AK Partili Zafer Sırakaya'dan Başkent Kulisi'nde önemli açıklamalar

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Dış İlişkiler Başkanı ve İstanbul Milletvekili Zafer Sırakaya, Başkent Kulisi programında Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 Yazarı Mehmet Acet'in konuğu oldu. 

Sırakaya'nın açıklamalarından satır başları:

(Suriye ziyareti) 22 Ocak tarihinde İdlib'ten başlayan akabinde Hama, Humus ziyaretlerimiz oldu. Kampları ziyaret ettik, yaklaşık 1 milyon 600 bin kişi kamplarda yaşıyor. İdlib sadece şehir merkezinden ibarete bir yer değil. Hama sınırına yaklaşana kadar rejim çok ciddi anlamda insanları havadan bombaladığı süreçte çok ciddi tahribatlar vermiş. Evlerin yıkılmış olduğunu gördük. Halep'e baktığımız zaman direnişin çok yoğun olduğu yerlerde insanların evlerine dönmesi mümkün görünmüyor. Halep ve İdlib başta olmak üzere büyük bir tahribat var. En büyük tahribat Humus'taydı ama Hama ile Humus arasındaki mesafe çok yakın. İki şehir neredeyse bütünlemiş halde. Yeniden inşa sürecinde Türkiye'nin ve uluslararası toplumun çok ciddi sorumluluk alması lazım. Bizden önce 14 Aralık tarihinde Şam Büyükelçiliği açılmıştı, biz gitmeden 2 gün öncede Halep Büyükelçiliği açılmıştı. 

Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında insanımıza karşı teveccüh hat safhada. 14 yıl boyunca herkesin umudunu kaybetmiş olduğu dönemlerin olduğu bir süreçte Sayın Cumhurbaşkanımızın hiçbir zaman Suriye'ye sırtını çevirmediğini asla unutmayacaklarını söylediler. Tüm Türkiye halkına olan sevgilerini gördük. Ziyaretlerimizi tamamladıktan sonra akşamları insanların evlerine de konuk olduk. Oradaki görüşmelerimizde aynı teveccühü gördük. Süryani cemaati ile bir araya geldik. Ülkemize karşı büyük bir vefanın olduğunu gözlemledik. 

SURİYE'DEKİ GÜNLÜK YAŞAM

Öncelikle en önemli konu güvenliğin sağlanması. İnsanlar artık sokaklarda daha rahat seyahat edebiliyor. Halep'in kendi içerisinde Güney'i daha rahat şekilde hareket ediyor ama Kuzey bölgesi tamamen tahrip olmuş. Bunun nedeni ise Kuzey'de direnişlerin daha yoğun olduğu. Şam merkezde insanların günlük hayatlarına devam ettiğini görebilirsiniz ama dışında büyük bir tahribat var. Günde 2 saatlik elektrik sağlanabiliyor. İnsanlar gündüz ışığıyla idare edebiliyorlar ama gece sadece 2 saatlik elektrikle idare ediyorlar. 

Halep'teki binaların çatısında güneş panelleri var, insanlar kendileri çözüm bulmaya çalışmışlar. Temiz su noktasında da insanlar zorlanıyor. Rejimin baskısından kurtulmuş olmanın getirdiği büyük bir ümit var. 

"İNSANLARI PRESLEDİKTEN SONRA ASİT DEPOSUNA ATMIŞLAR"

Yeni yönetimin özellikle sözlü ifadesinde tüm kesimleri kapsayacaklarını söylemesi çok önemli. Yapmış olduğumuz tüm ziyaretlerde tamamının teyit etmiş olduğu bir sürece şahitlik ettik. Bu süreç içerisinde bir zalimliğe katkı verenlerin hesap vermesi gerekir. Sednaya hapishanesini de ziyaret ettik, bizler için özel bir izinle açtılar. Bu ortamın bizatihi kendisini gördüğünüz zaman kelimelerle ifade etmekte zorlanıyorsunuz. İnsanlar preslendikten sonra asit deposuna atılmış ve tamamen ortadan kaldırılmış. 200 binden insanı böyle katletmişler. 

Bizi yalnız bırakmayın mesajı veriyorlar. Sayın Dışişleri Bakanımızın yaptığı ziyaretten sonra uluslararası ziyaretlerin çoğaldığını belirtiyorlar. Türkiye'den yapılan her bir ziyaretin dünyada dikkat çekiyor. 

