Fidan-Blinken görüşmesinin perde arkası!

  • GİRİŞ07.11.2023 11:48
  • GÜNCELLEME09.11.2023 08:45

Öncelikle beklenenden daha olumlu bir atmosferde geçtiğini ifade edeyim.

Beklenen derken, gerilimi yüksek, sıkıntılı bir görüşme olabileceği ihtimalinden söz ediyorum.

Blinken, 7 Ekim’de HAMAS’ın sürpriz saldırısından hemen sonra Ankara’ya gelip, görüşmeler yapmak istedi.

Ancak, Fidan’ın Mısır ziyareti ve diğer yurtdışı programları nedeniyle bu mümkün olmadı.

Diğer birçok ülkenin yaptığı gibi, “Aman Amerika ile bir an evvel görüşelim, fotoğraf verelim” gibi bir tutum yok Ankara’da.

Öyle olsaydı, diğer seyahatler iptal edilir, Blinken’in ağırlanmasını öncelik verilirdi.

Ortadoğu’daki bölge ülkeleriyle ‘senkronize’ bir şekilde hareket etme ihtiyacı, ABD ile müzakere yürütme ihtiyacı kadar önemsendiği için bu böyle oldu.

İsrail’in Gazze’deki katliamlarına ‘himayelik’ rolüyle kalkan olan ABD’ye karşı mesafeli yaklaşım Blinken’in ziyaretinin görsel kısmına da yansıdı.

Ayrıca, kamuoyu önünde sıkıntı çıkmasın, gerilim olmasın diye basın toplantısı yapılmadı.

HAKAN FİDAN: KALICI BİR ÇÖZÜM İSTİYORUZ. DÖRDÜNCÜ BİR GAZZE SAVAŞI DAHA GÖRMEK İSTEMİYORUZ

Görüşmenin içeriğine gelince.

Bakan Fidan, ABD’li mevkidaşı Blinken’e Türkiye’nin Filistin meselesindeki pozisyonunu anlattı.

Daha önce açıkladığı garantörlük fikrini gündeme getirdi ve bu çerçevede Filistin/İsrail ihtilafı ve Gazze krizinin köklü olarak çözülmesi gerektiğini ifade etti.

Fidan’ın, kendi kariyeri içerisinde yaşadığı üçüncü Gazze savaşı bu.

Başbakanlıkta iken 2009’da, sonra MİT’te ikinci, burada üçüncü Gazze savaşı.

Üçünün de müzakerelerini Fidan yönetti, bulunduğu pozisyonlarda. Şimdi dördüncü kere aynı şeyi görmek, yaşamak istemiyor ve o nedenle kendisini tekrarlayan bu vahşi sarmaldan çıkılarak kalıcı bir çözüm yaklaşımıyla hareket ediyor.

FİDAN’DAN “İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM FİKRİNE BİZ DE SAHİPLENİYORUZ” DİYEN BLİNKEN’E: BU İŞ SAHİPLENİYORUZ DEMEKLE OLMAZ UYGULAMADA GÖSTERİN BUNU

Fidan’ın yaptığı bütün görüşmelerde gündeme getirdiği kalıcı çözüm için formül belli:

İki devletli çözümün bir şekilde uygulaması lazım.

İki devletli çözüm hem Türkiye, hem ABD tarafından kabul gören, uluslararası alanda da desteklenen bir çerçeve.

Ama burada bir sorun var. Herkes bu konuda hemfikir ama kimse uygulamada bir şey yapmıyor.

Bu uygulama konusunda iki tane sorun vardı.

Birincisi HAMAS’ın 1967 sınırlarını kabul etmemesi, ikincisi de İsrail’in 1967 sınırlarını kabul ediyorum deyip, gereğini yapmaması.

Hakan Fidan, acil ateşkes talebini ilettikten sonra, Blinken’e, Yeni bir barış konferansı toplayalım teklifini yapıyor.

Bu savaş bitecek, şimdi bitmezse iki hafta sonra bitecek. Ama bu iş bittikten sonra yine aynı işe başlayacağız, yine bir sonraki 4’üncü Gazze savaşını bekleyeceğiz. Bunun yerine bu işe kalıcı bir çözüm bulalım şeklinde bir yaklaşım sergiliyor.

Önerinin çerçevesi şu:

Türkiye ve bölge ülkeleri Filistin için bir sahiplenme içinde olsun. Bölgesel bir sahiplenme. Bölge ülkeleri olarak Mısır, Ürdün, Türkiye, Suudi Arabistan vs.

Bu ülkeler Filistin tarafının garantörü olsun. Yani Filistin tarafının bu anlaşmalara uyması sağlansın. Karşı taraf da İsrail’in kontrolünü sağlasın.

İsrail, yerleşimleri durdurması gerekiyor. Bunun için bir yaptırım uygulanması gerekiyor. Bu yaptırımın uygulaması da güçle alakalı bir şey.

Fidan’ın bu konuları gündeme getirmesi üzerine, Blinken, buna karşılık olarak “Biz de iki devletli oluşumdan yanayız. Bu işi destekliyoruz, bunu da açıkça söylüyoruz” cevabını veriyor.

Ancak, Fidan araya girip Blinken’e şu uyarıda bulunuyor:

“Bu iş sahipleniyorum demekle olmaz. Siz sahipleniyorum diyorsunuz ama İsrail bu tutumunu sürdürüyor.

