Erdoğan'dan AB'ye çok net terör uyarısı!
Son dakika haberi... Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye her iki terör örgütünü sahada bozguna uğratan tek ülkedir, yegana NATO müttefikidir. Bu örgütlerin palazlanmasına müsaade etmeyeceğiz. Ne PKK’ya ne de DEAŞ’a yer yoktur." dedi.
SON DAKİKA HABERİ: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile görüşmelerinde Suriye'nin egemenliği ile toprak bütünlüğünün muhafazası başta olmak üzere katılımcı bir idarenin tesisi noktasında hemfikir olduklarını gördüğünü bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde baş başa yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Türkiye'nin, AB ile üye ülkelerle temaslarının arttığı bir yılın geride bırakıldığını söyleyen Erdoğan, "Önce Dışişleri Bakanım, 5 yıl aradan sonra Avrupa Birliği Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısına iştirak etti. Ardından bizler, Sayın Başkan von der Leyen ile Budapeşte'de düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesinde bir araya geldik. Gerek bu görüşmelerimizde gerek kurumlarımız arasındaki temaslarda hep şunu ifade ettik, AB üyeliği Türkiye için stratejik hedef olmayı sürdürüyor. Üyeliğimizin ülkemize olduğu kadar birliğe de önemli katkılar yapacağı açıktır." ifadelerini kullandı.
Son gelişmelerin Türkiye'nin kilit ülke konumunu daha da perçinlediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Başkan ve heyetiyle görüşmelerimizin öncelikli gündemi aramızdaki ilişkileri canlandırmak için atılabilecek ortak adımlardı. Türkiye'nin üyelik perspektifini güçlendirecek yeni bir vizyon ortaya koymalarını beklediğimizi kendilerine ilettim. Ortak çıkarlarımızın bazı üyelerin kısır gündemlerine esir edilmemesi gerektiğini bir kez daha vurguladım." dedi.
SURİYE'DE YENİ DÖNEM
Türkiye'nin AB ile işbirliğini kazan-kazan formülü ve karşılıklı saygı temelinde ilerletebileceklerini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu minvalde Sayın Başkanın da yakın işbirliğine ve diyaloğa değer verdiğini memnuniyetle müşahede ettim. Sayın von der Leyen ile geçtiğimiz günlerde bir telefon görüşmemiz olmuştu. Bu görüşmede Türkiye'nin ve AB'nin, Suriye'nin istikrarına ve güvenliğine verdiği önemin altını çizmiştik. Bugünkü istişarelerimizde Suriye sahasındaki son gelişmeleri detaylıca ele aldık. Suriye'nin egemenliği ile toprak bütünlüğünün muhafazası başta olmak üzere katılımcı bir idarenin tesisi noktasında hemfikir olduğumuzu gördüm. 61 yıllık zulmün, baskının, karanlığın ardından yıkılan Baas rejimi geride kelimenin tam anlamıyla büyük bir enkaz bıraktı. Yaklaşık 1 milyon insanı katledilmiş, nüfusunun yarısı yerlerinden edilmiş, 13 yıldır süren çatışmalardan bitap düşmüş bir Suriye ile karşı karşıyayız. Suriye halkının bu ağır yükün altından tek başına kalkması mümkün değil. Suriye'nin komşularının, dost ve kardeş ülkelerin, AB ile uluslararası kuruluşların güçlü desteğiyle süratle ayağa kalkması lazım. Burada şunu çok net ifade etmek isterim, uluslararası toplum 13 yıl boyunca katliama uğrarken Suriye halkına maalesef yeterli desteği vermedi, veremedi. Şimdi bunu telafi etmek mümkündür. Bunun yolu da Suriye'nin inşa ve imar çabalarına destek olmaktan geçiyor. Bu anlayışla Şam Büyükelçiliğimizi 12,5 yıllık aranın ardından, cumartesi günü yeniden faaliyete geçirdik."
