Fatih Erbakan, Omurga ve Ufuk
- GİRİŞ06.03.2024 10:58
- GÜNCELLEME09.03.2024 19:18
Bizim Cumhuriyet Türkiye’sinin siyasi ve entelektüel geçmişinde ya hiç anlaşılamayan ya da benim gibi sade vatandaşın anlamakta zorlandığı bir tutukluk hali var.
Mesela çoğu Avrupa Ülkesi ileriye dönük onlarca yıllık planlar, projeksiyonlar yaparken, biz daha yirmi yıl önce başladık uzun soluklu projeksiyonlar yapmaya.
Yani gelecek yüzyılları düşünen, planlayan beyinler yetiştiremedik.
Bunda tabii temel rolü rejim geçmişimiz oynadı.
Hele hele parlamenter sistem dedikleri, bir buçuk yılda bir değişen, bu kısa sürede kasadan başka gözü hiçbir şey görmeyen iktidarların rolünü asla unutamayız.
Bu plan ve projeksiyonları yapacak evsafta siyasetçiler üretemedi Türkiye.
Yani bir elin parmakları sayısınca Aliya İzzetbegoviç gibi siyasi figürler çıkaramadık uzun zamandan beri Türkiye’den.
Entelektüel geçmişimiz de öyle.
Üç beş tane Sezai Karakoç, Cemil Meriç… de çıkaramadık.
Eğer tabirimi yabana atmazsanız, 1950’den bu tarafa, 74 yıldır ne sağdan ne de soldan şöyle Menderes, Erbakan, Özal ve Erdoğan gibi karizmatik liderler yetişmedi ülkemizde.
Bir çoraklaşma var sanki...!
Bir kuraklık, bir kabızlık var.
Hele hele “soldan” hiç yetişmedi.
Solun entelektüel geçmişinden; Kemal Tahir, İdris Küçükömer ve Attila İlhan’ı çıkarırsanız, haydi bir de Enis Batur diyelim, bunları çıkarırsanız neredeyse tamamı ‘tercüme odalarında’ neşvünema bulmuş kopyacılar ya da onların müritleridir.
Bizim solcularımız Batı’yı taklit ettiler ama onlar gibi yerli ve milli olamadılar, hemen hemen hepsi tarihimizin ve uygarlığımızın düşmanıdırlar.
Solda siyasetçi ise zaten hiç yok gibidir.
Belki biraz zorlarsak Bülent Ecevit çıkabilir karşımıza, onun dışında da 50’den sonra bana soldan, şöyle okkalı bir siyasetçi gösteremezsiniz.
Merhum Necmettin Erbakan Hocamız ise sadece Türkiye’nin değil İslam Dünyasının da sayılı liderlerinden biridir.
Onu ve Özal’ı değerli yapan da evrensel bir ‘görünmeyen üniversite’ olan Mehmet Zahid Kotku Hoca Efendi'nin rahle-i tedrisi önünde diz kırmış olmalarıdır.
Erdoğan’ı değerli yapan, 21 yıldır hükümet olmasında etkili kılan ve yaklaşık 30 yıldan beri ülkemizin ve en büyük şehrimizin yönetiminde söz sahibi yapan da bana göre bu zincirin bir halkası olmasıdır.
Bu zincirin halkalarından Erdoğan dışında ve sonrasında biri çıkar mı diye bekliyordum açıkçası.
Saadet’ten ve onun çevresinden çıkmadı.
İddia edenler oldu ama bu, onların nefislerinden ve Erdoğan’ı çekemezliklerinden neşet eden bir iddianın ötesine geçemedi.
Hatta bu iddialarını iyice ileriye götürüp CHP gibi münkariz bir millet muhalifi cephenin ardına takıp partiyi bitirdiler.
Doğrusu sözünü ettiğim zincir, Osmanlı’nın bir devamı olan Anadolu ve Trakya coğrafyasında kurulmuş olan Türkiye’nin Şah Damarıdır.
Bu Şah Damar; Demokrat Parti ile başlar, Milli Selamet, Ana Vatan, Fazilet, Refah ve Ak Parti ile devam eder.
Türkiye’de Anadolu irfanı dediğimiz millet çoğunluğu da bu hareketlere az veya çok, madden ve manen destek vermiştir.
Hatta Ak Parti’yi 21 yıldan beri iktidarda tutan da Anadolu’nun bu şaşmayan irfanıdır.
Birçok dost ve arkadaşım gibi ben de Erdoğan sonrası hangi lider bu Anadolu irfanının desteği ile yeniden o büyük zincirin halkalarından biri olabilir diye merak ediyordum.
Ne yalan söyleyeyim, yine Erbakan veya Erdoğan cihetinden çıkabilir gibi bir beklentim hala var.
2018’de kurulan Yeniden Refah Partisi (YRP) ve onun başkanı olan Fatih Erbakan beni bir parça heyecanlandırdı.