İnsanların kendi küllerinden doğdukları bizler İstiklal Savaşı döneminden biliyoruz. Buradaki en büyük güç Suriye'nin kendi insanı. Bazen ümitsizliğe düştüğünüz zamanlar olacak dedim. Petrol kuyularının Suriye'ye ait olduğunu ifade etmek lazım. Tüm bu zenginliklerin Suriye'deki yönetime devredilmesi gerektiğine inanıyorum. Suriye'nin maliyetini gözlemledik.

Bizim medeniyetimizle Batı medeniyetine baktığınız zaman, Batı medeniyeti kendi çıkarlarına bakar. Bizim medeniyetimizde acıtmamak vardır. Petrol bölgeleri şuanda PKK'nın kontrolü altında, aynı zamanda barajlardaki yönetim de PKK'da. Dolayısıyla bunların yönetiminin tahmini 26 milyonluk nüfusa ait olduğunu görmek lazım. 

TÜRKİYE İLE SURİYE ARASINDAKİ TİCARET

Önümüzdeki süreç Türkiye-Suriye ilişkilerinde muazzam bir potansiyel olacaktır. 11 Ocak tarihinde Suriye tüm kapılarını kapsayacak şekilde bir düzenlemeye gitti. Bu gümrük düzenlemesi ile birlikte Ticaret Bakan Yardımcımızın ziyareti gerçekleşti. Bazı kararlar alındı ve düzenlemelerin Türkiye için yeniden düzenlemesi gerektiği belirtildi. Türkiye'den gelecek olan bazı ürünlerin bu kapsamında dışında olması bekleniyor. 

Sayın Cumhurbaşkanımızın ikili görüşmeleri devam ediyor. Bizler de inşallah Sayın Cumhurbaşkanımızın Suriye'ye ziyaretini gözlemleyeceğiz. Gümrük meselesi çözülecek bir mesele. 

ALMANYA'DAKİ SEÇİMLER

Almanya seçimini değerlendirmekten önce Avrupa'daki seçimleri takip etmek lazım. Avrupa Parlamentosu seçimlerine baktığınız zaman tüm Avrupa'nın katıldığını görürüz. Siyasi partilerin artık ana akım bir siyasi parti haline gelmiş. Siyasi partilerde liderlerin öne çıkmış olduğunu da görürüz. Almanya erken seçime gidiyor ve çok görülmüş bir şey değil. Koalisyonun kendi içerisindeki fikri ayrılıkların yaşanması ile birlikte bu sonuç çıktı. 

Koalisyonu taşıyamadılar. Özellikle artık hibrit kimlik siyasi partiler oluşmakta. Farklı akımların aynı siyasi partide oluşturulduğunu görüyorsunuz. Sadece Avrupa'ya baktığınız zaman sadece aşırı sağ gözlemlemiyorsunuz, aşırı sol da bir tehdit. Aşırı sol da demokrasiyi sorgulamakta. Böyle bir süreç içerisinde Almanya seçimlere gidiyor. 

"AVRUPA'NIN TEKRAR ALKOLE BAŞLAMAMASI GEREKİYOR"

Geçmiş dönemde alkol tedavisi almış birinin tekrar alkole başlamasından bahsediyoruz. Avrupa'nın tekrar alkole başlamaması gerekiyor. 2 kez dünya savaşı görmüş Avrupa'dan bahsediyoruz. Avrupa'nın göbeğinde bir savaştan bahsediyoruz. Şu anda aşırı sağın yükselmesinin sebeplerinde ekonomi de var, göç dalgası da var. Avrupa'daki var olan bugünkü yaşam biçiminin gittikçe daha da düştüğünü görüyoruz. Bu senede Almanya ekonomisinin büyümeyeceği açıklandı. Enflasyonla mücadele verirken büyüme sağlamak çok zor bir şey. Türkiye bunu yapmaktadır. 

Almanya'daki Türklerin bu seçimlerde oy vermesi hayati önem taşıyor. Ben bugün ırkçı partilerin kendi ülkeleri içinde tehdit.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ AVRUPA'YA ETKİSİ

Avrupa'da enerjinin maliyetinin artmış olduğunu görüyoruz. Savunma sanayiye ek bütçe ayrılıyor. Almanya için hem savunma ve hem enerji maliyetleri artacak ve halka hayat pahalılığı olarak dönecek. Benzin fiyatlarının artmış olmasının yanında kiraların çok ciddi anlamda arttığını görüyorsunuz. Gelirler artmadığı için koalisyon cezalandırılıyor. Toplumun genel anlamda memnuniyetsizliğini görüyoruz.