NATO zirvesi arifesinde Reuters’tan Bilal Erdoğan kumpası
- GİRİŞ28.06.2023 12:56
- GÜNCELLEME29.06.2023 08:58
171 yıllık bir geçmişe sahip olan uluslararası haber ajansı Reuters’ın Bilal Erdoğan’la ilgili haberini görünce, doğal bir refleks olarak 17/25 Aralık operasyonlarını hatırladım.
Gerçi son dönemde, bu ajansın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a karşı haber amaçlı olmaktan ziyade, ‘hedef odaklı’ bir yaklaşımla haberler yaptığına dair başka örneklerimiz de var.
Hatırlarsanız, 2022’nin sonlarına doğru, Haber 7’nin ortaya çıkardığı, Erdoğan aleyhine derinlemesine analizler yapacak editörler arıyoruz anlamına gelecek iş ilanı bile yayınlamışlardı.
Onunla da bitmedi.
Mart ayında, muhalefet cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu ismi üzerinde mutabık kaldığında seçimlerin %57’ye karşı %43 Kılıçdaroğlu’nun zaferiyle sonuçlanacağı öngörüsünde bulunan ajans da Reuters’tan başkası değildi.
Bir kısım muhalifler için söz konusu olduğu gibi, bunun safça bir yanılma olduğu düşünülebilir mi?
Ben öyle olduğunu düşünmüyorum ama öyle bile olsa, haber yahut analiz değil de, temenni duygusunu yansıttığını fazlasıyla belli eden bir yaklaşım bu ve o nedenle fazlasıyla problemli.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili bu tarafgir yaklaşımın, Bilal Erdoğan’la ilgili bir haber söz konusu olduğunda da değişmeyeceğini az çok tahmin edersiniz.
Zaten yayınladıkları haberin satır araları, ‘özel dosya’ adı altında çok mühim bir haber yakalamış gibi sunmaya çalıştıkları işin aslında ne kadar değersiz olduğunu gösteren örneklerle dolu.
Belli ki, rüşvet suçlamasında bulunmak istemişler, ancak buna dair bir kanıt bulamadıkları için bunu yine kendileri itiraf etmek zorunda kalmışlar.
Şu ifadeler, Reuters’ın kendi haberinin içinde geçiyor:
“Bir kişi tarafından yetkililere sunulan ve Reuters tarafından da incelenen şikayete göre sonuçta herhangi bir rüşvet ödenmedi. Aslında İsveçli şirket Reuters tarafından görülen şirket yazışmalarına göre, geçen yılın sonlarında projeden aniden vazgeçti.”
“Reuters, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu Bilal'in Dignita'nın iddia edilen rüşvet planından haberdar olup olmadıklarını veya bu plana dahil olup olmadıklarını bağımsız olarak teyit edemedi.”
O meşhur tabiriyle İletişim Fakülteleri’nde kötü habercilik örneği olarak okutulabilecek bir örnek bu.
‘Hedef odaklı’ dediğimize göre, o hedefin ne olduğunu da açıkça ifade edelim.
11/12 Temmuz’da yapılacak olan NATO zirvesi öncesi, İsveç’in NATO üyeliği konusunda Türkiye’nin rezervini kaldırması için Erdoğan üzerinde baskı kurmayı amaçlayan bir niyet hemen kendini belli ediyor.
İçinde ABD ve İsveç geçen, Reuters’ın da aynı amaca alet edildiği enternasyonel bir kumpas durumu var karşımızda.
Erdoğan, bu konularda kendi ifadesiyle ‘iğnenin deliğinden kaç kere geçmiş’ bir lider.
Öyle şantajla, tehditlerle, bel altı vuruşlarla kendisine istikamet verilebilecek birisi değil.
Uluslararası arenada Türkiye’nin ve Türk halkının menfaatlerini koruma anlamında nasıl sıkı bir müzakereci olduğunu dünya alem biliyor artık.
İsveç’in NATO üyeliği meselesinde de bu böyle.
Son olarak NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’le yaptığı görüşmede, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliği konusunda yapıcı tutumunu sürdürdüğünü ancak PKK taraftarları bu ülkede eylem düzenledikçe kanun değişikliklerinin bir anlamının olmadığını ifade etmişti.
Reuters’ın bu haberi tam da böyle bir ortamda karşımıza çıktı.
Yani o meşhur tabiriyle zamanlaması manidar bir şekilde.
Unutulmamalı ki Erdoğan, cumhurbaşkanı sıfatıyla dış politika da bu ülkenin ve bu milletin menfaatleri için böyle bir duruş sergiliyor.
Denileni hemen yapsa, itiraz etmese, olur efendim yaklaşımı içinde olsa, bu türden tezviratlara da muhatap olmayacak.
Madrid Zirvesi’nde bu sıkı müzakerecilik sayesinde, Türkiye’nin terörle ilgili hassasiyetleri NATO metinlerinde güçlü ifadelerle yer bulmuştu.
11/12 Temmuz öncesi Erdoğan’ın elindeki kozu yine aynı niyetle yani, bu ülkenin menfaatlerini azami ölçüde korumak için kullanmakta olduğu çok açık.
O nedenle, Türkiye’deki muhalif çevreler, böylesi operasyonel haberlerin peşine takılarak bu işleri ucuz iç siyaset malzemesi yapmamalılar.
Zaten daha önce yaptılar da ne oldu ki.
Erdoğan son seçim zaferini ve halkın güvenoyunu daha bir ay önce yeniden almadı mı?
Yorumlar30