Sahiplenmenin ötesinde bu işin uygulanması için nasıl bir güç kullanacaksınız?”

Fidan ayrıca, “Gerçek, kalıcı ve aksiyona dayalı bir çözüm perspektifinden yana iseniz bu konuda çalışalım. Ama oyalama taktiği ise, bizim oyalama taktiği ile işimiz olmaz. Bizim bu işe çözüm üretmek için bölge ülkeleriyle gereken inisiyatifleri alıp, yolumuza yürüyeceğiz.” Şeklinde bir değerlendirmede bulunuyor.

Fidan’ın somut başlıklar üzerinden ilerleme ve uygulamaya verilen önemi aktarmasının ardından, Amerikan heyeti, “Biz de iki devletli çözümün taraftarıyız” dedikten sonra, “Bu konuda size destek olalım. Beraber bir çözüm üretelim” dedi.

Blinken’in Ankara’dan ayrılmadan önce Esenboğa’da yaptığı açıklamada “Bu krizi çözmeye çalışırken sonrasını da düşünüyoruz. Daha iyi bir yolun önümüzde olması için gidilecek iyi bir yol olması için çabalıyoruz. Tüm bu konularda ilerleme sağladığımızı düşünüyorum” şeklindeki sözleri böyle bir bağlama oturuyor

ABD RESMEN İSRAİL’İN PROXY’Sİ (VEKİL DEVLET) HALİNE DÖNÜŞTÜ. BUNU NASIL KABUL EDERSİNİZ!

Görüşmede, ABD’nin İsrail’e destek vermenin de ötesinde işlediği katliamlara kol kanat germesi, himaye sağlaması gündeme getiriliyor.

Blinken ve heyetine, “Amerika dediğiniz devlet İsrail’in proxy’si (vekil devlet) haline geldi. Daha önce İsrail ABD’nin vekili idi. Şimdi tersine döndü. Ve resmen ABD’yi İsrail yönetmeye başladı. Siz büyük bir devlet olarak, nasıl kendi iradenizi böyle bir devlete teslim ediyorsunuz, bunu iyi düşünmeniz lazım" denildi.

"ABD’nin İsrail’in etkisinden çıkabilecek bir çerçeve üretmesi lazım" denildi.

Açık ki, İsrail bu konularda duygusal davrandığı için ve ABD gücünü arkasında hissettiği için bu kadar umarsız, acımasız davranıyor.

Sonuç olarak, Blinken ve heyetine, “Bu işi yapma konusunda irade gösterirseniz biz de diğer tarafın kurallara uyması konusunda elimizden geleni yaparız.” Mesajı verildi.

BLİNKEN’E: KENDİ KOYDUĞUNUZ AHLAKİ DEĞERLERİ KENDİNİZ ÇİĞNİYORSUNUZ

Görüşmede Fidan Blinken’e ABD’nin “Moral high ground” dediği yüksek ahlaki değerlere atıfta bulunarak, “Siz kendi koyduğunuz kuralları artık çiğniyorsunuz diyor.

Görüşmede Amerikan tarafı, “HAMAS’la çok yakın görünüyorsunuz” şeklinde bir eleştiride bulunuyor.

Bunu üzerine, “Siz İsrail’in koruyucusu görünüyorsunuz. Sadece savunma değil, İsrail’in adeta cinayet işlemesi için koruma görevi görüyorsunuz, bu imajı düzeltmeniz lazım.” Cevabı veriliyor.

Yine Amerikan tarafı, “Bu şekilde adil arabulucu olamazsınız.” Diye mukabelede bulununca, Blinken ve heyetine “Siz bu kadar İsrail korumasını yaparken, Filistin’in size arabulucu olarak kabul etmesini nasıl sağlayacaksınız” diye soruyor.

Fidan Blinken’e ayrıca, “Siz savaş yayılmasın diyorsunuz, biz de savaş yayılmasın diyoruz. Aynı noktadayız. Ama yayılmasın demekle olmuyor. Bu savaş biraz daha devam ederse, bazı bölge ülkelerinin devrilme ihtimali var.” Uyarısında bulundu.

Görüşmenin beklenen gerilimli atmosfere sürüklenmeden pozitif bir seyirde ilerlediğine en başta değinmiştim.

Önümüzdeki süreçte, önce savaşın bitmesi, devamında zor ama kalıcı bir çözüm aranması adına olumlu bir hava oluştuğunu söyleyebilirim.

Yorumlar70

  • Süleyman 1 yıl önce Şikayet Et
    Sonuç ne sonuç? konuşmanın bütününe bakıldığında çarenin yine ABD olduğu anlaşılıyor. katil'e denilmiş ki; lütfen yapamayın. bumudur yani.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Hakan 1 yıl önce Şikayet Et
    Helal olsun abimize gereğini söylemiş
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Maalesef 1 yıl önce Şikayet Et
    ABD dışişleri bakanı 7 gün önce İsrail'e Gazze'ye vurması için 380 milyon dolarlık füze satış anlaşmasını bizzat imzalayıp bölgede "barış" için ziyaretlerine başladı?
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • Serkan 1 yıl önce Şikayet Et
    Bu nasıl bir dik duruştur. Hak ettikleri gibi davranılmiş
    Cevapla Toplam 16 beğeni
  • Tosuny 1 yıl önce Şikayet Et
    Kürecik, İncirlik açık, Yumurtalıktan İsrail'e petrol akıyorsa vallahi zırlayıp duruyoruz demektir.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat