AK Partili Turan'dan Kılıçdaroğlu açıklaması: Millet elinin tersiyle itti
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Hani Kılıçdaroğlu yüzde 60 oy alacaktı. Millet meseleye el koydu. Onların vaadi, milletin engeli olan tüm konuları millet elinin tersiyle itti." dedi.
Bülent Turan, partisinin Lapseki ilçe başkanlığı ile MHP Lapseki İlçe Başkanlığını ziyaret etti.
14 Mayıs seçimlerinin geride kaldığını ifade eden Bülent Turan, 14 Mayıs'ın dünyaya örnek bir seçim olarak, demokratik bir tavır içinde gerçekleşen bir seçim olarak tarihe geçtiğini anlattı.
Milletin bu seçime büyük bir katılım gösterdiğini dile getiren Turan, "Yüzde 90'a yakın bir katılımın olması çok örnek bir yaklaşım. Ben öncelikle tüm milletimize teşekkür etmek istiyorum. Kim hangi partiye oy vermişse vermiş, sandığa gelmesi, oy vermesi demokratik sistem içerisinde olması çok kıymetli bir yaklaşım. Tabii 14 Mayıs'ın tartışmasız, birinci partisi AK Parti. 14 Mayıs'ın tartışmasız lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan. 14 Mayıs'ı geride bıraktık. Bundan sonra Türkiye'nin pek de alışık olmadığı bir süreçle beraber ikinci tur diye adlandırılan Cumhurbaşkanlığı oylamasına geçeceğiz." diye konuştu.
Seçim için son 4 güne girildiğini hatırlatan Turan şöyle devam etti:
"Tabii fotoğrafı iyi görmek lazım. Ancak hatırlayın, "Hani Kılıçdaroğlu yüzde 60 oy alacaktı. Hani 7 cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktı. Hani bir başbakan olacaktı, hani tüm üst düzey bürokratları görevden alacaklardı. Hani tüm AK Parti'liler yargılanacaktı. Hani Demirtaş serbest kalacaktı. Hani KHK'lılar tümüyle iade olacaktı, hani yerel özerklik şartı yerine getirilecekti. Hani parlamenter sisteme geçilecekti. Millet meseleye el koydu. Onların vaadi, milletin engeli olan tüm konuları millet elini tersiyle itti. Bu saatten sonra geri dönüş yok. İkinci tur ne olursa olsun, parlamenter çoğunluk, meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı'nın olmasıyla beraber Millet İttifakı'nın tüm vaatlerinin artık yerine gelme ihtimali kalmamış oldu. Kaybettiler, kaybedecekler." ifadelerini kullandı.
Milletin irfan ve izan sahibi olduğunu vurgulayan Turan, milletin, kendi değerleri ve kendi öngörüsüyle çoğunluğu olan Cumhur İttifakı'yla çoğunluğun Meclis'teki yansımasından sonra başkanlığı da mutlaka Cumhur İttifakı'na vereceğini aktardı.
Cumhurbaşkanı'nın başka bir ittifaktan, Meclis'in ise başka bir ittifaktan olması gibi iki başlı bir sistemin yeni bir siyasi polemik konusu olacağına işaret eden Bülent Turan, şöyle devam etti:
"Bu durum vaatlerin yerine gelememesidir. Hatta başka bir seçimin gündeme gelmesi demektir. O yüzden milletin aklı, irfanı, izanı göreceksiniz, Meclis'te nasıl ki Cumhur İttifakı’nı iktidar yapmışsa, başkanlıkta da Cumhur İttifakı'nın lideri Sayın Erdoğan'ı başkan yapacaktır. Başkanla Meclis'in uyumu da 5 sene bir daha seçim gündeme gelmeden önemli oranda halkımızın taleplerini yerine getiren bir dönem olacaktır. Bu uyumun demokrasi açısından çok kıymetli olduğu kanaatindeyiz. Göreceksiniz, milletimiz bunu takdir edecektir."
Bülent Turan, rakiplerinin Kılıçdaroğlu olmadığını ifade ederek, "Bizim rakibimiz rehavettir. Allah korusun ihmaldir. Yüzde 49,5 oy aldık. Çok kıymetli. Ancak 28 Mayıs, 49,5 ile başlamayacak. Sıfırla başlayacak tabiri caizse. O yüzden tekrar tüm seçmenlerimizin sandığa gelmesi, bize gönül verenlerin oy kullanması ve onların taşınması ve sandığa sahip çıkması esas görevimiz. ‘0,5 puan kaldı, zaten kazanıyoruz, çok fazla yorulmaya gerek yok’ tarzı bir yaklaşım olmamalı. O yüzden tüm arkadaşlarımızdan ricamız mutlaka ilk seçim gibi sandığa gitmek zorundayız. Çalışmak zorundayız, gelmeyenleri davet etmek, herkese ulaşmak zorundayız. Rehavet ve zafer aynı cümlede kullanılamaz. Rehavet varsa zafer yoktur. O yüzden rehavet olmaksızın yolumuza devam edeceğiz. Denizi seviyorsak dalgaları seveceğiz. Yani zaferi istiyorsak şu son birkaç gün daha yorulmaya devam edeceğiz. Ve hep beraber zaferimizi kutlayacağız." diye konuştu.
