonuçlarına dönük duygularını.
Bu konformizm, olmama ihtimalini, kazanamama ihtimalini sağlıklı bir şekilde analiz etme zahmetine katlanmama hali, böyle bir hayal kırıklığı üretmiş oldu muhalefet cephesi için.
Bir sürpriz çıkmadı aslında.
Seçim sonuçlarını önceden iyi analiz edebilenlerin, anket/saha/atmosfer/tecrübe bileşimini başarılı bir kombinle değerlendirebilenlerin tahmin ettiği gibi bir sonuç çıktı.
“Erdoğan yüzde 50’yi, Kılıçdaroğlu yüzde 45’i zorluyor” cümlesi seçim öncesi yapılan tahminlere ait bir cümle diyeyim, yeterli olur sanıyorum.
İL BAZLI BAKINCA ERDOĞAN’A BÜTÜN PARTİLERDEN OY GELDİĞİ GÖRÜLEBİLİYOR
Şimdi gelelim seçim sonuçlarının analizine.
Kanal 7’de yaklaşık 9 saat süren seçim yayınının da verdiği tecrübe ile ifade edeyim.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan, az ya da çok her kesimden oy aldı.
Örneğin, Orta Anadolu ve Karadeniz oylarına il il baktığınızda, Cumhur İttifakı’nın paydaşı olan partilerin Meclis seçimlerinde aldıkları oyların tamamının 4,5,6,7 puan üzerinde Erdoğan’a oy çıktığı görülüyor.
Cumhur İttifakı içindeki partilerin tümünü aldığını farz etsek bile, fazladan gelen bu oyların önemli bir bölümünün İYİ Parti’den, bir kısmının da CHP’de geldiği anlaşılıyor.
Bir oy İYİ Parti’ye, bir oy Erdoğan’a, bir oy CHP’ye, bir oy Erdoğan’a gibi.
Öbür tarafta ise, AK Parti’nin meclis oylarındaki gerilemeden de anlaşıldığı üzere, “Bir oy Erdoğan’a bir oy MHP’ye, bir oy Erdoğan’a, bir oy Yeniden Refah’a, bir oy Erdoğan’a, bir oy BBP’ye" gibi bir refleks gelişmiş.
Ama görüldüğü üzere, Cumhur İttifakı içinde cumhurbaşkanı adayına dönük net bir sahiplenme durumu söz konusu.
Seçim akşamı, sonuçlar açıklanırken, sık sık 2018 sonuçları üzerinden il bazlı karşılaştırmalar yaptık.
Sonuç şu oldu:
5 yıl öncesi ile sonrası için Erdoğan ve Cumhur İttifakı oyları arasındaki paralellik çok belirgin bir şekilde kendini göstermesine rağmen, aynı durum Kılıçdaroğlu için söz konusu olmadı.
Bu illerin hiçbirinde Kılıçdaroğlu’nun muhalefetin 2018’deki oy toplamına yaklaşamadığını gördük.
O zaman şöyle demek mümkün olabilir.
Demek ki, Erdoğan’ın 2018’e göre kaybettiği üç puan, çoğunlukla Sinan Oğan için kullanılan oyların arasında yer alıyor.
KEDİ BUYSA CİĞER NEREDE? CİĞER BUYSA KEDİ NEREDE?
Meclis seçimlerinde Cumhur İttifakı net bir zafer elde etti.
Böylece muhalefet blokunun içindeki partilerin üzerinde ‘gönüllü’ olarak mutabık kaldığı çok az sayıda konudan biri olan parlamenter sisteme dönüş hayalleri de ufuk çizgisinden uzaklaşmış oldu.
28’inci dönem milletvekili seçimlerinin kesin olmayan sonuçlarına göre:
AK Parti: %34,42,
CHP:%25,39,
MHP:10,06
İYİ Parti:9,82
Yeşil Sol Parti: 8,78
Oranında oy aldı.
Artık seçimlerde herkes iki oy kullanıyor ve ikinci oyların ne kadar stratejik, ne kadar belirleyici olduğunu gösteren yeni bir seçim sonucuyla daha karşı karşı olduğumuzu ifade etmeliyim.
AK Parti, 2018’e göre yaklaşık 8 puan oy kaybetti.
Burada ikinci oyların, büyük ölçüde ittifak içi diğer partilerde kalmış olması, toplamda Cumhur İttifakı için bir zafer olarak addedilebilir.
MHP, bütün anketçileri yine mahcup etti.
Milletvekili sayısı bakımından olmasa da, toplam oy bakımından AK Parti ve CHP’den sonraki üçüncü parti olmayı başardı.
HDP siyaseti için de parlak bir durum gözükmüyor.
Yeşil Sol Parti olarak seçimlere giren HDP, 2018’e göre 3 puanlık bir kayıp yaşadı.
Bu kayıpların TİP’e ve kısmen CHP’ye gittiği görülüyor.
CHP’nin tek kazancı, Güneydoğu’da, HDP’den gelen oylarla oylarını fark edilebilir şekilde artırmış olması.
Ama bu kazancın, HDP’nin kaybı ile paralel şekilde, aynı havuzdan beslenen iki partinin diğeri lehine oluşturduğu bir kazanç alanı olmaktan ibaret olduğunu da ifade etmiş olalım.
Seçimlere, Deva, Saadet, Gelecek ve Demokrat Parti CHP listelerinden girmişlerdi.
Sonuçlar, hem CHP, hem de bu partiler için epeyce tartışma üretecek gibi gözüküyor.
Bu küçük partilerin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu’na sağladığı katkı ile mecliste elde ettikleri sandalye sayısı yeterince örtüşüyor mu?
Tartışılır, tartışılacaktır da.
Şöyle bir tablo çıktı ortaya:
Cumhuriyet Halk Partisi: 132
DEVA Partisi: 14
Gelecek Partisi:11
Saadet Partisi:10
Demokrat Parti:3
Çok açık ki, CHP’nin geleneksel oylarında gözle görülür bir artış olmadı.
Dolayısıyla bu partilerin CHP’ye katkısı ne oldu sorusu, daha doğrusu bir katkıları oldu mu sorusu ucu açık şekilde tartışılacaktır.
Seçimden önce katıldığım yayınlarda böyle bir durum olduğu takdirde Nasreddin Hoca’nın fıkrasındaki sorunun sorulacağını dile getirmiştim.
Kedi buysa, ciğer nerede?
Ciğer buysa, kedi nerede?
CHP buysa, diğer partiler nerede?
Diğer partiler buysa, CHP nerede?
Yorumlar42