Bakan Tunç'tan son dakika açıklamalar: Ekim ayına kaldı!
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 9. Yargı Paketi’ne ilişkin görüşmelerin ekim ayına kaldığını söyleyerek, Meclis açıldıktan sonra yargı süreçlerini hızlandırmaya yönelik adımlar atacaklarını söyledi.
SON DAKİKA HABERİ: Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, NTV yayınında gündemdeki konulara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
NTV Ankara Temsilcisi Ahmet Ergen’in sorularını yanıtlayan Bakan Tunç, AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş’in Gezi Parkı davası hükümlülerinden Osman Kavala’yı ziyaret etmek için verdiği dilekçeye geç yanıt verildiği eleştirisine yanıt verdi.
"DÖNÜŞ İÇİN GECİKME OLMADI"
Türkeş’in 19 Temmuz’da ziyaret için dilekçe verdiğini anlatan Bakan Tunç, “Dönüş için gecikme olmadı.” dedi.
Kavala’nın yeniden yargılanmasına yönelik yapılan başvuruya ilişkin süreci anlatan Bakan Tunç, “Yargıtay’dan geçen dosyalar bakımından kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğini söyledik.” ifadesini kullandı.
"ZİYARETLE İLGİLİ PROBLEM YOK"
Adalet Bakanlığı’nda hiçbir dosyanın sümenaltı edilmediğini anlatan Tunç, “Sayın Türkeş’in ziyaretiyle ilgili problem yok. İstediği zaman, uygun bir günde görüşebilir. Arkadaşlar kendisiyle irtibata geçtiler. Kendisinin bu hafta belki müsait olamayacağını, 10 gün sonra ziyaret edebileceğini ifade etimişti.” dedi.
HALAY GÖZALTISI TARTIŞMASI
Halat gözaltısı tartışmalarına da değinen Bakan Tunç, “Halay bizim kültürümüz. Burada bir çarpıtma var. Halay çektiği için gözaltı yok, terör propagandası var.” dedi.
“40 bin kişinin katiliyle ilgili slogan atarsanız, bu hukuk devletinde mümkün mü?” ifadesini kullanan Yılmaz Tunç, hukuk devletinin gereğini yaptığını söyledi.
Bakan Tunç'un açıklamalarından satır başları şöyle:
9’UNCU YARGI PAKETİ
9. Yargı Paketi, ekim ayına kaldı. Meclis’in çalışma takvimine yetiştiremedik. Taslak çalışmasına bakanlığımızda katkı sağladık. Adalet Komisyonu’nda görüşmeleri tamamlandı, Genel Kurul aşamasında sıra sayısı aldı. Meclis ara verme dönemi başladı, ekim ayında ilk işlerden biri olacak.
9. Yargı Paketi’nde önemli düzenlemeler var. Arabuluculuk sistemini daha da etkinleştirmeye yönelik, tecrübeli hukukçuların arabulucu olabilmesine yönelik düzenlemeler vardı. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini önemsiyoruz.
İstinaf dairelerindeki iş yoğunluğunu azaltmaya yönelik çalışmalarımız var. İstinafta ön incelemeye yönelik bir maddemiz var. İstinaf mahkemelerinde dosya daireye geldiğinde 1 ay içinde ön incelemeyi tamamlayıp görevli olup olmadığına karar vermesi lazım. 1 ay içerisinde istinaf hukuk dairesi ön incelemeyi yapacak, görevli mahkemeye gönderecek, görevli mahkeme de karar verecek. Dolayısıyla dosyanın aylarca sürüncemede kalması önlenecek.
Sosyal medya yoluyla hakaretler arttı. Bunu önlemeye yönelik çalışmalarımız var. Sosyal medya yoluyla işlenen hakaret suçlarını ön elemeye tabi kılmak istiyoruz. Orada da o suçların azaltılmasına yönelik düzenlemeler var.
