“İç cephe” diye başlayan…
El sıkışma ile devam eden…
“Tek taraflı örgütü tasfiye etsin” önerisiyle süren…

Nihayetinde, “Tecritten söz edenlere, tecrit kalksın, gelsin DEM Grubu’nda PKK terör örgütünün lağvedildiğini ilan etsin” denilen yepyeni bir durum ile karşı karşıyayız.

Sayın Bahçeli’nin aldığı inisiyatif, belki de siyasi olarak ağır faturalar getirecek.

“Bunu bile sineye çekeriz” diyen bir Bahçeli iradesi var ortada.

İlaveten, “Bırakın elimizi taşın altına koymayı, gövdemizi koyarız” diyerek “yakın tehdit”e karşı “iç cephe”nin güçlenmesi için fedakârane bir çıkış yapıyor; Bahçeli!

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, 1 Ekim’den bu yana 3 hafta boyunca her hafta üzerine koyarak… Vites yükselterek getirip gündemin tam orta yerine bıraktığı meseleyi, günübirlik siyasi polemik konusu gibi tartışmak yakışık almaz.

Muhalefetin sözcülerinin çoğu meseleyi günlük polemik konusu şeklinde tartıştığına şahit oluyoruz.

Muhalefetin “hazırlıksız yakalanmış” olduğuna ispat niteliğinde bir iki örnek var karşımızda.

Mesela, bir muhalefet temsilcisi, PKK elebaşı Öcalan’ın Meclis’e girme olasılığı üzerinden, “Onu oraya sokarsam gök girsin, kızıl çıksın” gibi bir şey söylüyor.
Bir diğeri, “Meclis’e onu da ona kapıyı açanını da sokmayız” gibi bir laf ediyor.

Oysa Sayın Bahçeli’nin sadece dünkü Grup Toplantısı’ndaki konuşması değil, 1 Ekim’den bu yana yaptığı tüm grup konuşmalarına bir de açıklamalarını ekleyip öyledeğerlendirmek gerekir. Çünkü, bir bağlam içerisinde bize bambaşka şeyler söylüyor.

“Ortadoğu’daki gelişmelerin Türkiye’ye bir çıktısı olacağı”ndan tutun da…

“Terörle mücadelenin amansız bir şekilde devam edeceği”ne kadar…

BU BİR “DEVLET AKLI”NIN DA İÇİNDE OLDUĞU PROJE
 

Bahçeli’nin Erdoğan ile eşgüdüm içinde oldukları biliniyor; bunu tekrara lüzum var mı?

Zira Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli’nin son açıklamasının ardından, “Türkiye’nin geleceğinde terör yok” dedi. Sürecin heba edilmemesinden söz etti.
Birkaç yorumcunun dediği gibi, bu meseleye “devlet aklı” da müdahil.

Üstte oturulup çalışılmış bir süreç var.

Bundan önceki bu meseleye dair yazımızın başlığı, “Bahçeli, PKK elebaşı Öcalan’a ev ödevi verdi” idi.

O yazıda, “Kısa bir süre sonra yeni sürecin ne olduğuna dair ipuçlarını öğrenebiliriz” demiştik.

Şimdi asıl ipucunu görmüş olduk.
Sayın Bahçeli diyor ki, “Ne Edirne ne Kandil, adres İmralı’dan DEM’e uzansın!”

Yani?

Bizim anladığımız, Amerika’nın 2013’teki gibi sürece müdahil olmasının önü kesilsin.
Yani, DEM siyasi olarak Meclis’te mücadelesini versin, tartışsın, konuşsun. Terör örgütünün kurucusu ve hâlâ lideri olduğunu iddia ettiği Öcalan da çıksın PKK’yı lağvetsin.

Bahçeli, ya olmayanı göstermiş olacak ya da açtığı kapıdan yeni bir başlangıç yapılmak üzere girilecek.

Ama Sayın Özgür Özel’in, bir poker oyuncusu edasıyla, “El yükseltiyorum” diyerek başladığı açıklamasını, “Kendilerini devlete ait hissetmeyen Kürtlere, Türkiye Cumhuriyeti’nin sahibi olmayı teklif ediyorum” şeklinde konuşarak meseleyi günlük polemik konusu hâlinde tartışmasını anlamlandıramadığımızı kayıtlara geçirmek istiyoruz.

Zira Türkiye’nin en köklü sorunu olan terörü bitirme çabası… Bununla birlikte “el sıkışma” ile siyaseten mücadele ve müzakere zeminini inşa etme arzusunu, “el yükseltmek” gibi günlük polemik dili ile tartışmak, sorunu çözmekten çok araçsallaştırmaktır.

Hele hele meseleyi bir de “Erdoğan’ın yeniden seçilmesi” için kurgulanmış basit bir siyaset oyunu gibi tanımlamak haksızlık olur.

AMERİKA’NIN ORTADOĞU STRATEJİSİNE KARŞI BİRLİK OLMA ZAMANI

Muhatabına not: “Kürt meselesi benim meselem” demişti Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda Sayın Erdoğan. Bugün, “Terör örgütü elebaşı, gerekirse gelsin DEM Parti’nin grup toplantısında örgütün lağvedildiğini açıklasın” diyor Sayın Bahçeli.
Son 20 yılda alınan mesafeleri… Özgürlükler ve demokratik kazanımları hatırlayıp…

Bu son çağrıya kulak vermek zamanıdır.

Yoksa Amerika’nın uzun vadeli Ortadoğu’daki stratejik hedefi yekpare ulus devletlerini bölmektir. Türkiye de potadadır.

Şayet içeride birliğimizi, dirliğimizi kuramazsak, Amerika, İsrail ve kendine müzahir PKK/PYD gibi örgütler yoluyla Türkiye’ye de çullanacak…
Demedi demeyin!

Hasan Öztürk / Haber7