"TÜRKİYE, DEAŞ VE PKK'YI SAHADA BOZGUNA UĞRATAN TEK ÜLKEDİR"
Türkiye'nin Suriyeli kardeşlerinin yanında olmaya devam edeceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tabii bu süreçte ülkenin terör yuvası olmaktan çıkarılması gerekiyor. Gerek DEAŞ gerekse PKK ve uzantılarıyla mücadele, görüşmemizde ele aldığımız hususların başında geldi. Türkiye, her iki terör örgütünü sahada bozguna uğratan tek ülkedir, yegane NATO müttefikidir. Bu örgütlerin palazlanmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Bölgenin geleceğinde ne DEAŞ'a ne PKK ve türevlerine yer olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Biliyorsunuz, 13 yıllık bu insani buhran ve çatışma döneminde AB ile birçok projeyi hayata geçirdik. Birliğin, ülkemizin yükünü hafifletmek amacıyla sağladığı desteği, gönüllü geri dönüşleri kolaylaştırmak için çeşitlendirmesini bekliyoruz."
ERDOĞAN EBU DİYA'YI ANDI
Bu desteğin Suriye'de temel altyapı yatırımlarını içerecek şekilde, orta ve uzun vadeli kapsamlı ve sürdürülebilir olmasının çok mühim olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Suriye'nin kuzey bölgelerinde bu alanda birçok faaliyetlerde bulunmuş bir ülke olarak birlikte çalışmaya hazırız. Görüşmemizde Sayın Başkana İsrail'in Gazze'deki mezalimi ile bölgedeki saldırganlığına artık bir son verilmesi gerektiğini de aktardım. Kışın gelmesiyle birlikte Gazze'deki insani durum daha da kötüleşti. Dün yine bir okulun hedef alındığı menfur bir katliam daha gerçekleşti. Bundan 13 ay önce 'Ruhumun ruhu' dediği 3 yaşındaki torunu Rim'i, gözlerinden öperek cennete uğurlayan Halid Nebhan'ın dün şehit edildiğini öğrendik. Rabb'im torunuyla birlikte cenneti ve cemali ile müşerref eylesin diyorum.
İsrail saldırılarında can veren 50 bin Filistinlinin neredeyse tamamını Rim ve dedesi gibi çocuklar, kadınlar, yaşlılar oluşturuyor. Sayın Başkan ile görüşmemizde Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması ve kalıcı ateşkesin sağlanmasının önemine dikkat çektim. Avrupalı dostlarımızın, Netanyahu hükümetine baskı yapmaları gerektiğini vurguladım. Ukrayna'da gecikmeksizin adil ve istikrarlı barışın sağlanmasına yönelik tespit ve görüşlerimizi paylaştım."
GÜMRÜK BİRLİĞİ MESAJI
Türkiye ve AB arasında her zamankinden daha güçlü ve kurumsallaşmış bir ilişkiye ihtiyaç olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Aday ülke olarak biz bu iradeye sahibiz. AB Komisyonunun da Sayın von der Leyen ile gerekli iradeyi sergileyeceğine inanıyorum. İki gün sonra yapılacak Birlik Zirvesi'nde ilişkilerdeki tüm kısıtlamaları kaldıracak, askıya alınan yüksek düzeyli diyalogları canlandıracak, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi beklentimize cevap verecek ve vize serbestisi sağlanana dek vize süreçlerini hızlandıracak kararlar alınmasını temenni ediyorum. Bu vesileyle en kısa sürede Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi'ni yapmak suretiyle ilişkilerimizi, olması gereken seviyeye çıkarmayı ümit ediyorum." ifadelerini kullandı.
Toplantıda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü ve Büyükelçi Hasan Doğan, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç da hazır bulundu.
"GERİYE DÖNÜŞLER GÜVENLİ OLMALI"
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "(Suriye'de) Türkiye'nin meşru güvenlik endişelerinin karşılanması gerekiyor." dedi.
Von der Leyen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Suriye'de Esed rejiminin yıkılışının Suriye halkı için yeni bir ümit vadettiğini söyleyen von der Leyen, bunun da beraberinde getirdiği riskler olduğunu ifade etti.
Von der Leyen, "Sahada son derece kırılgan ve değişken bir durum var. Dolayısıyla bu konuyla ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Suriye halkının barışçıl bir geçiş dönemine ihtiyacı var. Bu geçiş dönemi toprak bütünlüğünü ve egemenliğini koruyacak bir geçiş dönemi. Aynı zamanda, devlet kurumlarını koruyacak bir dönem olmalı." diye konuştu.
Suriye halkının bütün çeşitliliğiyle isteklerine cevap verebilecek bir süreç olması gerektiğini dile getiren von der Leyen, milli birliğe saygı duyulması ve azınlıkların da korunması gerektiğine dikkati çekti.