14 Mayıs sonrası herkesin gözünün önünde bir siyasal tiyatronun hayata geçtiğini kaydeden Turan, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir parti olmadığı, bir rüzgar gülü olduğu ortaya çıkmış oldu. Dün HDP'yle kayyum tartışması yapanlar, bugün Zafer Partisi'yle kayyuma farklı bakmaya başladılar. Dün zafer işareti yapanlar, bugün bozkurt işareti yapmaya başladılar. 14 Mayıs'taki beklenen hedefte oyun olmaması, milliyetçi diye ifade eden oyların daha fazla olması Kılıçdaroğlu'nu bir an düşünmeden tam terse döndürüp yeni bir politika, yeni bir söylem üzerine sevk etti. İnsan bir değerlendirme yapar, toplantı yapar. Taraflarıyla görüşür. Bir söylem geliştirir. Oy alma gerekçesiyle tüm değerlerini ayaklar altına alıp yeni bir söylemde bulunmanın bu millete büyük bir haksız olduğu kanaatindeyim." değerlendirmesinde bulundu.
Turan, 6'lı masanın bir ganimet masası olduğunun da bu seçim ile ortaya çıktığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"Sen cumhurbaşkanı yardımcısısın. Sen içişleri bakanısın tarzı bir ulufe dağıtmanın adı haline geldi 6'lı masa. 7 cumhurbaşkanı yardımcısı belliydi. Bugün de yeni ittifak ortaklarıyla beraber İçişleri Bakanı belirlemiş oldular. Biliyorsunuz bu genişlemenin hiçbir ilkesi yok. Oldu olacak Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz'a da Dışişleri Bakanlığı versinler de iyice genişlemiş olsunlar ama bilmedikleri bir şey var. Bu siyasetçiler böyle yaptığı müddetçe, millet bunların gerçek yüzünü gördüğü müddetçe oy vermeyecek, destek vermeyecek. Hesap uzmanı sınıfta kaldı. Nasıl ki yüzde 3 etmeyen 5 partiye toplam 40 vekil vermişti, şimdi de yüzde 2 olmayan yeni ortağıyla, yeni görevler vererek diğer ortaklarını masadan kaldırma sürecini başlattı. Çünkü Zafer Partisi, CHP ortaklığına normal şartlarda ittifak hukuku gereği bütün partilerin imza atması gerekirken sadece Kemal Bey ve Zafer Partisi Başkanı imza attı. Diğer masa ortakları nerede? Davutoğlu'su, Karamollaoğlu'su, Babacan'ı, Meral Akşener'i nerede? Böyle ittifaklık mı olur? Ama göreceksiniz, yüzde 2'lik bir partinin başkanına, İçişleri Bakanlığı gibi temel değerlerinizden uzaklaşmak gibi vaatlerde bulunursanız masanın diğer ortakları mutlaka kavga edecektir. Bu ittifaktan ilkesizlik çıktı. Bu ittifaktan beraberlik, demokrasi değil; bir ganimet paylaşımı, makam paylaşımı çıktı. Milletimiz de görmüş oldu."
Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun montaj iddiasıyla üst perdeden, sokak ağzıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'a cevap verdiğini hatırlatan Turan, "Siyasi polemik olur, tartışma olur ama bağırarak hakarete varan ifadelerle cevap vermenin siyaset ahlakına uygun olmadığı kanaatindeyim. O kasetler güya montajmış. Eğer montajsa dün de montajdı. Neden 14 Mayıs'tan önce montaj demediniz? Neden 14 Mayıs'tan önce kızmadınız montaj denmesine? Mesele şu, 14 Mayıs'ta o videoların kendilerinin işine geleceğini düşünüyorlardı. HDP seçmenine, ‘bakın PKK'nın sözde kurmayları, sözde liderleri bize destek olurlar’ diyeceklerdi ama 14 Mayıs akşamı tabloyu görünce bunların aklına ‘vay bu montajmış, vay bunlar yanlışmış’ deme ihtiyacı geldi. Eğer bu kasetlerinin montaj iddiasına kızacaksanız, neden o zaman 14 Mayıs'tan önce ‘ey Erdoğan, bu kasetler montaj niye bunu yayıyorsunuz?’ demediniz. Bugün söylemeleri tam anlattığım o siyasi dönekliğin bir karşılığıdır. Ayrıca HDP oylarının yeterli olmadığını, milliyetçi oyların ihtiyaç olduğunu görünce bunların aklına kaset meselesi geldi." dedi.