KADINLAR İÇİN SOYADI DÜZENLEMESİ
Bu konu çok tartışıldı. Özellikle kadının soyadıyla ilgili AYM’nin iptal kararından sonra bir düzenleme yapmak gerekiyordu. Medeni kanunumuzun ilk halinde kadın evlenmekle kocasının soyadını alır şeklindeki düzenleme sonraki yıllarda kızlık soyadıyla birlikte kocasının soyadını kullanabilir şeklinde değişiklik olmuştu. AYM, ‘Kendi soyadını kullanabilir’ şeklinde bir karara vardı. Buradaki karar TBMM’nin… Medeni kanunumuzun o maddesi iptal edildiği için bir düzenleme gerekiyor.
Medeni kanunla ilgili, aile hukuku bahsiyle alakalı bir takım sorunlar var. Boşanma davalarının uzun sürmemesi lazım. Özellikle kadınların mağduriyeti söz konusu olabiliyor. Uzun süren davalar istemediğimiz durumlara varabiliyor. Boşanma davalarının uzun sürmeden sonuçlanması lazım.
‘Aile hukukunu yeniden gözden geçireceğiz’ demiştim. Bu hemen kamuoyunda ‘Adalet Bakanı medeni kanunu silbaştan yazacağız’ diyor şeklinde eleştiriler oldu. Hala bunu tekrar edenler var. Medeni kanunumuz 2001 yılında baştan sona değişmişti. Dolayısıyla medeni kanunumuz bizim özellikle hem kişiler hem aile hukuku bakımından önemli bir temel kanunumuz. Yıllar içerisinde toplumun ihtiyaçları kapsamında elbette ki değişmesi gereken hususlar varsa TBMM’nin takdirinde olan bir husus. Beni morada söylediğim, aile hukuku sorunlarını ele alacak bir sempozyum yapıyoruz. Sempozyumun çıktıları doğrultusunda önerilerde bulunacağız dedim.
Kadının soyadında da böyle bir tartışma söz konusu ediliyor. AYM’nin gerekçesi ortada. Bu gerekçe doğrultusunda TBMM’de milletvekillerimiz en doğru kararı verecektir.
YARGI REFORMU STRATEJİ BELGESİ
Reform süreci hiçbir zaman bitmez. Hukuk sürekli gelişir. Milletin taleplerine duyarlı olursanız o ihtiyaçları hissedersiniz. 22 yıldan bu yana önemli reformlar yaptık. Yargı birliğini sağlayan önemli reformları hayata geçirdik. Yargı alanında özellikle uygulamaya yönelik planlı bir reform sürecini 2009’dan itibaren başlatmıştık.
Önümüzdeki yargı reformu strateji belgesi hazılığı yapılırken, önceki belgelerde tutturulamayan hedefleri de dikkate alarak bir hazırlık yapıyoruz. Türkiye Yüzyılı’nın ilk yargı reformunda vizyon olarak 3 ana konuyu ele alıyoruz. Hukukun üstünlüğünü esas alacak, öngörülebilir olacak ve gecikmeyen bir adalet sistemi olacak. Yargı reformuyla ilgili web sayfası açtık, görüş alacağız.
Hukuk mesleklerine giriş sınavı başlatıyoruz. Avukatlık stajına başlayabilmek için o sınavı kazanmak gerekecek. Savcı yardımcılığı için hukuk mesleklerine giriş sınavını kazanmak gerekecek. Eylül sonunda bu sınavları başlatıyoruz. Artık kürsüye çıkabilmek için 3 yıl boyunca hakim-savcı yardımcılığı yapmak gerekecek. Toplam 70 puanı alırlarsa HSK onları mesleğe kabul edebilecek.