Bazı dostlarımla birlikte birçoğumuz, “Acaba?” dedik.
2023 Başkanlık ve Millet Vekili yenileme seçimlerinde biraz daha umutlandık, çünkü Fatih Erbakan Anadolu’nun asıl ve asil damarı olan bir hareketin içinde yer aldı ve millet, hiç beklenmediği halde yüzde 3’e yakın oy verdi ona.
Fakat bu beklentimiz uzun sürmedi.
Zira anlaşılıyor ki; bir galat-ı meşhur gibi kabul edilen şu sözde büyük bir haklılık payı varmış: “Lider olunmuyor, lider doğuluyormuş.”
Hayal kurmak, ileriyi görmek, ufuk sahibi olmak, cesur olmak ve diğer lider yetenekleri ile donatılmış olarak doğmak başka bir şey.
Fatih Bey bu evsafta biri değilmiş.
“Yedek lastik” falan gibi sokak literatüründen beslenen nefsi ve kısa ömürlü tabirlerle, şimdilik Cumhur İttifakı adı ile bilinen Anadolu’nun ana damarından koptu.
Bu kopuşta elbette bazı haklı sebepler ve Türkiye'nin de içinde bulunduğu dünyanın ekonomik şartları etkili olabilir ama unutmayalım ki bunların hepsi geçicidir ve zamanla halledilecek sebeplerdir.
Anadolu irfanı da bunu görür, anlar ve değerlendirir.
Fatih Erbakan Bey ve beraberindeki dostlarımız Cumhur İttifakı ile birlikte hareket etmeyi “omurgasızlık” olarak değerlendirmişler.
Elbette omurga çok önemli, omurgaya dikkat etmeliyiz fakat omurgaya dikkat edelim derken hatalı hareketler yaparak omurgayı kırmamalıyız.
YRP, bu son hareketi ile kendi omurgasını kırmış, Anadolu irfanının 26. seneye kadar desteklediği asli omurgadan da ayrılmıştır.
Bu ayrılış görünürde kısa süreli maddi sonuçlar da getirebilir.
Fakat aslolan, yukarıda sözünü ettiğimiz o ana zincirin uzağında kalarak başka başka halkalar oluşturmak peşinde koşulmamasıydı.
Çünkü bizim siyasi geçmişimizde bunu deneyenler çok oldu, şimdi hiçbirinin adını bile hatırlayan yok.
Küresel emperyalist güçlerin ağır baskı ve hatta Menderes, Özal gibi devlet adamlarımızı öldürmelerini de dikkate alarak diyebilirim ki; tarih boyunca bu stratejik ve kutlu coğrafyamızda lider doğmak ve düşmanlarımızın acımasız kinlerine rağmen ayakta kalmak çok ciddi bir başarıdır.
Bu başarıları ne yazık ki küçük hesap yapanların görmesi mümkün olmuyor.
Nefsine yenilerek küçük hesap yapanları da tarih affetmiyor.
Umarız ve bekleriz ki, Yeniden Refah Partisi geç de olsa bunu fark eder ve Fatih Bey de kendisini “Çok akıllı” olarak lanse eden, pohpohlayan İttihat Terakki artığı bazı kalemşörlerin asıl niyetlerini görür.
Biliyoruz, Fatih Bey çok zeki bir beyefendi, eğitimi ve genetiği de zaten bize bunu söylüyor.
Fakat Fatih Erbakan unutmamalıdır ki; zekâmız ileriyi görmek konusunda bize yol gösterse bile aklımız, yüreğimiz ve ruhumuz zekamıza eşlik etmeyince, bu coğrafyada lider olmak ve en önemlisi de lider kalmak gerçekten çok zordur.
Hatta daha ilerisini de söyleyeyim mi: Lider kalıp, Hakka ve halka tam manasıyla, bizim istediğimiz gibi hizmet etmek, her babayiğidin kârı değildir.
Not: YRP lideri Muhterem Fatih Erbakan Bey; bu yazıyı okuduktan sonra akşam yatarken kendinize şu soruyu da sorun ve eğer uyuyabilirseniz, uyuyun: Sizce, Anadolu irfanı neden dünya demokrasi tarihinde ender görülen bir süre olarak, 21 yıldan beri (26 yıl) aynı lideri ve aynı partiyi iktidarda tutuyor? Yoksa birilerinin dediği gibi Anadolu irfanı diye bir şey yoktur da, makarna ve kömür dağıtarak mı ayakta duruyor bu hareket?
Ferman Karaçam
YouTube : youtube.com/c/Ferman Karaçam
Twitter : twitter.com/fermankaracam
Instagram : instagram.com/fermankaracam
Facebook : facebook.com/karacamferman
E-mail : fermankaracam@gmail.com
Web Sitesi : fermankaracam.com
Yorumlar217