CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart seçimleri bittikten sonra yaptığı açıklamalarda bir süre “Erken seçim çağrısı yapmayacağım” anlamına gelen mesajlar verdi.

Gerekçe olarak da, 31 Mart seçimlerine gidilirken seçmene, “Mayıs 2023’te onlara oy verdiniz şimdi de bize oy verin bir denge olsun” şeklinde yaptığı çağrıları gösterdi.

31 Mart seçimleri gerçekten de bir ‘denge’ seçimi oldu zaten.

Mayıs 2023’te Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı olarak seçen, Meclis’teki sandalye dağılımında da Cumhur İttifakı’na çoğunluğu teslim eden seçmen, arada geçen 9 aylık süreçte o kadar etkili olabilecek dramatik bir durum olmamasına rağmen belediye seçimlerinde CHP’yi ‘yerel iktidara’ taşıdı.

Ama Özel sonradan parti içinden ve ‘CHP Mahallesinden’ gelen ağır baskılar nedeniyle zikzaklar çizmeye başladı.

“Geçim yoksa seçim” falan demeye başladı, sonra da doğrudan seçim takvimini zikretmeye başladı.

Eylül ayı başında HALK Tv’ye çıkan Özel, hem erken seçim takvimini, hem de Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığını gündeme getiren mesajlar verdi.

“Erdoğan'ın aday olmasını ve onu yenerek bu sürecin tamamlanmasını Türkiye demokrasisi açısından sağlıklı görüyorum,” dedi.

Devamında, "Bugün Türkiye'de seçimlerin olmasının iki yolu var," diyen Özel, "Meclis, 360 milletvekili ile seçimleri yenilerse Erdoğan'ın son bir kez aday olma hakkı var. Görev süresi beş yıl. Seçimleri yenileyeceğiz. Bizim kimseden korkumuz yok." Sözlerini sarf etti.

Takvim olarak da iki seçenekli bir ihtimali gündeme getirip,  "2026'nın baharında ya da gelecek yıl Kasım’da sandığı koyalım. Bizim Erdoğan'ı yenmemiz, yeni bir kalkınma sürecini başlatmamız lazım." Dedi.

Özgür Özel, bu açıklamalarından bir hafta sonra Murat Yetkin’e verdiği mülakatta, bir haftaki sözlerini revize ederek, “Kasım 2025’ten sonra gelmesin. Biz iktidara yürüyoruz. İki buçuk yılı dolana kadar varız, sonra yokuz. İki buçuk yıl bizden, iki buçuk yıl sizden. Bu, duyduğumuz özgüvenin işareti” diye konuştu.

Özel’in CHP adına kritik konularda son sözü söyleme hakkına sahip kişi olup olmadığından emin olmamakla birlikte, bu sözlerini baz alarak meseleye baktığımızda, “Bir yıl sonra bizim de desteğimizle Meclis seçim yenileme kararı alsın, Erdoğan’da aday olsun” şeklinde bir teklif sunduğu görülüyor.

31 Mart seçimleri sonrası CHP içinden başlatılan erken seçim tartışmalarına epey bir süre sessiz kalan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 28 Eylül’de İstanbul Dolmabahçe’de yabancı yatırımcılarla yaptığı toplantıda, seçimlerin 2028’de yapılacağına dair net mesajlar verdi.

Cumhurbaşkanının bu mesajlarının, yerli ve yabancı yatırımcıların önlerini net bir şekilde görebilmeleri, ayrıca ekonomi programının sağlıklı bir şekilde yürütülmesi bakımından bir anlam ifade ettiği çok net.

Ayrıca, Erdoğan’dan erken seçime dönük ima yollu dahi olsa bir mesaj beklemek abes bir beklenti olabilir.

Şimdi biraz yazının başlığı üzerinden sadede gelelim…

Özgür Özel’in yukarıda aktardığımız sözlerine de yansıdığı gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üçüncü kere aday olabilmesi için Meclis’in 360 ve üstü bir çoğunlukla seçim yenileme kararı alması gerekiyor.

Özel, bir yandan Kasım 2025’ten sonra bize gelmeyin diyor ama öbür yandan da Erdoğan’ı sandıkta yenme arzularını dile getiriyor.

İktidar çevrelerinde ise, Meclis’in alabileceği bir ‘Seçim yenileme’ kararı olarak 2025 sonu yerine, bir başka takvim zikrediliyor:

2027…

Adını koyma ve bunu böyle açıklama anlamında değil tabi.

Öyle olursa bu, erken seçimin şimdiden kabulü anlamına gelecektir zira.

Ama ayrı ayrı ortamlarda aynı takvimden söz edildiğini fark ettiğim için, yürütülen fikir egzersizleri sonrasında 2027’ye dönük bir odaklanma olduğunu fark ettim.

Yol haritası anlamında, ekonomi programının uygulaması ve sonuçlarına dönük beklentiler önemli bir parametre.

Nisan 2025’ten itibaren enflasyon ve hayat pahalılığı ile mücadelede daha iyi fark edilebilecek bir ortam beklentisi var.

Ekonomi yönetiminin geçen ay güncellediği Orta Vadeli Programa göre seneye bu vakitler enflasyonun % 20’li bantlarda olması, 2025 sonunda %20’lerin altına inmesi, 2026 yılı içerisinde ise, (muhtemelen 2026 sonu) tek haneli rakamları yakalaması hedefleniyor.

Bu perspektiften bakıldığında, 2027’ye gelindiğinde enflasyon probleminin gündemin ön sıralarından uzaklaşması gibi bir hedeften söz edilebilir.

Kaldı ki, bir erken seçim konusunda toplumda güçlü bir destek olmadığı da gayet açık.

Toplum, erken seçim yerine seçimsiz geçecek yılların sorunların çözümü anlamında fırsat olarak kullanılmasını talep ediyor

İktidar cephesi enflasyonu düşürerek bir sonraki seçime hazırlanmak istiyor.

CHP’nin de önünde 2027 ya da sonrasında yapılacak bir seçimde daha iddialı olabilmek için yapabileceği bir takım işler, hazırlıklar söz konusu olabilir.

Mesela, 31 Mart’ta kazandığı belediyelerde güçlü bir performans göstermeye odaklansalar, belediyelerde gösterdikleri güçlü performansı genel seçimlere taşıyabilirler.

Ama bu konuda kendilerine yeterince güven duymadıkları için olsa gerek, belediyelerdeki kötü performansları daha da belirgin hale gelmeden, fırsatçılık yapıp erken genel seçim peşinde koşuyorlar sanki.