TÜRKEŞ’İN OSMAN KAVALA ZİYARETİ
19 Temmuz tarihinde sayın Türkeş, Meclis Başkanlığı’na bir dilekçeyle Gezi davası hükümlülerinden bazılarını ziyaret etmek istedi. O dilekçe bize ulaştı. O dilekçeden önce sayın Türkeş’le bir araya gelmiştik. Dilekçe bize ulaştıktan sonra tabii henüz 1 hafta geçti. Bu durumlarda 1 hafta 10 gün gecikebiliyor. Makul bir süre…
Sayın Türkeş bizim partimizin milletvekili dolayısıyla muhalefet milletvekilleriyle, iktidar milletvekilleriyle bir ayrım söz konusu değil. Hükümlü ve tutukluların ziyaret edilmesine yönelik bir yönetmeliğimiz var. Bu yönetmeliğin 26 ve 40’ıncı maddesi çerçevesinde bu izinler veriliyor. Bugüne kadar Gezi davası hükümlülerini 64 farklı milletvekili ile 340 farklı avukat ziyaret etti. Dolayısıyla bizim hükümlüleri ziyaretçileriyle görüştürmeme gibi bir durumuzu yok. Bu zaten Anayasa ve kanunların verdiği mecburiyet.
Milletvekillerimiz de kendi yakınları olmasa dahi başvurduklarında makul bir süre içerisinde o görüşmeleri biz sağlıyoruz. Sayın Türkeş’in talebi de bu şekildeydi. Bizim bu konuda ‘Görüştürmeyeceğiz’ gibi bir bildirimde bulundurmadan, görüşme gününü kararlaştırmaya çalışırken bir açıklama yaptı. Açıklamasında dosyanın sümenaltı edildiği gibi ifadeler kullanmıştı. Ben kendisini aradım. Adalet Bakanlığı’nda hiçbir dosya sümenaltı edilmez. Bu konuda biraz aceleci davrandınız dediğimde de basının kendisine baskısı olduğunu söyledi.
AK Parti Grup Toplantısı öncesi gazetecilerin sorusu üzerine verdiğim cevaba değinerek, 'Adalet Bakanı esasa ilişkin görüş beyan ediyor. Hak arama yolunu kapatan bir tutum sergiliyor' şeklinde açıklamalar yaptı. Bu açıklamalar çok şık düşmedi, kendisine yakıştıramadım.
Kavala ile ilgili yargılamanın yenilenmesi talebinde bulundu avukatı. Gezi olayları sırasında parlamenter hükümet sistemi vardı, şimdi cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtik. Hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik suçun mağdurunun olmadığına yönelik başvuruda bulundu. 13. Ağır Ceza Mahkemesi reddetti. Ret kararı üzerine Adalet Bakanlığı’na kanun yararına bozma başvurusunda bulunuldu. Adalet Bakanlığı olarak biz bu gerekçenin uygun olmadığını ifade ettik. Dolayısıyla Yargıtay’dan geçen dosyalar bakımından kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğini söyledik.
Sayın Türkeş’in ziyaretiyle ilgili problem yok. İstediği zaman, uygun bir günde görüşebilir. Arkadaşlar kendisiyle irtibata geçtiler. Kendisinin bu hafta belki müsait olamayacağını, 10 gün sonra ziyaret edebileceğini ifade etmişti.
İSRAİL’İN FİLİSTİN’E YÖNELİK SALDIRILARI
Bir devlet gibi hareket etmeyen bir örgüt var ortada. Bu örgütün elebaşısı diyelim artık, soykırım suçlusu gidip ABD Kongresi’nde konuşma yapabiliyor. Bu dünya tarihine kara bir leke olarak geçti. İsrail Dışişleri Bakanı’nın hadsiz bir ifadesi oldu. Onlar hem savaş suçlusu, hem soykırım suçlusu, onlar bebek katili… Sayın Cumhurbaşkanımız insan haklarını savunmaya devam etmiştir.
HALAY GÖZALTISI TARTIŞMASI
Halay bizim kültürümüz. Burada bir çarpıtma var. Halay çektiği için gözaltı yok, terör propagandası var. 40 bin kişinin katiliyle ilgili slogan atarsanız, bu hukuk devletinde mümkün mü? Terör örgütü sloganı atarsanız, hukuk devleti gereğini yapar."