Von der Leyen, Avrupa Birliği'nin (AB) bu süreçte atacağı adımlara değinerek, en üst seviyedeki diplomatın Şam'a geri döneceğini vurguladı.
AB insani yardım ekiplerinin Şam'da bulunduğunu da belirten Von der Leyen, şöyle devam etti:
"Biz, her zaman aslında Suriye'de mevcudiyetimizi koruduk ve ihtiyacı olanlara destek vermeye devam ettik. Herhangi bir temas, herhangi bir işbirliği ve herhangi bir finansman olmadan Esed rejimine, biz oradaydık ancak şu anda bütün bu adımları artırmalıyız ve doğrudan aslında Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile ve tüm diğer temsilcilerle angajmanımızı sürdürmeliyiz."
Von der Leyen, Suriye'nin bir an önce ayağa kalkması ve temel hizmetlerin yanı sıra elektrik ve su gibi hizmetlerin sağlanması için çalışmaların sürdürülmesi gerektiğini kaydetti.
"BU YIL İNSANİ YARDIMIMIZI 160 MİLYON AVROYA ÇIKARDIK"
Von der Leyen, insani yardım için hava köprüsü kurulduğuna ve ilk teslimatın bu hafta içerisinde yapılacağına işaret ederek, "Bu yıl, insani yardımlarımızı 160 milyon avroya çıkardık." şeklinde konuştu.
Avrupa'nın halihazırda Suriye'nin en büyük donörü olduğunun altını çizen von der Leyen, şunları kaydetti:
"2011'den bu yana yıllık düzenlediğimiz Suriye konferanslarında 33 milyar avrodan fazla katkıda bulunduk ve bu desteğe devam etmeliyiz. Bu desteği tabii ki yeni bir odakla gerçekleştirmeliyiz. Yeniden yapılanmaya odaklanmalıyız ve bu tabii ki adım adım uygulanacak bir yaklaşım olmalı. Bütün bunları yaparken aynı zamanda müeyyidelerin kaldırılmasından da bahsetmeliyiz. Ancak tabii ki gerçek anlamda barışçıl bir geçiş dönemi yaşanırsa bu mümkün olabilecektir."
Suriye halkının evlerine geri dönme ve hayatlarını yeniden inşa edebilme ümidinin en doğal duygulardan biri olduğunu ifade eden von der Leyen, öngörülebilirlik olmadığı için çok dikkatli hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.
Von der Leyen, mültecilerin geri dönüşlerinin "gönüllü, güvenli ve onurlu" bir şekilde olması gerektiğine dikkati çekerek, Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği ile çalışılarak gerekli koşulların yerine getirildiğinden emin olmak istediğini kaydetti.
Türkiye'nin önemli bir role sahip olduğunu dile getiren von der Leyen, şunları söyledi:
"Türkiye'nin bölgenin istikrarı için, bölgeye istikrar gelmesi için çok önemli bir rolü var. Terörizme karşı birlikte çok dikkatli olmalıyız. Özellikle de Doğu Suriye'de DEAŞ'ın yeniden canlanması riski var. Bunun olmasına izin veremeyiz. Türkiye'nin de meşru güvenlik endişelerine mutlaka cevap verilmesi ve bunların karşılanması gerekiyor. Aynı zamanda, tüm Suriyelilerin bütün azınlıklar dahil olmak üzere güvende olmasını sağlamak gerekiyor."
"ARAMIZDAKİ TİCARET 206 MİLYAR AVROYA ULAŞTI"
Von der Leyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirme fırsatı bulduğunu söyleyerek, bu ilişkinin karmaşık olduğu kadar zengin ve ileriye doğru devam ettiğine dikkati çekti.
Bu sebeplerden dolayı, ikinci görev süresinin başında ziyaretinin ilkini Ankara'ya düzenlediğini hatırlatan von der Leyen, ekonomik ilişkilerin her zamankinden daha güçlü olduğunu dile getirdi.
Von der Leyen, "Aramızdaki ticaret 206 milyar avroya ulaştı ve bu bir rekor. Avrupa Birliği Türkiye'nin en büyük ticaret ve yatırım ortağı." diyerek, niyetinin bunu daha da ileriye taşımak ve güçlendirmek olduğunu kaydetti.
Türkiye ile ekonomi konusunda üst düzey diyalog mekanizması başlatılacağını duyuran von der Leyen, AB yatırım bankasının Türkiye'de yeniden angaje olması için çalışmaların başlatılacağını anlattı.
"TÜRKİYE GÖÇ YÖNETİMİ KONUSUNDA, DOĞU AKDENİZ ROTASINDA SON DERECE KİLİT ORTAĞIMIZ"
Von der Leyen, Türkiye ile güncellenmiş bir gümrük birliği müzakereleri başlatmayı büyük bir istekle beklediğini belirterek, "Tabii ki burada ilerleme olacak. Ancak bunun için gerçekten güçlü bir çaba sarf etmek gerekiyor. Ticaret engellerine mutlaka değinmeliyiz." dedi.
Aynı zamanda Rusya'ya karşı uygulanan yaptırımların devre dışı bırakılmasıyla ilgili konuların değerlendirildiğini ifade eden von der Leyen, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile ilgili de Birleşmiş Milletler çerçevesinde müzakerelerin devam ettirilmesi gerektiğini söyledi.
Von der Leyen, Türkiye'nin yıllar içinde milyonlarca kişiye ev sahipliği yapmasına ilişkin, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede biz de bu çabanızda sizin yanınızda durduk. 2011'den bu yana AB neredeyse 10 milyar avroyu mültecilerin ve ev sahibi toplumun desteklenmesi için sağladı. Bu çerçevede çok büyük bir mutlulukla şunu duyurmak istiyorum, ilave bir 1 milyar avro 2024 için şu anda tahsis edilmiş durumda. Bu, başka şeylerin yanı sıra mültecilerin sağlık sistemini ve eğitim çalışmalarını destekleyecek. Aynı zamanda göç ve sınır güvenliği konularına odaklanacak ve Suriyeli mültecilerin gönüllü dönüşü de desteklenecek. Sahada gelişmeler devam ettikçe bu 1 milyarı Suriye'deki ihtiyaçlar ortaya çıktıkça onlara da tahsis edebiliriz."
Türkiye'nin göç yönetimi konusunda, Doğu Akdeniz rotasında son derece kilit bir ortak olduğunu vurgulayan von der Leyen, "Bu çerçevede paylaştığımız öncelikler için birlikte çalışmalı ve sınır yönetimi, göçmen kaçakçılığıyla mücadele ve vize konularındaki çabalarımızı daha yoğunlaştırmalıyız." diye konuştu.
Von der Leyen, Suriyelilerin yönlendirdiği ve sahiplendiği bir siyasi dönüşümü desteklemek ve aynı zamanda bir aday ülke olarak Türkiye ile AB arasındaki ilişkiyi derinleştirmek için çok fazla şeye ulaşılabileceğine inandığını belirterek, ilerleyen zamanda bu çerçevede iyi işbirliğini devam ettirmeyi büyük bir istekle beklediğini dile getirdi.
-
Ali 46 dakika önce Şikayet EtTürkiye’deki gümrüklere de acil çözüm bulunmalı. İş raydan çıkıyorBeğen
-
Misafir 2 saat önce Şikayet EtOnların derdi başka Suriyede ihale kapma peşindelerBeğen
-
Bir Akıncı 2 saat önce Şikayet EtAllah cc yar ve yardımcınız olsun münafıkların şerrinden korusunBeğen
-
Okur 2 saat önce Şikayet EtAB mi bunlarin ne kadar yalanci ve menfaat düşkünü olduğu belli cikarlari olmasa yüzümuze bakmazlar. Geri kabul anlasmasini yırtıp atalim. Merkel in kitabinda yazipta geri kabul anlasmasi icin 3milyatr verdik gocmenleri Turkiye ye seklinde dalga gecmesinin bedelini boyle odesinler. AB ye kesin aldiklarinda yalniz bu sefer islak imza ile teyit etsinler. Cunku ne yaptiklarini gorduk.Beğen
-
Vatandaş 2 saat önce Şikayet EtSuriye'yi derhal AB ve NATO ya almalılar, zaten nüfusunun yarısı Avrupa'da, Türkiye'yi almiyorlarsa kapıda beklemekten vazgeçmeliyiz NATO'danda çıkmalıyız.Beğen